mezar taşına yazılan mektup

xisyankarx !!!.isyankar.!!!
Senin sevmeye engel acıların vardı,benimde keçi gibi bir inadım.Sen iyi bir arkadaş olurdun,can yoldaşı olurdun,ama asla sevemezdin.Biliyorum sevmeye engel acıların var senin.Ben ise inatçının biriyim,bir şey olacak dedim mi,o kesinlikle olacaktır.Üstelik senin için hissettiğim duygunun aşk olduğunu da biliyordum.Kafama takmıştım bir kere,o engelleri bir bir kaldırıp beni sevecektin,hem de öyle sevecektin ki,uğruma Azrail'e davetiye çıkaracaktın...

Tesadüfler zincirinin ilk halkasıyla tanışmıştık seninle ve bu zincire her halka eklenişinde,farklı boyutlara sürükleniyordu dostluğumuz.Bana her yazışlarında,içindeki kıpırtıyı,göz bebeklerinde ki coşkuyu hissedebiliyordum.fazla bir zaman geçmediği halde,üstelik birbirimizi hayal edebildiğimizin dışında görmediğimiz halde çok iyi arkadaş olmuştuk,can yoldaşı olmuştuk.Birbirimize can yoldaşım diye hitap ederdik hatırlıyor musun,oysa o zaman bile sana aşkım demenin hasretiyle kavruluyordu içim.Bana kendinden bahsederdin,içimde öyle güzeldin ki,bu güzellik,saray bahçelerinde hercai menekşe toplayan prensesleri bile kıskandırırdı.İşte bu yüzden sana pamuk prenses demiştim.Öyleydin prensestin benim için.Seni hayal ederken hep saray bahçelerinin en güzel yerinde olurdun,başka bir yeri yakıştıramıyordum sana.Birde,birde kendime bakardım,o saraydan çok uzaktaki bir kulübede yaşayan bir çoban gibi hissederdim kendimi...Bazen sen güneş olurdun içimde,ben ise yıldız.Düşünsene güneşle yıldız yan yana gelirse,görebilir misin o yıldızı.Ne zaman güneş kaybolsa yıldızlar o zaman belirir gökyüzünde.En son baktığımda bir yıldız eksikti gökyüzünde.Artık o yıldız gözükmese de güneşle doğup,güneşle batıyordu, ne sen görebiliyordun o yıldızı,ne ben,nede bir başkası...

Fırtınanın sürüklediği bir tekne gibiydi yüreğim.Kontrolünü kaybetmişti.Zaman denen dalga sürüklüyordu beni adı olmayan bu sevdaya.Anası babası olmayan bir çocuk gibi adı da olmayacaktı bu sevdanın,sonu da.Seni sevdiğimi söylediğimde,gizleyememiştin heyecanını,bende seni seviyorum dememek için zor tutmuştun kendini,fakat daha fazla dayanamayıp söylemiştin,beni çok sevdiğini...

İkimizde öyle mutluyduk ki,bütün acılarımızı atmıştık sonsuzluk uçurumuna.Tesadüfler zinciri yavaş yavaş oluşmaktaydı.Sen prensestin benim için,bana prensim diyordun.Ben ise yakıştıramıyordum kendime bunu,çirkinliğimle alay edercesine çirkin prens dedim kendime,öyle kaldı bende.Sende kalmak istiyordum,bu yüzden kabul ettim çirkin prensliği.Bir prenses ancak bir prensle olabilirdi,çirkinde olsa bir prensle,ama asla bir çobanla değil.

Nasıl mutluyduk değimli?Her gün sayfalar dolusu yazardık birbirimize,birimiz yazmazsak,diğerimiz üzülürdü,belkide ağlardı.Gerçekten seviyorduk birbirimizi,çünkü ikimizde birbirimize kızardık.Ben içmene kızardım,sen ise aradığın kişiye ulaşamadığında.

Mutluluktan kör olmuş gözlerim,göremiyordu bazı gerçekleri.Seninleyken gerçekler kaçıyordu benden.Bir gün gerçekle göz göze geldim,yıkıldım o an yok olmak istedim,olmadı prenses,olmadı.Gerçekler bu aşkın bitmesinden yanaydı,üstelik bitmeliydi de.Tam sana anlatacaktım olanları...Bana "Ben hastayım bitanem" dedin.Ben yıkıldım.Hayatında iki kere ağlayan ben,yılların birikmişliğini atarcasına durmadan ağladım.Çünkü seni her şeyden çok seviyordum,gözlerim şişmiş,yaş yerine kan ağlıyordu.Kendime lanetler yağdırıp,kadeh diplerinde sabahladığım gecelerde,hep ölmek istedim,seni bırakıp ta gidemedim.Yapamıyordum,ne seninle,ne de sensiz.Özlüyordum seni,bir çocuğun anne memesine ihtiyacı olduğu kadar,ihtiyacım vardı sana.Bitmeliydi bu sevda oysa,beceremiyordum sensizliği.Dedim ya seni çok seviyordum.Hatırlıyor musun?Kim daha çok seviyor diye tartışırdık,hep yenerdin beni,beni bu yenilmişlik daha mutlu ederdi.

