üniversitelilerin gercek hikayeleri!!!!

agent force Harbi Aktif Üye
>ODTÜ Felsefe öğrencilerini en çok zorlayan hocalardan biri yıllık
olan dersinin final sınavında sınıfa gelmiş ve sınav sorusu olarak tahtaya,

"Why?" (Neden?) yazmış. Öğrenciler ilk önce ne yazacaklarını şaşırmışlar, sonra herkes birşeyler yazmaya başlamış.

>Yalnız bir öğrenci, sınavın ilk dakikasında kağıdını teslim etmiş.

Öğrencinin cevabı da soru gibi kısaymış: "Why not?" (Neden olmasın ki?) Bu öğrenci sınavdan "100" almış.

>Aynı hoca başka bir sınavda "risk nedir?" diye soruyor. Yine
bir öğrenci sınavın ilk 10 saniyesinde teslim ediyor kağıdını.
Kağıdın üst kısmında sadece isim-soyadı yazıyor, gerisi ise bomboş beyaz yaprak.
En altta ise "İşte risk budur" diye yazıyor. Ve sonuçta da sınıftaki en yüksek notu alıyor.

*****

> Hocanın bir sonraki sınavında yine "Risk nedir?" sorusuyla karşılaşan
öğrencimiz tekrar boş kağıt verince bu sefer 0 alıyor. Tabii koşa koşa
hocaya gidip sebebini soruyor. İşte cevap: "Aynı şartlar altında, aynı
riski iki kere almak aptallıktır!"

Hocamız bir başka sınavda derse giriyor ve tek soru
soruyor: “Atatürk” ne yaptı?". Bütün öğrenciler harıl harıl yazmaya başlıyor, kağıtları
dolduruyorlar. Sınav sonucunda herkes ortalama notlar alıyor. Bir öğrenci
ise 100 alıyor. Bu öğrencinin cevap kağıdında şu yazıyor: "Ne yapmadı ki!"

> Bu tür öğrenciler ve değerlendirmeler Hukuk
Fakültelerinde yok mu? Elbette var. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Hocanın biri sınavda, o günlerde devam etmekte olan bir davanın detaylarını vermiş ve sonucun ne
olacağını sormuş. Tabii, bütün öğrenciler ha babam, de babam,
sayfalarca yazmaya başlamışlar. Ama bir öğrenci kağıdını sınavın ilk dakikasında
vermiş. Ve buna rağmen 100 almış. Öğrencinin yanıtı tek cümleymiş: "Devam
eden dava hakkında yorum yapılamaz."




Bir kız yurdunda kalan kızlar, artık temizlik görevlisine
olan kıllıklarından mıdır yoksa nerden çıktığı belli olmayan bir yurt

geleneğinden midir, her sabah dudaklarına ruj sürdükten sonra aynaya

öperek iz bırakıyorlarmış.



Yurt müdürü ne yaptı ettiyse bu alışkanlığı ortadan
kaldıramamış.

Diğer

yandan temizlik görevlileri de iyiden baş kaldırmaya başlamışlar.
Sonunda

müdürün aklına parlak bir fikir gelmiş. Hemmen bir duyuru yapıp,

kızları

toplantıya çağırmış. Neyse toplanmış bunlar. Müdür "Buyrun

tuvalete" demiş. Hep birlikte, temizlik görevlisinin beklediği umumi

tuvalete girmişler. Aynalarda sabahki ruj izleri hala duruyormuş.



Müdür "Arkadaşlar" demiş, "Bazılarınız dudaklarına ruj

sürdükten sonra aynaları öperek çıkması güç izler bırakıyor. Temizlik

görevlilerimiz bunları temizlerken zorlanıyor. Sizleri görevlimizin bu

temizliği yaparken ne kadar zorlandığını bizzat görmeniz için

topladım.

Bakın ve görün". Sonra görevliye bir işaret çakmış. Bizimki gayet

sakin bir şekilde tuvalet fırçasını almış, klozetteki suya daldırmış ve

aynayı temizlemiş. O günden sonra bir daha o yurtta tuvaletlerde
dudak

izine rastlanmamış.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
1
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
13B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
29B
Üst