Ömer
Yönetici
İNSANLIĞIN ORTAK MİRASI
A. KAVRAMLAR
*İnsan Kavramı
İnsan kavramının tanımı değişik şekillere yapılabilir:
*İnsan, doğan, büyüyen ve ölen canlı bir varlıktır.
*İnsan, düşünme yeteneği olan akıllı bir varlıktır.
*İnsan, duygusal yanı olan, bir tarihi olan ve geçmişini bilen bir varlıktır.
*İnsan alet yapan, kullanan, bilim, sanat, düşünce ve edebiyatla uğraşan varlıktır.
İnsanın, diğer canlılarla benzer tarafları da vardıroğmak,beslenmek, yaşlanmak ve ölmek gibi..İnsanı diğer canlılardan ayıran önemli özellikler ise; çevreyi kendine uydurması, aklını kullanması, duygusal değerlerinin (sevinç, üzüntü,barış,özgürlük, eşitlik, hak vb.) olmasıdır.
*İnsanlık Kavramı
İnsanlık, tüm insanları içine alan bir kavramdır.Bu kavramın içine, geçmişte yaşamış, bugün var olan ve gelecekte de yaşayacak bütün insanlar girmektedir.
İnsanlık, bütün insanlar tarafından ortaklaşa paylaşılan bir niteliktir.İnsanlık kavramı, barış, hoşgörü, kardeşlik, dayanışma, özgürlük, yardımlaşma gibi düşüncelerin ortaya çıkışına temel olmuştur.İnsanlık, bütün insanların, insana yaraşır bir yaşam sürdürmeleri için ulaşılmak istenen bir amaçtır.
*Ortak Miras Kavramı
Miras, bir neslin kendisinden sonra gelecek kuşaklara bıraktığı her şeydir.Bu miras bir ev, bir sanat eseri olabileceği gibi; "demokrasi" ve "özgürlük" gibi bir düşünce ürünü ya da doğal güzellikler de olabilir.
Ortak miras ise daha kapsamlıdır.Ortak miras, geçmişteki bütün insanlık tarihini ve geleceği de içine alan maddi ve manevi değerlerin tümüdür.Bilim, teknoloji, sanat ve edebiyat ürünleri ve düşünceler sadece üretildikleri toplumlarda değil , tüm toplumlarda bir değer taşır.Bu ürünler bütün insanlar için anlamlıdır ve bu nedenle de insanlığın ortak mirası olarak kabul edilir.
B. İNSANLIĞIN SANAT, DÜŞÜNCE, EDEBİYAT VE BİLİM MİRASI
İnsanlığın Sanat Mirası
Bir duygunun, düşüncenin, doğal güzelliğin, yaratıcılık katılarak anlatılmasına sanat denir.Örneğin; mimarlık, heykel, müzik, tiyatro, roman, öykü vb. çeşitli sanat dallarıdır.
İlk çağlarda insanların mağara duvarlarına yapmış oldukları resimler de ilk sanat ürünü olan eserlerdir.Çin, Hindistan, Mısır, Mezopotamya ve Anadolu'da kurulan uygarlıklar, bütün insanlık tarihi üzerinde etkili olan yeni uygarlıkların ortaya çıkışını hızlandırdı.İnsanlığın sanat mirasının temellerini bu eski uygarlıklar oluşturmuştur.Ayrıca, Amerika kıtasındaki İnka ve Aztek uygarlıklarının varlıkları da bilinmektedir.
Bugün yurdumuzda örneklerini gördüğümüz bazı sanat eserleri, yüzyıllarca süren çabalar sonucu oluşturulmuştur.Bu eserleri korumak hem yurdumuz için, hem de insanlık için bir görevdir.
Farklı kültürlerin sanat alanında ortaya koyduğu bütün eserler, insanlığın sanat mirasını oluşturmaktadır.
İnsanlığın Düşünce Mirası
İlk insanlar, başlangıçta çevrelerindeki olaylardan etkilenir ve bunlara bir anlam veremezken zamanla düşünmeye, doğayı gözlemlemeye başlamıştır.Çevresinde olup bitenleri anlamaya çalışmak, olaylar arasında ilişki kurmak, insan düşüncesini geliştirmiştir.
