Devşirme Sistemi Nedir - Devşirme Sistemi Hakkında Bilgi

deep Harbi Aktif Üye
Osmanlıda Devşirme Sistemi, Devşirme Sistemi nedir, Osmanlı Devşirme Sistemi

Eskiçağ boyunca emeğin veriminin düşük ve tekniğin ilkel olması köleyi en büyük üretim aracı yapmıştırMısır,Roma,Yunan ve İslamiyet öncesi Arap dünyasında kölenin yaşadığı şartlar son derece ağırdıTek tanrılı dinlerin ortaya çıkmasıyla kölelerin yaşadığı şartlar biraz olsun yumuşamıştır Özellikle İslamiyetin doğuşuyla birlikte köleler daha insalcıl kavramda görülmeye başlanmıştır[2]

İslamiyet kölelere daha iyimser bir bakış açısı getirmiş kölelerin yaşamlarını kolaylaştırmıştırKuran-ı Kerim de kölelere iyi davranılması konusunda ayetler vardırHzMuhammedin de kölelere iyi davranılması konusunda hadisleri vardır

I OSMANLI DEVLETİNDE KÖLE

Osmanlı Devletinde,Osman Bey döneminde saray hizmetinde ve orduda kölelerin kullanılması çok yaygın değildir Osmanlı Devletinde kölelerin saray hizmetinde kullanılması ve özellikle cariyelerin saraya girmesi,Orhan Bey zamanında başlayarak gittikçe arttı"

Sarayda ve devlet hizmetinde kölelerden görevli yetiştirilmesi Osmanlıya Orta Doğu İslam Devletlerinden geçmiştirOsmanlı Devleti köleleri başta saray olmak üzere devlet ve orduda kullanmıştır

Fatih döneminde kurulan harem,cariyelik kurumunun oluşmasında ve gelişmesinde ve revaç bulmasında büyük etken olmuştur[4]Cariyelik kurumunun oluşması ve gelişmesiyle padişahlar Türk kızlarıyla evlenme geleneğini terk ettilerKanuni'nin Hürrem Sultan İle evlenmesiyle başlayan cariyelerle evlenme geleneği ikinci Osman tarafından kaldırılmaya çalışılmışsa da daha sonraki padişahlar cariyelerle evlenmeye devam etmişlerdir

Sarayda gelişen kölelik orduda da işletiliyorduSelçuklularda görülen gulam sistemi Osmanlılarda 1362de benimsenen pençik kanunu gereğince acemi oğlanlar olarak karşımıza çıkıyor Fetihlerle elde edilen esirlerin bir bölümü acemi teşkilatına alınır ordu için yetiştirilirdiBir bölüm esirde saraya devlet hizmetinde eğitilmek üzere ayrılıyorduSaraya ayrılanlar Edirne sarayı,Galata sarayı ve At meydanındaki İbrahim paşa saraylarında eğitiliyorlardıBosnalı Müslümanlar doğrudan saray hizmetine alınıyorlardı

Osmanlı devletinde köle devlet hesabına kullanılan kölelerden ibaret gelmiyorduKonak köşk ve çevrelerinde kölelik görülmekte alt kesime inildikçe ise pek rağbet görülmemekteydiBuralarda görülen kölelere efendileri iyi davranmak zorundaydı Efendiler kölelere çoğunlukla ana baba gibi davranırlar onların yetişmeleri için ellerinden geleni esirgemezlerdiBuralarda kadın köle olan cariyeler odalık olarak alınır,erkek köleler ise ayak işlerinde kullanılırdı

Osmanlı Devletinde köleler özgürlüklerini kazanarak halk arasına katılabiliyorlardıKölelerin özgürlüklerini kazanabilmeleri üç yolla oluyordu ve Osmanlıya İslamiyetten geçen Azadlık Kurumuyla gerçekleşiyorduOsmanlıda kölelerin özgürlüklerine kavuşabilmeleri üç yolla oluyorduBirincisi,efendisi köleye ben öldükten sonra hürsün derse köle hürriyetine kavuşabiliyorduİkinci olarak,efendisi köleye sağlığında bundan sonra hürsün derse köle hürriyetine kavuşabiliyorduÜçüncüsüde kişinin bedelini ödemesiyle gerçekleşiyorduKişi bedelini ödedikten sonra hürriyetine kavuşabiliyordu

Bunların dışında efendisi cariyesiyle evlenerek ya da onu başkasıyla evlendirerek kölesini hürriyetine kavuşturabiliyordu

Osmanlı Devletinde köleliğin belli bir süresi vardıBu süre sonunda köleler hürriyetlerine kavuşabiliyordu Sarayda ve sosyal hayatta bu süre,beyaz köleler için dokuz,siyah köleler için yedi yıldırBu sürenin sonunda kendilerine azatlık kağıdı verilirdi

