Pasif içiciliğin zararları nelerdir?

Ömer
Yönetici
Pasif içiciliğin zararları nelerdir?

Pasif sigara içiciliğinin bunama riskini artırabileceği belirlendi.

Çinli bilim adamlarının İngiliz ve Amerikalı meslektaşlarıyla Çin'in 5 bölgesinde yaptığı, 60 yaşın üzerindeki yaklaşık 6 bin kişinin katıldığı araştırma, sigara dumanına maruz kalan kişilerde bunama riskinin arttığını gösterdi.
pasif-icicilik-sigara.jpg

Araştırmacılar, pasif içiçilerde ciddi bunama belirtileri gördü. Belirtilerin dumana maruz kalma oranı ve süresine göre değiştiği belirtildi.

Araştırmacılar, pasif içiciliğin bunama konusunda ciddi risk etkeni olarak görülmesi gerektiğini ve dumana maruz kalmaktan kaçınmanın riski azaltabileceğini vurguladı.

Araştırma, ''Occupational and Environmental Medicine'' dergisinde yayımlandı.

Pasif içiciliğin kalp-damar, solunum yolları hastalıkları ile akciğer kanseri riskini artırdığı biliniyordu. Ancak bunama riskini artırdığı ilk kez bilimsel olarak ortaya konuldu.
 
Ömer
Yönetici
Bir tek dal sigaranın içinde 4 bin kadar zararlı kimyasal maddenin bulunduğunu belirten WHO Genel Direktörü Dr. Margaret Chan, bunlardan 50'sinin kansere neden olduğunu söyledi.

31 Mayıs "Dünya Sigarasız Günü" dolayısıyla bir açıklama yapan Chan, dünya ülkelerine toplumsal ve kapalı mekanlar ile iş yerlerinde sigara içimine kesin yasak getirilmesi talebinde bulundu. Birçok ülkenin sigaraya karşı ciddi mücadele verdiğini aktaran Chan, "Kapalı ortamlarda içimin dünya genelinde yüzde yüz olarak yasaklanması gerekiyor. Sigaranın yalnız içenlere değil pasif içicilere de verdiği zarar ortada." dedi.

Sigaranın yalnız içenlere değil pasif içiciler için de ölümcül olduğu belirtildi. BM Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sigaranın toplumsal mekanlarda ve iş yerlerinde kesinlikle yasaklanmasını istedi. Dünya genelinde yaklaşık 700 milyon çocuğun aile ortamlarında pasif içici durumda bulunduğunu belirten WHO, her yıl 5 milyon insanın sigaradan dolayı hayatını yitirdiğini açıkladı. Bir tek dal sigaranın içinde 4 bin kadar zararlı kimyasal maddenin bulunduğunu bildiren WHO Genel Direktörü Dr. Margaret Chan, bunlardan 50'sinin kansere neden olduğunu söyledi. 31 Mayıs "Dünya Sigarasız Günü" dolayısıyla bir açıklama yapan Genel Direktör Chan, dünya ülkelerine toplumsal ve kapalı mekanlar ile iş yerlerinde sigara içimine kesin yasak getirilmesi talebinde bulundu. Birçok ülkenin sigaraya karşı ciddi mücadele verdiğini aktaran Chan, "Kapalı ortamlarda içimin dünya genelinde yüzde yüz olarak yasaklanması gerekiyor. Sigaranın yalnız içenlere değil pasif içicilere de verdiği zarar ortada." diye konuştu. Pasif içicilerin özellikle kalp rahatsızlığı, nefes darlığı ve kardiyovasküler gibi ciddi sağlık sorunları yaşadığına vurgu yapan Genel Direktör, bunun da yetişkinlerde erken ölüme neden olduğunu söyledi. Ailede içilen sigara dumanına maruz kalan çocukların da ciddi hastalıklar yaşadığını ileri süren Chan, özellikle astım rahatsızlığının görüldüğünü ifade etti.

Her yıl 200 bin işçi sigaradan ölüyor

WHO her yıl dünya genelinde 200 bin işçinin sigaradan öldüğünü açıkladı. WHO, iş yerlerinde içilen sigaradan dolayı hem kullananların hem de pasif içicilerin hayatlarını kaybettiğini belirtti. WHO ayrıca evlerde içilen sigaradan dolayı tahminen dünya genelinde 700 milyon çocuğun pasif içici durumda olduğunu açıkladı. WHO ve ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi'nin ( US Center for Disease Control and Prevention CDC) 1999-2005 yılları arasında 13-15 yaş grupları arasındaki öğrenciler üzerinde yaptığı araştırma gençlerin yüzde 43.9'unun evde içilen sigaradan dolayı pasif içici olduğunu ortaya çıkardı. 132 ülke genelinde yapılan araştırmada öğrencilerin yüzde 55.8'inin de toplumsal mekanlarda içilen sigaradan dolayı pasif içici oldukları belirlendi. Kapalı mekanlarda sigara içiminin yasaklanmasını isteyen öğrenci oranı da yüzde 76.1 olarak açıklandı.

