deep
Harbi Aktif Üye
İslamda Caminin Önemi
İslam dininde Müslümanların ibadetlerini yapmak için toplandıkları yer. Hristiyanlıkta bu yere kilise, Yahudilikte sinagog ve havra denir. Müslümanların ibadet yerine mescit de denilir. Camilerde insanlara İslamiyet hakkında detaylı bilgi verilir, öğrenmek isteyen insanlar bu konuda bilgilendirilirler. Camiler genellikle büyük bir alan içerisine yapılır. Osmanlılar zamanında büyük ve sanat yönünden oldukça zengin içerikli camiler inşa edilmiştir. Osmanlı döneminde camiler üç ana bölümden meydana gelecek şekilde yapılmıştır: Dış avlu, iç avlu ve caminin içi, namaz kılınan bölümü (kubbealtı veya sahın).
Dış avlu: İç avlu ile namaz kılınan sahın denilen bölümü çevreler. Taş duvarlarla çevrili, bu taş duvarlar içine açılmış pencerelere demir parmaklıklar takılmıştır. Dış avluya giriş amaçlı çeşitli yerlerine de kapılar yapılmıştır. Dış avluda türbe ve mezarların olduğu yerler de vardır.
İç avlu: Kıblenin ters yönüne denk gelen, zemini mermer döşenmiş, cami binasına bitişik ve etrafı pencereli yüksek duvarlarla çevrelenmiş bölümdür. Cami ile birleşen taraftaki bölüme son cemaat yeri (cami dolduğu vakit sonradan gelenlerin namaz kılması için olan bölüm) adı verilir. Cemaatin abdest alması için iç avlunun ortasında şadırvan yapılmıştır.
Caminin içi, kubbe altı veya sahın: Camiler konum olarak Mekke-Kabe yönüne göre inşa edilir. Üstü büyük kubbe ile kapatılmış olan bölüm kubbe altı ya da merkez sahın olarak isimlendirilir. Kubbe altının köşesinde Kuran okumak için biraz yüksek yapılmış yerler vardır. Buraya da sofa denir. Merkezi sahının kıble yönündeki duvarında ayrı küçük bir bölüm vardır. Burası da imamın namaz kıldırırken bulunacağı yerdir ve buraya mihrap adı verilmiştir. Mihrabın sağ tarafında bulunan merdivenlerle çıkılan yüksek yer ise minberdir. Bunun dışında caminin içinde vaizlerin vaiz verirken oturmaları düşünülerek yapılmış olan yüksek bölümlere de kürsü adı verilmiştir. Genel olarak cami içlerinde güzel süslerle süslenmiş böyle bölümler mevcuttur. Vitray denilen renkli camlardan yapılan güzel pencereler camilerin inşasında kullanılan temel süslerdendir.
Caminin hemen bitişiğinde, namaz vaktini insanlara bildirmek amaçlı ezanın okunması için yapılmış olan minare vardır. Minarelerin içi ince bir kule şeklinde yapılır. İçindeki merdivenle minareye çıkılır. Ezan okumak ve ezanı uzaklara duyurabilmek için yapılmıştır. Camilerdeki minare İslam mimarisinde önemli bir yer tutar.
Dünya üzerinde yapılan ilk ibadet yeri Mekke'de bulunan Kabe'dir. Bu bölgeye Mescid-i Haram denilir. İlk defa Hz. Adem tarafından yapılan Kabe, Nuh tufanında yıkıldıktan sonra Hz. İbrahim'e kadar yeri boş kalmıştır. Günümüzdeki Kabe'yi ise İbrahim (a.s.), yine peygamber olan oğlu Hz. İsmail ile beraber yeniden inşa etmiştir. Ancak zaman zaman tamir edilmiştir. Mescid-i Aksa da Hz. Süleyman tarafından yapılmış, yapımı 7 sene sürmüştür. Günümüzde ise Mescid-i Aksa, yangınlar sonucunda tekrar inşa edilmiştir. İslam dünyasında Müslümanlar için önem değeri yüksek olan bir diğer cami de Mescid-i Nebi'dir. Medine'nin en büyük camisidir. Peygamber efendimizin Medine'de bulunduğu dönem içerisinde (vefatına kadar olan) bütün namazlarını bu camide Müslümanlarla birlikte kıldığı söylenmektedir.
