Ender Saraç Ayurveda

deep Harbi Aktif Üye
ayurveda nedir, Ender Saraç ayurveda , Ayurveda Ender Saraç, Ender Saraç ayurveda diyeti,Ayurveda ile Sağlıklı Zayıflamanın Yolları
Şu an yeni bir tıp dalı olarak bilinen Ayurveda aslında bilinen en eski tıp sistemlerinden biridir.
Ancak tekrar gözden geçirilmiş ve modernize edilmiştir. Kelime anlamı olarak yaşam (ayur) ve bilgi (veda) yani yaşam bilgisi demektir. İnsanı bütünsel olarak ele alan ve beden tipini saptayıp,ruh ve zihin yapısına göre davranıp ,giyinip beslenmesini öneren bir tıp sistemidir. Amacı hayatı uzatmak , mükemmel sağlığı yaratmak ve hastalıkları vücuttan uzaklaştırmaktır.. Tamamen doğal yöntemlerle teşhis ve tedaviyi ele alır. Batı tıbbını asla ve asla reddetmeyen bu sistem kombine olarak kullanılabilir ya da tek başına bir teşhis ve tedavi yöntemi olarak da uygulanabilir.

Ayurveda insanı ben ve zihinle bir bütün olarak görür ve onun tüm unsurlarını bir arada uyum ve dengede tutmaya çalışır. Bu sistemin en önemli noktalarından biri de sağlığı korumanın tedavi etmekten daha önemli olduğudur. Yapılalan patalojik araştıırmalarda 40 yaşında bir erkek kişide oluşan kalp enfarktüsü ,koroner damarda tıkanma gibi semptomlarla kendini belli edip , ancak doktora gidince ortaya çıkmaktadırlar. Oysa daha 20 yaşında bu kişinin damarlarında ileride kalp enfarktüsüne dönüşebilecek ve damar tıkanmasına yol açabilecek yağ taslakları patalojik olarak saptanmıştır. İşte bu düzeyde olaya müdahele edilirse herşey çok daha basit olur. Çünkü hangi ‘doşha’ tipindeki insanda ne tür hastalıklara eğilim olduğu bellidir.

Doşhalar bireysel psiko bio kimyasal özellikler grubu ve kişiye özgü beden tipleri olarak açıklanabilir . Her insanda egemen olan bir bazen iki hatta ender olarak üç doşha vardır. Bu doşhalar kişiye bütün önemli özelliklerini verirler ,böylece kimse bir diğeriyle aynı olmaz. Eğere bu doşhalar dengeden çıkarlarsa artarlarsa veya azalırlarsa hastalıkların yolu açılmış olur . Mükemmel bir sağlık için kişinin kendi beden tipini bilmesi çok önemlidir. Çünkü bir beden tipi için iyi olabilecek bir yiyecek veya olay bir diğerimiz için etkisiz olabilir. Bir bardak sütte kim içerse içsin 120 kcal vardır ama bazılarımız onu içerse yağ depolar bazılarımız enerjiye dönüştürür. Aynı şekilde bazıları kalsiyumu kemikte depolar ,bazıları idrarla dışarı atar bazılarımız ise böbrek taşına dönüştürür. Bu doşha tipimizi bilmek ,kendi tipimizi anlamak , aynı maddelere neden farklı tepkiler verdiğimizi kavramak bu nedenle önemlidir.

Ayurveda da belli başlı üç beden tipi vardır ve bunlar tüm kadim bilgilerde geçen beş ana element yani boşluk ,hava ,su ateş ve toprağın çeşitli açılardaki kombinasyonlarının maddeye dönüşme oranlarından oluşan beden tipleridir. İnsanın beden tipinin oluşumu aynı zamanda Astrolojik olarak da açıklanabilir . Yani doğum haritamızdaki elementer ağırlık yani gezegenlerin hangi gruplarda toplanmış olduğuna bakılarak da beden tipiniz hakkında bilgi edinebilirsiniz.


Bunlardan bir tanesi Vata beden tipi olarak adlandırılan dosha Vatadır ve boşluk. ve havadan oluşur.Vücutta enerji ve hareketi sağlar, sinir sistemini çalıştırır. Konuşma ve,duyu ve haraket organları ,nefes alıp vermek ,bağırsak ve idar yolu hareketleri hep bu doşha tarafından yönetilir. Dengesiz çalıştığında sinirlilik ,gerginlik ,uykusuzluk dinlememe, kabızlık ,ağrı endişe , kas seyirmeleri gaz ve üşüme gibi durumlar ortaya çıkar.


