Atatürkün Gençlİğe Hitabesinin Açıklaması

cicozz Çocukluk cicozlarda saklı
Atatürk' ün Gençliğe Hitabesi ve Açıklaması, Atatürkün Gençliğe Hitabesinin Anlamı, Atatürk' ün Gençliğe Hitabesinin Açıklaması, Atatürkün Gençliğe Hitabesinin Türkçesi

(Ey Türk Gençliği!) :Atatürk Türk Gençliğine yüksek, içten bir edayla sesleniyor. Atatürk Türk gençlerine "Türk" ifadesiyle seslenerek, gençlere kimliklerini, mensup oldukları ulusun kökenini, tarihini, kültürünü hatırlatıyor.

(Birinci Görevin; Türk Bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, Ebediyen
Korumak ve Savunmaktır.) :
Atatürk Türk gençliğine seslenmeye devam ediyor. Atatürk Türk gençliğinin öncelikli görevinin Türk Milletinin bağımsızlığının Türk devletinin yönetim biçiminin korunulması ve savunulması olduğunu vurguluyor, hatırlatıyor. Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığı kaybedilirse ve yönetim biçimi değişirse geriye korunulması gereken bir mevzi doğal olarak kalmaz. Öyleyse Türk gençliğinin hayatlarındaki önem sırasına göre öncelikli ilk görevleri Atatürk'ün vurguladığı gibi bağımsızlığımızın iç ve dış düşmanlara karşı, Cumhuriyet rejiminin iç ve dış düşmanlara karşı korunulması ve savunulmasıdır.

(Varlığının ve Geleceğinin Biricik Temeli Budur.) : Bu cümlede bundan önceki cümlede vurgulanan konu başka bir ifade ile tekrar hatırlatılıyor. Özgür ve bağımsız yaşayabilmemizin Türk kimliği ile bu topraklardan varlığımızı sürdürebilmemizin tek yolu Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının savunulması ve yönetim biçiminin korunulması şartıdır.

(Bu Temel, Senin, En Kıymetli Hazinendir.) : Türk Milletinin var olabilmesinin temeli Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığının savunulması ve Devletimizin yönetim biçiminin korunulmasıdır. Türk kimliğiyle bu topraklarda özgür ve bağımsız olarak yaşayabilmemizin temeli Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bağımsızlığının savunulması ve yönetim biçiminin korunulmasıdır. Öyleyse en değerli hazinemiz bağımsızlığımız ve Cumhuriyet tarzı yönetim biçimimizdir. Bu hazineyi kaybedersek her şeyimizi onurumuzu, şerefimizi, hayatımızı da kaybederiz. Yakın coğrafyamıza baktığımız zaman Bosna'da, Çeçenistan'da, Irak'ta, Filistin'de, Afganistan'da yaşanılan emperyalist düşman işgalleri, işgallerin işgal edilen ülkelerin halkları üzerinde ne gibi etkiler doğurduğunu yakinen görebiliriz. O ülkelerin halkları işgaller yüzünden onurlarını, şereflerini, hayatlarını kaybetmişlerdir.

(Gelecekte Bile, Seni, Bu Hazineden, Mahrum Etmek İsteyecek, İç ve Dış Düşmanların Olacaktır.) : Bu cümlede yukarıdaki paragraflarda vurgulanan hazineden tekrar söz ediliyor. Gelecekte bile bu hazineden bizi mahrum etmek isteyecek iç ve dış düşmanların var olacağını hatırlatırken anlatılmak istenen şey Atatürk'ün Gençliğe Hitabesinin 20 Ekim 1927'de Atatürk tarafından yazılmış olduğunu hatırlarsak o tarihte kurtuluş savaşı kazanılmış 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet ilan edilmiş 24 Temmuz 1923'de Lozan Barış anlaşması imzalanmış Türkiye cumhuriyetinin varlığı bağımsızlığı barış anlaşmasıyla düşman ülkeler tarafından tescil edilmiş yönetim biçimiz TBMM tarafından kabul edilip ilan edilmiş olmasına rağmen ileride bile yurt içinde ve yurt dışında Türkiye Cumhuriyetinin Bağımsızlığını ortadan kaldırmak yönetim biçimini değiştirmek isteyecek odakların, şahısların, devletlerin var olacağı hatırlatılıyor, vurgulanıyor.

(Bir Gün, Bağımsızlık ve Cumhuriyeti Savunmak Zorunda Kalırsan, Göreve Aatılmak İçin, İçinde Bulunacağın Durumun Olanaklarını ve Koşullarını Düşünmeyeceksin!) : Atatürk bu cümlede Türk Gençliğine seslenmeye devam ediyor. Her koşulda her halde Türk Gençliğinin görevi Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığını savunmak, Türkiye Cumhuriyetinin Yönetim biçimini korumaktır. İleride bir gün Türk Gençliği bağımsızlığımızı ve yönetim biçimimizi korumak ve savunmak zorunda kalırsa göreve başlamak için Türk Gençliği, içinde bulunduğu ülke şartları ve kendi öznel koşullara bakmaksızın, düşünmeksizin, korkmadan göreve atılmalıdır. Açılamaya çalıştığımız cümlenin anlamı budur.

