HZ.AİŞE(r.a.)ANNEMİZ

_AnGeL_ Yeni Üye
Hz. AİŞE

Ey kara toprak kimleri almadın ki bağrına, kimleri eritip çürütmedin ki. Üzerinde gururla dolaşan nice padişahları, beyleri, bir lokma ekmeğe muhtaç zavallıları, nasıl da harman ettin, kattın karıştırdın. Ne evliya ayırdın ne günahkar, hepsini kabul ettin. Allah Rasulü’nü misafir ederken ne de mutlu olmuşsundur kim bilir ve de onun ashabını. Tek tek gönderdik, onu görüp tanıyan, Onu yaşayanları sana. Bir de incisi vardı içlerinde, sana emanet ettiklerimizin arasında. Peygamberimiz’in en sevgili arkadaşı, insanlar içinde en büyük yardımcısı, Hazret-i Ebu Bekir'in kızı Hazreti Aişe. Onların evliliği Allah'tan gelen bir emirdi ve bize yaşanabilecek en güzel evliliği gösterdi onlar. Bu küçücük hanım evliliği boyunca Allah Rasulünü kırmamaya, bir dediğini iki etmemeye gayret gösterdi.
Yaşı küçüktü Hz.Aişe'nin ama son derece zekiydi ve Peygamberimizden çok şeyler öğrendi. Tam 2210 hadis rivayet ederek, en çok hadis rivayet eden sahabeler arasında 4. sırayı aldı.
"Küçük hanım..."
Hz. Aişe Allah Rasulü ile birlikte pek çok cefaya katlanmış, Medine'ye Hicret etmiş, orada bir çok hastalıklarla mücadele etmiştir. Ve bunlara katlandığında Hz. Aişe henüz bizim sokaklarda ip atladığımız, top oynadığımız yaşlardadır.
Hz. Ebubekir varlıklı bir insandı ve Hz. Aişe evlenene kadar hiç sıkıntı çekmemişti. Ancak Allah Rasulü çok sıkıntılı günler geçirmekteydi.Hz. Aişe de bu sıkıntıların ve yokluğun Allah'tan geldiği bilinci ile hep sabrediyor, hep şükrediyordu Ancak kadın nefsi bazen bu yokluklara dayanmakta zorluklar yaşıyabiliyordu. Allah Rasulü'nün eşleri arasında da bu hususta istekler ve ısrarlar baş gösterebiliyordu. Bu olaylar Peygamber Efendimizi o kadar çok incitmişti ki tüm hanımlarından ayrı bir ay geçirdi. Bu süre içinde Allah tarafından Peygamberimiz’e bir ayet indirildi: "Ey Peygamber, hanımlarına söyle ki, Eğer dünya hayatını ve zevkini istiyorsanız gelin boşanma bedelini verip sizi güzellikle serbest bırakayım. Eğer Allah'ı, Rasulunü ve ahiret yurdunu istiyorsanız şüphesiz ki sizden iyilik yapan ve iyi kullukta bulunanlar için Allah pek büyük bir mükafat hazırlamıştır" Hz. Aişe bu ayeti dinlerken gözleri yaşlarla dolmuş ve çok korkmuştu. Peygamber Efendimiz’in bu hususta annesi ve babasına danışması teklifini hemen reddederek şöyle cevap vermişti:
- Bu hususta mı anne ve babama danışacağım? Elbette ki Allah'ı, Allah'ın Rasulü’nü ve ahiret yurdunu tercih ediyor ve diliyorum. Bu hususta ne babama ne de anneme danışırım.
Zeki bir kadın...
Hz. Aişe Peygamber Efendimiz’in eşleri arasında vahiy meleği Cebrail'i görme şerefine nail olan tek kişidir. Belki de Allah Rasulü'nun en sevgilisi olması hasebiyle kendisine bu lutüf bahşedilmişti. Peygamber Efendimiz’in Hz.Aişe'yi diğer eşlerinden daha fazla sevmesinin sebebi şüphesiz onun güzelliği değildi. Çünki Hz. Cüveyriye, Hz. Safiyye, Hz. Zeynep gibi Hz. Aişe'den daha güzel olanlar vardı. Rasulullah'ın onu daha fazla sevmesinin sebebi Hz. Aişe'nin dini meseleleri anlamak, hafızasında tutmak, hususundaki gayretiydi. Fahr-i Kainat, Peygamberlik nuruyla Hz. Aişe'nin istikbalde İslamiyet için yapacağı hizmetleri görmüş, ona daha çok sevgi besleyerek bu yola teşvik etmiştir.