Tarihte İslam devletleri Müslümanların oturdukları bütün şehirleri camilerle süslemişlerdir. O dönemde camilerin inşası başlı başına bir mimari tarzı ortaya çıkarmıştır. Bu camilerin pek çoğu hala sağlam bir şekilde durmaktadır. Edirne'de Selimiye, Bursa'da Ulucami, İstanbul'da Bayezid, Süleymaniye, Fatih, Sultan Ahmet camileri bu eserlerin en büyükleri ve gösterişlileri arasındadır. Dünyanın birçok yerinde de tarihten günümüze dek kalabilmiş çok ihtişamlı camiler vardır.
Müslümanların toplandığı bir ibadet yeri olan camilere gidilirken tertemiz bir şekilde gidilmesi ayrı bir güzelliktir. Kimsenin kimseden rahatsızlık duymayacağı bir temizlik anlayışı içinde camilerde toplanılması makbul olandır. Bu, Müslüman ahlakına en uygun olan bir temizlik anlayışı olmakla birlikte aynı zamanda cami adabı da bunu gerektirir.
Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1558 yılları arasında İstanbul'da Mimar Sinan tarafından inşa edilen camidir
Süleymaniye Camii Klasik Osmanlı Mimarisinin en önemli örneklerinden biridir.Yapımından günümüze dek İstanbul'da yüzü aşkın deprem gerçekleşmesine karşın, caminin duvarlarında en ufak bir çatlak oluşmamıştır. Dört fil ayağı üzerine oturan caminin kubbesi 53 m. yüksekliğinde ve 27,5 m çapındadır.
İslam dininde Müslümanların ibadetlerini yapmak için toplandıkları yer. Hristiyanlıkta bu yere kilise, Yahudilikte sinagog ve havra denir. Müslümanların ibadet yerine mescit de denilir. Camilerde insanlara İslamiyet hakkında detaylı bilgi verilir, öğrenmek isteyen insanlar bu konuda bilgilendirilirler. Camiler genellikle büyük bir alan içerisine yapılır. Osmanlılar zamanında büyük ve sanat yönünden oldukça zengin içerikli camiler inşa edilmiştir. Osmanlı döneminde camiler üç ana bölümden meydana gelecek şekilde yapılmıştır: Dış avlu, iç avlu ve caminin içi, namaz kılınan bölümü (kubbealtı veya sahın).
Dış avlu: İç avlu ile namaz kılınan sahın denilen bölümü çevreler. Taş duvarlarla çevrili, bu taş duvarlar içine açılmış pencerelere demir parmaklıklar takılmıştır. Dış avluya giriş amaçlı çeşitli yerlerine de kapılar yapılmıştır. Dış avluda türbe ve mezarların olduğu yerler de vardır.
İç avlu: Kıblenin ters yönüne denk gelen, zemini mermer döşenmiş, cami binasına bitişik ve etrafı pencereli yüksek duvarlarla çevrelenmiş bölümdür. Cami ile birleşen taraftaki bölüme son cemaat yeri (cami dolduğu vakit sonradan gelenlerin namaz kılması için olan bölüm) adı verilir. Cemaatin abdest alması için iç avlunun ortasında şadırvan yapılmıştır.