Doşha Pitta Ateş ve nemden oluşur .Sıcak, keskin hafif yağlı asidik özellilildir ve bağırsakları boşaltıcı etkisi vardır. İştah, susuzluk hissi, ısı dengesi, görme, cilt rengi bu doshanın yönetimindedir ve dengede bulunmazsa aşırı sıcak hissi ,cilt problemleri ,ülser görme problemleri, kötü koku, kızgınlık aşırı acıkma ve susama,yüzde kızarıklık ve terleme gibi problemler oluşur.

Doşha Kapha su ve topraktan oluşur. Vücuda kuvvet ve destek verir. Cesaret bağışlama ve iyileşme gücü veren özelliklere sahiptir. Anormal fonksiyonlarda ağırlık ,şişmanlık, donukluk, depresyon, allerji, kaşıntı ve aşırı uyku verir.

Kişiler tek dosha tipli olabilecekleri gibi iki veya üç tipin birleşmesinden de etkilenebilirler. Örneğin Vata Pitta karışımı olan bir kimse, kışın soğuk bir havada buruk ve soğuk yiyecekler yediği zaman Vata özellikleri artıp sinirlilik uykusuzluk heyecan ,kas seyirmesi ve sinirlilik yaratabilir. Veya aynı kişide yazın öğlen vaktinde aynı yiyecekler yendiğinde ciltte kızarıklık,sivilcelenme ve mide yanması gibi durumlar ortaya çıkabilir . İşte bu yüzden kişi kendi doşhasını bilirse ve hangi doşhası arttığında ne gibi hastalıklara zemin hazırladığını bilirse daha hastalıklar ortaya çıkmadan kendini dengeleyebilir ve hastalık ortaya çıkmadan onu daha köklü bir biçimde onarabilir.
(Bu bilgiler Sayın Saraç'ın Milliyet yayınları tarafından basılmış AYURVEDA isimli kitabından daha ayrıntılı olarak öğrenilebilir )


Yani benim için iyi olan bir başkası için iyi olmayabilir diyebilir miyiz?
Tabii ki. Aslında biraz daha derine inersek şöyle açıklayabiliriz. Anne ve babamızın ilişkisinde spremin yumurtayı döllediği anda çok ileri teknolojide gelişmiş bir yazılım programı devreye giriyor. Burada bizim binlerce nesilden beri edindiğimiz özelliklerimiz, acılarımız, yediklerimiz, etkisinde kaldığımız coğrafi şartlar, yani herşey genetik şifre olarak oraya yükleniyor. Ama hangi kombinasyonda olacağımız, yani kime çekeceğimiz konusunda karar veren büyük bir akıl var.
Siz aynı zamanda bir tıp doktorusunuz Ender Bey, Peki Alternatif tıbbın neden daha çok tercih edildiğini söyleyebilir misiniz?
Evet ben aile hekimliği konusunda uzmanlaşmış bir tıp doktoruyum ve hiç bir tedavi yöntemini bir diğerinden daha üstün tutmuyorum. Hasta için hangi tedavi daha avantajlı, daha az yan etkili ve daha ucuz ise onu tercih ediyorum. Bu ikisini kombine de kullanabilirsiniz. Ama bugün şunu kabul etmek gerekir ki bu gün Batı tıbbında olay tamamen hap doktorluğuna döndü. Mide ağrısına onu da al bunu da al şunu da al sonra bir tanesi allerji yapıyor, hadi allerji ilacı da al.
İnsanlar bize sekiz dokuz tane hap yutmuş halde geliyorlar. Bunların iki üç tanesi çok ciddi yan etkileri olabilecek tarzda ilaçlar olabiliyor. Tabii insanlar zaman içinde tamamen iyişleşmediklerini, sadece hastalıklarının semptomlarının bastırıldığını farkettiklerinde daha doğal,yan etkisiz ve ekonomik ve derinden tedavi eden tıp sistemleri arayışına başlıyorlar.

Önce Nixonun Çini ziyaretinden sonra Akupunktur gündeme geldi daha sonra Maharishi binlerce yıldır halktan gizli tutulan ve sadece asillere uyugulanan Ayurvedayı batı toplumuna açtı. Tabii burada şunu asla es geçmemek gerekir , batı tıbbı kesinlikle gereklidir, özellikle cerrahi hastalıklarda mutlaka uygulanmalıdır.

Aslında alternatif tıp yanlış bir deyim çünkü ikisi birbirinden çok farklı iki kulvar gibi algılanıyor. Önemli olan insan sağlığı ve tedavisi olduğu için doğal yöntemlerle tedavi sistemleri son dönemlerde ‘Tamamlayıcı Tıp’ olarak adlandırılıyor ve insanlara çok cazip geliyor. Fakat bu konuda Türkiyede kaynak ve bilgi eksikliği olduğu için zaman zaman yanlış yorumlara hatta keskin eleştirilere maruz kalabiliyorum.

