YENİ DOĞMUŞ BEBEĞİN KULAĞINA EZAN OKUNUR;
Yenİ doğmuŞ bebeğin kulağına neden ezan okunur
Nehir kenarında yaşlı bir adam dalgın dalgın hızla akan suya bakıyordu.
Genç adam yaklaşıp: "Amca, çok dalmışsın, neye bakıyorsun öyle?" diye
sorunca ihtiyar adam içini çekerek:
"Akan ömrüme evladım, akan ömrüme bakıyorum." der.
Diğer yanda bir dede ile torununun konuşmalarına kulak veriyoruz:
Torunu, pamuk gibi bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla soruyor:
"Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?"
Dede tatlı bir gülücükle: "Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum." deyince
torun: "Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?" der.
Dede: "Evet yavrum. ömür, namazsız ezanla, ezansız namaz arası kadardır."
diye cevap verir.
Torun yeniden sorar: "Namazsız ezan ve ezansız namaz sözlerinden ne
kastettiğini anlamadım dedeciğim. Bu ne demek açıklar mısın?
" Dede şefkatle ellerinden tuttuğu torununa:
"Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu. O çocuğun kulağına ezan
okundu değil mi? işte o ezanın namazı kılındı mı? Kılınmadı. O ezan
"Namazsız ezan"dı. insan öldüğü zaman kılınan cenaze namazının da ezanı
yoktur. O da "Ezansız namaz"dır. Aslında o namazın ezanı insan doğunca
okunmuştu kulağına.
"Bak ey insan!
Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını iyi değerlendir.
Boşa vakit harcama!" ikazını yapıyordu o ezan.
işte yavrum ömür, EZANLA NAMAZ ARASI KADARDIR.
Sakın boşa geçirme. ömrünü dolu dolu yaşa, bir nefes bile boşluk
bırakma!"
Yenİ doğmuŞ bebeğin kulağına neden ezan okunur
Nehir kenarında yaşlı bir adam dalgın dalgın hızla akan suya bakıyordu.
Genç adam yaklaşıp: "Amca, çok dalmışsın, neye bakıyorsun öyle?" diye
sorunca ihtiyar adam içini çekerek:
"Akan ömrüme evladım, akan ömrüme bakıyorum." der.
Diğer yanda bir dede ile torununun konuşmalarına kulak veriyoruz:
Torunu, pamuk gibi bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla soruyor:
"Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?"
Dede tatlı bir gülücükle: "Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum." deyince
torun: "Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?" der.
Dede: "Evet yavrum. ömür, namazsız ezanla, ezansız namaz arası kadardır."
diye cevap verir.
Torun yeniden sorar: "Namazsız ezan ve ezansız namaz sözlerinden ne
kastettiğini anlamadım dedeciğim. Bu ne demek açıklar mısın?
" Dede şefkatle ellerinden tuttuğu torununa:
"Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu. O çocuğun kulağına ezan
okundu değil mi? işte o ezanın namazı kılındı mı? Kılınmadı. O ezan
"Namazsız ezan"dı. insan öldüğü zaman kılınan cenaze namazının da ezanı
yoktur. O da "Ezansız namaz"dır. Aslında o namazın ezanı insan doğunca
okunmuştu kulağına.
"Bak ey insan!
Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını iyi değerlendir.
Boşa vakit harcama!" ikazını yapıyordu o ezan.
işte yavrum ömür, EZANLA NAMAZ ARASI KADARDIR.
Sakın boşa geçirme. ömrünü dolu dolu yaşa, bir nefes bile boşluk
bırakma!"
Son düzenleme moderatör tarafından: