Duanın Önündeki Engeller

cicozz Çocukluk cicozlarda saklı
Duânın kabulünün önünde nice engeller vardır. Özetle:
Allah’a şirk koşmak: “Eğer Allah’a şirk koşarsa, Celâlim hakkı için bütün amelleri boşa gider.”1
“Şüphesiz Allah kendisine ortak koşanları bağışlamaz. Bunun dışında dilediğini bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa, şüphesiz ki, derin bir sapıklığa düşmüştür.”2
Samimi ve ihlâslı olmamak: Duâ ve ibâdetlerin kabulü için ihlâs ve samimiyet şarttır. İhlâssız amel ruhsuzdur.
Ana babaya duacı olmamak: “Ana-babasına duâ etmeyenin duâları kabul edilmez.”
Zulüm ve haksızlık etmek: “Meselâ bir kuyrukta öndekilerin yerini almak da bir zulüm ve haksızlıktır. Duânın reddine sebeptir.”
Duâların kabûlünü engelleyen ve belâları getiren günahlardır.
Hz. Enes naklediyor. Dedim ki:
“Ya Resûlâllah, duâlarımın kabûlünü istiyorum.”
Efendimiz aleyhisselâtü vesselâm şöyle buyurdular:
“Ey Enes, helâlinden kazan, helâlinden giyin ve helâlinden ye. Çünkü elbisesi haram olan, midesinde haram lokma bulunan kmisenin ibadeti kırk gün kabul olmaz!”
Yine Hz. Enes (r.a.)
“Ya Resûlâllah! Duâ et de Rabbim duâlarımı kabul buyursun.” demiştim.
Efendimiz (s.a.v.):
“Ey Enes! Yiyeceğini helâlinden topla. Şayet helâlinden yemekle iktifa edersen duân kabûl olur.” buyurdular. (Taberânî)
– Haram yiyenin duâsı kabul görmez, ibadetleri boşa gider.3
– Haram lokma ile beslenen vücut ancak cehennemin yakıtı olur.
– Allah, midesinde haram lokma bulunan kimsenin ibadetini kabul etmez.4
– Kazancının nereden geldiğine aldırış etmeyen kimseyi, Allah hangi kapıdan cehenneme atacağına aldırış etmez.5
– Helâle hesap var, harama azâp.
Haram lokma, neslin fesadını ve toplumun huzursuzluğunu netice vermektedir. Toplumu huzursuz eden anarşi, hırsızlık, kapkaç, tecâvüz ve vahşetin altında haram lokma ve besmelesizlik yatar.
“... kişi ellerini semaya kaldırıp: “Ya Rabbî, Yâ Rabbî” diye yalvarıyor. Oysa yediği haram, içtiği haram ve giydiği haramdır. Böylesinin duâsı nasıl kabul olur ki?”6
Burada, haram yemenin, içmenin ve giymenin, haramla beslenmenin duânın önündeki en büyük engellerden biri olduğuna dikkat çekilir.
– “Yalan ve işlenen günahlar, insanın rızkını daraltır.”
– “Şüphe yok ki Allah, şuursuz ve gaflet içinde bulunan bir kalpten çıkan duâyı kabul etmez”7 Musâ aleyhisselâm, Rabbine:
“Ya Rabbi, nice zamandır duâ duâ yalvaran, filân kulunun duâsı kabul buyurulmadı, hikmeti nedir?” der. Allah Teâlâ:
– “Ya Musâ, o kulun duâsını kabul etmem. Çünkü üzerindeki elbisenin bedelinde haram para var” buyurdu.
Bir başkası için de Yüce Allah (c.c.):
– “Ya Musa, Ben kullarıma senden çok acırım. Ancak bu kul, diliyle duâ ediyor, fakat kalbiyle koyunlarını kırkmayı ve yünlerini satmayı düşünüyor. Kalıbı duada, kalbi koyunlarında olan kimsenin duasını kabul etmem” buyurur.
– “Ya Musa, kişi kendisini parçalayacak derecede ellerini kaldırıp yalvarsa bile, bana karşı görevlerine bakmadıkça ben de onun isteklerine bakacak değilim.” (el-Mu’cemü’l-Kebîr 12/212-Câmiu’l-Ulûm, s. 108)
– Kişinin tebliği ihmal etmesi, irşat ve tebliği hayatının gayesi yapmaması, rızkının daralmasını netice verir.
– Kabul yollarını günahlarla kapatmışken duâlarının kabulünün geciktiğinden yakınma. (Hilye, 10/53)
– Sabah uykusu, rızka bir pusudur. Ve rızıklar seherlerde dağılır.
Hz. Süleyman’ın annesi, oğluna şöyle derdi:
“Ey oğulcuğum! Geceleyin fazla uyuma! Çünkü geceleyin fazla uyku, insanı kıyamet günü fakir bırakır.”
– Duâda itidalli olmamak, haddi aşmak.
– Duanın kabulü konusunda aceleci olmak.
– Allah’a itaatten uzak olmak. Farzları yerine getirmemek.
– Hâsılı, toplumda, dinde gevşeme, namazı bırakma, şehvete dalma, şeytana uyma, faiz, fuhuş ve zinanın yaygınlaşması, Allah’a isyanda ısrar etmeler... bunların hepsi duânın kabul edilmesinin engelleridir.
Çünkü günahlar ve mâsiyetler duânın kabulüne perde olur.
Duânın kabulünün engellerinden biri de sılayı, “akraba ve yakınlarla ilgiyi ve ziyareti” kesmektir.
Dipnotlar: 1) Zümer sûresi, 39/65. 2) Nisa sûresi, 4/16. 3) İbrahim Cânan, Hadis Ans. C. 14/306. 4) İmam Gazali, İhya. C. 2/239. 5) İhya, 2/236. 6) Müslim, Zekât, 19; Tirmizi, 661; Beyhaki Sünen, 6187. 7) Tirmizi Deavât, 11, 66-374; Hâkim, Müstedrek, 1/493.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Üst