İnsanlar, duygu ve düşüncelerini önceleri el, kol hareketleri, sesler ve yüz ifadeleriyle anlatmışlardır.Böylelikle "dil" oluşmuş ve zamanla sözlü ifadeler yerini "yazı"ya bıraakmıştır.
İlk Çağ'ın dünyaca ünlü başlıca düşünürleri; Kofüçyüs, Buda, Tales, Heraklit, Sokrat, Eflatun ve Aristo'dur.
Orta Çağ'da ise Avrupa,karanlık bir dönem geçirirken, İslam dünyasında bilim ve düşünce alanında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir.Biruni, Farabi, İbni Sina, İbni Rüşd, Harezmi, Cabir,İmam Gazali, Uluğ Bey, Nasreddin Tusi gibi bir çok bilim adamı ve düşünür çağa ışık tutmuştur.
15. ve 16. yüzyıllarda Avrupa'da başlayan Rönesans ve Reform hareketleri insan düşüncesine yeni boyutlar kazandırmıştır.17. ve 18. yüzyıllarda Hümanizm (insancıllık) fikri ön plana çıkmış, 1789 Fransız İhtilali ise özgürlük, eşitlik hareketleri tüm insanlığı etkilemiştir.J.J. Ruso, Makyavel Volter ve Monteskiyö fikirleriyle bu hareketlere hız kazandırmışlardır.
İnsanlığın Edebiyat Mirası
Olayların, düşüncelerin, duyguların ve hayallerin yazı dili aracılığıyla şekillendirilmesine edebiyat denir.Şiir, öykü, roman, tiyatro oyunları vb. edebiyat ürünleridir.Geçmişten günümüze dek uzanan ilk edbiyat ürünleri destanlardır.Gılgamış Destanı, Oğuz Kağan Destanı, İlyada ve Odesa gibi...
Dünyaca ünlü bazı edebiyat eserleri şunlardır:
William Shakespeare (Şekspir)'in Romeo ve Juliette, Servantes'in Don Kişot, Viktor Hugo'nun Sefiller, Balzac'ın Vadideki Zambak, Dante'nin Suç ve Ceza....
Tarih boyunca, nesillerden nesillere aktarılan bir kültür mirası vardır.Bu miras içinde edebiyattan sanata, bilimden müziğe dek herşey bulunur.Tüm bunlar ortak mirası oluşturur.Bize düşen görev bu mirası koruyup, b,r sonraki nesle aktarmaktır.
İnsanlığın Bilim Mirası
Evreni ve evrende olan olayları konu edinen, deney ve gözleme dayanan, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurarak yasalara ulaşmaya çalışan, sistemli bilgiler topluluğuna bilim denir.
İlk Çağ'da Babilliler, bilimsel çalışmaların ilk örneklerini vermişlerdir.Matemetik ve astronomiyle uğraşmışlardır.Daha sonra bu bilgiler, tüm dünyaya yayılmıştır.İlk Çağ'ın ünlü matematikçisi Arşimet'tir.
Yeni Çağ'da ise, Paskal, Dekart (matematik), Kopernik, Kepler, Galile (astronomi), Nevton (yer çekimi) ünlü bilim adamları olarak adlarından söz ettirmişlerdir.Tabi, İslam dünyasında da daha önce isimlerini verdiğimiz, Biruni, Harezmi,Cabir, İbni Sina, Farabi gibi pek çok alimden de burada bahsetmek gerekir.
Günümüzde ise bilimsel alanda çok daha büyük ilerlemeler kaydedilmiş durumdadır.Bu gelişmeler sayesinde dünya sanki küçülmüş, herhangi bir yerde ortaya çıkan olay bir kaç dakika sonra tüm dünya insanlarınca duyulacak hale gelmiştir.
Bizler, bizden önce yaşamış insanlardan daha çok bilgiye sahibiz.Bizden sonra gelecekler de daha fazla bilgiye sahip olacaklar.