Caminin içi, kubbe altı veya sahın: Camiler konum olarak Mekke-Kabe yönüne göre inşa edilir. Üstü büyük kubbe ile kapatılmış olan bölüm kubbe altı ya da merkez sahın olarak isimlendirilir. Kubbe altının köşesinde Kuran okumak için biraz yüksek yapılmış yerler vardır. Buraya da sofa denir. Merkezi sahının kıble yönündeki duvarında ayrı küçük bir bölüm vardır. Burası da imamın namaz kıldırırken bulunacağı yerdir ve buraya mihrap adı verilmiştir. Mihrabın sağ tarafında bulunan merdivenlerle çıkılan yüksek yer ise minberdir. Bunun dışında caminin içinde vaizlerin vaiz verirken oturmaları düşünülerek yapılmış olan yüksek bölümlere de kürsü adı verilmiştir. Genel olarak cami içlerinde güzel süslerle süslenmiş böyle bölümler mevcuttur. Vitray denilen renkli camlardan yapılan güzel pencereler camilerin inşasında kullanılan temel süslerdendir.
Caminin hemen bitişiğinde, namaz vaktini insanlara bildirmek amaçlı ezanın okunması için yapılmış olan minare vardır. Minarelerin içi ince bir kule şeklinde yapılır. İçindeki merdivenle minareye çıkılır. Ezan okumak ve ezanı uzaklara duyurabilmek için yapılmıştır. Camilerdeki minare İslam mimarisinde önemli bir yer tutar.
Dünya üzerinde yapılan ilk ibadet yeri Mekke'de bulunan Kabe'dir. Bu bölgeye Mescid-i Haram denilir. İlk defa Hz. Adem tarafından yapılan Kabe, Nuh tufanında yıkıldıktan sonra Hz. İbrahim'e kadar yeri boş kalmıştır. Günümüzdeki Kabe'yi ise İbrahim (a.s.), yine peygamber olan oğlu Hz. İsmail ile beraber yeniden inşa etmiştir. Ancak zaman zaman tamir edilmiştir. Mescid-i Aksa da Hz. Süleyman tarafından yapılmış, yapımı 7 sene sürmüştür. Günümüzde ise Mescid-i Aksa, yangınlar sonucunda tekrar inşa edilmiştir. İslam dünyasında Müslümanlar için önem değeri yüksek olan bir diğer cami de Mescid-i Nebi'dir. Medine'nin en büyük camisidir. Peygamber efendimizin Medine'de bulunduğu dönem içerisinde (vefatına kadar olan) bütün namazlarını bu camide Müslümanlarla birlikte kıldığı söylenmektedir.
Tarihte İslam devletleri Müslümanların oturdukları bütün şehirleri camilerle süslemişlerdir. O dönemde camilerin inşası başlı başına bir mimari tarzı ortaya çıkarmıştır. Bu camilerin pek çoğu hala sağlam bir şekilde durmaktadır. Edirne'de Selimiye, Bursa'da Ulucami, İstanbul'da Bayezid, Süleymaniye, Fatih, Sultan Ahmet camileri bu eserlerin en büyükleri ve gösterişlileri arasındadır. Dünyanın birçok yerinde de tarihten günümüze dek kalabilmiş çok ihtişamlı camiler vardır.
Müslümanların toplandığı bir ibadet yeri olan camilere gidilirken tertemiz bir şekilde gidilmesi ayrı bir güzelliktir. Kimsenin kimseden rahatsızlık duymayacağı bir temizlik anlayışı içinde camilerde toplanılması makbul olandır. Bu, Müslüman ahlakına en uygun olan bir temizlik anlayışı olmakla birlikte aynı zamanda cami adabı da bunu gerektirir.
Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-1558 yılları arasında İstanbul'da Mimar Sinan tarafından inşa edilen camidir
Süleymaniye Camii Klasik Osmanlı Mimarisinin en önemli örneklerinden biridir.Yapımından günümüze dek İstanbul'da yüzü aşkın deprem gerçekleşmesine karşın, caminin duvarlarında en ufak bir çatlak oluşmamıştır. Dört fil ayağı üzerine oturan caminin kubbesi 53 m. yüksekliğinde ve 27,5 m çapındadır.