Karadeniz Bölgesinin Kıyafetleri

  • Konuyu başlatan LAL
  • Başlangıç tarihi
  • Görüntülenme 13.547
LAL
Moderatör
Karadeniz Bölgesine ait yöresel kıyafet

Türkiye'nin dört bir yanında farklı desenler, farklı kültürel zenginlikler vardır. Ülkemizin her yöresinin kendine has yöresel giysileri vardır. Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan insanlarımızda kendi kültürlerini yaşamaktadırlar.

Yüzyıllar boyunca Anadolu’nun Ünye’den Hopa’ya kadar uzanan Karadeniz yalısı halkının gemicilik ile geçinenleri ile yalı boyu gerisindeki dağlı köylülerin kendilerine has bir kılık ve kıyafeti ola gelmişti; baştan ayağa kapkara gayetle tipik bir giyim kuşam olup “Laz Kıyafeti” diye anılagelmiştir. XVI. Ve XVII. Yüzyıllarda korsan ve dağ haydudu kılığı iken giderek o yalının bütün gemicileri ile dağ köylülerinin sırtında görülmüştür. Başa, üstlüğe bağlanmayan müstakil kara bir kukuleta geçirilir; “Başlık”, “Kara Puşu” veya “Kukula” isimleri ile anılır; bu kukuletanın gayetle uzun iki ucu, kukuletanın üstünden sarık gibi dolanarak uzun kulaklı bir düğümle bağlanır; o düğüm kulakları kukuletaya, başlığa kendine has bir manzara verir. Sırta, gömlek ve mintan üstüne bir kara cebken giyilir; bu cebkene “Yelek” de denilir; uzun kollu olup kolların üst kısmı dar, alt kısmı geniş, hatta bazan yırtmaçlı olup yenler bilek üstüne kolayca kıvrılır. Cebkenin göğsünde bazan sağlı sollu iki fişeklik-ceb yapılır. Kışın cebkenin altına ve mintanın üstüne omuzdan ilikli kara bir zıbın-yelek giyilir; cebkenin önü bu zıbın-yelek üstüne kavuşuk kapanır. Bacaklara “Zıbka” denilen kara bir potur giyilir, buna “Laz Poturu”, “Laz Donu” da denilir; Zıbka bir iç donu üstüne giyilir ve iç donu gibi bele uçkur ile bağlanır; kalçadan ayak bileğine kadar bacağa sımsıkı yapışır, fakat ağı körüklüdür; yüze yakın kırma ile yapılan bu körüklü ağ, zıbka giymiş kimsenin bacaklarına, tamamen çıplak bir insanın bacak hareketindeki mutlak serbestiliğini temin eder; zıbkalı bir gemici veya dağlı dilediği gibi koşar, zıplar, atlar, tırmanır. Bele karaya boyanmış hafif bir pamuk kuşak sarılır; kuşağın üstüne geniş bir meşin kemer bağlar; bu kemerin, gümüşden yapılmış yaprakcıklar, dilcikler halinde sarkıtılmış bir sıra süsü vardır. Hallice olanlar beş altı kolan halinde uzun bir gümüş saat kösteği takarlar; boyundan geçme bu uzun kösteğin ucundaki iri bir koyun saati kuşakda muhafaza edilir. Gemiciler yazın daima yalın ayak olurlarr, karaya çıkar iken ayaklarına Çapula denilen, kendilerine mahsus ayakkabılarını giyerler; kışın ayağa yün çorap giyilir. Dağlılar ise kış ve yaz ayaklarına “Salenk” giyerler, Salenk hem mest hem çizme, Çapula gibi bu yalı halkına mahsus bir ayakkabıdır. Başlık-Kukula, Zıbın-Yelek, Cebken-Yelek ve Zıbka kara çuhadan, bazan kalın ve yüzü parlak saten-bezden yapılır; ve hepsi yine kara şeridden zırhlarla süslenir.”

karadeniz-yoresi-kiyafetleri-1.jpg

karadeniz-yoresi-kiyafetleri-2.jpg

karadeniz-yoresi-kiyafetleri-3.jpg

karadeniz-yoresi-kiyafetleri-4.jpg

Kaynak: Reşat Ekrem Koçu, Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü
 
Son düzenleme moderatör tarafından:

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
10B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
12B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
74B
LAL
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
7B
Üst