Ömer
Yönetici
Yaklaşık 10 aydır dünyayı etkisi altına alan Covid 19 namı diğer Corona'dan korunmak için sabun en önemli silah durumunda. Antibakteriyel diye satılan merdiven altı ürünlerden kaçınıp sabunla elleri bol bol yıkamak tavsiye ediliyor.
Dünyada şu ana kadar 29 milyon kişi bu virüsü kaptı. Virüs sebebiyle 930 bin kişi öldü. Salgın dolayısıyla dünyadaki ekonomik, sosyal, eğitim hayatı sekteye uğradı. Dünya dört gözle bu hastalığa şifa olacak bir aşı beklerken virüsle mücadeleyi maalesef gevşetmiş durumda. Bazı ülkelerde ikinci dalga denebilecek rakamlara ulaşılmış durumda. Bu sayının daha da artmaması için yapılacak en önemli şey el hijyenini sağlamakla birlikte fiziksel mesafeye uymak.
Korona ile mücadelede en birinci önlem el temizliği, bunun ardından sosyal mesafe ve maske kullanımı geliyor. Virüsün ilk çıktığı zamanlarda el temizliğini eldiven ile sağlamayı salık veren uzmanlar daha sonra eldiven kullanımının virüs taneciklerini taşımada daha etkin rol oynadığını tespit etmişler ve eldiven kullanımından halkın uzak durmasını istemişti.
Peki el temizliğini antibakteriyel dezenfektanlarla mı, kolonyalarla mı, yoksa sabunla mı sağlamalıyız? Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz da Prof. Dr. Osman Müftüoğlu da antibakteriyel temizleyiciler ya da kolonya kullanmak yerine sabun kullanılmasının bu virüsten sakınmakta daha etkili olduğunu dile getiriyorlar.
Gözle göremediğimiz, her an her yerde olabilecek akıllı bir düşmanla karşı karşıya olduğumuzu hatırlatan uzmanlar dışarıdan gelecek her türlü bakteri ve virüsün el ile vücuda gireceğini söylüyor. İnsanlar ellerini mecburen bir yerlere değdiriyorlar ve sonra o ellerle kafa bölgesinde bulunan ağız, burun ve göze ellerini götürüyorlar bu da virüslerin ulaşmak istedikleri yerler. Virüslerin aslında elleri ya da ayakları yok! Onları insanlar bir yerlerden başka yerlere taşıyorlar. Dışarıdan eve geldikten sonra ya da mekan değiştirdikten sonra yapılması gereken tek şey en az 20 saniye boyunca elleri bol sabunla uzun uzun ovarak yıkamak.
Sabunlar virüs ve bakterileri parçaladıkları için korona ve bilimum virüslere karşı kolonyadan da dezenfektanlardan da daha etkili. Sabunlar virüsleri teşkil eden lipid yani yağ yapısını eriterek virüsün bütünlüğünü bozup hatta yok ettiği için mutlaka hijyen için tercih edilmesi en birinci madde olmalı. Sabunun sıvı ya da kalıp sabun fark olması da fark etmiyor.
İnsanın tekamülüyle birlikte geçmişi uzun yıllara dayanan sabun ilk başlarda yağ ve odun külü karışımından oluşuyordu. En az bir yazını köyde ya da yaz kamplarında geçirmiş olanlar bilir ki külün temizleyici bir özelliği vardır. Kamp tenceresini külle temizlemeyenimiz yoktur. Sümer yazıtlarında da adı geçen sabunu bu topraklarda Bizans ve Osmanlı'da kullanmıştı. Asırlardır toplumsal hafıza ile nesilden nesile aktarılan sabunun formülü, 19. yüzyıla geldiğimizde standart hale geldi.
Birden bire ortaya çıkan ve hazırlıksız kaldığımız bir virüs karşısında da imdadımıza sabun yetişti. Organik yağ asitlerinin tuzlarından meydan gelen sabun, su ile kullanıldığında kiri ve yağı sararak yüzeylerden temizliyor. Yağ ve su arasında bir nevi uzlaşma sağlayan sabun,bu özelliğinden dolayı virüsleri de etkisiz hale getiriyor.
Bir RNA virüsü olan Korona, canlı hücresinde kendini çoğaltacak ortamı buluyor. Eller burada çok önemli çünkü insan günde defalarca elini yüzüne götürüyor. Bu virüse karşı en az 20 saniye ellerimizi su ve sabunla yıkamamızı bilim adamları ve doktorlar özellikle tavsiye ediyor. Su virüsle baş etmek için başlıca çözüm olamıyor, sabun kullanıldığında ise sabun en dış tarafta bulunan yağ tabakasını çözdüğü için varsa virüsleri imha ediyor.
Annenizin, babanızın, kardeşlerinizin, dedenizin, anneannenizin, çocuklarınızın ve eşinizin hayatını önemsiyorsanız lütfen dış mekanlarla temas ettiğinizde, tuvalletten çıktığınızda ve yemeklerden sonra mutlaka ellerinizi en az yarım dakika bol su ve sabunla köpürterek ve ovalayarak yıkayın.
