Sirtaki

goldprincess kıırrrmızıı
sürgün yollarının, yitirilmiş aşkların ve erişilmez düşlerin dansı

sirtaki - hasapiko

umut, melankoli ve coşku

Sirtaki dans aleminin ayrıksı otudur. Ne folklör ne de modern danstır; kategorilere sığmaz.

Sürgün ve göçmen düşlerin öksüz çocuğudur Sirtaki. Karasevdanın, çaresizliğin, koyvermişliğin, avareliğin dansıdır. Ama aynı zamanda umudun, aşkın ve ille de ille coşkunun dansıdır Sirtaki.

Buram buram çaresizdir, kararsızdır, ayakta duramayacak kadar sarhoştur; ama kabadayılığı da elden bırakmaz, çabuk toparlanır, narasını atar ve savaş açar umutsuzluk ülkesine.

Yalın ve gönlü zengin bir danstır Sirtaki; güler yüzlüdür, hayatın kutsallarını fazlaca ciddiye almaz.

İyi ile kötünün çok ötesinde, sözün ve düşüncenin hükmünü yitirdiği ve derinlerden, çok derinlerden gelen dizginlenemez tutkuların bedeni ateşe verdiği yerdir Sirtaki ülkesi... Sirtaki ülkesine gelin!

Kirlenmişlikler ve sevgisizliklerle çöplüğe dönen yerküre üzerinde yapacak başka ne kaldı ki...




Kökleri Konstantinopolis'te Saklı Bir Dans

Sirtaki
(Hasapiko Argo)




Günümüz Yunan kültürünün ayrılmaz bir parçası haline gelen Sirtaki-Hasapiko dansı Bizans döneminde İstanbul'da oynanan Hasapiko Argo (Ağır Kasap) dansından doğmuştur. Hasapiko ağırlıklı olarak İstanbul'un Fener ve Balat semtlerinde, kasap loncaları arasında doğdu ve 1900'lü yılların başına kadar kasap loncalarında popülerliğini korudu.

Bu dansın niçin kasaplardan doğduğu, niçin terzi havası değil de kasap havası denildiğini henüz tam olarak anlamış değilim. Ancak Bizans'ta günlük yaşamdan kesitler sunan bir eserde, kasapların hayvanları kesmeden önce bir tür vicdan rahatlatma ritüeli olarak hayvanların etrafında döndükleri, önlerinde diz kırıp çöktükleri türünden bilgilere rastladım. O dönemde Bizans kasaplarının çoğu Arnavut olduğu halde, Hasapiko'nun niçin bir Yunan dansı olarak ünlendiği ise başka bir muamma. Ama eminim ki yeni çalışmalar ortaya çıktıkça dansın kökenine ilişkin bilgilerimiz zenginleşecek, değişip çeşitlenecektir.


Sirtaki mi Hasapiko mu, yoksa Sirtaki-Hasapiko mu?


İsimlendirme konusunda, özellikle de Yunanlı olmayanlar arasında ciddi bir kavram kargaşası, anlaşmazlığı söz konusu. Yine de kimi isimlendirmeler artık yerleşik hale gelmiş durumda. Öncelikle, Sirtaki görece yeni bir sözcüktür, 1960'lı yıllarda kullanılmaya başlamıştır. O yıllara kadar asıl kullanılan sözcük Hasapiko ve onun türevleridir; Hasapiko Argo (Ağır Kasap), Hasapiko Grigoro (Hızlı Kasap) ve Hasaposerviko (Sırp Kasabı) gibi.


Peki Sirtaki nereden çıktı? Sirtaki sözcüğü, bir diğer Yunan dansının adı olan Sirto sözcüğüne, Yunanca'da küçültme ve şirinleştirme eki olan -aki soneki eklenerek elde edilmiştir. Bu yeni isimlendirmeye Hasapiko'da yapılan bir değişiklik nedeniyle ihtiyaç duyulmuştur. Böylece Hasapiko Argo ile Sirtaki arasındaki farka gelmiş oluyoruz; Hasapiko Argo aynı ritimle başlayıp biten yavaş bir danstır. Ancak özellikle Theodorakis ve Hacıdakis gibi bestecilerin 1960'lı yıllarda geleneksel Yunan müziklerine getirdikleri yeni yorumlarla birlikte, geleneksel Yunan dansları da bu dönemde belli bir değişime uğramıştır. Ağır bir ritimle başlayan Hasapiko Argo belli bir noktadan sonra giderek hızlandırılmaya başlamıştır. İşte bu yeni türü saf Hasapiko'dan ayırmak için Sirtaki sözcüğü türetilmiştir. Yani Sirtaki, Hasapiko Argo ile başlayan ama bir süre sonra hızlanan dansın adıdır. Öyleyse Sirtaki hem Hasapiko'ya bağlıdır hem de ondan bağımsızdır.

Öte yandan, bu isimlendirmeleri karmaşık hale getiren şey çeşitli kesimlerin bu danslar karşısındaki tutumlarıdır. Bu anlamda Sirtaki sözcüğü günümüzde bir parça aşınmıştır. Yunan kültürünün özgünlüğü hakkında kaygı taşıyan çevreler Sirtaki sözcüğünü dejenere olmuş, içi boşaltılmış bir sözcük olarak görür ve bu yüzden genellikle Hasapiko sözcüğünü kullanırlar. Bu kültürü fazlaca bilmeyenler ise Hasapiko Argo için bile Sirtaki isimlendirmesini kullanırlar. Ben ise, çeşitli faktörleri dikkate alarak Sirtaki-Hasapiko isimlendirmesini daha kapsayıcı ve açıklayıcı bulduğum için böyle bir isimlendirme kullanmayı tercih ediyorum.

