Ömer
Yönetici
Al külahını eyvallahı içinde ne demek, Al külahını eyvallahı içinde
Bu deyim, sabredip zor bir işin üstesinden gelemeyen veya bir işten usanıp bıkan ve o işi bırakan insanlar tarafından kullanılır. Bana yaptığın iyilikten vazgeçiyor, sana da teşekkür ediyorum, anlamındadır.
Külah Farsça bir kelime. Üstü sivri bir başlık. Bu başlığı daha çok Mevleviler ve Bektaşiler giyermiş. Mevlevilerin giydikleri külaha “Külah-ı Mevlevi” denirmiş.
Bu kelime daha sonraları “külah giydirmek”, “külah yapmak” ve “külah peşinde olmak” gibi deyimlere kaynaklık etmiştir.
Evvelce Bektaşi olmak isteyen biri dergâha girer ve Bektaşiliğin esaslarını öğrenir. Bir gün Bektaşi şeyhi onu huzuruna kabul eder ve der ki:
- Evlat, sen de bir Bektaşi oldun, bundan sonra sık sık hâlkın içine gireceksin.
Şeyh elinde tuttuğu külahı Bektaşi'ye vererek:
- Al bu sabır külahını. Her işte ve her şeyde sabır gösterip “Eyvallah” diyeceksin. Esas imtihan işte bu, haydi yolun açık olsun.
Bektaşi, başına külahı geçirir, şeyhinin elini öper. Bir gün alışveriş için pazara çıkar. Nohutun fiyatını sorar, “Beş kuruş” cevabını alır. “Eyvallah!” der.
- Peynir kaça?
- Dokuza...
- Zeytin ne kadar?
- Altıya...
- Eyvallah!
Bektaşi, birkaç gün sonra tekrar pazara çıkmış. Görmüş ki fiyatlar artmış, bazı gıda maddeleri de ortadan kalkmış.
Her şeye “Eyvallah” diyen ve her şeyi sabırla karşılayan Bektaşi, dervişlik yoluna girdiğine inanmaya başlamış.
Gene bir gün pazara çıkan Bektaşi, ihtiyaç hissettiği şeylerin fiyatını sormuş:
- Evlat, peynir kaça?
- Yirmi, erenler.
- Zeytin?
- On beş, baba!
- Bana bir kilo soğan tart bakalım.
- Ne soğanı baba, bulursan elliye al.
Soğanın daha önce ona olan fiyatını düşüne düşüne, bakkal çırağına uzattığı şişeye gaz konulmasını ister. Çırak gülerek:
- Sen uyuyor musun baba, gaz nerede?
Cevabını alan Bektaşi, hemen dergâha koşar ve şeyhin huzuruna çıkar. Şeyh:
- Ne oldu, hayrola, der.
Bektaşi, külahını çıkararak şeyhin önüne bırakır:
- Verdiğiniz külahı geri veriyorum, sabır da içinde eyvallah da, der ve dergâhtan hızla uzaklaşır.
Kulaklara küpe şükür ve sabır
Al külahı, eyvallahı içinde
Hak yoluna giren buna inanır
Al külahı, eyvallahı içinde
Bu deyim, sabredip zor bir işin üstesinden gelemeyen veya bir işten usanıp bıkan ve o işi bırakan insanlar tarafından kullanılır. Bana yaptığın iyilikten vazgeçiyor, sana da teşekkür ediyorum, anlamındadır.
Külah Farsça bir kelime. Üstü sivri bir başlık. Bu başlığı daha çok Mevleviler ve Bektaşiler giyermiş. Mevlevilerin giydikleri külaha “Külah-ı Mevlevi” denirmiş.
Bu kelime daha sonraları “külah giydirmek”, “külah yapmak” ve “külah peşinde olmak” gibi deyimlere kaynaklık etmiştir.
Evvelce Bektaşi olmak isteyen biri dergâha girer ve Bektaşiliğin esaslarını öğrenir. Bir gün Bektaşi şeyhi onu huzuruna kabul eder ve der ki:
- Evlat, sen de bir Bektaşi oldun, bundan sonra sık sık hâlkın içine gireceksin.
Şeyh elinde tuttuğu külahı Bektaşi'ye vererek:
- Al bu sabır külahını. Her işte ve her şeyde sabır gösterip “Eyvallah” diyeceksin. Esas imtihan işte bu, haydi yolun açık olsun.
Bektaşi, başına külahı geçirir, şeyhinin elini öper. Bir gün alışveriş için pazara çıkar. Nohutun fiyatını sorar, “Beş kuruş” cevabını alır. “Eyvallah!” der.
- Peynir kaça?
- Dokuza...
- Zeytin ne kadar?
- Altıya...
- Eyvallah!
Bektaşi, birkaç gün sonra tekrar pazara çıkmış. Görmüş ki fiyatlar artmış, bazı gıda maddeleri de ortadan kalkmış.
Her şeye “Eyvallah” diyen ve her şeyi sabırla karşılayan Bektaşi, dervişlik yoluna girdiğine inanmaya başlamış.
Gene bir gün pazara çıkan Bektaşi, ihtiyaç hissettiği şeylerin fiyatını sormuş:
- Evlat, peynir kaça?
- Yirmi, erenler.
- Zeytin?
- On beş, baba!
- Bana bir kilo soğan tart bakalım.
- Ne soğanı baba, bulursan elliye al.
Soğanın daha önce ona olan fiyatını düşüne düşüne, bakkal çırağına uzattığı şişeye gaz konulmasını ister. Çırak gülerek:
- Sen uyuyor musun baba, gaz nerede?
Cevabını alan Bektaşi, hemen dergâha koşar ve şeyhin huzuruna çıkar. Şeyh:
- Ne oldu, hayrola, der.
Bektaşi, külahını çıkararak şeyhin önüne bırakır:
- Verdiğiniz külahı geri veriyorum, sabır da içinde eyvallah da, der ve dergâhtan hızla uzaklaşır.
Kulaklara küpe şükür ve sabır
Al külahı, eyvallahı içinde
Hak yoluna giren buna inanır
Al külahı, eyvallahı içinde