Peygamberimiz Hz. Aişe'yi çok sevdiği gibi o da Peygamberimiz’i çok severdi. Her an onunla birlikte olmayı, mübarek sohbetinden faydalanmayı isterdi. O'na olan sevgi ve bağlılığıyla onun güvenini kazanmıştı. Peygamberimiz kimseye söylemediği sırlarını ona rahatlıkla açabilirdi.
Hz. Aişe zeki bir insandı ve büyük bir öğrenme arzusuna sahipti. Hafızasının ne denli güçlü olduğu naklettiği hadis sayısından da bellidir. Eşini o kadar dikkatli dinler ve anlamadığı hususlarda bıkmaz, usanmaz bir tavırla konunun takipçisi olurdu ki bu özelliği onu Resulullah hayattayken de, vefat ettikten sonra da kendisine danışılan, fikri alınan bir otorite konumuna getirmişti.
İfk hadisesi
Hz. Aişe'nin hayatında çok önemli bir konu vardır ki yaşadığı dönemde de, günümüzde de önemi tartışılmaz boyuttadır. İfk Hadisesini Hz. Aişe yaşanmıştır, ama ancak asıl önemi bu olaydan sonra yaşanacak benzer olaylara yol gösterici olmasıdır. Hz. Aişe'ye atılan iftira onu, Allah Rasulü’nü, Hz. Ebubekir'i ve annesini o denli üzmüş, o denli yıpratmıştır ki, Allah bu sevgili kullarının daha fazla üzülmesine razı olmamış ve olayı ayetle yalanlamıştır.

Ayet indikten sonra rahatlayan Hz. Ebubekir kızına Allah Rasulü’ne teşekkür etmesini söylediğinde Hz. Aişe'nin verdiği şu cevap onun karakterinin sağlamlığını, özgüvenini bize daha iyi gösterir. Babasının isteğine şiddetle karşı çıkan Hz. Aişe şöyle der: "Vallahi ben ona ne de size teşekkür ederim. Ben ancak sizlerin işitip inkar etmediğiniz ve gayrete gelmediğiniz o kötü şeylerden beni temize çıkaran ayetler indiren Allah'a hamd ve şükrederim."
Hz. Aişe Peygamber Efendimiz'in son zamanlarında O'na hizmette daha dikkatli olmuş, bir dediğini iki etmemeye çalışmıştır. Son anına kadar yanından ayrılmamış, iyiliği için Allah'a sürekli dua etmiştir. Peygamber Efendimiz Hz. Aişe'nin odasında onun kucağında ruhunu teslim etmiş ve dokuz yıllık evlilik hayatları daha Hz. Aişe genç bir hanımken sona ermiştir. Hz. Aişe, Peygamber Efendimiz’in ölümünden sonra şöyle demiştir: "Hiç bir peygamber dünya ile ahireti tercih hususunda serbest bırakılmadıkça vefat etmez. Anladım ki o serbest bırakıldı ve anladım ki o bizi tercih etmedi."
Hz. Aişe Peygamber Efendimiz'in vefatı acısını henüz dindirememişken babası Hz. Ebubekir'i de kaybetti. Ölümü anında Hz. Ebubekir Hz. Aişe gibi bir evlat bıraktığından dolayı Allah'a şükrediyordu. Vefatından biraz önce bunu şu sözleriyle ifade etmişti: "Ey kızım, benden sonra senden daha sevimli bir servet bırakmıyorum. Seni kaybetmekten daha büyük bir fakirlik ise bilmiyorum."
Cemel vakası
İslam'ın üçüncü Halifesi Hz. Osman'ın on iki yıllık hilafet döneminin ilk yarısı ne kadar güzel ve düzenli geçtiyse, ikinci yarısı da o denli karışıklık ve fitnelere sahne oldu ve bu karışıklıklar Hz. Osman'ın şehadetine kadar tırmandı. Hz. Osman'ın katillerinin cezalandırılması meselesi sebebiyle yapılan Hz. Ali ordusuyla Hz. Aişe ordusunu karşı karşıya getiren ve Hz. Aişe'nin bir deve üzerinde savaşması sebebiyle tarihe "Cemel Vakası" olarak geçen Müslümanların birbirleriyle yaptıkları ilk savaşa kadar karışıklıklar devam etti.