C. İNSANLIĞIN ORTAK MİRASININ ÖNEMİ
1.Ortak miras, günümüz insanının çevre şartlarına egemen olmasını sağlamıştır.
2.Ortak miras ürünleri, insan yaşamını kolaylaştırır.
3.İnsanlar, ortak miras olarak kabul edilen doğal güzellikleri gezerek, görme, dinlenme, zevk alma ve güzel bir ortamda bulunma ihtiyaçlarını gidermiş olurlar.
Ortak Mirasın Özellikleri
1.Ortak miras, insanların yüzyıllar boyu süren birikimleri sonucu oluşmuştur.
2.Ortak miras, tek bir ulusa ait değildir.
3.Ortak mirasa katkıda bulunmak, tüm insanlığın yararınadır.
4.Bütün insanlar, ortak mirasın ürünlerinden yararlanma hakkına sahiptirler.
5.Ortak mirası korumak ve geliştirmek tüm insanların ve toplumların görevidir.
ÜNİTE II
İNSAN HAKLARI
A. İNSAN HAKLARI DÜŞÜNCESİNİN GELİŞMESİ
İnsan Hakları Düşüncesinin Ortaya Çıkışı
İlk insanlar, günümüzde olduğu gibi toplu halde değil, dağınık olarak yaşıyorlardı.Yaşamları, hem doğa şartlarıyla, hem de birbirleriyle mücadele ederek geçiyordu.Güçlü olan,zorla başkalarının elinde olanı alabiliyordu.Karşılaşılan güçlükler, insanlar arasında dayanışmayı ortaya çıkardı.Böylece insanlar, ilk kez küçük gruplar haline yaşamaya başladılar.Zamanla ortaya çıkan haksızlıklar ve çatışmaların önlenebilmesi amacıyla insanlar aralarında örgütlenmeye başladılar.Sonuçta, devlet dediğimiz birlik ortaya çıktı.
İlk devletlerde herkes eşit haklara sahip değildi.Toplum, sınıflara ayrılmıştı.Kral ve ailesi, soylular, din adamları geniş haklara sahipken, halkın hakları ise sınırlıydı.Bu durum, Yeni Çağ'a kadar bu şekilde devam etmiştir.
Kurulan ilk devletlerde insanları haklara eşit sahip olmaması, beraberinde mücadeleyi de getirmiştir.Yüzyıllarca süren bu mücadele, ilk olarak İngiltere'de başarıya ulaşmış ve ilk kez kralın etkileri sınırlanmıştır(1215 / Magna Carta Özgürlük Bildirgesi).
Yeni Çağ'da İnsan Hakları Düşüncesinin Gelişimi
İnsan hakları düşüncesinin gelişiminde ilk ciddi başarılara 17. ve 18. yüzyıllarda ulaşılmıştır.O dönemde bu düşünceye en büyük katkıyı "doğal hukuk" düşüncesi diye bilinen akım sağlamıştır.Doğal hukukçulara göre; "insanın doğuştan kazandığı haklar ve özgürlükler vardı.Bunlar sınırlanamaz, engellenemez, baskı altında tutulamazdı."Doğal Hukuk Akımı'nın en önemli temsilcileri, T.Hobs ve J.J.Russo'dur.
Tarihsel süreçte, insan hakları düşüncesi adım adım geliştirilmiştir.Bu gelişmeler özetle şu şekildedir:
*1689 İngiltere Haklar Bildirgesi
*1776 Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi
*1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi
Bunlardan sonuncusu olan Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi, diğer ikisine göre daha geniş kapsamlıdır.Sadece Fransızlar için değil, herkes için geçerli hakları ilan etmiştir.
Bu haklardan en önemlileri şunlardır;
*Bütün insanlar özgür doğar ve eşit haklara sahiptir.
*Devlet, temel hakları ve özgürlükleri korumak zorundadır.
*Kanunlar önünde tüm insanlar eşittir.