Osmanlı Devletinde kölenin kaynağını savaş esirleri ve ticaret yoluyla elde edilen köleler oluşturuyordu

Osmanlı Devletinde savaş esirlerini köleleştirme Orhan Bey döneminde başlamıştır Osman Bey döneminde savaş esirleri zaman zaman öldürülür, fidye karşılığı serbest bırakılır yada hür insanlara verilen ücretin yarısı kadar ücret verilerek tarlalarda çalıştırılırlardıOrhan Beyin son dönemlerine doğru savaş esirleri köle olarak kullanılmaya başlanmıştırOsmanlı Devletinde köleliğin en büyük kaynağı savaş esirleriydi

Esirler, kadın, erkek; güzel, çirkin; çocuk, genç, yaşlı;sakat vb sınıflara ayrılıp, kanaatimize göre değerleri belirlendikten sonra, diğer ganimet malları ile birlikte beş kısma ayrılırlardı Devletin hissesi olarak bunların beşte biri ayrıldıktan sonra, kalan beşte dördü savaşa iştirak edenler arasında paylaştırılırdı

Osmanlı Devletinde devlete ait kölelerin kaynağını bu beşte birlik pay oluşturmuyordu Devlet gerektiği durumlarda devlet işlerinde kullanılmak üzere özel şahıslara ait kölelerden gerektiği kadar köle satın alır yada kiralardı

Savaşlar sırasındaki akıncıların küçük çaptaki hareketi esir elde edilmesinde başka yolduAkıncılar güz aylarında devletin hedef gösterdiği yerlere akınlar yapar bu akınlar sırasında bir çok esir satılmak üzere esir pazarlarına gönderilirdi

Bazı yeniçeriler bu işi geçim vasıtası olarak görmüşlerdirKalelerde nöbetçi olan yeniçeriler beyler ve hanlıklarla anlaşarak esir toplarlardı Bu 1699 Karlofça ve 1700 İstanbul antlaşmaları ile yasaklanmıştır

Osmanlı Devletinde kölenin diğer kaynağı ticaret yoluyla elde edilen kölelerdiTicaret yoluyla kölelik üç şekilde karşımıza çıkar:Kaçırma yoluyla,hediye yoluyla ve ailelerin satışıyla köleleştirme

Kaçırma yoluyla kölelik hukuken yasak olmasına rağmen,insanlar kaçırılarak esir pazarlarında satılırlardıKaçırma yoluyla köleleştirmenin cezası ölüm olmasına rağmen bu olayın önüne geçilememiştirKaçırılma yoluyla kölenin kaynağını başlıca üç bölge oluşturuyordu

1)Macaristan,Eflak,Boğdan,Rusy a,Polonya ve Ukrayna

2)Kafkasya

3)Afrika

Kaçırılma yoluyla kölelik çeşidinde korsan ve deniz haydutlarının rolüde büyük olmuştur

Doğu Anadoluda Kürtler Ermeni köylerine baskın yaparlar bunlar Yezididir diyerek Ermenileri satarlardı

Ailelerin satışı ile köleleştirmede aileler kendi rızalarıyla çoçuklarını satarlardıBu şekilde kölelik Kanuni devrinden başlayarak 20yylın başlarına kadar görülmüştürÖzellikle Gürcü,Tatar ve Çerkezler çocuklarını satmıştır

Hediye yoluyla kölelik çok yaygın değildiGüçsüz devletlerin,devlete bağlandıkları padişah ve devletin ileri gelenlerine hediye olarak gönderdikleri köle ve cariyeler bu tür kölelerin kaynağını oluşturur Komutanlar ele geçirdikleri esirler arasında bulunan müstesna güzelliğe sahip kız ve oğlanları satmaz,fidyeyle serbest bırakmaz,genellikle padişah veya vezirlere hediye olarak sunarlardı Osmanlı Devleti de elçiler aracılığıyla İslam ülkelerine köle ve cariyeleri hediye olarak göndermişlerdir

II OSMANLI DEVLETİNDE KÖLENİN GÖRÜLDÜĞÜ ALANLAR

Osmanlı Devletinde,devlete ve özel şahıslara ait olmak üzere iki türlü köle görülmekteydi

A) Devlete Ait Köleler

Bazı tarihçilerin ve hukukçuların Osmanlı Devletinde bütün vatandaşların;padişahın ve diğer devlet görevlilerinin köleleri oldukları şeklindeki iddialarına şöyle der: Bu iddiaların temelini Osmanlı Devlet yapısını ve İslam Hukukunu bilmemek teşkil etmektedirOsmanlı Devletinde halka raiyye veya bunun çoğulu olan reaya denmektedir Bunun nedeni HzMuhammedin bir hadisidir ve Osmanlı Devletin de bu hadisin manasını unutturmamak için halka reaya denmektedir