(Bu Olanaklar ve Koşullar, Hiç Müsait Olmayan Bir Durumda Kendini Gösterebilir.) : Bu cümle üstte açıklamaya çalıştığımız cümlenin devamı niteliğindedir. Yakın anlam bağları vardır. Türk Gençliği Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığı ve yönetim biçimine yönelebilecek tehditlerde yapması gereken şey mazeretlere sığınmadan içinde bulunulan koşullara ve imkânlara bakmaksızın bu koşul ve imkânlar çok sınırlı dahi olsa vatanı korumak ve rejimi savunmak için derhal harekete geçmesi gerekir. Atatürk Türk gençliğine bu konuyu bu cümlede önemle hatırlatıyor ve anlatıyor.

(Bağımsızlık ve Cumhuriyeti Yıkmak İsteyecek Düşmanlar, Dünya Tarihinde Benzeri Görülmemiş Bir Galibiyet Elde Edebilirler.) : Bu cümlede Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak isteyecek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rejimini kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmek isteyecek iç ve dış düşmanlardan söz ediyor. İç ve dış düşmanların dünya tarihinde benzeri görülmemiş bir şekilde iş birliği yaparak hedeflerine ulaşabilecekleri, bu tehlikenin her zaman var olduğu hatırlatılıyor, anlatılıyor. Tekrar vurgulayalım, bu cümlede Kurtuluş Savaşı kazanılmasına rağmen Lozan anlaşması imzalanmasına rağmen cumhuriyet ilan edilmesine rağmen bir yeniden işgal tehlikesinin gelecekte de var olacağı önemle vurgulanıyor.

(Zorla ve Hile Yapılarak Kutsal Vatanın, Bütün Temel Devlet Kurumları Teslim Alınmış "Siyasi Hedef", Bütün Temel Ekonomik İşletmeleri Ele Geçirilmiş "Ekonomik Hedef", Bütün Orduları Terhis Edilip Dağıtılmış "Askeri Hedef" ve Yurdun Her Köşesi Tamamen İşgal Edilmiş Olabilir.):Bu cümleyi açıklamaya başlamadan önce orjinal Gençliğe Hitabede yer alan "kale" kelimesinin "Devletin temel kurumları" manasında kullanıldığını belirtmem gerekir.Bu cümleye daha ayrıntılı bir açıklama getimeye çalışacağım çünkü bu cümle Atatürk'ün Gençliğe Hitabesinin kalbidir.Bu cümlede Atatürk Türkiye Cumhuriyetini işgal etmek isteyecek düşmanların hangi yöntemleri kullanacaklarını ayrıntısıyla anlatıyor.Düşman ülkelerin zor kullanarak, baskı kurarak, hileli yöntemler izleyerek hedeflerine ulaşabilecekleri hatırlatılıyor, anlatılıyor.Düşman ülkelerin hedeflerine ulaşabilmek için ilk önce ülkemizin siyasi,askeri ve ekonomik hedeflerine saldıracaklarını büyük önder Atatürk çok çarpıcı şekilde vurguluyor. Düşman ülkeler hedeflerine ulaşabilmek için önce temel devlet kurumlarımızı ( yasama, yürütme, yargı, vs. ) teslim alacaklar, daha sonra stratejik ekonomik işletmelerimizi ( kamu iktisati teşebbüsleri, vs.) ele geçirecekler yani düşman yabancı sermaye kamu iktisadi teşebbüslerimizi, önemli şirketlerimizi, önemli ekonomik varlıklarımızı ele geçirecek -ki ekonomik bağımsızlığını kaybeden bir ülkenin varlığı, birliği ve güvenliği tehlikeye girer.- ve en sonunda bağımsızlığımızın güvencesi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin koruyucusu, kollayıcısı olan ordumuzu ( Türk Silahlı Kuvvetleri ) terhis edip dağıtacaklar ve bu şekilde düşman ülkeler ve içerdeki hainler hedeflerine ulaşacaklardır, düşman ülkeler böyle bir yol izleyeceklerdir. Bilinmelidir ki Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyetinin temel devlet kurumlarından birisidir. TSK. ve TC. Birbirinden ayrı düşünülemez. Bütün ileri ülkelerde yasama, yürütme, yargı, medya, sivil toplum örgütleri vb. gibi yönetim erkleri arasında "Ordu" da bulunur. "Demokrasinin gereğidir" denilerek Türk Silahlı Kuvvetlerinin susmasını isteyenlere bu gerçek duyurulmalıdır.Atatürk düşman ülkelerin izleyebilecekleri işgal stratejisinin nasıl olabileceğini açıklamaya çalıştığımız yukarıdaki cümlede ayrıntısıyla anlatıyor. Bu cümle için belirtmek istediğim bir diğer şey de orijinal gençliğe hitabe metnin de yer alan "Tersane" kelimesinin ekonomik işletmeler manasına geldiğidir. Makalenin sonunda "Tersane" kelimesinin anlamı "Atatürk'ün Gençliğe hitabesindeki kelimelerin anlamları" bölümünde ayrıntısıyla verilmiştir. Orijinal Gençliğe Hitabedeki "Tersane" asla gemi yapılan tersane anlamına gelemez.