Güneş yavaş yavaş batıyordu.Güneşin batmasını sadece ay beklemiyordu,içimde birikmiş pişmanlıklarım ve acılarım da sabırsızlanıyordu tıpkı karşıki meyhaneci Feruz gibi.Karanlığın düştüğü her noktada beni bulabilmek mümkündü,tanıyabilmek ise imkansız.Artık pişmanlıklarım ve vicdanım daha da rahatsız ediyordu beni.Ufku gözükmeyen yollara vurmuştum,bile bile sürüklemiştim seni kendime,oysa senden gizlediğim bir gerçek vardı.Ben başkasına aittim...! Seni kaybetmekten korkuyordum ve bu korkum engel oluyordu bana,söyleyemiyordum,anlatamıyordum,beceremiyordum.Çünkü korkuyordum,çünkü seni çok seviyordum,çünkü sensiz yaşayamazdım...

Gerçeklerle yaşamak kadar,sensiz yaşamak ta koyuyordu bana.Ne gerçekleri nede seni atamazdım bir kenara.Ağır bir sevdaydın sen ve göz yaşlarım kaldıramıyordu bu sevdayı.Bitmeliydi bu sevda,bitiremiyordum.Suçluydum,cezamı kendim verecektim.Bir çobanın bir prensese yaptığı hatanın cezasıydı bu.Sana bu mektubu yazdım,kendi mezar taşıma.Mezarımın başına geldiğinde okursun bu mektubu,öğrenirsin gerçekleri tüm çıplaklığı ile.Ben yukarılardan sana bakıyor olacağım,ağlayacağım.Kendi mezarıma düşen göz yaşlarım,seninkilerle birleşecek,işte o zaman göz yaşlarımızla ıslanan topraktan ansızın bir çiçek filizlenecek,inanamayacaksın gözlerine.Biraz daha dikkat ettiğinde filizin bir çiçeğe dönüşüne şahit olacaksın.Bu sana ilk ve son çiçek sunuşumdu,içinde büyüteceğin sevgin ile büyüyecek,yaşadığın sürece seninle yaşayacak, son çiçek...


BU MEKTUP,BÜYÜK BİR AŞKTAN GERİYE BIRAKILAN MEZAR TAŞINA İŞLENEREK YAZILMIŞ MEKTUPTUR.GÖZYAŞLARIYLA ISLANMIŞ TOPRAKTAN İLAHİ BİR GÜÇLE OLUŞAN ÇİÇEK,SADECE İKİ DAKİKA YAŞAMIŞTIR....
 
zenginse yazdırtmıştır .. adamlar İstnbulda boğaza karşı mezar ayırtmak için bile para sayıyolar bu zenginler.anıt mezar yaptırmıştır belki.mezarları bile mermer oluyo çoğunun.nası yaptırcaklar ?parası olan gonuşuyo abicim parası olan da taşını büyük yaptırıyo..padişah mezarı mı sanki böle yazdırtmış.
 
asikız Yeni Üye
unutmam derdin hatırlarmısın
ben hep unutulurum ama unutmam derdin
severim hem de çok severim derdin
peki neden çekip gittin
peki neden unuttun yaşananları
sevmenin karşılığı unutmakmı
hiçbirşey unutulmaz
seven insan unutmaz
kolay olan çekip gitmeyi yapmaz
hayatı pahasına sever
sever ama asla çekip gitmez
seviyor......um deyip çekip giden insan bilki acizdir
bilki hiç sevmemiştir aslında
onun sevgisi sadece dilindedir
gönülden seviyorum diyemez
çünkü hiç sevmemiştir
seven insan unutamaz be inci tanem
tıpkı benim seni unutmadığım gibi
istesede unutamaz çünki bir kere sevginin mübtelası olmuştur
bağlanmıştır gözü kapalı sevgiye
ölümü bile sana kavuşmak sanır..
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
14B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
14B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
5
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
2B
Üst