Ömer
Yönetici
Kara Fatma'nın Hayatı
Kara Fatma lâkabı ile tanıdığımız Fatma Seher Hanım, 1888 yılında Erzurum'da doğmuştur. Babasının adı Yusuf Ağa, kocasının adı ise Derviş Beydir. Kocası da asker (Binbaşı) olan Fatma Seher Hanım, Edirne'de görev yapan eşiyle birlikte Balkan Harbinde yer almıştır. Daha sonra ise kendi ailesinden 10'a yakın kadını örgütleyerek 1.Dünya Savaşına katılmıştır. Mondros Mütarekesinden sonra ise eşi Derviş Beyin vefat haberini almış ve Erzurum'a dönmüştür.
Erzurum'da bir süre kalan Fatma Seher Hanım, Sivas Kongresinde bulunan Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek için Sivas'a gitmiş, kendisinden Milli Mücadeleye katılmak için görev istemiştir. (Fatma Seher Hanım, bu dönemle ilgili anılarını 1944 yılında yapılan bir röportajda şu şekilde anlatmaktadır:
Atatürk'ün Sivas'ta faaliyete geçtiğini haber aldığım dakikadan itibaren duyduğun sevinci tariften acizim ve ilk işim kısa bir hazırlıktan sonra Sivas'a müteveccihen hareket etmeyi kararlaştırdım; hemen yola çıktım ve Gülcemal Vapuruyla Samsuna, oradan da Sivas'a vardım.
Mustafa Kemalin huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafete girerek üç günlük bir mücadeleden sonra, devamlı bir takibin neticesi olarak, Sivas'ta öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere giderken yolda yakaladım. Üzerimde çarşaf vardı, yüzümde peçe ile kapalı idi. Kendisiyle bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince, ilk defa sert bir lisan kullanarak, Ne görüşeceksin mukabelesinde bulundular. Kalbimdeki vatan aşkı bu sert muameleye galip gelerek derhal peçemi kaldırdım ve İstanbul'dan buraya kadar sizinle görüşmek için geldiğimi, maruzatımın bir dakika için dinlenmesini rica ettim. Bunun üzerine pek yakında bulunan bir lokantaya beni kabul ettiler.
Mustafa kemal bu görüşme sırasında ona adını, silah kullanmayı, ata binmeyi bilip-bilmediğini, savaştan korkup-korkmadığını sormuştur. Kara Fatma'nın verdiği cevaplar Mustafa Kemali memnun etmiş, Kara Fatma, bütün kadınlar keşke senin gibi olsaydı demiştir. Bu olaydan sonra Fatma Seher Hanımın adı Kara Fatma olarak kalmıştır.
Daha sonra ise Mustafa Kemal eline aldığı kâğıda bazı notlar yazarak Kara Fatma'ya vermiş Haydi göreyim seni, verdiğim talimatı unutma, bir an evvel İstanbul'a git, hazırlan ve işe başla demiştir (Tansel, 2001, s.41). Fatma Seher Hanım, Mustafa Kemalin bu isteği üzerine Sivas'tan hemen İstanbul'a geçmiştir.
Bir süre sonra İzmit'in işgal edildiğini duyan Kara Fatma, Topkapılı Pire Mehmet, Laz Tahsin, kardeşi Süleyman ve oğlu Seffeddinn'le birlikte bir çete kurarak, trenle gizlice İzmit'e geçmiştir. Bahçecik ve Servetiye yoluyla Paşaköyü'ne geçen Kara Fatma ve adamları burada karargah kurmuşlardır. Bu bölgede kısa sürede teşkilatlanmalarını tamamlayan Kara Fatma çetesi, çevredeki Türk köylüleriyle birlikte Yunanlılara karşı uzun süre mücadele etmişlerdir. (Özellikle, Bahçecik, Yeniköy, Değirmendere, Servetiye, Kaynarca ve Fındık Tepe civarında faaliyet gösteren Rum ve Ermeni çetecilere karşı, büyük bir başarı göstermişlerdir.)
İzmit, Kara Fatma gibi cesur yürekli insanlarımızın üstün gayretleriyle, 28 Haziran 1921 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır. Kara Fatma ve ailesi, İzmit'in kurtarılmasından sonra bir süre daha bu bölgede kalmışlardır.
Balkan, Sakarya, Başkomutanlık Muharebelerine de katılarak Üsteğmenlik rütbesine kadar yükselmiş olan Kara Fatma, 1955 yılında Erzurum'da vefat etmiştir.