(Bütün Bu Koşullardan Daha Acıklı ve Korkunç Olmak Üzere, Ülkede, İktidara Sahip Olan Hükümet ve Devlet Adamları Gaflet ve Sapkınlık ve Hatta İhanet İçinde Olabilirler.): Atatürk bu cümlede ülkemizin kendisinden sonra ya da kendisi zamanında içine düşebileceği durumu özetlemeye devam ediyor. Atatürk "iktidara sahip olan hükümet ve devlet adamları gaflet ve sapkınlık içinde olabilirler" derken yönetici sınıfın yeteneksiz, yönetme görevi için ehil olmayan şahıslar olabileceklerini kastediyor. Düşman ülkelerin hedeflerine ulaşırken diğer yandan içerdeki hainlerin düşmanlarla yukarıdaki paragraflarda anlattığımız sahnelerden daha dramatik bir şekilde iş birliği yapabileceği anlatılıyor, vurgulanıyor.

(Hatta Bu İktidar Sahipleri Kişisel Çıkarlarını, İşgalcilerin Siyasi Amaçlarıyla Birleştirerek Düşmanla İşbirliği Yapabilirler.): Bu cümlede bir önceki cümlede anlatılan korkunç durumdan daha korkunç bir durumun daha gerçekleşebileceği anlatılıyor, vurgulanıyor. İçerideki ihanet içinde olan iktidara sahip devlet ve hükümet adamlarının kişisel çıkarları için işgalci düşman ülkelerle işbirlikçilik yapabilecekleri önemle vurgulanıyor, Türk Gençliği bir kez daha bu cümlede uyarılıyor, Türk Gençliğinin uyanık olması salık veriliyor.

(Millet, Yoksulluk ve Sıkıntı İçinde Ezik ve Bitkin Düşmüş Olabilir.): Bu cümlede Atatürk Ülkemizin işgal edilmesi halinde halkımızın içine düşebileceği ekonomik, sosyal durum özetleniyor. Ancak yoksulluk ve sıkıntı içinde bir ülke işgale uğrayabilir. Atatürk olası bir işgal durumunda ya da öncesinde halkın içine düşebileceği ekonomik ve sosyal durumu ince bir ifade tarzıyla anlatıyor. Halkın içine düşebileceği ekonomik ve sosyal durumu yoksul, sıkıntı içinde, ezik, bitkin kelimeleri çok iyi bir şekilde anlatıyor.

Ey Türk Geleceğinin Evladı! :Atatürk Gençliğe Hitabenin başında Türk Gençliğine "Ey Türk Gençliği" diye sesleniyordu. Bu cümlede de yine çok yerinde bir ifade tarzı ile sesleniyor. Gençlerin, Türk gençliğinin Türk Milletinin geleceğinin umudu olduğu Atatürk tarafından ifade ediliyor.

(İşte, Bu Durum Ve Koşullar İçinde Bile Görevin, Türk Bağımsızlığını ve Cumhuriyetini Kurtarmaktır!): Atatürk Türk Gençliğine vasiyetine son verirken Türk gençliğine görevini bir kez daha hatırlatıyor. "İşte" ifadesiyle yazısına son vermeye başlıyor. Bütün Gençliğe Hitabe boyunca anlatılan korkunç şartlara rağmen Türk
Gençliğinin görevinin Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığının ve rejiminin korunması, kurtarılması olduğunu bir kez daha anlatılıyor vurgulanıyor.

(Muhtaç Olduğun Güç, Damarlarındaki Asil Kanda Bulunmaktadır!): Atatürk bu cümlede yine Türk gençliğine seslenmeye devam ediyor. Bütün Gençliğe Hitabe boyunca anlatılan tüm olumsuz koşul ve durumlarda dahi Türk Gençliğinin görevi vatanı kurtarmaktır. Türk Gençliğinin bir işgal durumunda ihtiyaç duyacağı güç "Damarlarındaki Asil kanda mevcuttur." "Asil kan" ifadesiyle anlatılmak istenen şey Türk Milletinin şeref ve başarı dolu tarihidir. Yoksa, değilse Atatürk ırkçılık yapıyor olamaz. Atatürkün ırkçılığı reddettiğini Atatürk'ün Eylemlerinden ve açıklamalarından açık bir şekilde anlayabiliriz.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
15B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
49B
Üst