Tiroid ve Guatr Nedir

SaMeT46 Harbi Aktif Üye
Triod Nedir, Guatr Nedir

Tiroid, normalde her sağlıklı insanda bulunması gereken bir hormon bezesinin adıdır. Tiroid, boğazımızda gırtlağın hemen önünde her iki şah damarımızın arasında bulunan "at nalı" veya "U harfi" şeklinde bir organdır. Bu organımızın en önemli, hatta tek görevi, tiroksin isimli tiroid hormonu salgılamaktır. Genel anlamda, tiroidin kanser dışındaki her türlü şişliğine guatr denilir. Halk arasında şişlik olmasa da her tür tiroid hastalığına guatr denilmektedir.

TİROİDİN HASTALIKLARI NELERDİR?

I. Guatr, tiroid bezesinin en yaygin hastalik grubudur. Guatr’in bir çok türü vardir. Bu türlerin tedavisi de birbirinden farklidir.

II.Tiroid bezesinin iltihabina “tiroidit” diyoruz. Tiroidit, uzun süren tedavi gerektirir ama ölümcül degidir. Bu iltihap cerahatli bir iltihap degildir.

III. Tiroid bezesinin kanserleri de vardir. Bu kanserlerin çogunlugu, modern tibbin sundugu yöntemlerle yüzde yüze yakin oranda tedavi edilebilmektedir

GUATR NEDİR
guatri.jpg

Genel anlamda, tiroid bezesinin büyümesine guatr denilir. Tiroid bezesinin kanserleri de kendini “guatr” şeklinde belli edebilir; yapılacak tetkiklerde kanser, guatr’dan ayırt edilir.

GUATR'IN TÜRLERİ
Tiroid bezesinin gereğinden daha fazla hormon salgıladığı guatr türüne “zehirli guatr” denir. Halk arasında bu tür guatra "iç guatr" da denilmektedir.
Hormon düzeyi normal olan guatr türüne de “basit guatr” denir. İçinde nodül bulunan guatr’a “nodüllü guatr” diyoruz. Nodüllü guatr, tek nodüllü veya çok nodüllü guatr olarak ikiye ayrılabilir. Nodüller; soğuk, ılık ve sıcak olarak 3 gruba ayrılır. Soğuk nodüllerde kanser riski daha yüksektir.

İÇ GUATR-DIŞ GUATR
Halk arasında yaygın olarak kullanılmasına rağmen tıbbi tanımlamada iç guatr veya dış guatr deyimlerini kullanmıyoruz.

T3, T4 NEDİR?
T3 ve T4, tiroidin tiroksin isimli hormonunun kanda bulunan şeklidir. Bu hormonların “serbest” ve “bağlı” (“total”) şekilleri vardır. Tanı amaçlı olarak genellikle Serbest T3 ve Serbest T4 hormonunu ölçüyoruz. Daha seyrek olarak Total T3 ve Total T4 hormonuna da ihtiyaç duyabiliyoruz. Zehirli guatr’da bu hormonlar yükselir.

TSH NEDİR?
guatr2.jpg

Beynimizde bulunan hipofiz isimli hormon organından salgılanan ve tek görevi tiroid bezesini “çalışmaya, üretmeye ve büyümeye” teşvik etmek olan bir hormondur. Tiroid bezesi yetersiz hormon salgıladığı hipotirodizm (tiroid hormon yetmezliği) hastalığında TSH yükselir; tiroid bezesinin aşırı çalışıp gereğinden fazla hormon ürettiği zehirli guatr hastalığında bu hormonumuz normalin çok altına düşer (baskılanır).

TİROİD ANTİKORU NEDİR?
Vücut bağışıklık sisteminin normalde mikroplara karşı ürettiği proteinlere antikor adı verilir. Bağışıklık sisteminin “yanlışlıkla” veya "şaşırarak" ürettiği bazı antikorlar, tiroid bezemizdeki hücrelerde bulunan peroksidaz enzimi ile tiroglobulin isimli moleküle karşı etkili olurlar. Bunlara oto-antikor denilir. Bu antikorların teşhiste en yaygın olarak kullanılanları anti-TPO ve anti-TG antikorları olarak isimlendirilir. Bu antikorların ölçümü guatr türünün anlaşılmasında ve tiroidit hastalığının (tiroid bezesinin iltihabı) tanısında çok önemli olabildiği gibi bu hastalığın daha sonraki takibinde de kullanılmaktadır. Zehirli guatr ve Hashimato hastalığında (Hashimato tiroiditi'nde) bu antikorlar yükselir.