1)Ortakçı Kullar

Ortakçı kullar devlete ait hassa çiftliklerinde çalışırlar Bunlar genellikle sultanların ve yönetici sınıf üyelerinin mülk ve vakıflarında çalıştırdıkları savaş tutsakları yada satın aldıkları kölelerdir

Ortakçı kullar ilk defa Orhan Gazi döneminde görülmüştürOrhan Gazi döneminden itibaren tarım toprakları ve köylere yerleştirilen ortakçılar servaj usulüyle çalıştırılıyorlardıFatih döneminde sarayın meyve sebze ve tahıl ihtiyacını karşılamak üzere Sırbistan ve Mora seferinden getirilen otuzbeşbin köle İstanbuldaki otuzbeş boş köye yerleştirilmiştir

Ortakçı;beylikten,vakıf idaresi veya toprak sahibi özel şahıslardan aldığı toğumu eker biçer ve üründen öşür ile tohum çıkarıldıktan sonra geriye kalan miktarı vakıf idaresi veya toprak sahibi ile paylaşır[13]Ortakçılara kalacakları yer verilir tarlalarda kullanılacak araç gereçler temin edilirdiÇiftliklerde yaşayan ortakçılar kendi aralarında evlenebilirler,çoluk çocuk sahibi olabilirlerdi

Ortakçı kullarla hukuki yönden farkı olmayan ortakçı kesim denen grup vardıOrtakçı kullar mahsülden tohum ve öşür çıkarıldıktan sonra geriye kalan kısmı hizmet ettiği vakıf veya kişiyle paylaşırken, kul kesimciler ne ekerlerse eksinler belli bir miktar ürün vermek zorundaydılarÖzel şahsa ait kesimcilerde bulunmaktaydı

Osmanlıda devlete ait sığır ve koyunların korunması,bakımı ve otlatılmasıyla ilgilenen köleler vardıBunlara sığırcı kullar veya koyun kafirleri denmekteydi

2)Kapı Kulları
Osmanlı Devleti kurulduğu ilk yıllarda artan fetihler sırasında düzenli ve daha fazla askere ihtiyaç duymuşturOsman ve Orhan Bey dönemlerinde mevcut ordunun gittikçe büyüyen ihtiyaçları karşılayamadığı IMurad döneminde daha da belirginleşmiştiBu ihtiyaçtan dolayı savaş esirlerinden askerlik yapmaya elverişli Hıristiyan çocuklarının beşte birini kısa bir süre Türk terbiyesi verilerek yeni bir askeri sınıf meydana getirildiBu teşkilatlanma kapıkulu ocaklarının temelini oluşturmuştur Kapıkulu Ocakları ve bunların başında yer alan yeniçeri teşkilatı,Osmanlı ordusunun en önemli vurucu) güçlerindendir[14]Yeniçeri ocaklarına asker temin eden iki önemli kaynak vardı:

a Pençik Sistemi ve Acemi Ocakları
IMurat döneminde Karamanlı Rüstemin teklifiyle çıkarılmış olan pençik kanununa göre;savaş esirlerinin beşte biri devlet hesabına ve asker ihtiyacını karşılamak üzere alınıyorduAnkara Savaşına kadar pençik oğlanları yeniçeri ocağının asker ihtiyacını karşılamıştır

b)Devşirme Usulü ve Acemi Oğlanları
Çeşitli hizmetlerde kullanılmak üzere Osmanlı tebaası bazı Hıristiyan çocuklarının toplanmasıdırIIMurat zamanında kanunlaştırılmıştırDevşirme kanununa göre devşirilen çocuklar önce Müslüman olur,adları Türkçe olarak değiştirilirdiBecerikli ve seviyeli olanlar saray için seçilirdi,diğerleri Türk köylerine dağıtılırdıTürk köylerine dağıtılan çocuklar Türk ailelerin yanında hizmet ederler,İslamiyeti ve Türkçeyi öğrenirler daha sonra acemi oğlanı yazılırlardıDevşirme kanuna uygun yapıldıgı sürece iyi sonuçlar vermiştirDaha sonra rüşvet karışmış ve devşirme sistemi bozulmuşturDevşirme sisteminin bozulması yeniçeri ocağınında bozulmasına sebeb olmuştur

c)Kapıkulu Askerleri ve Yeniçeriler
Kapıkulu padişaha bağlı olan,daimi ve maaşlı; yaya ve atlı ordudurKapıkulu askerlerinin temelini yeniçeriler oluşturur Avrupanın ilk daimi ordusu yeniçeriler, Osmanlılara savaş alanında büyük bir üstünlük sağlıyordu[15]Yeniçerilerin Osmanlı Devletinin genişlemesinde büyük katkıları olmuşturOsmanlı Devletine 464 yıl gibi uzun bir süre hizmet eden yeniçeri ocağı belli bir süre sonra bozulmuş ve 1826 yılında kapatılmıştırYeniçeri Ocağının kapatılışına Vaka-i Hayriye adı verilmiştir
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
142B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Üst