Meğer Bir Hiç Peşindeymişim!

BERKİTO Üye
Meğer Bir Hiç Peşindeymişim!



Her şeyden sıkılmıştı. Sığınacak/saklanacak bir yer aramaya başlamıştı kendine. Gece-gündüz sığınacağı/saklanacağı yeri arıyordu.

Sonra bir ses duydu: “Hey, ne arıyorsun?!” Etrafına baktı; kimseler yoktu. Aynı sesi şimdi daha şiddetli duydu: “Ne arıyorsun?”. “Sığınabileceğim” dedi kekeleyerek, “Bir yer arıyorum.”. “Neden ve kimden?” diye aynı ses sordu. “İnsanlardan” dedi, “İnsanlardan kaçıyorum. Sıkıldım onlardan. Beni anlamıyorlar, bana değer vermiyorlar”. “Ey gafil!” dedi o ses, “Niye anlaşılmayı, değer verilmeyi bekliyorsun? Onlar da senin gibi bir beşer ve de aciz birer mahluk. Onlar senden çok mu üstün de onlardan ilgi bekliyorsun? Uyan! Uyan da kendine gel. Şimdi dön onların yanına! Dön ve hayatını onlara göre değil hakikate göre yaşa! Unutma ki hakikat senin için tek ve kaçınılmaz bir yol. Mutluluk ve huzur aramaktaysan ona sımsıkı sarıl ve ondan ayrılma!”

Gaipten gelen ses kesilmiş ve yerine yüzleri okşayan tatlı bir rüzgara bırakmıştı. Sessizliğe büründü ve derin tefekkür ummanına daldı. “Ne kadar gafilim ki” dedi, “Benim gibi aciz varlıklardan medet ummuşum.” Sonra güldü ağlanacak haline ve ağladı gülünecek haline.

Evet dostlar, ne kadar boş bir uğraş peşindeyiz?! Değer verilme, anlaşılma kaygısı… Hayatımız böyle sürüp gidiyor. Sonra geriye dönüp baktığımızda kocaman bir hiç kalıyor. Evet, kocaman bir hiç kalıyor. Peki neden bir hiç peşinde koşuyoruz ve neden hakikatin peşinde koşmuyoruz? Ne kadar sorguluyoruz kendimizi?

Gelin işe kendimizden başlayalım ve sorgulayalım kendimizi. Acaba peşinde olduğumuz bir hiç mi veya bir hakikat mi?
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Üst