Abbasiler Hakkında Bilgi

Emeviler’den sonra halifeliği elinde tutmuş olan hanedan. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in vefatından sonra İslam dünyasını dört halife, ardından da Emeviler yönetti. Hz. Muhammed’in amcası Abbas Bin Abdülmuttalip‘in soyundan olan Abbasiler 750 yılında halifeliği ve iktidarı ele geçirdiler, 1258 yılına kadar da İslam dünyasının büyük bölümüne hakim oldular.

İlk Abbasi halifesi Ebu’l-Abbas idi. Onun ardından oğlu Mansur başa geçti. Mansur 762 yılında Bağdat’ı kurdurdu ve başkent yaptı. Mansur’un torunu Harun Reşid döneminde ise Abbasi Devleti en geniş sınırlarına ulaştı.

Harun Reşid’in oğulları Emin, Memun ve Mutasım babalarının politikasını devam ettirdiler. Mutasım, özel bir Türk askeri birliği kurdu ve Türk unsurları önemli görevlere getirdi. Bu askeri birlik Bağdat’ta birtakım huzursuzluklara yol açınca Mutasım “Samarra” adıyla yeni bir kent kurdu ve devlet merkezini oraya taşıdı.

Türkler, Mutasım’dan sonra yerine geçen oğlu Vasık’ın yönetiminde de etkili olmaya devam ettiler. Ne var ki Abbasi Devleti Vasık’ın ölümünden sonra parçalanma sürecine girdi. Abbasi topraklarında Samaniler, Karahanlılar, Fatımiler, Tolunoğulları ve Hamdaniler gibi bağımsız devletler kuruldu. Haçlı seferlerinde de başarılı olamayan Abbasiler, kendilerini koruyan Büyük Selçuklu Devleti’nin parçalanmasıyla güçlerini tamamen yitirdiler. Cengiz Han’ın oğlu Hülagu’nun yönetimindeki İlhanlılar’ın 1258’de Bağdat’ı tamamen yakıp yıkması üzerine 508 yıllık Abbasi Devleti son bulmuş oldu.
kubbetus sahra
Abbasiler’de “Divan” adı verilen bir devlet yapılanması vardı. Devletin ana gelir kaynağı toprak vergisi ve halktan toplanan zekatlar idi. Bunların yanı sıra vergi gelirlerinin büyük bölümü orduya ve bayındırlık işlerine ayrılırdı. Divan, Hz. Ömer döneminde geliştirildi ve devlet yönetiminde en etkili kurum haline getirildi. Devlet ve ülke meseleleri önce Divan’da görüşülür, Divan’ın önerdiği çözümler uygulanırdı.

Abbasiler döneminde sanata büyük önem verildi ve hemen her bölge bağımsız bir sanat merkezi haline dönüştürüldü. Bu dönemde Kudüs’teki Kubbetü’s Sahra ve Mescid-i Aksa, Samarra Ulu Cami, Ebu Dulaf Cami gibi büyük yapılar, yeni yollar, han ve kervansaraylar yapıldı. Yine bu dönemde edebiyat, bilim, fen ve müzik büyük bir gelişme gösterdi. Yunan, Süryani, Fars ve Sanskrit dillerinde yazılmış bilim, fen ve felsefe kitapları Arapça’ya çevrildi. 9. yüzyılda halifelerin oturmuş olduğu Samarra’da bulunan kalıntılar, Abbasi sanatının tipik özelliklerini yansıtmaktadır.