Dünyada şu ana kadar 29 milyon kişi bu virüsü kaptı. Virüs sebebiyle 930 bin kişi öldü. Salgın dolayısıyla dünyadaki ekonomik, sosyal, eğitim hayatı sekteye uğradı. Dünya dört gözle bu hastalığa şifa olacak bir aşı beklerken virüsle mücadeleyi maalesef gevşetmiş durumda. Bazı ülkelerde ikinci dalga denebilecek rakamlara ulaşılmış durumda. Bu sayının daha da artmaması için yapılacak en önemli şey el hijyenini sağlamakla birlikte fiziksel mesafeye uymak.
Korona ile mücadelede en birinci önlem el temizliği, bunun ardından sosyal mesafe ve maske kullanımı geliyor. Virüsün ilk çıktığı zamanlarda el temizliğini eldiven ile sağlamayı salık veren uzmanlar daha sonra eldiven kullanımının virüs taneciklerini taşımada daha etkin rol oynadığını tespit etmişler ve eldiven kullanımından halkın uzak durmasını istemişti.
Peki el temizliğini antibakteriyel dezenfektanlarla mı, kolonyalarla mı, yoksa sabunla mı sağlamalıyız? Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Faruk Yorulmaz da Prof. Dr. Osman Müftüoğlu da antibakteriyel temizleyiciler ya da kolonya kullanmak yerine sabun kullanılmasının bu virüsten sakınmakta daha etkili olduğunu dile getiriyorlar.
Gözle göremediğimiz, her an her yerde olabilecek akıllı bir düşmanla karşı karşıya olduğumuzu hatırlatan uzmanlar dışarıdan gelecek her türlü bakteri ve virüsün el ile vücuda gireceğini söylüyor. İnsanlar ellerini mecburen bir yerlere değdiriyorlar ve sonra o ellerle kafa bölgesinde bulunan ağız, burun ve göze ellerini götürüyorlar bu da virüslerin ulaşmak istedikleri yerler. Virüslerin aslında elleri ya da ayakları yok! Onları insanlar bir yerlerden başka yerlere taşıyorlar. Dışarıdan eve geldikten sonra ya da mekan değiştirdikten sonra yapılması gereken tek şey en az 20 saniye boyunca elleri bol sabunla uzun uzun ovarak yıkamak.
Sabunlar virüs ve bakterileri parçaladıkları için korona ve bilimum virüslere karşı kolonyadan da dezenfektanlardan da daha etkili. Sabunlar virüsleri teşkil eden lipid yani yağ yapısını eriterek virüsün bütünlüğünü bozup hatta yok ettiği için mutlaka hijyen için tercih edilmesi en birinci madde olmalı. Sabunun sıvı ya da kalıp sabun fark olması da fark etmiyor.
İnsanın tekamülüyle birlikte geçmişi uzun yıllara dayanan sabun ilk başlarda yağ ve odun külü karışımından oluşuyordu. En az bir yazını köyde ya da yaz kamplarında geçirmiş olanlar bilir ki külün temizleyici bir özelliği vardır. Kamp tenceresini külle temizlemeyenimiz yoktur. Sümer yazıtlarında da adı geçen sabunu bu topraklarda Bizans ve Osmanlı'da kullanmıştı. Asırlardır toplumsal hafıza ile nesilden nesile aktarılan sabunun formülü, 19. yüzyıla geldiğimizde standart hale geldi.
Birden bire ortaya çıkan ve hazırlıksız kaldığımız bir virüs karşısında da imdadımıza sabun yetişti. Organik yağ asitlerinin tuzlarından meydan gelen sabun, su ile kullanıldığında kiri ve yağı sararak yüzeylerden temizliyor. Yağ ve su arasında bir nevi uzlaşma sağlayan sabun,bu özelliğinden dolayı virüsleri de etkisiz hale getiriyor.
Bir RNA virüsü olan Korona, canlı hücresinde kendini çoğaltacak ortamı buluyor. Eller burada çok önemli çünkü insan günde defalarca elini yüzüne götürüyor. Bu virüse karşı en az 20 saniye ellerimizi su ve sabunla yıkamamızı bilim adamları ve doktorlar özellikle tavsiye ediyor. Su virüsle baş etmek için başlıca çözüm olamıyor, sabun kullanıldığında ise sabun en dış tarafta bulunan yağ tabakasını çözdüğü için varsa virüsleri imha ediyor.
Annenizin, babanızın, kardeşlerinizin, dedenizin, anneannenizin, çocuklarınızın ve eşinizin hayatını önemsiyorsanız lütfen dış mekanlarla temas ettiğinizde, tuvalletten çıktığınızda ve yemeklerden sonra mutlaka ellerinizi en az yarım dakika bol su ve sabunla köpürterek ve ovalayarak yıkayın.