Sirtaki-Hasapiko Müzikleri

Sirtaki-Hasapiko parçalarının müziksel yapısı çoğu zaman 2/4'lük bir ölçüye dayanır. Tempo genellikle 60-65 bar/dakika biçimindedir. Bu standart ölçünün yanı sıra, özellikle Sirtaki parçaları 2/4'lük Hasapiko ölçüsü ile başlayıp, 4/4'lük Hasaposerviko ölçüsü ile bitmektedir. Bu tür parçalarla dansedilirken, dansa ağır Hasapiko ritmi ile başlanır, daha sonra şarkının bir yerinde müziğe bağlı olarak yumuşak ya da sert bir geçişle Hasaposerviko'ya geçilir. Bazı Hasapiko müziklerinde, özellikle de eski parçalarda taksimia denilen uzun bir intro bölümü vardır; ancak yeni parçalardaki taksimialar çok daha kısadır, hatta kimi yeni parçalar doğrudan ritimle başlamaktadır.

Sirtaki-Hasapiko Müziklerinin Enstrümanları

Sirtaki-Hasapiko müziklerinin geleneksel enstrümanı kuşkusuz Buzuki'dir. Yunanca'daki "buzuki" sözcüğü Türkçe'deki "bozuk" sözcüğünden türemiştir; zira buzuki olarak bilinen çalgı, Anadolu'da yaygın bir şekilde kullanılan Bozuk Saz'ın küçültülmüş bir türevidir. Buzuki dışındaki Sirtaki-Hasapiko müzik enstrümanları arasında şunlar sayılabilir: bağlama (baglama), ud (udi), santur (santuri), kanun (kanoni), çimbalo (santurun biraz daha geliştirilmiş türevi), laterna, tulum (gayda), davul (daoli) ve akordeon. Yeni müziklerde bunlara org, gitar ve piyano da eklenmiştir. Sirtaki müziklerinde kimi zaman bu enstrümanlardan birkaçı, kimi zaman da tümü çeşitli kombinasyonlarla bir araya getirilerek, birlikte veya dönüşümlü olarak kullanılmaktadır. Ancak buzuki ve baglama çoğu parçada temel enstrümanlar olarak öne çıkar.

Figürler

Sirtaki-Hasapiko, balo salonlarında büyük bir disiplin ve ciddiyetle icra edilen "avant-garde" danslardan oldukça uzak bir karaktere sahiptir. Modern batı danslarıyla kıyaslandığında, Sirtaki-Hasapiko yalın bir danstır. Ama basit değildir. Bu dansta da belli bir beceri ve ustalık gerektiren birçok karmaşık figür vardır. Bununla birlikte, çeşitli sıçrama ve bükülmeleri saymazsak, Sirtaki-Hasapiko'da bedeni çok zorlayan veya aşırı bir çeviklik gerektiren figürler çok fazla değildir. Hayatlarında hiç dansetmemiş bazı öğrencilerim bile çoğu figürü kolayca öğrenebildi. Ama tuhaf olan şu ki, insanlar esasen basit figürlerde daha çok zorlanıyorlar. Belki de böylesi figürleri hafife aldıkları için! Genel olarak bakıldığında, Bu daınsta öğrenilmesi zor olan şey figürler değildir; esas zorluk, bu figürlere can ve ruh kazandıracak bir tarzı ve havayı kazanma noktasında karşımıza çıkıyor. Yani Sirtaki-Hasapiko öğrenilirken üzerinde en çok durulması gereken şey estetiktir. Figürlerin bedene iyice oturup refleksleşmesi anlamına gelen estetik ise zamanla, ancak bir figür defalarca yapıldıktan sonra kazanılabiliyor. Sevindirici olan şey şu ki, diğer danslarla kıyaslandığında, bu süreç Sirtaki-Hasapiko'da çok hızlı işliyor; öğrenci birkaç hafta içinde çarpıcı bir gelişim kaydedebiliyor.

Sirtaki-Hasapiko ve diğer Yunan danslarının figürleri üzerine pek çok araştırma yapılmıştır. Yunan halk dansları üzerine yaptıkları önemli araştırmalar ve çalışmalarla tanınan Prof. Alkis Raftis ve Dora Stratou gibi araştırmacılar çeşitli figürlerin ortaya çıkışı ve bu figürlere yüklenmiş anlamlar üzerinde hayli ilginç gözlemlerde bulunmuşlardır. Bu çerçevede ele alındığında, Sirtaki-Hasapiko figürleri üç farklı kategoriye ayrılır; coşku ve sevinç figürleri, koyverme ve dağıtma figürleri, toparlanma ve durulma figürleri. Bu figürlerin tümü aynı müzik parçasında ardışık olarak yapılabilir; öte yandan bazı parçalar belli bir figür grubuna daha uygundur
 
Son düzenleme moderatör tarafından:

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
13B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
7B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Üst