Yeni Çağ'ın sonlarına doğru, yaşama hakkı, özel yaşamın gizliliği, sağlık hakkı, eğitim hakkı, düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü gibi "birinci kuşak haklar" da denilen hak ve özgürlükler belirlenmiştir.
20.Yüzyılda İnsan Hakları Düşüncesindeki Gelişmeler
İnsan hakları mücadelesi, yüzyıllar boyu sürmüş olsa da bu hakların uluslar arası alanda kabul görmesi oldukça yenidir.II.Dünya Savaşı'ndan sonra insan hakları, ülkelerin kendi iç sorunları olmaktan çıkarılmıştır.1945 yılında, Birleşmiş Milletler Antlaşması imzalanmıştır.Devletler, insanlığa veinsan haklarına karşı yapılan saldırları uluslar arası düzeyde önleme çabasına girmişlerdir.Buna bağlı olarak 10 Aralık 1948'de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (İHEB) imzalanmıştır.Bu bildirgede;
*Yaşama Hakkı,
*Kişi Güvenliği,
*İşkence ve kölelik yasağı,
*Haksız tutuklamaların önlenmesi,
*Herkesin ülkesindeki yönetime katılması,
*Yasalar önünde eşitlik,
*Konut dokunulmazlığı,
*Özel yaşamın gizliliği,
*Din ve vicdan özgürlüğü gibi konular yer almıştır.Bu hakların tamamından tüm ülkelerde yaşayan insanların yararlanması ilkesi benimsenmiştir.Kişilerin insanca yaşaması için, ekonomik ve sosyal baskılardan kurtulmaları gerektiği vurgulanmıştır.
İHEB, fazlaca bağlayıcılığı olmayan bir bildirgeydi.Yıllar sonra "Kişisel ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslar Arası Sözleşme" ile "Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslar Arası Sözleşme" de uluslarca imzalandı.1976 yılında 35 ülkenin imzalamasıyla İHEB, hem bağlayıcı hem de yükümlülük getiren bir içerik kazanmış oldu.Türkiye de 10 Mart 1954'te sözleşmeyi imzalayarak bu yükümlülüğü üstlenmiştir.
Günümüzde, insan haklarıyla ilgili çalışmalar daha da hızlanmıştır.Çünkü, demokratik yönetimlerin temelinde insan haklarının korunması vardır.Gelişen bilim ve teknoloji yeni insan haklarını ortaya çıkarmıştır.Bunlar:Çevre hakkı, barış hakkı, gelişme ve ilerleme hakkı, insanlığın ortak mirasını koruma hakkı gibi haklardır.
B. KAVRAMLAR
Hak Kavramı
Hak, bir şeyi yapabilme yetkisidir.Bunu yapıp yapmamakta herkes kişi serbesttir.Yani kişi hakkını kullanır ya da kullanmaz.Kimi hakların çiğnenmesi, ahlaki olarak saygısızlıktır.Bazı haklar ise yasalarla koruma altına alınmıştır.
İnsan Hakları Kavramı
İnsan hakları, bütün insanların yalnızca insan olmalarından dolayı sahip oldukları haklara denir.Bu hakların temelinde, insanın değerli bir varlık olduğu anlayışı yatar.
Evrensellik Kavramı
Evrensel bütün insanlığı ilgilendiren, dünya ölçüsünde, dünya çapında demektir.Örneğin, bilim ve sanat evrenseldir.
Bir düşüncenin evrensel olması, dünyanın neresinde olursa olsun değer taşıması anlamına gelir.İnsan hakları da evrensel bir kavramdır.Bugün, tüm demokratik toplumlar, insan haklarının evrenselliğini kabul ederek insanlar arasında hiçbir ayrım yapılmadan bu hakları sağlamaya çalışmaktadır.Çünkü, insan hakları her zaman, her yerde ve herkes için geçerli olan haklardır.
İnsan hakları temelde, insanın özündeki değeri korumayı amaçlar.Çağımızın ideali, insan haklarını gerçekleştirebilecek, güvence altına alabilecek bir toplum düzenini, dünyanın her yerine yayabilmektir.
A. KAVRAMLAR
*İnsan Kavramı
İnsan kavramının tanımı değişik şekillere yapılabilir:
*İnsan, doğan, büyüyen ve ölen canlı bir varlıktır.
*İnsan, düşünme yeteneği olan akıllı bir varlıktır.
*İnsan, duygusal yanı olan, bir tarihi olan ve geçmişini bilen bir varlıktır.
*İnsan alet yapan, kullanan, bilim, sanat, düşünce ve edebiyatla uğraşan varlıktır.
İnsanın, diğer canlılarla benzer tarafları da vardıroğmak,beslenmek, yaşlanmak ve ölmek gibi..İnsanı diğer canlılardan ayıran önemli özellikler ise; çevreyi kendine uydurması, aklını kullanması, duygusal değerlerinin (sevinç, üzüntü,barış,özgürlük, eşitlik, hak vb.) olmasıdır.
*İnsanlık Kavramı
İnsanlık, tüm insanları içine alan bir kavramdır.Bu kavramın içine, geçmişte yaşamış, bugün var olan ve gelecekte de yaşayacak bütün insanlar girmektedir.
İnsanlık, bütün insanlar tarafından ortaklaşa paylaşılan bir niteliktir.İnsanlık kavramı, barış, hoşgörü, kardeşlik, dayanışma, özgürlük, yardımlaşma gibi düşüncelerin ortaya çıkışına temel olmuştur.İnsanlık, bütün insanların, insana yaraşır bir yaşam sürdürmeleri için ulaşılmak istenen bir amaçtır.
*Ortak Miras Kavramı
Miras, bir neslin kendisinden sonra gelecek kuşaklara bıraktığı her şeydir.Bu miras bir ev, bir sanat eseri olabileceği gibi; "demokrasi" ve "özgürlük" gibi bir düşünce ürünü ya da doğal güzellikler de olabilir.
Ortak miras ise daha kapsamlıdır.Ortak miras, geçmişteki bütün insanlık tarihini ve geleceği de içine alan maddi ve manevi değerlerin tümüdür.Bilim, teknoloji, sanat ve edebiyat ürünleri ve düşünceler sadece üretildikleri toplumlarda değil , tüm toplumlarda bir değer taşır.Bu ürünler bütün insanlar için anlamlıdır ve bu nedenle de insanlığın ortak mirası olarak kabul edilir.
B. İNSANLIĞIN SANAT, DÜŞÜNCE, EDEBİYAT VE BİLİM MİRASI
İnsanlığın Sanat Mirası
Bir duygunun, düşüncenin, doğal güzelliğin, yaratıcılık katılarak anlatılmasına sanat denir.Örneğin; mimarlık, heykel, müzik, tiyatro, roman, öykü vb. çeşitli sanat dallarıdır.
İlk çağlarda insanların mağara duvarlarına yapmış oldukları resimler de ilk sanat ürünü olan eserlerdir.Çin, Hindistan, Mısır, Mezopotamya ve Anadolu'da kurulan uygarlıklar, bütün insanlık tarihi üzerinde etkili olan yeni uygarlıkların ortaya çıkışını hızlandırdı.İnsanlığın sanat mirasının temellerini bu eski uygarlıklar oluşturmuştur.Ayrıca, Amerika kıtasındaki İnka ve Aztek uygarlıklarının varlıkları da bilinmektedir.
Bugün yurdumuzda örneklerini gördüğümüz bazı sanat eserleri, yüzyıllarca süren çabalar sonucu oluşturulmuştur.Bu eserleri korumak hem yurdumuz için, hem de insanlık için bir görevdir.
Farklı kültürlerin sanat alanında ortaya koyduğu bütün eserler, insanlığın sanat mirasını oluşturmaktadır.
İnsanlığın Düşünce Mirası
İlk insanlar, başlangıçta çevrelerindeki olaylardan etkilenir ve bunlara bir anlam veremezken zamanla düşünmeye, doğayı gözlemlemeye başlamıştır.Çevresinde olup bitenleri anlamaya çalışmak, olaylar arasında ilişki kurmak, insan düşüncesini geliştirmiştir.
İnsanlar, duygu ve düşüncelerini önceleri el, kol hareketleri, sesler ve yüz ifadeleriyle anlatmışlardır.Böylelikle "dil" oluşmuş ve zamanla sözlü ifadeler yerini "yazı"ya bıraakmıştır.
İlk Çağ'ın dünyaca ünlü başlıca düşünürleri; Kofüçyüs, Buda, Tales, Heraklit, Sokrat, Eflatun ve Aristo'dur.
Orta Çağ'da ise Avrupa,karanlık bir dönem geçirirken, İslam dünyasında bilim ve düşünce alanında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir.Biruni, Farabi, İbni Sina, İbni Rüşd, Harezmi, Cabir,İmam Gazali, Uluğ Bey, Nasreddin Tusi gibi bir çok bilim adamı ve düşünür çağa ışık tutmuştur.
15. ve 16. yüzyıllarda Avrupa'da başlayan Rönesans ve Reform hareketleri insan düşüncesine yeni boyutlar kazandırmıştır.17. ve 18. yüzyıllarda Hümanizm (insancıllık) fikri ön plana çıkmış, 1789 Fransız İhtilali ise özgürlük, eşitlik hareketleri tüm insanlığı etkilemiştir.J.J. Ruso, Makyavel Volter ve Monteskiyö fikirleriyle bu hareketlere hız kazandırmışlardır.
İnsanlığın Edebiyat Mirası
Olayların, düşüncelerin, duyguların ve hayallerin yazı dili aracılığıyla şekillendirilmesine edebiyat denir.Şiir, öykü, roman, tiyatro oyunları vb. edebiyat ürünleridir.Geçmişten günümüze dek uzanan ilk edbiyat ürünleri destanlardır.Gılgamış Destanı, Oğuz Kağan Destanı, İlyada ve Odesa gibi...
Dünyaca ünlü bazı edebiyat eserleri şunlardır:
William Shakespeare (Şekspir)'in Romeo ve Juliette, Servantes'in Don Kişot, Viktor Hugo'nun Sefiller, Balzac'ın Vadideki Zambak, Dante'nin Suç ve Ceza....
Tarih boyunca, nesillerden nesillere aktarılan bir kültür mirası vardır.Bu miras içinde edebiyattan sanata, bilimden müziğe dek herşey bulunur.Tüm bunlar ortak mirası oluşturur.Bize düşen görev bu mirası koruyup, b,r sonraki nesle aktarmaktır.
İnsanlığın Bilim Mirası
Evreni ve evrende olan olayları konu edinen, deney ve gözleme dayanan, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurarak yasalara ulaşmaya çalışan, sistemli bilgiler topluluğuna bilim denir.
İlk Çağ'da Babilliler, bilimsel çalışmaların ilk örneklerini vermişlerdir.Matemetik ve astronomiyle uğraşmışlardır.Daha sonra bu bilgiler, tüm dünyaya yayılmıştır.İlk Çağ'ın ünlü matematikçisi Arşimet'tir.
Yeni Çağ'da ise, Paskal, Dekart (matematik), Kopernik, Kepler, Galile (astronomi), Nevton (yer çekimi) ünlü bilim adamları olarak adlarından söz ettirmişlerdir.Tabi, İslam dünyasında da daha önce isimlerini verdiğimiz, Biruni, Harezmi,Cabir, İbni Sina, Farabi gibi pek çok alimden de burada bahsetmek gerekir.
Günümüzde ise bilimsel alanda çok daha büyük ilerlemeler kaydedilmiş durumdadır.Bu gelişmeler sayesinde dünya sanki küçülmüş, herhangi bir yerde ortaya çıkan olay bir kaç dakika sonra tüm dünya insanlarınca duyulacak hale gelmiştir.
Bizler, bizden önce yaşamış insanlardan daha çok bilgiye sahibiz.Bizden sonra gelecekler de daha fazla bilgiye sahip olacaklar.
C. İNSANLIĞIN ORTAK MİRASININ ÖNEMİ
1.Ortak miras, günümüz insanının çevre şartlarına egemen olmasını sağlamıştır.
2.Ortak miras ürünleri, insan yaşamını kolaylaştırır.
3.İnsanlar, ortak miras olarak kabul edilen doğal güzellikleri gezerek, görme, dinlenme, zevk alma ve güzel bir ortamda bulunma ihtiyaçlarını gidermiş olurlar.
Ortak Mirasın Özellikleri
1.Ortak miras, insanların yüzyıllar boyu süren birikimleri sonucu oluşmuştur.
2.Ortak miras, tek bir ulusa ait değildir.
3.Ortak mirasa katkıda bulunmak, tüm insanlığın yararınadır.
4.Bütün insanlar, ortak mirasın ürünlerinden yararlanma hakkına sahiptirler.
5.Ortak mirası korumak ve geliştirmek tüm insanların ve toplumların görevidir.
ÜNİTE II
İNSAN HAKLARI
A. İNSAN HAKLARI DÜŞÜNCESİNİN GELİŞMESİ
İnsan Hakları Düşüncesinin Ortaya Çıkışı
İlk insanlar, günümüzde olduğu gibi toplu halde değil, dağınık olarak yaşıyorlardı.Yaşamları, hem doğa şartlarıyla, hem de birbirleriyle mücadele ederek geçiyordu.Güçlü olan,zorla başkalarının elinde olanı alabiliyordu.Karşılaşılan güçlükler, insanlar arasında dayanışmayı ortaya çıkardı.Böylece insanlar, ilk kez küçük gruplar haline yaşamaya başladılar.Zamanla ortaya çıkan haksızlıklar ve çatışmaların önlenebilmesi amacıyla insanlar aralarında örgütlenmeye başladılar.Sonuçta, devlet dediğimiz birlik ortaya çıktı.
İlk devletlerde herkes eşit haklara sahip değildi.Toplum, sınıflara ayrılmıştı.Kral ve ailesi, soylular, din adamları geniş haklara sahipken, halkın hakları ise sınırlıydı.Bu durum, Yeni Çağ'a kadar bu şekilde devam etmiştir.
Kurulan ilk devletlerde insanları haklara eşit sahip olmaması, beraberinde mücadeleyi de getirmiştir.Yüzyıllarca süren bu mücadele, ilk olarak İngiltere'de başarıya ulaşmış ve ilk kez kralın etkileri sınırlanmıştır(1215 / Magna Carta Özgürlük Bildirgesi).
Yeni Çağ'da İnsan Hakları Düşüncesinin Gelişimi
İnsan hakları düşüncesinin gelişiminde ilk ciddi başarılara 17. ve 18. yüzyıllarda ulaşılmıştır.O dönemde bu düşünceye en büyük katkıyı "doğal hukuk" düşüncesi diye bilinen akım sağlamıştır.Doğal hukukçulara göre; "insanın doğuştan kazandığı haklar ve özgürlükler vardı.Bunlar sınırlanamaz, engellenemez, baskı altında tutulamazdı."Doğal Hukuk Akımı'nın en önemli temsilcileri, T.Hobs ve J.J.Russo'dur.
Tarihsel süreçte, insan hakları düşüncesi adım adım geliştirilmiştir.Bu gelişmeler özetle şu şekildedir:
*1689 İngiltere Haklar Bildirgesi
*1776 Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi
*1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi
Bunlardan sonuncusu olan Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi, diğer ikisine göre daha geniş kapsamlıdır.Sadece Fransızlar için değil, herkes için geçerli hakları ilan etmiştir.
Bu haklardan en önemlileri şunlardır;
*Bütün insanlar özgür doğar ve eşit haklara sahiptir.
*Devlet, temel hakları ve özgürlükleri korumak zorundadır.
*Kanunlar önünde tüm insanlar eşittir.