Sonrasında Hz.Aişe pişman olsa da Cemel Vakası bir çok İslami dinamiklerin sarsılmasındaki başlangıç noktası olmuştur. Savaş sonrasında birbirleriyle helalleşen Hz.Aişe ile Hz.Ali belki o dönem sorunlarını hallettiler ancak günümüze kadar gelen ayrımın maalesef ki önüne geçemediler. Sonrasında Hz. Muaviye dönemindeki, Hz. Muaviye’ye Hz. Aişe desteği belki de bu ayrımı pekiştirdi. Hz. Muaviye hayatı boyunca Hz. Aişe'ye derin sonsuz bir saygı duydu, nasihatlerine uygun hareket etti.
Peygamber eşi
Hz.Aişe tüm hayatı boyunca tam bir peygamber eşi hassasiyetiyle yaşamış, hareketlerine, sözlerine, itina göstermiştir. Örtünme konusunda son derece titizdir.Erkeklerin arasına karışmamak hususunda da son derece dikkatli davranarak, Kabe'yi ziyaretinde bile kalabalığın çekildiği saatleri tercih etmiştir.
O, son derece eli açık ve cömert bir kadındır.Kendi ihtiyacı olan şeyleri bile vermek konusunda hiç tereddüt göstermemiştir. Bu özelliğini şüphesiz babası Hz. Ebubekir ve eşi Allah Rasulunden almıştı. Evliliği süresince kendisi açken bile sofrasındaki yiyecekleri paylaşmayı görmüştü ve bunu tüm hayatı boyunca uygulamayı da kendisine şiar edinmişti.
Giybetten ateşten sakınır gibi sakınırdı. Bir Peygamber eşi olduğunu en iyi şekilde ispat eden Hz.Aişe Peygamber Efendimizin ölümünden sonra mühim mevkide olanlara tavsiyelerde bulunmuştur. Ona akıl danışanlar arasında yöneticilerden, en basit insana kadar her gruptan insan olup, Hz. Aişe kendisine gelen kimseyi geri çevirmemiş, herkesin isteklerine, sorularına cevap vermeye çalışmıştır. Tüm bu artı özelliklere rağmen Hz.Aişe son derece mütevazi bir insandı ve övülmekten hiç hoşlanmazdı.
Bir Peygamber eşi olmanın onurunu her zaman taşımakla birlikte son derece kanaatkar ve izzetliydi.İslami konularda çok hassas davranır, ibadetlerine son derece özen gösterirdi. Son dönemine kadar İslam için bitmez tükenmez bir çaba içinde olmuş, ama bir sahabe hassasiyetiyle ameline güvenmemişti. Cennet ve cehennem hususunda Allah Rasulunden duyduğu şeyleri hatırladıkça ağlar ve düşüncelere dalardı.
Hz. Aişe Peygamberimizin hanımları içinde en bilgili olanıydı. Diğer tüm peygamber hanımlarının ilmi bir araya toplansa onun ilmini geçemeyeceğini söyler İmam Zuhri. Onun evi Peygamberimizin vefatından sonra adeta bir okul olmuştur.Pek çok konuda sahabeler akıllarındaki soruların cevaplarını ondan almışlardır. Tefsir, fıkıh, tarih, şiir, edebiyat hatta tıp ilmi konusunda derin bilgisi ile aydınlatıcı bir konumdadır. Pekçok talebe yetiştirmiştir.Bunların en meşhurları arasında; Urve bin Zubeyr, Kasım bin Muhammed, Ebu Seleme, Mesruk Abdurrahman bin Amr, Saffiyye bint-i Şeybe, Aişe bint-i Talha, Hafsa bint-i Sirin sayılabilir.
Sevgili annemiz 678 yılının Temmuz ayında vefat etti. Allah Rasulunun bir diğer eşlerinden Ümmü Seleme'nin onun hakkında söyledikleri aslına bakarsanız iki sayfadır anlatmak istediklerimizi çok güzel bir şekilde özetlemeye yetiyor da artıyor bile:" Hz. Aişe'ye Allah rahmet eylesin. Babasından sonra onu en fazla seven zat Allah Rasuluydu."
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
LAL
Üst