Ömer
Yönetici
Bu yazımızda ünlü Fransız ressam Paul Gauguin ’in hayatı ve eserleri hakkında bilgilere değineceğiz. Tam ismi Eugène Henri Paul Gauguin olan ressam 7 Haziran 1848’de Fransa’nın başkenti Paris’te dünyaya geldi.
1851 yılında ailesiyle birlikte henüz 4 yaşındayken Peru’ya yerleşti. Burada 4 sene geçirdikten sonra 1855’te tekrar Paris’e döndü. 16 yaşında asistan pilotluk yapar ve daha sonrasında hava kuvvetleri donanmasında paralı askerlik yapar. 1871’e gelindiğinde tekrar Paris’e döner ve borsa işiyle uğraşır. Dünyayı gezmeye pek meraklı olan ressam iki sene sonra Danimarkalı Mette Sophie Gad ile dünya evine girer ve bu evlilikten 5 tane çocuğu olur.
Daha çocuk yaşlarda ortaya çıkan resim sevdası, her yaşında onun güzel resimler çizmesini sağlar. Boş zamanlarında resim yapan Gauguin , Camille Pisarro ie tanışır ve yakın arkadaşlı kurar. Resimde sanatını ilerlettikten sonra bir stüdyo kiralayıp 1881 ve 1882 yılları arasında düzenlenen Empresyonist sergilerde eserlerini tanıtma imkanı yakalar. Yaz aylarında yakın arkadaşı Pissaro ve Paul Cèzanne ile birlikte resimler yapar. 1884 tarihinde ise ailesi ile birlikte Kopenhag’a göç eder. Ticaret hayatında yaşadığı başarısızlık onu büsbütün resim yapmaya iter ve bu zamanda bol bol resim yapar. Daha sonra ailesini orada bırakıp, büyük oğluyla beraber Paris’e geri gelir. Döneminin meşhur ressamlarından Vincent Van Gogh onu Arles’ davet eder. Burada onunla birlikte koskoca 9 haftayı resim yaparak geçirir. Daha sonra yalnızlıktan dolayı bunalıma girer ve defalarca intihara kalkışır.
Empresyonizm’e küsen ve bu alanda istediği etkiyi ve verimliliği gösteremez hale gelen Gauguin bir arayışa sürüklenir ve başka akımlar aramaya başlar. Afrika ve Asya sanatından etkilenmiştir artık daha mistik ve ilgi çekici çizgilerle sanatını icra etmenin zamanı gelmiştir. Japon kültürünü araştırır ve bu ülkenin sanatının etkisine kapılır.
İleri ki yıllarda maddi açıdan iyice çıkmaza düşen Gauguin , 1891 tarihine gelindiğinde artık ismi sanat dünyasında unutulur olmuştur. Daha sakin bir yaşantı, taze balık ve meyve ile huzur bulabilmek için girişimleri olmuş ve bu uğurda primitif bir tarza yönelime gitmiştir. Burdan elde ettiği birikimle Panama Kanalı ve Tahiti’de yaşamaya başlamıştır. Özellikle Tahiti günlerinde çizdiği “Fatata te Miti”, “la Orana Maria” gibi eserleri sonraki yıllar değerini göstermiştir. Yine Tahiti’de geçirdiği günlerde yöre halkının inanışları ve yaşam şekillerini gözlemleyerek yazdığı Noa Noa: The Tahiti Journal of Paul Guin isimli de bir kitabı vardır.
En önemli ve en müstesna olarak tabir edilen Where do we come from tablosunu ise 1897’de yaşamaya başladığı Puaauia şehirnde tamamlamıştır. Yine aynı yıllar da Avant et Après yani Before and After isimli anıları içeren sanat eserleri hakkında yorumlardan oluşan kitabını da burada kaleme almıştır.
1903 yılına gelindiğinde dönemin hükumeti ve klişesi ile ters düşer ve problemler yaşamaya başlar. Bu problemler onun 3 ay hapse mahkum olmasına neden olur. Ancak henüz hapse girmeye fırsat olmadan 53 yaşında ölür. Ressamın eserlerinin büyük bir kısmını Rus koleksiyoncu Sergei Shchukin tarafından toparlanmıştır. Bu koleksiyondaki pek çok önemli eser Moskova’daki Pushkin Güzel Sanatlar Müzesi’nde halen sergilenmektedir. Çok ender olarak müzayedelere çıkan Gauguin ’in eserleri ortalama 40 milyon dolar civarında değer bulmaktadır.
Gauguin ’in çizgilerinde her ne kadar etkisinde kaldığı Arhur Frank Matthews’i görsek de, o kendine münhasır tarzıyla sanat camiasında saygın bir yer edinmiştir. 2015 yılında Benimle Ne Zaman Evlenecesin adlı tablosu müzayedeye çıkmış ve Katar Emirliği tarafından 300 milyon dolar ödenerek satın alınmıştır. Bir tabloya biçilen en yüksek değer de budur.