NODÜL NEDİR?
Tiroid bezesindeki sınırları belli oluşumlara (şişliklere) nodül denir. Tiroid nodülleri sanıldığından çok yaygındır; Batı ülkelerinde erişkin toplumun yaklaşık %40-50’sinde nodül olduğu bilinmektedir. Tiroid'de nodül olup olmadığı, ölçüleri ve içeriği en iyi ultrasonografi ile yapılmaktadır. Tiroid ultrasonografisi deneyimli hekimlerce yapıldığında çok değerli bilgiler verir.

Nodüller de katı, yarı katı ve sıvı içerikli olmasına göre üçe yarılır. Nodüllerin sınırları çoğunlukla net olarak sağlam tiroid dokusundan ayrılabilir; ancak bazı nodüllerin sınırlarını ayırt etmek güç olabilir. Nodül her zaman elle muayene ile ve dışarıdan farkedilemeyebilir. Ancak, zayıf hastalarda, tecrübeli bir hekim, 1 cm’den daha küçük nodülleri bile tespit edebilir. Zehirli guatr ve Hashimato hastalığında (Hashimato tiroiditi'nde) ultrasonografik incelemede yalancı nodüller (psöydonodülller) görülebilir. Bu yalancı nodüller tedavi ile kısmen düzelebilir.Nodülün boyutu önemlidir. Bazı hastalarda nodül büyükçe olur ve dışarıdan bir fındık, ceviz veya mandalina boyutunda gözle dahi görülebilir.Tedavi edilmeyen nodüller büyüyebilir. Nodüllerin takibi için ultrasonografi kullanılmaktadır; bu amaçla Dopler tetkiki ve sintigrafi kullanılmamalıdır.

Nodülün fonksiyonu da çok önemlidir; hatta tedavinin ne zaman ve nasıl yapılması gerektiğine dair hayati ipuçları bile verir. Fonksiyon açısından nodüller: 1) soğuk nodüller, 2) sıcak nodüller, 3) ılık nodüller, 4) sıcak otonom nodüller olarak dörde ayrılır. Nodülün fonksiyonu en kesin olarak sintigrafi ile değerlendirilir. Nodül fonksiyon değerlendirilmesinde ultrasonografi veya doplerin yeri yoktur.

SOĞUK NODÜL
guatr.jpg

Sintigrafi çekimi sırasında enjekte edilen ilacı tutmayan nodüle soğuk nodül denir. Soğuk nodüller, bazen basit kist şeklinde sıvı içerikli olabileceği gibi tamamen katı içerikli olanları da vardır. Katı içerikli soğuk nodüller en ciddi ameliyat ihtiyacı olan guatr çeşididir. Zira bu nodüllerin küçük bir kısmı kanser olabiliyor. Tamamen sıvı içerikli soğuk nodüllerde kanser çıkma olasılığı sıfıra yakındır. Soğuk nodül hastada hiç bir şikayet oluşturmayabilir.

SICAK NODÜL
Sintigrafi çekiminde kullanılan ilacı en çok tutan, bölgesel görünümlü, sınırları net olarak ayrılan alan , sıcak nodül olarak tarif edilir. Sıcak nodül, hastada genellikle şikayet oluşturarak kendini belli eder. Sıcak nodül genellikle zehirli guatrla birliktedir. Ultrasonografi veya Dopler ile nodülün sıcak mı yoksa soğuk mu olduğuna karar verilemez.

OTONOM SICAK NODÜL
Sintigrafi sırasında kullanılan ilacı tümüyle tutan, tiroid bezesinin geriye kalan kısmında ilacın hiç tutulmadığı durumdaki sıcak nodüle otonom sıcak nodül deriz. Bu durumda, tiroid bezesinin nodül dışında geriye kalan bölümleri sintigrafi ile değerlendirelemez. Bu tür nodüller hastalarda çok sıkıntı veren şikayetlere neden olurlar ve genellikle zehirli guatrla birliktedir.. Örneğin çarpıntı, aşırı terleme, aşırı sinirlilik bunlardan bazılarıdır. Her zaman zehirli gautra neden olmaz.