Daha önce beni çok eleştiren pek çok kişinin daha sonra hastam olduğunu rahatlıkla açıklayabilirim .Çünkü insan sağlığı söz konusn olduğunda akan sular duruyor. Bu yüzden insanların binlerce yıldan beri uygulanan ve yan etkisi bulunmayan bu tedavi sistemini tercih etmeleri çok doğal. Çünkü hiç bir teknoloji doğanın teknolojisinden daha üstün değildir bunu unutmayalım.

Peki Astrolojiyle bu tedavi yöntemlerini nasıl birleştiriyor ve kullanıyorsunuz?
Astroloji dünya üstünde önemli bir ekol olarak çok uzun süre yer tutmuştur. Bir Hint Astrolojisi (Jyotish) olarak, iki Arap Astrolojisi (yıldızname olarak ve bildiğimiz gibi bugün kullanılan modern batı Astrolojisi. Şu an gündemde olan Batı astrolojisi gibi gözükmesine rağmen tarihe mesela eski Mısıra göz attığımızda bütün olayların, anlaşmaların savaşların, evlenmelerin vs. O zamanki astroloji sistemini kullanarak organize edildiğini görüyoruz. Tarihin başından beri insanoğlu gökyüzündeki yıldızların konumunun ve hareketlerinin kendini her şekilde etkilediğini ve ilgilendirdiğini gözlemlemiş ve kabul etmiştir.
Son dönemde bu bilgi hafif dumura uğramış gibiyken şimdi artan teknolojiyle tesadüf olunamayacak derecede insan yaşantısındaki bir çok konunun (örn. Finans, sağlık, özel hayat, duygusallık, cinsellik vs.) doğduğumuz andaki gökyüzünün konumuyla çok ilişkili olduğunu deneme yanılma şekliyle gözlenmiştir..

Astroloji birincisi şu açıdan çok önemli, çünkü bizim bu boyuta maddesel olarak gelmemiz için gerekli olan ilişki gerçekleştiği zaman yani sperm yumurtayı dölediğinde orada geçmişle ilgili çok yoğun bir arşiv bilgisi DNAlar aracığıyla üst bir teknolojiyle insana yükleniyor Bu aynı bir bilgisayar programı gibi…

Annenin hamilelik sırasında yaptığı beslenmeler, ruhsal durumu gibi bir çok durumla bir çok etkileşim oluyor ve göbek kordonun kesildiği andaki gökyüzü konumu da bizim bilgisayar programımızın ne şekilde oluştuğu hakkındaki ana potansiyelleri gösteriyor.

Yani biz hangi model bir üretimiz? Neremizde hatalar var ? Neremiz daha güçlü? Hangi enerjiler hayatımızda ağırlıklı olarak yönlendirecek ? gibi konularda öenmli ipuçları veriyor. Aynı şekilde biz sağlık olarak da belirli etkilerin altındayız. Ayurvadada beş ana elementtten su ,hava, ateş,toprak ve boşluktan ve bizi nasıl etkilediğinden bahsetmiştim.. Aynı beş ana elementte olduğu gibi her gezegenin de bir rengi ,bir tınısı ,bir kokusu hatta beyindeki sinir sisteminde uyandırdığı etkileri vardır.

Harvard MİT den ihtisaslı nörolog Doktor Tommy Neider iki, üç sene önce yaptığı çok ilginç bir tıbbi araştırmada şöyle bir şey buluyor . Astrolojideki gezegenlerin her birinin insan beyninde Nucleus adı verilen bazı merkezlerde etkili olduğunu yani büyük evrenin küçük evren olarak beyinde mevcut olduğunu keşfediyor ve tıbbi olarak ortaya koyuyor.

Hatta çok ilginçtir ki kırmızı olan tek gezegen Marstır ve beyinde de kırmızı olana tek bir çekirdek vardır (nucleus rubrus) . Bu çekirdeğe yapılan elektirisel uyarımların kişide aynı Mars gezegeninin etkisinin kişi üzerindeki etkisi fazlalaştığı zamanlarda olduğu gibi başdönmesi, düşme, kazalara yol açan etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Yani Makrokosmos aynı şekliyle Mikrokosmos olarak insan beyninde mevcuttur. Bunu büyük nörologlar artık araştırmalarla da tesbit edebiliyorlar. Yani bu kadar büyük bir tesadüfün olamayacağı açıkça anlaşılıyor. Şimdi bilim dikkatini daha çok bu tarz eski kadim bilgilere vermeye başladıkça insan ve evren hakkında daha fazla ipuçları da almaya başlıyor.