WHO, sigaranın ekonomilere de büyük zarar verdiğini ortaya koydu. Açıklamada sigaranın özellikle sağlık giderleri ile iş yerlerine sigorta, işgücü kaybı gibi olumsuz etkileri dile getirildi. WHO Direktör Vekili Dr. Douglas Bettcher, "Bu sene özellikle politikacılardan, iş yeri sahiplerinden ve kanun koyuculardan ortak bir mücadele bekliyoruz." diye konuştu. Dünya genelinde her yıl sigaradan yaklaşık 5 milyon insanın hayatını kaybettiğine dikkat çeken Dr. Bettcher, bu şekilde tütün tüketiminin devam etmesi durumunda yakın gelecekte ölümlerin katlanarak artacağını söyledi.
 
Ömer
Yönetici
Pasif içicilik kısırlığa yol açıyor

Sigara içen kadınların yumurtalıklarının sağlıklı yumurta üretmeye direnç gösterdiğini belirten uzmanlar, tütün kullanımının doğal yollarla gebe kalmayı zorlaştırdığını belirtiyor.

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Op. Dr. Senai Aksoy, erkeklerin yoğun sigara kullanımının sigara kullanmayan eşini pasif içici yaptıkları için, nikotin solumasına ve üreme sağlığında bozulmalara sebep olduğunu söylüyor. Aksoy, sigara içimi ile alınan nikotinin yumurtalıklardaki hücreleri etkileyerek, kadının yumurtasının genetik anomalilere daha fazla eğilimli olmasına sebebiyet verdiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Nikotin, menopozun beklenenden erken gelmesine neden olan bir zehirdir. Menopoz öncesinde de sigara içen kadınların yumurtalıkları, sağlıklı yumurtalar üretmeye direnç gösterir hale gelir ve araştırmaların da gösterdiği gibi, sigara kullanımı doğal yollarla gebe kalmayı zorlaştırırken, düşükleri hızlandırır. Günde 1 veya 2 paket gibi yoğun sigara içen erkeklerin, spermlerinde daha fazla olarak şekil ve hareket bozukluklarına ve anomalilere rastlanmaktadır. Bu da erkek kısırlığına sebep olabilir.”
 
Ömer
Yönetici
Pasif içiciler 10 kat fazla zehir soluyor

Uzmanlar, her yıl milyonlarca kişinin sigaraya başladığını ve çevresini de etkilediğini ifade ediyor. Uzmanlar, çevresel sigara dumanın çekilen dumana göre 10 kat daha zehirli olduğunu vurguluyor.

Dünyada 1,2 milyar kişi sigara içiyor. Sigara içenlerin yüzde 47'si erkek, yüzde 12'si kadın. Bir yılda 5 milyon kişi sigaradan ölüyor. 2030 yılında 2 milyar sigara içicisi olacağı tahmin ediliyor. Çevresel sigara dumanı yani pasif içicilik yoluyla dünyada 600 bin kişi ölüyor. Türkiye'de ise her yıl 8 bin 750 kişi pasif içicilikten hayatını kaybediyor.

Acıbadem Sağlık Grubu Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nihal Özşeker, "Sigara içmek kişinin yalnız kendisine değil çevresine de zarar verir. Çevresel sigara dumanında kanser yapıcı maddeler sigaradan çekilenden 10 kat daha fazla bulunmuştur." dedi.

Dr. Özşeker, sigara kullanan bir içicinin sigara kullanmaması durumunda nikotin maddesinin eksikliğini hissettiğini söyledi. İçicinin yaşadığı bu eksikliğin nikotin bantları ve nikotin sakızları kullanılarak giderilmeye çalışıldığını kaydeden Özşeker, "Giderek azalan dozlarla verilerek nikotin yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması önleniyor. Ancak bu yöntemlerin hekim kontrolünde kullanılması gerekiyor." şeklinde konuştu.