ILIK NODÜL
Sintigrafi sırasında kullanılan ilacı, tiroid bezesinin geriye kalan bölümleri ile aynı derecede tutan nodüllere ılık nodül denilir. Sintigrafide en çok “atlanan” nodül çeşidi olup bu nodülü ancak tecrübeli hekimler ayırt edebilir. Bu nodül, hastalarda daha az şikayet oluşturur.
Kanser Açısından Tehlikeli Nodüller
1) Soğuk Nodüller (özellikle tekli soğuk nodüller)
2) Kireç Oturmuş (kalsifiye) Nodüller
3) Erkeklerdeki Soğuk Nodüller
4) Gençler ve Çocuklardaki Nodüller

ZEHİRLİ GUATR (Hipertiroidizm)
Tiroid bezesinin gereğinden daha fazla hormon salgıladığı guatr türüne “zehirli guatr denir. Zehirli guatr, nodüllü veya nodülsüz olabilir. Nodülsüz zehirli guatr’a Basedow Graves Hastalığı da denilebilir. Nodüllü zehirli guatr, sıcak nodüllü zehirli guatr, sıcak otonom nodüllü zehirli guatr veya diğer nodül çeşitleri ile birlikte olabilir.Zehirli guatr’da çarpıntı, ellerde titreme, vücutta titreme, ani kilo kaybı, saçlarda dökülme, kaşıntı, boğazda dolgunluk hissi, aşırı iştah dolayısıyla çok yemek yeme ve çok su içme, aşırı terleme, çabuk yorulma, aşırı sinirlilik sık görülen şikayetlerdir.

Bazı hastalar, bulantı, ishal, kusma ve çok sık dışkılamadan yakınır.Bunların hepsi birlikte olmak zorunda değildir. Bu şikayetlerin bazıları ön plandadır, diğer şikayetler ancak doktorun sorgulaması ile ifade edilebilir. Bazı hastalarda göğüs ve boyunda devamlı bir kızarıklık söz konusu olabilir. Nodülsüz guatrlı hastaların bazılarında gözlerde büyüme ve gözlerin ileriye doğru çıkması mümkündür.Hastaların muayenesinde; kalp atımının çok arttığı, solunumun hızlandığı, ellerin titrediği, avuçiçlerinin nemli olduğu görülür.

TİROİD KRİZİ
Zehirli guatrda, yüksek hormonların kontrolden çıkması ile seyreden çok ağır bir durumdur. Yaşlı hastalarda ölüm oranı %25’e kadar yükselebilir. Acil tedavi gerektiren bir hastalıktır. Böyle bir durumda hasta, hastaneye yatırılıp tedavi edilir. 40 derece ve üstünde ateş,kalp çarpıntısının çok şiddetli olması, ishal ve kusma, ateş basması hissi, algılama bozuklukları bu krizin haberci ve belirtileri arasındadır.

ZEHİRLİ GUATR’DA GÖZ BULGULARI
Gözlerin ileriye doğru çıkması zehirli guatr’da hastaları ilk ele veren görüntüdür. Bu ileriye çıkış genellikle çift taraflı iken bazen tek taraflı olabilir. Ancak her zehirli guatr hastasında göz bulgusu olmaz. Özellikle nodüllü zehirli guatr hastalarında göz bulgusu sık değildir. Göz bulgusunun şiddetine göre hastada şikayetler olur: uyurken gözlerin kapanmaması, gözlerde kızarıklık, yanma, gözyaşı akıntısı, hatta cerhatli göz iltihapları görülebilir. Göz bulguları, zehirli guatrın kalıcı olarak tedavisinden (örneğin kapsül tedavisi ile) sonra önemli ölçüde düzelir. Ancak, hangi yöntemle olursa olsun, zehirli guatrın tedavisinden sonra (örneğin ameliyattan sonra dahi) sıklıkla ortaya çıkan tiroid hormon yetmezliği yeterli düzeyde tedavi edilmezse göz bulgular düzelmez ve hatta ilerleyebilir. Göz bulguları olan zehirli guatrlı hastalarda oto-antikorlar genellikle yüksektir.