Astroloji ve hastalıkların oluşumu hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Hastalıklar bir anda ortaya çıkmaz yani siz bir günde kalp hastası olmazsınız. Bundan öncesinde sizin bu hastalığa bir hazırlık döneminiz vardır. Batı tıbbında hastalık son raddeye geldiğinde kesin ve net tezahür ettiğinde kişi hasta saylıyor.
Şu anda üzerinde çalıştığım bir projede Astrolojik açıdan kişinin hangi organ ve sisteminde negatif enerji yoğunlaşması olduğunu saptayarak kişinin ne tarz rahatsızlıkları madde düzeyinde veya manevi boyutta yaşayabileceğini araştırıyorum.

Bu sayede potansiyel hastalığa önceden hazırlıklı olmak ve hastalık çok fazla ilerlemeden yani çok fazla madde düzeyine dönüşmeden çok daha basit ve ekonomik bir şekilde tedavi etmek söz konusu olabilir .Yani gezegenlerin hareketlerinin beden üstündeki etkileri doğum haritanızdaki verilerden yola çıkarak , 30 40 yaşları arasında mide ülserine mi eğimli olabileceğiniz ,ya da sinir sisteminizde bir çökkünlük mü yaşayacağınız hakkında bize ciddi ipuçları verebilir. Bütün bunları dikkate alarak o gezegenin veya transitin etkilerini ,olumlu yönde karşılayıcı bir takım bitkisel tabletler ,renkler, kokular, sesler yoluyla enerji dengelemeleri yaparak hasarlarını çok daha hafife indirgeyebiliriz.

Şöyle bir örnek verilebilir. Genelde kişinin doğum haritasında sağlığın temsil edildiği ev altıncı ev olarak kabul edilir. Ancak bunun dışında da bakılması gereken şeyler vardır. Mesela bir gezegenin etkisinin artıp azaldığı transit geçişlerin yaptığı olumlu veya olumsuz açılar gibi.

Bazı kişilerin gerçekten de sağlık bakımından doğuştan daha şanslıdır .Bazı kişilerin ise bu enkarnasyonda veya bu boyuttaki yaşantılarında sağlıkla ilgili deneyimleri ön planda yaşamaları gerekmektedir.

O zaman o kişileri özellikle biraz daha uyarmak gerekebilir. Mesela o zorlu dönem önceden belirlendiğinde o organı kuvvetlendirecek masaj teknikleri, yiyecek içecekler uygulanabilir ve o gezegenin enerjisini daha olumsuz yönde arttıracak şeylerden kaçınmak son derece yararlı olabilir..
Madem Mars gezegeninden örnek verdik aynı şekilde devam edelim.. Diyelim ki Mars kızgın enerjidir ve Mars etkisi aşırı arttığında ve belirli bir sistem üzerinde yoğunlaştığında mide kanaması yapabilir.

O zaman o renkte ve ateşi arttırcı şeyleri mesela kırmızı pul biberi aldığınız zaman Mars enerjisini körüklemiş olursunuz. Oysa daha soğutucu renklerdeki yiyecekler mesela bol nane veya hafif tatlı sarı renkteki limonata içtiğiniz zaman bu enerjiyi serinletmiş ve daha dengelemiş olursunuz.

Ayurveda da da biz bunu bir ölçüde yapıyoruz zaten. Bunun dışında tedavi amaçlı bir takım doğal taşların enerjilerinden faydalanılabilir. Çünkü her gezegenin etkisini arttırıcı veya azaltıcı taşlar ve metaller vardır. Aynı şekilde müziğin de tınısından ve rahatlatıcı kokulardan da yaralanılabilir. Yani beş duyumuzla algılayabildiğimiz her türlü şeyden tedavi amaçlı faydalanabiliriz. Şu anda bize çok mistik veya masal gibi gelen bu bilgiler birkaç sene içinde programlar şeklinde olacak ve siz hangi noktanızda bir defekt olabileceğini kendi cd nizi çalıştırarak görebileceksiniz. Bununla ilgili bir çalışmaya yavaş yavaş başladım .Ve bunu ilk defa sizin sitenizden duyuruyorum. Yani insanlar artık daha saf enerji, titreşim düzeyindeki kozmik bir tıp sistemine doğru yavaş yavaş kayış yapacaklar.

Ayrıca tarihe bakılacak olunursa dünyadaki bütün iyi hekimlerin aynı zamanda iyi birer astrolog oldukları da görürüz. Örneğin İbn-i Sina ve Nostaradamus gibi. Şimdi artık yavaş yavaş bu tür koruyucu hekimlik merkezleri oluşacak ve daha çok doğal ve bitkisel bazlı ilaçların ön planda kullanıldığı bu merkezlerde her türlü titreşimden faydalanılan doğal tedaviler yakın zamanda danışman astrologlarla birlikte çalışılarak gerçekleştirilecek .
Dr.Ender Saraç
 

Benzer Konular

Yanıtlar
1
Görüntülenme
106B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Üst