Sigarayı bırakmada ilaç tedavisinin etkili olduğunu ifade eden Özşeker, "İlaca başladıktan sonra en geç 7 -10 gün içinde, önceden belirlenmiş olan sigara bırakma gününde sigarayı bırakmak gerekiyor. Hekim desteği almadan tek başına ilaç kullanımı başarısızlıkla sonuçlanabilir." dedi. Sigarayı bırakma sürecinde hekimlerin hastalarla haftalık görüşmeler yaptığını belirten Özşeker, "Yüzyüze ve telefonda sürekli olarak bilgi ve destek veriliyor, kişi motive ediliyor. Psikolojik ve psikiatrik değerlendirmeler yapılıyor. Ekip halinde çalışan sigara bırakma polikliniklerinin başarı oranları çok yüksek." diyerek hastaların psikolojik olarak desteklendiğini dile getirdi.

Şeker, sigara içenlerin yüzde 70'inin hayatlarının bir döneminde sigarayı bırakmayı düşündüğünü, yüzde 30'unun her yıl bırakmayı denediğini söyledi. Yüzde 10'luk bir kesimin sigarayı kendiliğinden bıraktığını söyleyen Özşeker, "Sigara bırakma polikliniklerinde kişinin uyumuna bağlı olarak yüzde 40'lara kadar ulaşıyor. Sigarayı bırakma polikliniklerinde hekimlerin ve bırakmak isteyenlerin tüm çabalarına karşın, tekrar sigaraya başlama riski her zaman var. Bu nedenle hep geri dönüşü yaratan sebepleri konuşmak gerekiyor. Sigaraya tekrar başlamaya neden olacak davranışlar inceleniyor. Sigarayı bırakmak amacıyla tedavi gören kişiler, ilk ay yoğun tedavi programını takiben daha sonra ayda bir, üç ayda bir, altı ayda bir ve yıllık kontrollerle izleniyor. Eğer bir yıl sigara içmemeyi başarabildiyse, kişinin sigarayı bıraktığı düşünülüyor." ifadelerini kullandı.
 
Ömer
Yönetici
Pasif içicilik kanser riskini artırıyor

Sigara kullanmayanların da özellikle evlerde ve iş yerlerinde tütün dumanına maruz kaldıklarına dikkati çeken Çelik, dünyadaki 1.5 milyar çocuğun yarısının pasif içiciliğe maruz kaldığını, Türkiye'de de bu oranın yüzde 80'lerde olduğunun tahmin edildiğini ifade etti. Çelik, ''Sigara, evlerin balkonlarında, mutfaklarında, halka açık mekanlarda ve özel taşıtlarda da içildiği sürece pasif içiciler risk altındadır'' dedi.

Çelik, 19 Mayıs 2008'de yürürlüğe giren ''Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun''la kapalı mekanlarda sigara içilmesinin yasaklanmasını desteklediklerini, kanunun kapsamının 2009 Temmuz ayından itibaren genişletilerek lokanta, kahvehane, kafeterya ve barlarda yasaklanmasıyla da sigara ile mücadelede önemli bir yol alınacağını bildirdi.

Her şeye rağmen sigara kullanımının azaltılması için yasakların yetersiz kalacağı görüşünü savunan Çelik, öncelikle kişinin sigarayı bırakmaya karar vermesi gerektiğini söyledi. Çelik, sigarayı kendi iradesi ile bırakma oranının yaklaşık yüzde 1-2 olduğunu vurgulayarak, sigara bırakma sürecinde uzman doktorlardan yardım alınması gerektiğini söyledi.

-''HER YIL 160 BİN ÇOCUK KANSERE YAKALANIYOR''-

Çelik, pasif içicilikten korunmak için hiçbir havalandırma yönteminin yeterli olmadığına, tütün dumanının, kısa süreli havalandırmayla odadan çıkmadığına, eşyalara, duvarlara, giysilere ve tene işlediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

''Pasif içicilik, özellikle çocuklarda astım, zatürre, kulak iltihabı gibi hastalıkların görülme oranını artırmaktadır.

Dünyada her yıl 160 bin çocuk kansere yakalanmaktadır ve bunların 90 bini yaşamını yitirmektedir. Bu çocukların çoğu, sigara bağımlısı değil, pasif içicilerdir. Alınacak önlemlerle bu sayının yüzde 80'i kurtarılabilir.

Akciğer kanserlerinin yüzde 90'ı tütünle bağlantılı. Her yıl 40 bin kişi akciğer kanserine yakalanıyor. Herkese sesleniyoruz. Tütün mamulleri kullanmayın. Çocuklarınızı, bebeklerinizi ve gençleri pasif içicilikten koruyun.''

