Hasan Şeref İlhan
Harbi Aktif Üye
. SİYASAL ALANDA İNKILAPLAR
1. Saltanatın Kaldırılması
Osmanlı Devleti'nde egemenlik hakkı padişaha aitti. TBMM açıldığında millet egemenliği benimsenmişti. Ancak o sırada şartlar uygun olmadığından padişaha dokunulmamıştı.
İtilaf Devletleri Lozan konferansına İstanbul Hükümeti'ni de çağırarak Türk tarafını bölmek istemişlerdi. Bu durum TBMM'de sert tepkilere yol açtı. Bundan yararlanan Mustafa Kemal saltanatın kaldırılması için girişimlerde bulundu. TBMM 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırdı.
Saltanatın kalkmasıyla;
a. 622 yıllık Osmanlı Devleti ve Osmanlı hanedanının egemenliği ortadan kalktı. Millet egemenliği kesinleşti.
b. Laiklik konusunda ilk ve en önemli adımlardan biri atıldı.
c. Lozan görüşmelerinde Türk tarafını bölme girişimleri sonuçsuz kaldı.
d. TBMM halifeliğin devamına karar verdi. Osmanlı ailesinden Abdülmecid Efendi halife seçildi.
Saltanatın kaldırılması devlet başkanlığı ve rejim sorunun ortaya çıkmasına neden oldu. Bu sorun da Cumhuriyetin ilanı ile çözüldü.
2. Cumhuriyetin İlanı
Mustafa Kemal daha Amasya genelgesi ve Erzurum Kongresi’nde yeni Türk Devleti’nin millet egemenliğine dayalı olacağını belirtmişti. 1921 Anayasası’nda egemenlik hakkının millete ait olduğu açıkça belirtilmişti. Ancak vatanın kurtuluşuna öncelik verildiğinden rejim konusuna girilmemişti. Saltanatın kaldırılması ile yeni Türk devletinin rejiminin ne olacağı, devlet başkanının kim olacağı konuları gündeme geldi. Bu arada TBMM yenilendi. Yeni meclis Lozan Antlaşması’nı onayladı. Ancak meclis hükümeti sisteminden dolayı hükümet kurmakta zorlandı. Bunun üzerine harekete geçen Mustafa Kemal 29 Mayıs 1923'te Cumhuriyetin ilan edilmesini sağladı.
Cumhuriyetin ilanıyla;
a. Devlet başkanlığı ve rejim sorunu çözüldü.
b. Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlıkları makamları oluştu.
c. Meclis hükümeti yerine kabine sistemine geçildi. Mustafa Kemal Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı seçildi. İsmet Paşa'yı başbakan olarak atadı.
d. Egemenlik hakkı kesin olarak millete verildi.
3. Halifeliğin Kaldırılması
Saltanatın kaldırılmasından sonra halifeliğin devamına karar verilmiş, Abdülmecit Efendi halife seçilmişti. Ancak bu durum ülkede din ve devlet başkanlığı şeklinde iki başlılığa yol açmaktaydı. Ayrıca milliyetçilik, milli egemenlik ve laik devlet anlayışında böyle kurumlara gerek yoktu. Eski rejim yanlıları ile Mustafa Kemal'e ve inkılaplara karşı olanlar halifeyi sığınak olarak görüyorlardı. Halife de bir devlet başkanı gibi hareket ediyordu. Bu durum cumhuriyet rejimini tehlikeye düşürüyordu. Bütün bu nedenlerden dolayı 3 Mart 1924'te halifelik kaldırıldı. Tüm Osmanlı ailesinin de yurt dışına çıkarılması kararlaştırıldı.
Halifeliğin kaldırılmasıyla;
a. Eski rejime dönüş yolları tıkandı.
b. Laiklik alanında en önemli adım atıldı.
c. İnkılapların önündeki engeller ortadan kalktı ve inkılaplar hızlandı.
4. Türkiye'nin Yeniden İdari Teşkilatlanması
Yeni Türk Devleti kurulduktan sonra idari teşkilatı yeniden düzenlendi. En büyük idari birim il oldu. İller ilçelere, ilçeler de nahiye ve köylere ayrıldı. Türkiye'nin ortasında yer alması, savunulma kolaylığı, Milli Mücadelenin merkezi olması gibi nedenlerden dolayı Ankara'nın başkent olması da kabul edildi (13 Ekim 1923).
5. Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri
Yeni Türk Devleti’nin rejimi; millet egemenliğine dayalı demokrasi yönetiminin bir uygulanış biçimi olan cumhuriyetti. Demokrasi yönetimlerinde farklı görüş ve düşüncelerin yönetimde temsil edilmesi gerekliydi. Atatürk farklı görüşlerin mecliste temsil edilmesini, bu yolla hükümet çalışmalarının denetlenmesini ve sorunlara farklı çözümler bulunmasını istiyordu. Bu da ancak çok partili hayata geçmekle mümkündü. Bu nedenle cumhuriyetin ilanından sonra yeni partilerin kurulmasına izin verdi.
a. Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisi)
I. TBMM açıldıktan sonra mecliste gruplaşmalar olmuştu. Ancak bunlar resmi değildi. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra yapılacak inkılaplar için güçlü bir meclis desteğine ihtiyaç duyan Mustafa Kemal 2. TBMM'nin açılışından önce Halk Fırkası’nı kurarak seçimlere gitti ve mecliste çoğunluğu sağladı. 9 Eylül 1923'te partinin adı Cumhuriyet Halk Fırkası oldu. Bu parti 1950 yılına kadar iktidarda kaldı. İnkılapların hemen tamamı bu parti kanalı ile yapıldı. Parti inkılapçı bir düşünceye ve devletçi bir ekonomi anlayışına sahipti.
b. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal ile yakın arkadaşları arasında özellikle inkılaplar konusunda görüş ayrılıkları baş gösterdi. Kazım Karabekir, Ali Fuat Paşa, Rauf Bey’in başını çektiği bu grup Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular. Parti ekonomide liberal, yönetimde muhafazakar bir görüşe sahipti. Atatürk demokrasinin yerleşmesi için yeni kurulan partiyi olumlu karşıladı. Ancak parti kısa sürede inkılap karşıtları ile doldu. Din siyaset aracı olarak kullanıldı. Şeyh Sait isyanının çıkmasında da etkili oldu. Bunun üzerine 3 Haziran 1925'te parti İstiklal Mahkemesi tarafından kapatıldı.
c. Serbest Cumhuriyet Fırkası
1929'da tüm dünyada ortaya çıkan ekonomik bunalım Türkiye'yi de etkiledi. Atatürk hükümet çalışmalarının denetlenmesi ve farklı görüşlerin ortaya çıkması için Ali Fethi Bey’e (Okyar) Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdurdu. Ancak bu parti de kısa sürede inkılap karşıtı eski rejim yanlılarının eline geçti. Tehlikeyi gören Ali Fethi Bey partiyi kapattı. Çok partili hayata bir kez daha ara verildi.
Çok partili hayata ancak 1946'dan sonra geçilebildi.
6. Cumhuriyet Dönemindeki Bazı İç Olaylar
a. Şeyh Sait İsyanı
Cumhuriyetin ilanından sonra hızlanan inkılapları bazı kişiler anlayamadı. Cumhuriyete ve inkılaplara karşı olanlar çok partili hayat denemelerinden yararlandılar. Şeyh Sait; inkılapları ortadan kaldırmak, halifelik ve saltanatı geri getirmek, amacıyla Diyarbakır dolaylarında isyan etti. İsyanı Musul sorununu kendi lehlerine çözmek isteyen İngilizler destekledi. Bunun üzerine Takriri Sükun Kanunu’nu çıkaran hükümet isyanı bastırdı. Suçlular İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak cezalandırıldı. Ancak bu olay çok partili hayata ara verilmesine ve Musul'un kaybedilmesine yol açtı.
b. Mustafa Kemal'e Suikast Girişimi
İnkılap karşıtları Mustafa Kemal'i İzmir gezisi sırasında ortadan kaldırmaya karar verdiler. Ancak suikastçılardan birinin ihbarı sonucu olaya karışanlar yakalanarak cezalandırıldı. Mustafa Kemal “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır” diyerek cumhuriyetin sürekli olacağını belirtmiştir.
c. Menemen Olayı
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılması üzerine Derviş Mehmet ve bir grup adamı İzmir Menemen'de isyan ettiler. Asteğmen Kubilay'ı da şehit ettiler. Olay derhal bastırıldı. Suçlular yakalanarak cezalandırıldı. Ancak bu olay da çok partili hayata bir kez daha ara verilmesine neden oldu.
