Yurtdışından getirilen telefon kotası : 3 yılda 1 Adet !

Ömer
Yönetici
Yurtdışında yolcu beraberinde getirilen telefonların, cep telefonu kaçakçılığında yeni birdönem açtığını belirten Mobisad, yaptığı basın açıklamasında, bir takvim yılında bir adet cep telefonu getirilmesi müsaadesinin aynı kapsamda üç takvim yılında bir adet olarak yeniden düzenleneceğini belirtti

Yurtdışından yolcu beraberinde getirilen cep telefonları 13 Ocak 2000 tarihli Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde Gümrük Müsteşarlığı’nın 25 Mart 2004 tarihli düzenlemesi ile Hediyelik eşya muafiyeti kapsamında değerlendirilmiş ve yurtdışından yolcu beraberinde bir takvim yılında 4 adete kadar cep telefonu getirilmesine imkân tanınmıştı. Söz konusu uygulamada, kayıt işlemleri de Gümrük idareleri tarafından yapılmakta, 300 Avro ve üzerindeki bedele haiz cep telefonları vergiye tabi tutulmakta idi.

12 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5392 sayılı kanunla Cep telefonlarının kayıt altına alınması ve bu konudaki yetki ve sorumluluk Telekomünikasyon Kurumu’na verilmiştir.

Yine söz konusu kanuna istinaden 17 Ekim 2006 tarihinde yürürlüğe konulan Elektronik Kimlik Bilgisine Haiz Cihazlara Dair Yönetmeliğinde de Yurt dışından yolcu beraberinde getirilen cep telefonlarının Ülkemizde kullanılabilmeleri için Telekomünikasyon Kurumu’nun veri tabanına kaydettirilmesi gerekmektedir.

Bu düzenlemeler doğrultusunda Gümrük Müsteşarlığı’nın 1 Kasım 2006 tarihli genelgesi ile 1 Ocak 2007 tarihinden geçerli olmak üzere;
a) Yurtdışından yolcu beraberinde getirilen cep telefonlarının Gümrük İdareleri tarafından kayıt altına alınması işlemine son verilmiş,
b) Yurtdışından yolcu beraberinde getirilen cep telefonları hediyelik eşya muafiyeti kapsamından çıkartılarak “zati eşya kapsamına” alınmış,
c) Dolayısı ile bedeline bakılmaksızın vergiden muaf tutularak bir takvim yılında sadece bir adet getirilmesi uygulaması yürürlüğe konulmuştur.
Aynı genelgede bir adet sınırlaması ile ilgili denetimin Telekomünikasyon Kurumu tarafından yapılacağı belirtilmiştir.

Mobisad'dan gelen basın açıklamasını aynen aktarıyoruz:
2005 yılında kanunun yürürlüğe girmesinden önceki yıllarda Cep telefonlarında yaşanan kaçakçılık ve kayıt dışı ticaretin toplumumuza, sektörümüze ve devletimize verdiği zararın boyutu hakkında tüm kamuoyunun hemfikir olduğuna inanıyoruz.

Ancak 5392 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile kaçakçılığı iş edinenlerin yeni yöntem arayışları bugüne kadar devam etmiştir ve devam etmektedir.

Alınan her önlemin ve yapılan her düzenlemenin karşılığında kayıtlı düzeni tahrip etmeye dönük bu kaçakçılığa yeni bir yöntem eklendi. Kanuni kılıfa uydurularak ve evrakta sahteciliğinde etkin bir şekilde yapıldığı bu yöntem YURTDIŞINDAN YOLCU BERABERİNDE GETİRİLEN CEP TELEFONLARINDA karşımıza çıkmıştır.

Şu anda kaçak getirilen cep telefonları yurtdışından yolcu beraberinde getiriliyormuş gibi gösterilerek Telekomünikasyon Kurumu sistemlerinde kayıt altına aldırılmaktadır.

Yukarıda açıkladığımız gibi hâlihazırda yurtdışından girişlerde her vatandaşın “zati eşya” kapsamında bir takvim yılında bir adet cep telefonu getirmesine müsaade edilmektedir. Bu cihazlar vergiden de muaf tutulmuştur.

Yurtdışından giriş yapan her vatandaşa hak tanınan bu düzenleme ile 2007 yılı ilk 9 ayında yolcu beraberinde getirilmiş olarak beyan edilmek suretiyle kayıt ettirilen cep telefonu sayısı 500 Bine ulaşmıştır ve her ay katlanarak büyümektedir. Yılsonuna kadar bu rakamın 700 Bine ulaşacağı hesaplanmaktadır.

Kayıtlı düzene geçildiği ve hediyelik eşya muafiyeti kapsamında olduğu 2006 yılında bu rakam 114 Bin olmuştur.

Hediyelik Eşya Muafiyeti kapsamında olduğu kısacası getirme müsaadesinin daha geniş kapsamda tutulduğu dönemde 114 Bin adet cihaz kaydettirilmiş iken, Hediyelik Eşya kapsamından çıkarılıp zati eşya kapsamına alındığı ve böylece kısıtlandığı 2007 yılında şu ana kadar kaydettirilen cep telefonu sayısı 500 Bindir. Kapsamındaki değişiklik ve kısıtlamaya rağmen azalması gerekirken tam tersine 4 katına çıkmıştır. Sonuç olarak, söz konusu yöntemle 2007 yılında kayıt ettirilen cihaz sayısının 2006 yılına göre 6 katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Bu rakamlar açık bir şekilde aşağıda da açıklayacağımız bu yeni kaçakçılık yönteminin boyutunu ve vahametini ortaya koymaktadır.

Kaçak getirilen cep telefonlarının bu yolla kayıt ettirilmesinde kullanılan yöntemlerden birisi yurtdışından giriş yapan vatandaşların ve turistlerin pasaport fotokopileri ikna ile veya belirli bedeller ödenerek alınmakta ve kayıt işlemlerinde kullanılmaktadır. Bir diğer yöntemde ise sahte pasaport fotokopileri ve giriş çıkış belgeleri kullanılmak suretiyle yurtdışından yolcu beraberinde getiriliyormuş gibi gösterilerek kayıt işlemi yaptırılmaktır. Bilhassa pasaport zorunluluğu olmayan K.K.T.C. ne giriş çıkış yapılmış gibi gösteren sahte belgelerin yoğun kullanıldığına dair duyumlarımız vardır.

MOBİSAD olarak, bu yeni kaçakçılık yönteminin önüne geçilmesinde alınacak ilk tedbir olarak önerimiz, zati eşya kapsamında bir takvim yılında bir adet cep telefonu getirilmesi müsaadesinin aynı kapsamda üç takvim yılında bir adet olarak yeniden düzenlenmesidir.

Bu düzenleme, tanınan imkânın maksadına uygun hale getirilmesini de sağlayacaktır. Çünkü ortalama kullanım ömrü 20–24 ay arasında değişen ve kullanım süresi ortalaması giderek uzayan bir cihazda şahsi kullanım maksadıyla tanınan hakkın yılda 1 kez olarak öngörülmesinin yanlış olduğuna inanmaktayız.

Sadece bu düzenleme dahi tanınan hakkın amacına uygun hale gelmesini ve ilk etapta bu yöntemle yapılan kaçakçılığın kontrol altına alınmasını sağlayacaktır.

Bu yıl itibarı ile belirttiğimiz yöntemle yapılan kaçakçılığın yaklaşık 200–250 Milyon USD dolayında olacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizin bu yolla vergi kaybının da dikkate alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Eğer tedbir alınmazsa bu rakamın katlanarak büyüyeceği kesindir.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Üst