Kur´an ve Ramazan

BlueBerry Harbi Aktif Üye
Ramazan; rahmeti, bereketi ve mağfireti ile bir kez daha kapımızı çaldı. Hepimizi bu mübarek aya eriştiren Allaha hamd olsun. Ramazan, alemlerin rabbi olan Allah(cc)ın, alemlere rahmet olarak gönderdiği Hz. Muhammed (s.a.v.) aracılığıyla bütün insanlığa sunduğu kutlu vahyin doğum ayıdır. İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarıp, onların kararan ufkunu aydınlatan yüce Kuranımız, bu ayda müminlere ikram edilmiştir. Ramazan, bütün kutsallığını Kurandan almaktadır. Ramazan ve Kuran birbirini bütünleyen iki parçadır. Ayların sultanı Ramazansa, sözlerin sultanı da Kurandır. Kuranın inzali, Allahın, yeryüzünün halifesi olan insana en büyük lütfudur. O, bütün insanlığın ebedi saadet rehberi ve kurtuluş kılavuzudur. Yüce Allah, Kuranı bizzat Kuranın içinde, hidayet, nur, rahmet, öğüt, zikir, kalplerde olan için bir şifa, en doğru yola ileten kitap olarak anmıştır.
Kuran elbette Ramazan ayında inmeye başlamıştır ama o sadece Ramazan ayının kitabı değildir. O beşikten mezara kadar bizim başucu kitabımızdır. Kuran sadece Ramazanlarda mukabele için okunan bir kitap değildir. Onu minberlerin üst basamaklarından, evlerimizin en ulaşılmaz köşelerinden indirip önce kalplerimize nakşetmeli, sonra hayatımıza tatbik etmeliyiz. İşte içinde bulunduğumuz bu mübarek ay, Kuranla diriliş ayıdır. İç dünyamızı vahiyle tamir ve inşa etmek için bir nimettir. Sadece yaralı imanların ve tarumar olmuş yüreklerin değil, toplumsal, ekonomik, sosyal ve siyasal problemlerin tamiri için de bir fırsattır. O halde gelin Ramazanın kadrini, kıymetini bilelim. Gelişini ganimet bilip onun hürmetine süfli ihtiyaçlarımızı bir kenara bırakarak, ulvi gayelerin peşinde koşalım. Kuranın çağrısına kulak verip hayatımızı ona göre şekillendirelim. Namazımız, ibadetlerimiz, hayatımız ve ölümümüz Kuranla anlam kazansın.
Ramazan, bizler için iftar ve sahurlarda eğlence programlarının düzenlendiği, nostaljik ramazan edebiyatının yapıldığı, fakirlerin yılda bir kez hatırlandığı, beş yıldızlı otellerde verilen iftarlarla midelerin tıka basa şişirildiği, şekilsel bir takım zikirlerle geçiştirilen bir ay değildir. Ramazan, basit duygusallıklarla geçiştirilemeyecek kadar ulvi bir mevsimdir. Bu ay tarihin şahit olduğu en büyük inkılab ayıdır. Allah, İslam tarihindeki bütün büyük zaferleri bu ayda nasip etmiştir. Ramazan denilince akla, ud sesiyle uyuşan Müslüman değil, Kuranın kılavuzluğuyla hesap soran Müslüman gelmelidir. Müslüman, Ramazanın oluşturduğu manevi iklimle kendinden geçmemeli, bilakis kendine gelmelidir. Ümmet bilinciyle hep beraber Allahın ipine sarılıp, onun dininin hizmetkarı olmalıdır. Yeryüzündeki bütün haksızlıkların ve zulümlerin karşısında bir kale gibi durup müstekbirlere karşı mücadele azmi kuşanmalıdır.
İslam, sadece Ramazan ayına mahsus bir din değildir. Allaha kul olmak, yılın belirli gün ve gecelerine tahsis edilemez. Yılda on iki ay vardır ve her ayda Müslüman olmak, Müslüman kalmak zorunludur. Sırf Ramazan ayında yapacağımız dualarla ve kılacağımız teravihlerle kurtulacağımızı zannediyorsak yanılıyoruz. Ramazandan kalan bütün iyi hasletlerin bu aydan sonra da devamı noktasında gayret göstermeliyiz. Unutulmamalıdır ki İslam, günübirlik değil bir ömür boyu yaşanan bir dindir. Kapımızı çalan bu mübarek ayı iyi değerlendirmek ve imanımızı Kuranla çelikleştirmek dileğiyle, Ramazanınız ve bayramınız mübarek olsun.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
12B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
8B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
21B
Üst