1. Saltanatın Kaldırılması
Osmanlı Devleti'nde egemenlik hakkı padişaha aitti. TBMM açıldığında millet egemenliği benimsenmişti. Ancak o sırada şartlar uygun olmadığından padişaha dokunulmamıştı.
İtilaf Devletleri Lozan konferansına İstanbul Hükümeti'ni de çağırarak Türk tarafını bölmek istemişlerdi. Bu durum TBMM'de sert tepkilere yol açtı. Bundan yararlanan Mustafa Kemal saltanatın kaldırılması için girişimlerde bulundu. TBMM 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırdı.
Saltanatın kalkmasıyla;
a. 622 yıllık Osmanlı Devleti ve Osmanlı hanedanının egemenliği ortadan kalktı. Millet egemenliği kesinleşti.
b. Laiklik konusunda ilk ve en önemli adımlardan biri atıldı.
c. Lozan görüşmelerinde Türk tarafını bölme girişimleri sonuçsuz kaldı.
d. TBMM halifeliğin devamına karar verdi. Osmanlı ailesinden Abdülmecid Efendi halife seçildi.
Saltanatın kaldırılması devlet başkanlığı ve rejim sorunun ortaya çıkmasına neden oldu. Bu sorun da Cumhuriyetin ilanı ile çözüldü.
2. Cumhuriyetin İlanı
Mustafa Kemal daha Amasya genelgesi ve Erzurum Kongresi’nde yeni Türk Devleti’nin millet egemenliğine dayalı olacağını belirtmişti. 1921 Anayasası’nda egemenlik hakkının millete ait olduğu açıkça belirtilmişti. Ancak vatanın kurtuluşuna öncelik verildiğinden rejim konusuna girilmemişti. Saltanatın kaldırılması ile yeni Türk devletinin rejiminin ne olacağı, devlet başkanının kim olacağı konuları gündeme geldi. Bu arada TBMM yenilendi. Yeni meclis Lozan Antlaşması’nı onayladı. Ancak meclis hükümeti sisteminden dolayı hükümet kurmakta zorlandı. Bunun üzerine harekete geçen Mustafa Kemal 29 Mayıs 1923'te Cumhuriyetin ilan edilmesini sağladı.
Cumhuriyetin ilanıyla;
a. Devlet başkanlığı ve rejim sorunu çözüldü.
b. Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlıkları makamları oluştu.
c. Meclis hükümeti yerine kabine sistemine geçildi. Mustafa Kemal Türkiye'nin ilk cumhurbaşkanı seçildi. İsmet Paşa'yı başbakan olarak atadı.
d. Egemenlik hakkı kesin olarak millete verildi.
3. Halifeliğin Kaldırılması
Saltanatın kaldırılmasından sonra halifeliğin devamına karar verilmiş, Abdülmecit Efendi halife seçilmişti. Ancak bu durum ülkede din ve devlet başkanlığı şeklinde iki başlılığa yol açmaktaydı. Ayrıca milliyetçilik, milli egemenlik ve laik devlet anlayışında böyle kurumlara gerek yoktu. Eski rejim yanlıları ile Mustafa Kemal'e ve inkılaplara karşı olanlar halifeyi sığınak olarak görüyorlardı. Halife de bir devlet başkanı gibi hareket ediyordu. Bu durum cumhuriyet rejimini tehlikeye düşürüyordu. Bütün bu nedenlerden dolayı 3 Mart 1924'te halifelik kaldırıldı. Tüm Osmanlı ailesinin de yurt dışına çıkarılması kararlaştırıldı.
Halifeliğin kaldırılmasıyla;
a. Eski rejime dönüş yolları tıkandı.
b. Laiklik alanında en önemli adım atıldı.
c. İnkılapların önündeki engeller ortadan kalktı ve inkılaplar hızlandı.
4. Türkiye'nin Yeniden İdari Teşkilatlanması
Yeni Türk Devleti kurulduktan sonra idari teşkilatı yeniden düzenlendi. En büyük idari birim il oldu. İller ilçelere, ilçeler de nahiye ve köylere ayrıldı. Türkiye'nin ortasında yer alması, savunulma kolaylığı, Milli Mücadelenin merkezi olması gibi nedenlerden dolayı Ankara'nın başkent olması da kabul edildi (13 Ekim 1923).
