Tezhip Nedir

Ömer
Yönetici
Tezhip Nedir, Tezhip Ne Demek
Tezhip (Osmanlıca: Tezhib) kelimesi, Arapça zeheb (altın) kökünden türemiş olup, ‘altınlamak’ anlamına gelir. Çoğulu olan “tezhibat” “altınlama süslemeler” demektir. Tezhip günümüzde daha çok İslam kökenli kitap bezeme sanatlarına verilen addır. Tezhip sanatını icra edenlere ise müzehhip adı verilir.

Tezhip ile Minyatürü karıştırmamak gerekir. Minyatür daha çok tasvire dayanır. Bitki, hayvan, insan ve/veya mekân tasvirleri içerir. Minyatürler yapıldıkları dönemin sanat anlayışı ile koşut olarak, genellikle iki boyutlu olarak yapılmış tasvirlerdir. Tezhip ise basit bir anlatımla çoğunlukla stilize edilmiş bitki formları ya da desenlerden oluşan kimi zaman simetrik tasarımlardır.

Günümüz Türkiye'sinde tezhipte oldukça tutucu, "klasik yaklaşım" denilen bir akım vardır. Klasik yaklaşım, tarih boyunca yaratılmış ve kullanılmış formlar ve desenleri yinelemek, form ve desenlerin ana yapılarını bozmadan değişik kompozisyonlarda kullanmaktir.

Buna karşın, bazı tezhip sanatçıları ise klasik form ve desenleri kendi görüş ve algılarına göre değiştirerek degişik kompozisyon ve malzemelerle daha özgür bir yaklaşım tarzı kullanmaktadırlar.

Zaman içinde unutulmuşluğa terkedilmiş bu zarif ve zor sanat, son 10 yıl içinde bu sanata gönül veren çeşitli grup ve kişilerce canlandırılmıştır. Günümüzde Türkiye'deki pek çok üniversitede "tezhip bölümleri" yetenekli sanatçılar yetiştirmektedir.
Eski sanatçılara bir kac örnek vermek gerekirse, ilk akla gelen isimler Rikkat Kunt ve Ülker Tansı olacaktır.

Hat ve cilt sanatlarında altınla yapılan tezhibe halkari denir. Rumî ve Hatayî üsluplarında, kitapların zahriye, hatime, başlık, serlevha, mihrabiye kısımları tezhiple süslenir. Küçük yıldız ve çiçeklere nokta, geometrik olanlara mücevher, altıgenlere şeşhane, beşgenlere seberk denir. Kur'an'da secde ayetlerine denk gelen yerlerde vakıf gülü, hizip gülü, cüz gülü bulunur. Varakçı ve cetvelkeş denilen ustalar vardır. Kalemfırça, zehmühre, boyalar müzehheplerce sıkça kullanılan aletlerdendir.

Türk Tezhip Sanatının Tarihi
Türk tezhip sanatının en eski örnekleri, Türklerin tarih sahnesine çıktıkları ilk devirlerden itibaren görülmüş, Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinde motifler ve renkler açısından olağan gelişmesini yaşamıştır. Yavuz Sultan Selim (1512-1520) tarafından zaferle sonuçlanan Çaldıran Savaşı’ndan (1514) sonra Tebriz’den İstanbul'a getirtilen sanatçılarla bu sanatta önemli ilerlemeler ve yenilikler gözlenmeye başlanmıştır.

Kanuni Sultan Süleyman dönemi (1520-1566) tezhip sanatı açısından zirvede olan bir dönemdir. Bu dönemde, zahriye, serlevha, sure başları ve hatime sahifelerinde zengin işçilik görülmeye başlanmış, altın çok kullanılmış ve lacivert renk dönemin önemli rengi olmuştur.

Zahriye sahifelerinde formlar, altıgen, sekizgen, dörtgen şeklindedir. Bu devrin önemli özelliğinden biri de “saz yolu” üslubunun görülmesi ve güzel örneklerini vermesidir. Saray nakışhanesinde doğulu sanatçıların etkileri saz yolu üslubunda olduğu gibi açıkça görülmektedir. Kanuni Sultan Süleyman devrinin döneminin ekol yaratan ünlü nakkaşların başında Şah Kulu ve Kara Memi gelmektedir. 1520-1526 yılları arasında faaliyet gösteren Şah Kulu Osmanlı Sanatında kitab bezemesinden kumaşa, çiniden kuyumculuğa kadar yaygınlaşan özgün bir üslubun, saz üslubunun yaratıcısı olmuştur. Onun öğrencisi olan Kara Memi ise, Osmanlı süsleme sanatının gelmiş geçmiş en önemli sanatçılarından biri olarak dikkati çeker. Aslında müzehhip olan Kara Memi kitab sanatının klasik kuralların dışına çıkan, yeni motiflerle o güne değin görülmemiş bir üslubun yaratıcısı olmuştur. Kullanılan renkler ise altın ve laciverdin uyumu ile birlikte turuncu, yeşil, vişneçürüğü, pembe, sarı, eflatun, siyah ve bu renklerin çeşitli tonlarıdır. Çiçeklerde hemen hemen bütün renkler kullanılmıştır. Tabiattan yetiştiği şekilde alınan, gül, nergis, lale, sümbül, süsen, haseki küpesi, zerrin ve bahar çiçekleri kullanılmıştır.

Lale Devri'nde (1718-1730) Batı sanatı etkisi Türk tezhip sanatında etkisini göstermeye başlamıştır. Bu bağlamda, Fransız Rokoko sanatının tesiri önemli ölçüde olmuştur. Bu tesir sonucunda, klasik form tamamen terkedilmiş, iri çiçekler, buketler, vazo, saksı veya sepet içinde buketler, kurdela ile bağlanmış çiçekler bolca kullanılmış, XIX. yüzyılın sonuna kadar aynı üslub devam etmiştir.

Yazı ve etrafında toplanan sanatları öğretmek üzere 1914 yılında "Medrese-t-ül Hattatin" adı ile açılmıştır. İlk müdürü Hattat Arif Bey olan mektebin amacı yazı, tezhip, halı, cilt, ebru ve ahar gibi eski sanatlarımızın devamını sağlamaktır. Mektep, Harf İnkılabı'na (1928)kadar önce kurulduğu adla, sonra "Hattat Mektebi", akabinde de "Şark Tezyini Sanatlar Mektebi" adı altında faaliyetini sürdürmüş ve nihayet 1936'da Güzel Sanatlar Akademisi'ne bağlanmıştır. Şark Tezyini Sanatlar Mektebi'nin kurulması ise doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı Atatürk'ün talimatıyla olmuştur.

Ayrıca Bakınız: Tezhip Sanatı Nedir
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
59B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
8B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Üst