Osmanlı Devletinde Vakıflar, Osmanlı devleti vakıf sistemi
Osmanlı Devletinin Vakıfları
Osmanlı devletinde her vakfın üç ana amacı vardı.Bağış bu bağışın ürettiği düzenli ve devamlı uzun sureli gelir ve son olarak belli bır amaçki bu saglıktan egıtıme ve beledıye hızmetlerıne yukarıda adı gecen alanların herhangı bırınde olabılır.Tarihte zengin bir birey yakın çevresinde zorunlu bir ihtiyaç gordugu zaman bu sorunla ugrasmak uzere bır vakıf kurmus ve bu da merkezı bır karar verme bıcımıne ımkan vermıstır.Vakıfların merkezı karar verme yetısı vakıfların yerel sorunları burokratık merkezı otorıteye kıyasla cok daha hızlı bır sekılde ıyılestırebılmesını saglamıstır.
Birçok vakıf kurulmuştur.Akla gelen her şey: Cami, mescid, külliye, medrese, mektep, çeşme, sebil, selsebil, şadırvan, yalak, fıskıye, havuz, kuyu, kaplıca, hamam, çifte hamam, ılıca, hela, yol, köprü, kervansaray, imaret, hastane, kütüphane, namazgah, musallâ, gasilhane, tekke, ribat, zaviye, hücre, dergâh, türbe, künbed, çarşı, pazar, han, bahçe, tarh, lağım, kışla, kale, hisar-beçe, palanka, burç, hendek, tabya, kaldırım, sokak, park, bulvar, miskinhane, kalenderhane, darülkura, darülhuffâz, dârülhadis, muvakkıthane, liman, fener, deniz feneri, yunak (çamaşırhane), yağhane, mumhane, şekerhane, demirhane, dökümhane, fırın, tezgâh, mezbaha, tophane, güllehane, şişhane, ahır, hara, dershane, tımarhane, dârüşşifâ, nişangâh, fetvâhane, menzilhane, nişantaşı, sâyebân, kameriyye, çardak, suyolu, sarnıç, tâbhane (prevantoryum), müftihane, mahkeme, sığınak, kabristan, köşk, konak, saray, sâhilsaray, yalı, ev, meşrûtahane, liman, iskele, kahvehane, bozahane, şırahane, kıraathane, eczahane, mahzen, cedvel (kanal) ve daha pek çok şey...
Bunların bir kısmı hayır eseri, bir kısmı da hayır eserlerine gelir sağlayan vakıf mülk olarak yaptırılıyordu. Her birinin çeşitleri de vardı.
Çok büyük hayır müessesesi olduğu kadar ticareti ayakta ve yolları canlı tutan bir kuruluş kervansaraylardır.
Kervansarayların daha mütevazı olanlarına "han" denilmektedir. Han ve kervansarayların ekserisinin vakıfnâmesinde yolcuların hayvanları ile berabe üç gün misafir edileceği yedirilip içirileceği şartı vardır.
Türbelerin bakımı için de vakıflar yapılmış olması tabiîdir. Bunların en muazzamı Eyüp Türbesi idi. 10 türbedar72 hafız olmak üzere türbenin hizmetinde 117 kişi bulunuyordu.
Son derece sevap sayılan vakıflardan bir su vakıfları idi. Her taraftan su akardı. Bazı camilerde -abdest almak için- yaz kış sıcak su akması o caminin vakıfnâmesi icabı idi.
Sonuç olarak Osmanlı vakıf sisteminin mirası kurumsal tasarımdaki belli bazı değişikliklerle de olsa etkilemeye devam etmektedir.Vakıfların İslam dünyasında ilk sivil toplum kuruluşu unsuru oldukları iddia edilebilir;dolayısıyla bunların altının oyulması canlı ve özgür bir sivil toplumun kritik önemde olduğu demokrasi mücadelesine yarar değil ancak zarar verecektir.
Osmanlı Devletinin Vakıfları
Osmanlı devletinde her vakfın üç ana amacı vardı.Bağış bu bağışın ürettiği düzenli ve devamlı uzun sureli gelir ve son olarak belli bır amaçki bu saglıktan egıtıme ve beledıye hızmetlerıne yukarıda adı gecen alanların herhangı bırınde olabılır.Tarihte zengin bir birey yakın çevresinde zorunlu bir ihtiyaç gordugu zaman bu sorunla ugrasmak uzere bır vakıf kurmus ve bu da merkezı bır karar verme bıcımıne ımkan vermıstır.Vakıfların merkezı karar verme yetısı vakıfların yerel sorunları burokratık merkezı otorıteye kıyasla cok daha hızlı bır sekılde ıyılestırebılmesını saglamıstır.
Birçok vakıf kurulmuştur.Akla gelen her şey: Cami, mescid, külliye, medrese, mektep, çeşme, sebil, selsebil, şadırvan, yalak, fıskıye, havuz, kuyu, kaplıca, hamam, çifte hamam, ılıca, hela, yol, köprü, kervansaray, imaret, hastane, kütüphane, namazgah, musallâ, gasilhane, tekke, ribat, zaviye, hücre, dergâh, türbe, künbed, çarşı, pazar, han, bahçe, tarh, lağım, kışla, kale, hisar-beçe, palanka, burç, hendek, tabya, kaldırım, sokak, park, bulvar, miskinhane, kalenderhane, darülkura, darülhuffâz, dârülhadis, muvakkıthane, liman, fener, deniz feneri, yunak (çamaşırhane), yağhane, mumhane, şekerhane, demirhane, dökümhane, fırın, tezgâh, mezbaha, tophane, güllehane, şişhane, ahır, hara, dershane, tımarhane, dârüşşifâ, nişangâh, fetvâhane, menzilhane, nişantaşı, sâyebân, kameriyye, çardak, suyolu, sarnıç, tâbhane (prevantoryum), müftihane, mahkeme, sığınak, kabristan, köşk, konak, saray, sâhilsaray, yalı, ev, meşrûtahane, liman, iskele, kahvehane, bozahane, şırahane, kıraathane, eczahane, mahzen, cedvel (kanal) ve daha pek çok şey...
Bunların bir kısmı hayır eseri, bir kısmı da hayır eserlerine gelir sağlayan vakıf mülk olarak yaptırılıyordu. Her birinin çeşitleri de vardı.
Çok büyük hayır müessesesi olduğu kadar ticareti ayakta ve yolları canlı tutan bir kuruluş kervansaraylardır.
Kervansarayların daha mütevazı olanlarına "han" denilmektedir. Han ve kervansarayların ekserisinin vakıfnâmesinde yolcuların hayvanları ile berabe üç gün misafir edileceği yedirilip içirileceği şartı vardır.
Türbelerin bakımı için de vakıflar yapılmış olması tabiîdir. Bunların en muazzamı Eyüp Türbesi idi. 10 türbedar72 hafız olmak üzere türbenin hizmetinde 117 kişi bulunuyordu.
Son derece sevap sayılan vakıflardan bir su vakıfları idi. Her taraftan su akardı. Bazı camilerde -abdest almak için- yaz kış sıcak su akması o caminin vakıfnâmesi icabı idi.
Sonuç olarak Osmanlı vakıf sisteminin mirası kurumsal tasarımdaki belli bazı değişikliklerle de olsa etkilemeye devam etmektedir.Vakıfların İslam dünyasında ilk sivil toplum kuruluşu unsuru oldukları iddia edilebilir;dolayısıyla bunların altının oyulması canlı ve özgür bir sivil toplumun kritik önemde olduğu demokrasi mücadelesine yarar değil ancak zarar verecektir.