5. Çok Partili Hayata Geçiş Denemeleri
Yeni Türk Devleti’nin rejimi; millet egemenliğine dayalı demokrasi yönetiminin bir uygulanış biçimi olan cumhuriyetti. Demokrasi yönetimlerinde farklı görüş ve düşüncelerin yönetimde temsil edilmesi gerekliydi. Atatürk farklı görüşlerin mecliste temsil edilmesini, bu yolla hükümet çalışmalarının denetlenmesini ve sorunlara farklı çözümler bulunmasını istiyordu. Bu da ancak çok partili hayata geçmekle mümkündü. Bu nedenle cumhuriyetin ilanından sonra yeni partilerin kurulmasına izin verdi.
a. Cumhuriyet Halk Fırkası (Partisi)
I. TBMM açıldıktan sonra mecliste gruplaşmalar olmuştu. Ancak bunlar resmi değildi. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra yapılacak inkılaplar için güçlü bir meclis desteğine ihtiyaç duyan Mustafa Kemal 2. TBMM'nin açılışından önce Halk Fırkası’nı kurarak seçimlere gitti ve mecliste çoğunluğu sağladı. 9 Eylül 1923'te partinin adı Cumhuriyet Halk Fırkası oldu. Bu parti 1950 yılına kadar iktidarda kaldı. İnkılapların hemen tamamı bu parti kanalı ile yapıldı. Parti inkılapçı bir düşünceye ve devletçi bir ekonomi anlayışına sahipti.
b. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal ile yakın arkadaşları arasında özellikle inkılaplar konusunda görüş ayrılıkları baş gösterdi. Kazım Karabekir, Ali Fuat Paşa, Rauf Bey’in başını çektiği bu grup Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular. Parti ekonomide liberal, yönetimde muhafazakar bir görüşe sahipti. Atatürk demokrasinin yerleşmesi için yeni kurulan partiyi olumlu karşıladı. Ancak parti kısa sürede inkılap karşıtları ile doldu. Din siyaset aracı olarak kullanıldı. Şeyh Sait isyanının çıkmasında da etkili oldu. Bunun üzerine 3 Haziran 1925'te parti İstiklal Mahkemesi tarafından kapatıldı.
c. Serbest Cumhuriyet Fırkası
1929'da tüm dünyada ortaya çıkan ekonomik bunalım Türkiye'yi de etkiledi. Atatürk hükümet çalışmalarının denetlenmesi ve farklı görüşlerin ortaya çıkması için Ali Fethi Bey’e (Okyar) Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdurdu. Ancak bu parti de kısa sürede inkılap karşıtı eski rejim yanlılarının eline geçti. Tehlikeyi gören Ali Fethi Bey partiyi kapattı. Çok partili hayata bir kez daha ara verildi.
Çok partili hayata ancak 1946'dan sonra geçilebildi.
6. Cumhuriyet Dönemindeki Bazı İç Olaylar
a. Şeyh Sait İsyanı
Cumhuriyetin ilanından sonra hızlanan inkılapları bazı kişiler anlayamadı. Cumhuriyete ve inkılaplara karşı olanlar çok partili hayat denemelerinden yararlandılar. Şeyh Sait; inkılapları ortadan kaldırmak, halifelik ve saltanatı geri getirmek, amacıyla Diyarbakır dolaylarında isyan etti. İsyanı Musul sorununu kendi lehlerine çözmek isteyen İngilizler destekledi. Bunun üzerine Takriri Sükun Kanunu’nu çıkaran hükümet isyanı bastırdı. Suçlular İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak cezalandırıldı. Ancak bu olay çok partili hayata ara verilmesine ve Musul'un kaybedilmesine yol açtı.
b. Mustafa Kemal'e Suikast Girişimi
İnkılap karşıtları Mustafa Kemal'i İzmir gezisi sırasında ortadan kaldırmaya karar verdiler. Ancak suikastçılardan birinin ihbarı sonucu olaya karışanlar yakalanarak cezalandırıldı. Mustafa Kemal “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır” diyerek cumhuriyetin sürekli olacağını belirtmiştir.
c. Menemen Olayı
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılması üzerine Derviş Mehmet ve bir grup adamı İzmir Menemen'de isyan ettiler. Asteğmen Kubilay'ı da şehit ettiler. Olay derhal bastırıldı. Suçlular yakalanarak cezalandırıldı. Ancak bu olay da çok partili hayata bir kez daha ara verilmesine neden oldu.