Bazı Eserleri
Viroflay'den Manzara, Vaazdan Sonraki Hayal, Sarı İsa, Bretagne'dan Manzara, Çiçekli Kadın, Ay ve Dünya, Vücutlarının Altını, Kumsalda Atlılar, Tahitili Aile.
1851 yılında ailesiyle birlikte henüz 4 yaşındayken Peru’ya yerleşti. Burada 4 sene geçirdikten sonra 1855’te tekrar Paris’e döndü. 16 yaşında asistan pilotluk yapar ve daha sonrasında hava kuvvetleri donanmasında paralı askerlik yapar. 1871’e gelindiğinde tekrar Paris’e döner ve borsa işiyle uğraşır. Dünyayı gezmeye pek meraklı olan ressam iki sene sonra Danimarkalı Mette Sophie Gad ile dünya evine girer ve bu evlilikten 5 tane çocuğu olur.
Daha çocuk yaşlarda ortaya çıkan resim sevdası, her yaşında onun güzel resimler çizmesini sağlar. Boş zamanlarında resim yapan Gauguin , Camille Pisarro ie tanışır ve yakın arkadaşlı kurar. Resimde sanatını ilerlettikten sonra bir stüdyo kiralayıp 1881 ve 1882 yılları arasında düzenlenen Empresyonist sergilerde eserlerini tanıtma imkanı yakalar. Yaz aylarında yakın arkadaşı Pissaro ve Paul Cèzanne ile birlikte resimler yapar. 1884 tarihinde ise ailesi ile birlikte Kopenhag’a göç eder. Ticaret hayatında yaşadığı başarısızlık onu büsbütün resim yapmaya iter ve bu zamanda bol bol resim yapar. Daha sonra ailesini orada bırakıp, büyük oğluyla beraber Paris’e geri gelir. Döneminin meşhur ressamlarından Vincent Van Gogh onu Arles’ davet eder. Burada onunla birlikte koskoca 9 haftayı resim yaparak geçirir. Daha sonra yalnızlıktan dolayı bunalıma girer ve defalarca intihara kalkışır.
Empresyonizm’e küsen ve bu alanda istediği etkiyi ve verimliliği gösteremez hale gelen Gauguin bir arayışa sürüklenir ve başka akımlar aramaya başlar. Afrika ve Asya sanatından etkilenmiştir artık daha mistik ve ilgi çekici çizgilerle sanatını icra etmenin zamanı gelmiştir. Japon kültürünü araştırır ve bu ülkenin sanatının etkisine kapılır.
İleri ki yıllarda maddi açıdan iyice çıkmaza düşen Gauguin , 1891 tarihine gelindiğinde artık ismi sanat dünyasında unutulur olmuştur. Daha sakin bir yaşantı, taze balık ve meyve ile huzur bulabilmek için girişimleri olmuş ve bu uğurda primitif bir tarza yönelime gitmiştir. Burdan elde ettiği birikimle Panama Kanalı ve Tahiti’de yaşamaya başlamıştır. Özellikle Tahiti günlerinde çizdiği “Fatata te Miti”, “la Orana Maria” gibi eserleri sonraki yıllar değerini göstermiştir. Yine Tahiti’de geçirdiği günlerde yöre halkının inanışları ve yaşam şekillerini gözlemleyerek yazdığı Noa Noa: The Tahiti Journal of Paul Guin isimli de bir kitabı vardır.
En önemli ve en müstesna olarak tabir edilen Where do we come from tablosunu ise 1897’de yaşamaya başladığı Puaauia şehirnde tamamlamıştır. Yine aynı yıllar da Avant et Après yani Before and After isimli anıları içeren sanat eserleri hakkında yorumlardan oluşan kitabını da burada kaleme almıştır.
1903 yılına gelindiğinde dönemin hükumeti ve klişesi ile ters düşer ve problemler yaşamaya başlar. Bu problemler onun 3 ay hapse mahkum olmasına neden olur. Ancak henüz hapse girmeye fırsat olmadan 53 yaşında ölür. Ressamın eserlerinin büyük bir kısmını Rus koleksiyoncu Sergei Shchukin tarafından toparlanmıştır. Bu koleksiyondaki pek çok önemli eser Moskova’daki Pushkin Güzel Sanatlar Müzesi’nde halen sergilenmektedir. Çok ender olarak müzayedelere çıkan Gauguin ’in eserleri ortalama 40 milyon dolar civarında değer bulmaktadır.
Gauguin ’in çizgilerinde her ne kadar etkisinde kaldığı Arhur Frank Matthews’i görsek de, o kendine münhasır tarzıyla sanat camiasında saygın bir yer edinmiştir. 2015 yılında Benimle Ne Zaman Evlenecesin adlı tablosu müzayedeye çıkmış ve Katar Emirliği tarafından 300 milyon dolar ödenerek satın alınmıştır. Bir tabloya biçilen en yüksek değer de budur.
Bazı Eserleri
Viroflay'den Manzara, Vaazdan Sonraki Hayal, Sarı İsa, Bretagne'dan Manzara, Çiçekli Kadın, Ay ve Dünya, Vücutlarının Altını, Kumsalda Atlılar, Tahitili Aile.
Son düzenleme:
