Hasan Şeref İlhan
Harbi Aktif Üye
Sesin dudaklarımda fağfur bir Japon tası,
Uzun saçların bir yaz yağmurunun teması,
Ellerin, semaverden akan çay kadar ılık.
Sesin, odaya girmiş bir serçe kadar ürkek,
Ellerim, açık kalan panjuru gösterecek
Ve saçın, gözlerimin içi gibi karanlık.
Yağmur gibi doldursam odayı gözlerinle,
İçinden konuşacak aynalar gözlerinle
Ve gün avuçlarından kayan gümüş bir balık.
Bir koltuğa sinecek sıcaklığın derinden;
Girecek, yaklaşınca başın, kirpiklerinden
Gözlerime ağaçlı bir yol gibi ayrılık.
Uzun saçların bir yaz yağmurunun teması,
Ellerin, semaverden akan çay kadar ılık.
Sesin, odaya girmiş bir serçe kadar ürkek,
Ellerim, açık kalan panjuru gösterecek
Ve saçın, gözlerimin içi gibi karanlık.
Yağmur gibi doldursam odayı gözlerinle,
İçinden konuşacak aynalar gözlerinle
Ve gün avuçlarından kayan gümüş bir balık.
Bir koltuğa sinecek sıcaklığın derinden;
Girecek, yaklaşınca başın, kirpiklerinden
Gözlerime ağaçlı bir yol gibi ayrılık.