Kara Fatma lâkabı ile tanıdığımız Fatma Seher Hanım, 1888 yılında Erzurum'da doğmuştur. Babasının adı Yusuf Ağa, kocasının adı ise Derviş Beydir. Kocası da asker (Binbaşı) olan Fatma Seher Hanım, Edirne'de görev yapan eşiyle birlikte Balkan Harbinde yer almıştır. Daha sonra ise kendi ailesinden 10'a yakın kadını örgütleyerek 1.Dünya Savaşına katılmıştır. Mondros Mütarekesinden sonra ise eşi Derviş Beyin vefat haberini almış ve Erzurum'a dönmüştür.
Erzurum'da bir süre kalan Fatma Seher Hanım, Sivas Kongresinde bulunan Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek için Sivas'a gitmiş, kendisinden Milli Mücadeleye katılmak için görev istemiştir. (Fatma Seher Hanım, bu dönemle ilgili anılarını 1944 yılında yapılan bir röportajda şu şekilde anlatmaktadır:
Atatürk'ün Sivas'ta faaliyete geçtiğini haber aldığım dakikadan itibaren duyduğun sevinci tariften acizim ve ilk işim kısa bir hazırlıktan sonra Sivas'a müteveccihen hareket etmeyi kararlaştırdım; hemen yola çıktım ve Gülcemal Vapuruyla Samsuna, oradan da Sivas'a vardım.
Mustafa Kemalin huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafete girerek üç günlük bir mücadeleden sonra, devamlı bir takibin neticesi olarak, Sivas'ta öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere giderken yolda yakaladım. Üzerimde çarşaf vardı, yüzümde peçe ile kapalı idi. Kendisiyle bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince, ilk defa sert bir lisan kullanarak, Ne görüşeceksin mukabelesinde bulundular. Kalbimdeki vatan aşkı bu sert muameleye galip gelerek derhal peçemi kaldırdım ve İstanbul'dan buraya kadar sizinle görüşmek için geldiğimi, maruzatımın bir dakika için dinlenmesini rica ettim. Bunun üzerine pek yakında bulunan bir lokantaya beni kabul ettiler.
Mustafa kemal bu görüşme sırasında ona adını, silah kullanmayı, ata binmeyi bilip-bilmediğini, savaştan korkup-korkmadığını sormuştur. Kara Fatma'nın verdiği cevaplar Mustafa Kemali memnun etmiş, Kara Fatma, bütün kadınlar keşke senin gibi olsaydı demiştir. Bu olaydan sonra Fatma Seher Hanımın adı Kara Fatma olarak kalmıştır.
Daha sonra ise Mustafa Kemal eline aldığı kâğıda bazı notlar yazarak Kara Fatma'ya vermiş Haydi göreyim seni, verdiğim talimatı unutma, bir an evvel İstanbul'a git, hazırlan ve işe başla demiştir (Tansel, 2001, s.41). Fatma Seher Hanım, Mustafa Kemalin bu isteği üzerine Sivas'tan hemen İstanbul'a geçmiştir.
Bir süre sonra İzmit'in işgal edildiğini duyan Kara Fatma, Topkapılı Pire Mehmet, Laz Tahsin, kardeşi Süleyman ve oğlu Seffeddinn'le birlikte bir çete kurarak, trenle gizlice İzmit'e geçmiştir. Bahçecik ve Servetiye yoluyla Paşaköyü'ne geçen Kara Fatma ve adamları burada karargah kurmuşlardır. Bu bölgede kısa sürede teşkilatlanmalarını tamamlayan Kara Fatma çetesi, çevredeki Türk köylüleriyle birlikte Yunanlılara karşı uzun süre mücadele etmişlerdir. (Özellikle, Bahçecik, Yeniköy, Değirmendere, Servetiye, Kaynarca ve Fındık Tepe civarında faaliyet gösteren Rum ve Ermeni çetecilere karşı, büyük bir başarı göstermişlerdir.)
İzmit, Kara Fatma gibi cesur yürekli insanlarımızın üstün gayretleriyle, 28 Haziran 1921 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır. Kara Fatma ve ailesi, İzmit'in kurtarılmasından sonra bir süre daha bu bölgede kalmışlardır.
Balkan, Sakarya, Başkomutanlık Muharebelerine de katılarak Üsteğmenlik rütbesine kadar yükselmiş olan Kara Fatma, 1955 yılında Erzurum'da vefat etmiştir.
Son düzenleme: