Ömer
Yönetici
Hz Alinin Hayatı, Hz. Ali Hayatı
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in amcasının oğlu, damadı ve dördüncü halife. İslam tarihinin en görkemli dönemlerinden olan 'Dört Halife Dönemi'nin son halifesi olan ve "Allah'ın Arslanı" unvanıyla anılan Hz. Ali, Ebu Talib'in oğludur. Tarihi kaynaklarda belirtildiği üzere küçük yaşlarından itibaren Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in yanında büyüdü, onun eğitiminden geçerek yetişti. Hz. Hatice'den sonra Müslümanlığı ilk kabul eden kişi oldu. Peygamberimiz (s.a.v.)'e ve kendisinden önceki değerli İslam halifelerine gönülden biat ederek onlara kesin bir itaatle bağlandı, sahip olduğu yüksek ahlakla tüm Müslümanlar'a örnek oldu.
Hz. Ali (r.a.), daha çocukluğundan itibaren Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in yanında bulundu. Kuran ahlakını ve Kuran'ın hikmetlerini ondan öğrendi, O'nun vahiy katipliğini yaptı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in vefatına kadar onun yanından ayrılmadı. Böylelikle dini konular üzerinde yüksek bir ilim düzeyine erişti. Onun, yaşadığı dönemde İslam toplumunun ilim dalında önde gelen şahıslarından olduğu herkes tarafından ittifakla kabul edilmektedir. Sahip olduğu ilim, fıkıh metinleri ve hükümleriyle sınırlı kalmadı. Matematik ve benzeri bilim dallarında da çağının öncülerinden oldu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hz. Ali (r.a.)'ın bu önemli özelliğini bir hadis-i şerifinde, "Ben ilmin şehriyim, Ali (r.a.) ise kapısıdır." diyerek övmüştür.
Hz. Ali (r.a.) de üstün ahlaki özellikleriyle gerek Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'le birlikte katıldığı savaşlarda, gerekse Hicret esnasında tüm Müslümanlar'a örnek olacak bir cesaret sergiledi. Tebük Seferi hariç tüm savaşlarda Peygamberimiz (s.a.v.)'in yanında yer aldı. Uhud'da gazi oldu. Bedir'de sancaktar olarak görev yaptı. Bedir gazasının başlamasından önce, Kureyşliler'le teke tek dövüşen üç kişiden biri oldu. Hz. Ali, Bedir Savaşı'ndan sonra Hz. Peygamber (s.a.v.)'in kızı Hz. Fatıma ile evlendi. O zamana kadar Resulullah'la oturan Hz. Ali nikahtan sonra ayrı bir eve taşındı. Hz. Ali'nin, Hz. Fatıma'dan üç oğlu, iki kızı dünyaya geldi. Hz. Ömer devrinde devletin bütün hukuk işleriyle ilgilenip adeta İslam Devleti'nin baş kadısı olarak görev yaptı.
Üçüncü İslam halifesi olan Hz. Osman (r.a.) şehit edildikten sonra Miladi 656 yılının Zilhicce ayında halife oldu; yaklaşık dört yıl dokuz ay süren halifeliği, tarihi kaynaklara göre Miladi 661 yılında şehit edilmesiyle son buldu.
Hz. Ali, Kuran'ın bütün emirlerini eksiksiz uygulayan bir halifeydi. Beş yıllık halifeliği çok önemli olaylarla geçti. İnsanları hak yol İslam'a yöneltmek için büyük gayret sarf etti ve hilafet dönemi iç karışıklıklarla dolu olmasına rağmen İslam'ın öğretilmesi ve öğrenilmesi hususunda büyük katkıları oldu. Kufe'de 40/661 yılında bir Harici olan Abdurrahman bin Mülcem tarafından sabah namazına giderken yaralandı. Bu yaranın etkisiyle şehit oldu.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in amcasının oğlu, damadı ve dördüncü halife. İslam tarihinin en görkemli dönemlerinden olan 'Dört Halife Dönemi'nin son halifesi olan ve "Allah'ın Arslanı" unvanıyla anılan Hz. Ali, Ebu Talib'in oğludur. Tarihi kaynaklarda belirtildiği üzere küçük yaşlarından itibaren Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in yanında büyüdü, onun eğitiminden geçerek yetişti. Hz. Hatice'den sonra Müslümanlığı ilk kabul eden kişi oldu. Peygamberimiz (s.a.v.)'e ve kendisinden önceki değerli İslam halifelerine gönülden biat ederek onlara kesin bir itaatle bağlandı, sahip olduğu yüksek ahlakla tüm Müslümanlar'a örnek oldu.
Hz. Ali (r.a.), daha çocukluğundan itibaren Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in yanında bulundu. Kuran ahlakını ve Kuran'ın hikmetlerini ondan öğrendi, O'nun vahiy katipliğini yaptı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in vefatına kadar onun yanından ayrılmadı. Böylelikle dini konular üzerinde yüksek bir ilim düzeyine erişti. Onun, yaşadığı dönemde İslam toplumunun ilim dalında önde gelen şahıslarından olduğu herkes tarafından ittifakla kabul edilmektedir. Sahip olduğu ilim, fıkıh metinleri ve hükümleriyle sınırlı kalmadı. Matematik ve benzeri bilim dallarında da çağının öncülerinden oldu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hz. Ali (r.a.)'ın bu önemli özelliğini bir hadis-i şerifinde, "Ben ilmin şehriyim, Ali (r.a.) ise kapısıdır." diyerek övmüştür.
Hz. Ali (r.a.) de üstün ahlaki özellikleriyle gerek Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'le birlikte katıldığı savaşlarda, gerekse Hicret esnasında tüm Müslümanlar'a örnek olacak bir cesaret sergiledi. Tebük Seferi hariç tüm savaşlarda Peygamberimiz (s.a.v.)'in yanında yer aldı. Uhud'da gazi oldu. Bedir'de sancaktar olarak görev yaptı. Bedir gazasının başlamasından önce, Kureyşliler'le teke tek dövüşen üç kişiden biri oldu. Hz. Ali, Bedir Savaşı'ndan sonra Hz. Peygamber (s.a.v.)'in kızı Hz. Fatıma ile evlendi. O zamana kadar Resulullah'la oturan Hz. Ali nikahtan sonra ayrı bir eve taşındı. Hz. Ali'nin, Hz. Fatıma'dan üç oğlu, iki kızı dünyaya geldi. Hz. Ömer devrinde devletin bütün hukuk işleriyle ilgilenip adeta İslam Devleti'nin baş kadısı olarak görev yaptı.
Üçüncü İslam halifesi olan Hz. Osman (r.a.) şehit edildikten sonra Miladi 656 yılının Zilhicce ayında halife oldu; yaklaşık dört yıl dokuz ay süren halifeliği, tarihi kaynaklara göre Miladi 661 yılında şehit edilmesiyle son buldu.
Hz. Ali, Kuran'ın bütün emirlerini eksiksiz uygulayan bir halifeydi. Beş yıllık halifeliği çok önemli olaylarla geçti. İnsanları hak yol İslam'a yöneltmek için büyük gayret sarf etti ve hilafet dönemi iç karışıklıklarla dolu olmasına rağmen İslam'ın öğretilmesi ve öğrenilmesi hususunda büyük katkıları oldu. Kufe'de 40/661 yılında bir Harici olan Abdurrahman bin Mülcem tarafından sabah namazına giderken yaralandı. Bu yaranın etkisiyle şehit oldu.