Kişisel Temel Hak ve Özgürlükler

Ömer
Yönetici
TEMEL ÖZGÜRLÜKLER

A.Düşünce, Kanaat ve İfade Özgürlüğü

Demokrasinin esası düşünce ve ifade özgürlüğüdür; düşünce ve ifade etme özgürlüğü ile örgütlenme hakkı, demokrasinin olmazsa olmaz koşuludur. Düşünce ve ifade özgürlüğü, düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, düşün Dernek, vakıf, sendika, oda ya da siyasi parti şeklinde örgütlenme hakkı ile toplantı ve gösteri hakkı düşünce ve ifade özgürlüğünün bir parçasıdır.

Bize göre, düşünce, ifade ve örgütlenme hakkının tek sınırlaması şiddet ve terördür; hiçbir düşünce ve onun ifadesi, şiddet ve terör içermedikçe kamu güvenliği ve düzenini tehdit etmez.

Demokratik sistemlerin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler farklı görüşlere sahiptirler. Tek tip düşüncenin farklı adlarla örgütlenmesini demokrasi sayan anlayışı reddediyoruz. Farklı düşüncelere ve siyasi partiler üzerinde baskı ve kısıtlamaları, demokratik anlayışa aykırı, gerici bir zihniyetin ürünü olarak görürüz.

Bu nedenle, düşünceyi ifade ve örgütlenme hakkı ile sivil siyasetin önündeki tüm engellerin kaldırması, öncelikli hedefimiz olacaktır.

İktidarımızda, habere ulaşma hakkı, yorum ve eleştiri hakkı ve yayınlama hakkı tam olarak korunacaktır. Bu haklar, basının bilgilendirme ve denetim rolünü aşıp kamusal ve siyasal alana ait işleri görmesi ve kişi hak ve özgürlüklerini ihlal etmesi şeklinde anlaşılmamalıdır.

Elbette hak ve özgürlüklerin genel bir sınırlaması da vardır; o da başkasının hak ve özgürlüklerine tecavüz edilmesidir. Türkiye’de hiç kimsenin haklarının başkalarının haklarını, özgürlüklerinin başkalarının özgürlüklerini, mutluluğunun başkalarının mutluluğunu ortadan kaldırma üzerine kurulamayacağını savunmaktadır. Bundan dolayı özgürlükler çatıştığı zaman sınırların adaletle çizilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Devletin ve doğal olarak bu yapı içerisinde yer alan yasama, yürütme ve yargı erklerinin en temel görevi, en geniş anlamda insan hakları ve özgürlükleri korumak ve adaleti temin etmektir. Düşünce ve bilgileri her vasıta ile aramak, elde etmek, yararlanmak ve yaymak hakkını gerektirir

B.Din Ve Vicdan Özgürlüğü

Türkiye, din ve laiklik tartışmalarını artık aşmak zorundadır. Bunun için yapılacak iş evrensel normlara göre bir laiklik tanımı ve uygulamasıdır.

Herkes din, kanaat ve vicdan özgürlüğüne, ibadet ve dini vecibelerini bireysel ve toplu olarak yerine getirme hakkına sahip olmalıdır. Din, vicdan ve kanaat özgürlüğü temel insan hakları içinde yer alır. Bu hak, din seçme, dinini tek başına veya topluca, açık olarak ya da özel surette, öğretim, tatbikat ve ibadetlerle açığa vurma ve örgütlenme özgürlüğünü de içerir. Hiç kimse din ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, yine hiçbir kimse ve kurum, din ve kanaatler konusunda bir başkasına zorlama yapamaz.

Devlet, laikliğin gereği olarak din, inanç ve kanaat konusunda taraf olmamalıdır. Bu nedenle devlet, herhangi bir dinin inanç, ibadet ve vecibelerini icbar eden veya bunları yasaklayan bir uygulama içinde olamaz. Her konuda olduğu gibi din, inanç ve kanaat konusunda da kendisi bir baskı unsuru olamayacağı gibi toplum kesimlerinden kaynaklanan baskı, dayatma ve şiddet içeren eylemleri önlemekle de yükümlüdür. Devlet, insanların din ve kanaat seçimleri ve bunların gereklerini yapmaları yolundaki engelleri kaldırır.

Laiklik, kanunların ilim, akıl ve insanların tecrübelerine dayanarak yapılmasını gerektirir. Ancak laiklik, asla dinsizlik veya din karşıtlığı olarak algılanamaz; aksine laiklik, isteyenin istediği inancı ve dini seçebilmesi, bunun gereklerini özgürce yerine getirebilmesi ve devletin bu konularda kesinlikle taraf olmaması ve bu hakları korumasıdır.

Gelişmiş ülkelerdeki evrensel esaslara uygun bir şekilde tanımlanmış ve uygulanacak olan laiklik ilkesini toplumsal barışın ve demokrasinin vazgeçilmez unsuru olarak görülmektedir

C.Yerleşme Ve seyahat Özgürlüğü
Kişinin istediği yerleşim yerine yerleşebilme, istediği yerleri gezebilme ve dolaşma özgürlüğüne sahiptir. Ancak bu özgürlük;
• Suç işlenmesini önlemek
• Sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak
• Sağlıklı ve düzenli şehirleşmeyi sağlamak
•Toplumun ortak mallarını korumak gibi sebeplerden dolayı sınırlandırılabilir

D.Haberleşme Özgürlüğü
Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.

Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde, karar kendiliğinden kalkar.
İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir

E. Bilim ve sanat hürriyeti
Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
Yayma hakkı, Anayasanın 1 inci, 2 İnci ve 3 üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.
Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.

F.Basın Özgürlüğü
Bilgilendirme, öğretme ve öğrenme etkinliklerinin gazete, dergi, radyo ve televizyon aracılığıyla yapılması özgürlüğüdür. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27 inci maddeleri hükümleri uygulanır.
Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hâkim kararıyla; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yetkili merci, bu kararını en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkime bildirir. Yetkili hâkim bu kararı en geç kırk sekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır.

Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hâkim kararıyla; Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlâkın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili merci, bu kararını en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkime bildirir; hâkim bu kararı en geç kırk sekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır.
Süreli veya süresiz yayınların suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanır.

Türkiye’de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, millî güvenliğe ve genel ahlâka aykırı yayımlardan mahkûm olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hâkim kararıyla toplatılır.

G. Din Ve Vicdan Hürriyeti
Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî ayin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dinî ayin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz
 
Son düzenleme:

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
12B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
6B
Üst