Türkiye'de sigaraya başlama yaşının 11'e düştüğünü, gençlerin ve çocukların yüzde 30'unun sigara içtiğini, gençlerin ve çocukların yüzde 80-90'ının ise özellikle evlerinde sigara dumanına maruz kaldığını dile getiren Çelik, çevresel tütün dumanının ciddi bir kanserojen olduğunu vurguladı.

Çelik, çevresel tütün dumanının, ana akım ve yan akım olmak üzere ikiye ayrıldığını belirterek, ''Ana akım, sigara içicisinin soluduğu duman, yan akım ise sigaranın yanan ucundan çıkan dumandır. Bir sigaradan ortama saçılan dumanın büyük çoğunluğu yan akımdan oluşmaktadır. Bazı kanser yapıcı maddelerin miktarı da yan akım dumanda ana akıma göre 10-200 kat daha fazladır. Çevresel tütün dumanına maruz kalma, sigara içmeyenlerde akciğer kanserini yüzde 30-40 arttırmaktadır'' diye konuştu.

Sigaraya maruz kalan genç kadınlarda meme kanseri riskinin de arttığına dikkati çeken Çelik, ''Menopoz öncesi kadınlarda meme kanserine yakalanma riski 2,6 kat daha fazladır. Az ama devamlı sigara dumanına maruz kalan kadınlarda 50 yaşına kadar meme kanseri olma olasılığı yüzde 60'lara ulaşmaktadır'' dedi.

-''EVDE SİGARA KULLANIMI ARTTI''-

Çelik, kapalı mekanlarda tütün mamullerinin yasaklanmasıyla, kullanıcıların ev ortamında sigara içmeye yönelme riski taşıdığını belirterek, ''Sigara bağımlıları, dış ortamdaki baskıya karşı gelemeyip, evde yakınlarına bu baskıyı kurarak yanlarında sigara içmeye yönelebilirler. Ebeveynleri böyle davranmamaları noktasında uyarıyoruz. Eşlerinizin ve çocuklarınızın sağlığıyla oynamayın. Dışarıda sadık kaldığınız yasaklara evinizde ve arabanızda da uyun'' uyarısında bulundu.

Yasakların ardından bağımlıların büyük bir kısmının gün içerisinde daha az sigara içtiğini, eve döndükten sonra ya da özel aracına bindiğinde sigara tüketimine yöneldiğini gözlemlediklerini ifade eden Çelik, şunları söyledi:

''Yasaktan sonra, bağımlıların çoğunluğu iş saatlerinde eskisine göre daha az sigara içmeye başladı. Bu çok önemli bir başarıdır. Ancak, eve döndüklerinde gün içerisinde ihtiyaç duydukları nikotini alabilmek için daha fazla sigara içiyorlar. Soğuk havanın da etkisiyle ev ya da özel araçları içinde sigara içerken ailenin diğer bireylerine de daha fazla zarar veriyorlar.

Tiryakilerin, en sevdikleri kişilere ölümcül olabilecek bir zarar verdiklerinin farkında olmaları ve dışarıda uydukları yasağı eve de taşımalarına özen göstermeleri gerekiyor. Bu hem yakınlarına zarar vermelerini engelleyecek hem de sigarayı bırakmalarına yardımcı olacaktır. Bu nedenle, sigara yasağına evde de uyulmalı.''
 
Ömer
Yönetici
Pasif İçicilerin Gördüğü Zararlar Nelerdir?

Sigara dumanına maruz kalmak, çocuklarda özellikle fazla olmak üzere tüm sigara içmeyenlerin sağlığını tehdit eder.

İkinci el sigara dumanı diye tabir edilen duman içmeyenler tarafından solunur. Bu duman sigara veya pipo içenlerin akciğerlerinden dışarıya çıkan dumandır.

Sigara içinin birinin yanında durup nefes almak pasif içici anlamına gelir. Eğer düzenli olarak günde birkaç defa sigara içen birinin etrafında oluyorsanız, sizin de sağlığınız aynı tehditlerle karşı karşıya demektir.

Sigara içmeyen bir kişi, sigara içilen bir odada 1 saat kadar durursa, bu onun 10 adet sigaradan alacağı zararlı kimyasalların hepsini sigara içer gibi ciğerlerine çektiği anlamına gelmektedir.

Son zamanlarda yapılan bazı araştırmalar ışığında, sigara içen annelerin çocuklarında ADHD sendromu ismi verilen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, ve bunda sigaranın rolünün çok büyük olduğu belirlendi. Ve tabii ki sigara içen ebeveynlere sahip çocukların büyük bir kısmı ilerideki yaşlarda sigara bağımlısı oluyorlar.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
LAL
Yanıtlar
0
Görüntülenme
14B
Üst