TİROİD HORMONU YETERSİZLİĞİ (Hipotiroidizm)
Tiroid bezesinin yetersiz çalışması sonucunda veya diğer bazı nedenlerle tiroid bezesinin salgıladığı hormon vücudumuzun ihtiyacını karşılamayabilir. Bu duruma “hipotiroidizm” diyoruz. Doğuştan veya genellikle bir tiroidit sonrasında ortaya çıkabilir. En sık karşılaşılan tiroid hormon hastalığıdır. Hashimato hastalığı, tiroidit (tiroidin cerahatli olamayan iltihabı), lityum isimli psikiyatrik ilacın kullanımı, her türlü tiroid ameliyatları sonrasında, zehirli guatrın uzun süreli hapla tedavisi sonrasında, atom tedavisi sonrasında, doğuştan tiroid bezesi hastalıklarında tiroid hormon yetmezliği (hipotiroidizm) görülebilir.

Hastalarda başlıca şikayetler; saçlarda kabalaşma ve matlaşma, ciltte kuruma, pullanma ve dökülme, istemediği halde kilo alma, rejime rağmen kilo verememe, kabızlık, çarpıntı, isteksizlik, cinsel isteksizlik, sık sık bunalıma girme, bel-omuz-sırt ağrısı, çabuk yorulma. Dil büyümesi gibi ilginç şikayetler dahi görülebilir.

Bu hastalarda, kandaki prolaktin (kadınlardaki meme ve emzirme hormonu) düzeyi yükselebilmektedir. Hatta aynı hastalarda bu prolaktin yüksekliğine ilaveten MR ve tomografide aynı "prolaktin salgılayan hipofiz tümörleri"ndeki gibi hipofiz büyümesi de görülebilmektedir. Bu hastalarda tiroid yetmezliğinin gözden kaçırılması sonucunda "agresif prolaktin fazlalığı tedavisi" ve hatta "hipofiz ameliyatı" uygulanabilmektedir. Halbuki asıl hastalık olan tiroid hormon yetmezliği tedavi edilmeden bu agresif tedavilerle sorunu çözmek mümkün değildir.

Yapılacak tetkiklerden sonra teşhisin doğrulanmasını takiben eksik olan tiroid hormonunu vererek çok hızlı iyileşme sağlamak mümkündür. Burada en önemli nokta yeterli hormonun verilmesi ve “ince ayarın” yapılmasıdır. Bu hastalar ömür boyunca ilaç kullanmak zorundadır. tedavide kullanılan Tiroid hormonunun standart dozu yoktur. Bu nedenle her hastada yapılacak ölçüm ve takiplerle gerçek ve doğru idame dozu bulunmalıdır.

TİROİDİT
Tiroid bezesinin "cerahatli olmayan" iltihabıdır. En sık karşılaşılan şekli Hashimato (Haşimato) tiroiditidir. Bu tiroiditin başlangıcı genellikle hasta tarafından hissedilmez. Hastaların bir kısmında erken dönemde kısa süren bir “yüksek tiroid hormon” dönemi vardır. Hastaların çoğu, bu yüksek hormon döneminden sonra düşük hormon dönemine (hipotiroidzm) girerler. Yüksek hormon döneminde “agresif” zehirli guatr tedavisi yapmak hastaların hızla hipotiroidizme girmesine neden olur.Tüm tiroidit hastalarında temel tedavi prensibi, hastalığın hekime başvurduğu döneme göre tedavi edilmesidir.

GEBELİKTE GUATR VE DİĞER TİROİD HASTALIKLARI
Hamilelerde hormonal sistemlerin tümünde ciddi değişim olması kaçınılmazdır. Tiroid de bu değişimlerden nasibini almaktadır. Bu çerçevede vücudun iyot ihtiyacı ve tiroid hormonu ihtiyacı artmaktadır. Hamilelerde TSH’ın baskılandığı (normalden düşük olduğu) ve hormonların düşük veya yüksek olduğu durumlar çok nadir değildir. Bu nedenle hamilelerde tiroid hormonlarının her 3 ayda bir ölçülmesi gerekir; zira her üç aylık dönemlerde tiroid hormon ihtiyacı değişiklik göstermektedir.

Hamilelerde tiroid hormonlarının düşük, TSH’ın yüksek olduğu durumlar ciddi alarm belirtisi olup yakından izlemek gereken bir tablodur. Aksi halde anne rahmindeki bebeğin fiziksel ve zeka gelişimi etkilenebilir.

GUATR VE PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR
Zehirli guatr’da en belirgin ve yaygın olmak üzere guatr’lı hastaların bir kısmında agresif davranışlar veya depresyon görülebilir. Zehirli guatr’da agresif davranışlar, öfke patlamaları ve panik atak çoğunlukla hastayı tiroid uzmanından önce psikiyatriste götürür. Tiroid hormon yetersizliklerinde ise depresyon daha yaygındır. Tiroid hastalığının tedavisi, daha sonra yapılacak psikolojik rahatsızlığın tedavisini de kolaylaştırır.

2004 yılı sonunda yayınlanan son araştırmalar, gerek zehirli guatrda gerekse diğer bir çok guatr türünde beyin kan akımında bozukluklar görülebildiği, bu nedenle de bu hastalarda sık görülen algılama ve duygulanım bozukluğu yaratıp depresyon, yanlış algılama, agresif davranışlar, panik atak gibi psikolojik şikayetlere neden olduğunu göstermiştir.

ADET DÜZENSİZLİĞİ VE GUATR
Guatr’lı hastalarda adet düzensizliği oldukça yaygındır. Bu hastalarda tedavi ile tiroid hormonları normale dönene kadar kadınlık hormonları ile yapılan tedaviler genelde adet düzensizliğini çözmez. Adet düzensizliklerinin tetkikinde tiroid hormonları ölçülmelidir. Bu hastalardaki adet düzensizliği ve kısırlıkta Hipofiz-Tiroid-Yumurtalık ilişkisindeki bozulmanın rolü olduğu düşünülmektedir.

VÜCUT AĞIRLIĞI (KİLO) VE GUATR
Vücut ağırlığı ile guatr arasında ciddi bir ilişki vardır. Zehirli guatr’da hastaların ilk farkettiği şey ani ve hızlı kilo kaybıdır.Tiroid hormon yetersizliğinde ise kilo alma söz konusudur. Yeterli tiroid hormonu ile tedavi yapılmadığı sürece ne kadar rejim yapılırsa yapılsın bu kilo almanın önüne geçilemez. Rejim ve zayıflatma tedavisine başlanan her hastada tiroid hormonları ölçülmelidir.

SAÇ DÖKÜLMESİ VE GUATR
Kandaki tiroid hormonu yüksek olduğu durumlarda, örneğin zehirli guatrda kadınlarda saç dökülmesi ciddi bir şikayet olarak kendini gösterir. Hasta saçlarının "tutam tutam" döküldüğünden bahseder. Günde ortalama her kadında 150-200 saç kaybı doğaldır ancak bu sayı zehirli guatrda çok daha fazladır. Tiroid hormon yetersizliğinde (hipotiroidizm), doktor tarafından verilen tiroid hormonu dozu yüksek olduğu zaman da saç dökülmesi görülür.

KALP RİTMİ VE GUATR
Başta zehirli guatr olmak üzere, guatrın birçok türünde kalp atımı artar (taşikardi) ve ritmi bozulur (aritmi). Zehirli guatr tedavisinden sonra hastanın ilk farkettiği şey kalp çarpıntısının hızla normale dönmesidir. Bu hastalara genellikle uzun süre ritm düzeltici tedaviler uygulanır ancak sonuç almak pek mümkün olmaz zira asıl neden olan tiroid hastalığı tedavi edilmeden bu ritm bozukluğu normale dönmez.

İSHAL-KABIZLIK VE GUATR
Zehirli guatr’da ishal nöbetleri, tiroid hormon yetersizliğinde ise kabızlık oldukça yaygındır. Zehirli guatrda aynı zamanda hafif ama ısrarcı bir bulantı da vardır.

HAMİLE KALMA YETENEĞİ VE GUATR
Guatr, Kısırlık Yapar Mı?Her zaman yapmaz, ancak erkeklerde son yılarda üzerinde çok durulan hipofiz-tiroid-testis, kadınlarda hipofiz-tiroid-yumurtalık ekseni olarak adlandırılan bir ilişki vardır. Bu eksendeki bozulmalar kısırlık nedeni olabilmektedir. Bunu somut olarak tiroid hormon yetersizliği veya aşırı yüksekliği olan erkeklerde sperm sayı, kalite ve hareketliliğinde, kadınlarda ise yumurtalık fonsiyonlarında (örneğin adet bozuklukları şeklinde) bozulma olarak görebiliyoruz.
 
Son düzenleme moderatör tarafından:

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
17B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Üst