Kullandığınız tarayıcı çok eski. Bundan ötürü siteleri doğru görüntüleyemeyebilirsiniz. Tarayıcınızı güncelleştirmeli veya alternatif tarayıcı kullanmalısınız.
Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler, Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler, Hayadan eser yoktur nafile bütün sözler. Beyhude inat etme, salla hemen başını, Gerdan kır, belini bük, al gitsin maaşını. Bir yolsuzluk görünce köpürme, isyan etme, Bir hak için kendine, dik başlıdır dedirtme...
Han-ı Yağma (Yağma Sofrası) Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır Huzurunuzda titriyor - şu milletin hayatıdır; Şu milletin ki mustarip, şu milletin ki muhtazır! Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır... Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, Doyunca, tıksırınca...
karanlık çökmüş, buz gibi oda. yıldızlar, göz kırpıyor camda. yıldızar çok uzakta. zifirî duvarlar, soğuk yastıklar... ortalığa saçılmış bir bir umutsuzluklar. bi de yokluğun tuz-biber hepsinin üstüne. hadi, yat yatabilirsen sarılıpta buz gibi yastıklara. Engin..
bazen gülmek ister insan; ağlamak bazen. kimi zaman yalnızlık, yalnızlıktan kaçmak kimi zaman. yaşamak ister çılgınca ya da ölmek, derin uçurumlarda. ama, sevmek ister esas her yerde, her zaman; ve, seven bir insan... Engin..