Hasan Şeref İlhan
Harbi Aktif Üye
Git ha git otsuz ağaçsız, sensizliğim
Yansır sanki yüzyıllardan bu yana.
Yansır memleket olur.
Ey savaşlar, bozgunlar, ey iç göçler, ey bağrım!
Ey biraz Orta Anadolu!
Kavuşsun da arada bir zafer sarhoşluğuna.
Yine görüp göreceğin hasret olur.
Çok görür el kadar gölgeliğini.
Rahat vermez yel, yağış yeşiline, çiçeğine...
Zaman zaman boşlukta beliren bir ince dal,
Bir avuç toprağının başına dert olur.
Vara vara üç beş haneli bir köy günler sonra,
Bir geçmişle ödeşeceksiniz biraz.
Bilmem nerelerden kalmış hangi kan davaları...
Kal cinayet, geç git cinayet olur.
Hayal, bu bozkırların ortasında,
Önünde bir sürü gece yarısı
Ağılına, yemyeşil çıkıp simsiyah dönen,
Bir çoban Ahmet olur.
Madem ne yana, nasıl dursa sana duruyor,
Bu bozkır bu kör,
Ey yeşil, ne kılarsa sana ibadet olur.
Yansır sanki yüzyıllardan bu yana.
Yansır memleket olur.
Ey savaşlar, bozgunlar, ey iç göçler, ey bağrım!
Ey biraz Orta Anadolu!
Kavuşsun da arada bir zafer sarhoşluğuna.
Yine görüp göreceğin hasret olur.
Çok görür el kadar gölgeliğini.
Rahat vermez yel, yağış yeşiline, çiçeğine...
Zaman zaman boşlukta beliren bir ince dal,
Bir avuç toprağının başına dert olur.
Vara vara üç beş haneli bir köy günler sonra,
Bir geçmişle ödeşeceksiniz biraz.
Bilmem nerelerden kalmış hangi kan davaları...
Kal cinayet, geç git cinayet olur.
Hayal, bu bozkırların ortasında,
Önünde bir sürü gece yarısı
Ağılına, yemyeşil çıkıp simsiyah dönen,
Bir çoban Ahmet olur.
Madem ne yana, nasıl dursa sana duruyor,
Bu bozkır bu kör,
Ey yeşil, ne kılarsa sana ibadet olur.