Yeni Çağ'ın sonlarına doğru, yaşama hakkı, özel yaşamın gizliliği, sağlık hakkı, eğitim hakkı, düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü gibi "birinci kuşak haklar" da denilen hak ve özgürlükler belirlenmiştir.
20.Yüzyılda İnsan Hakları Düşüncesindeki Gelişmeler
İnsan hakları mücadelesi, yüzyıllar boyu sürmüş olsa da bu hakların uluslar arası alanda kabul görmesi oldukça yenidir.II.Dünya Savaşı'ndan sonra insan hakları, ülkelerin kendi iç sorunları olmaktan çıkarılmıştır.1945 yılında, Birleşmiş Milletler Antlaşması imzalanmıştır.Devletler, insanlığa veinsan haklarına karşı yapılan saldırları uluslar arası düzeyde önleme çabasına girmişlerdir.Buna bağlı olarak 10 Aralık 1948'de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (İHEB) imzalanmıştır.Bu bildirgede;
*Yaşama Hakkı,
*Kişi Güvenliği,
*İşkence ve kölelik yasağı,
*Haksız tutuklamaların önlenmesi,
*Herkesin ülkesindeki yönetime katılması,
*Yasalar önünde eşitlik,
*Konut dokunulmazlığı,
*Özel yaşamın gizliliği,
*Din ve vicdan özgürlüğü gibi konular yer almıştır.Bu hakların tamamından tüm ülkelerde yaşayan insanların yararlanması ilkesi benimsenmiştir.Kişilerin insanca yaşaması için, ekonomik ve sosyal baskılardan kurtulmaları gerektiği vurgulanmıştır.
İHEB, fazlaca bağlayıcılığı olmayan bir bildirgeydi.Yıllar sonra "Kişisel ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslar Arası Sözleşme" ile "Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslar Arası Sözleşme" de uluslarca imzalandı.1976 yılında 35 ülkenin imzalamasıyla İHEB, hem bağlayıcı hem de yükümlülük getiren bir içerik kazanmış oldu.Türkiye de 10 Mart 1954'te sözleşmeyi imzalayarak bu yükümlülüğü üstlenmiştir.
Günümüzde, insan haklarıyla ilgili çalışmalar daha da hızlanmıştır.Çünkü, demokratik yönetimlerin temelinde insan haklarının korunması vardır.Gelişen bilim ve teknoloji yeni insan haklarını ortaya çıkarmıştır.Bunlar:Çevre hakkı, barış hakkı, gelişme ve ilerleme hakkı, insanlığın ortak mirasını koruma hakkı gibi haklardır.
B. KAVRAMLAR
Hak Kavramı
Hak, bir şeyi yapabilme yetkisidir.Bunu yapıp yapmamakta herkes kişi serbesttir.Yani kişi hakkını kullanır ya da kullanmaz.Kimi hakların çiğnenmesi, ahlaki olarak saygısızlıktır.Bazı haklar ise yasalarla koruma altına alınmıştır.
İnsan Hakları Kavramı
İnsan hakları, bütün insanların yalnızca insan olmalarından dolayı sahip oldukları haklara denir.Bu hakların temelinde, insanın değerli bir varlık olduğu anlayışı yatar.
Evrensellik Kavramı
Evrensel bütün insanlığı ilgilendiren, dünya ölçüsünde, dünya çapında demektir.Örneğin, bilim ve sanat evrenseldir.
Bir düşüncenin evrensel olması, dünyanın neresinde olursa olsun değer taşıması anlamına gelir.İnsan hakları da evrensel bir kavramdır.Bugün, tüm demokratik toplumlar, insan haklarının evrenselliğini kabul ederek insanlar arasında hiçbir ayrım yapılmadan bu hakları sağlamaya çalışmaktadır.Çünkü, insan hakları her zaman, her yerde ve herkes için geçerli olan haklardır.
İnsan hakları temelde, insanın özündeki değeri korumayı amaçlar.Çağımızın ideali, insan haklarını gerçekleştirebilecek, güvence altına alabilecek bir toplum düzenini, dünyanın her yerine yayabilmektir.