Deprem

Ömer
Yönetici
DEPREM

Çeşitli yeraltı kuvvetlerin meydana getirdiği basınç sonunda kayaların kırılıp yerleşmesi depreme yol açıyor.

Depremler en çok yerkabuğunun yüksek dağlarla kapalı bölgelerimde meydana gelmektedir.

Yeryüzündeki deprem kuşağı büyük dağ zincirlerinin bulunduğu Amerika'nın büyük okyanus kıyılarını, Japonya ve Güney Doğu Asyayı, Himalayaların eteklerini, Anadolu'ya ve Güney Avrupa'yı içine alır

6371 km yarıçapında olan yerküremiz dıştan içe doğru Yerkabuğu, Manto ve Çekirdek olarak adlandırılan katmanlardan oluşmuştur. Yerkabuğu, karalarda ortalama 30-50 km kalınlıktayken okyanusların altında 7 km 'lik bir kalınlığa inmektedir. Mantonunmağma olarak bilinen kısmı, volkanlar vasıtası ile yeryüzüne ulaşmaktadır. Derinlik arttıkça sıcaklığı artan yer içinde büyük ısı akımları vardır. Bu akımlar yeryüzünü kaplayan katı ve kırılgan kabuk parçalarının, levhaların hareket etmesine neden olmaktadır. Bu hareket sırasında levhalar, birbirlerinden koparak birbirlerini sıyırırlar veya birbirlerine çarparlar. Günümüzde bilinen belli başlı levhalar şunlardır; Pasifik, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrasya, Hindistan, Arabistan, Antartika, Nazka, Kokos, ve Filipin levhalarıdır.Depremler levhaların birbirlerine dokunduğu sıralarda oluşan deformasyon ve kırıklarla ilişki olduğundan, deprem odakları levha sınırlarını belirler.

Depremlerin önemli bir bölümü yeryüzünden yaklaşık 670 km derinliklere uzanan alastik üst Manto içinde meydana gelmektedir. Bu deliklerin daha derinlerde sıcaklık 400 derecenin üzerinde olduğu için yer değişme hareketi depremsiz yavaş plastik şekil değiştirme enerjisi şeklinde yutulur.

Deprem yer içinb,de "Fay" olarak adlandırılan kırıklar üzerinde biriken enerjinin başlaması ve yerdeğiştirmeleri ile olur. Deprem dalgaları dışa doğru aynen su yüzüne atılan taşın suda meydana getirdiği dalgalara benzer şekilde yayılır. Taşın düştüğü yer, yani merkez, en fazla enerjiye maruz kalan yer oluyor. Dalgalar merkezden uzaklaştıkça depremin şiddeti ve etkisi sönüyor, azalıyor. Dünyada hergün sayısız deprem olmaktadır. Bu depremleri bilim adamları şiddetine göre XII guruba ayrılsalarda, bana göre zemin yapısı ve yapı sağlamlığına göre 3'e ayırabiliriz :

Hissedilmeyecek kadar küçük

Hissedilecek, can ve mal kaybına neden olmayacak büyüklükte.

Hissedilecek, can ve mal kaybına neden olacak büyüklükte


Son bir iki yıl içinde Kıbrıs adasının maruz kaldığı yer sarsıntıları bölgenin önemli derecede bir deprem tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Ada deprem oluşumları açısından oldukça aktif sayılabilecek bir geçmişe sahiptir. Bu etkinlik adanın güney batısında yoğunlaşmaktadır. ( Baf, Limasol ) ancak adanın güney batısında oluşacak bir deprem, büyüklüğüne göre tüm adayı etkileyebilecektir.

Kırıs ve civarında 33-37 kuzey enlem ve 31-36 derece doğu boylamları arasında kalan bölgelerde tarih boyunca çeşitli şiddette depremler oluşuyor. Baf bünyesi, Limasol, Larnaka, Magosa, Salamis ve Lefkoşa'da şiddet ve magnütüdü büyük depremler tarihte oluşmuştur. Bunlar geçen yıllar boyunca bir kısmı azalan bir ilişki gösterirken, bir kısmı da ( Baf-Limasol ) aktiviteleri devam etmiştir. Bugün Kıbrıs'ta her yıl büyüklükleri 3-6.5 arasında değişen depremler olmaktadır. Büyüklüğü 4.5-5 arasında olan deprem her yıl olmaktadır. 10-15 senede büyüklüğü 5-6 arasında olan deprem olmakta, 50-55 senede büyüklüğü 6-7 arasında deprem olmaktadır.

Görülüyor ki ciddi bir deprem kuşağı üzerindeyiz. Depremlerin önceden tesbiti için çalışmalar bügün için sürmekte ama şimdilik depremleri önceden tesbit etmek mümkün değil. Yanlızca bir takım istatistiksel çalışmalar yapılmakta ve olabilecek depremler tesbit edilebilmektedir. Gün, saat ve yer tesbiti tam olarak yapılmamaktadır. Peki bugün için kehanete uğraşmak ve depremde esas olan önce insanlar, sonra mal kaybını önlemek için depreme dayanıklı yapılar yapmalıyız. Önce ülke düzeyinde planlama, kentsel planlama, yapı projelendirme, yapı uygulama ve denetimin yapılması lazım.

İnşaatlardaki ciddi işçilik kusurlarının önüne geçmek için bu işleri etkili kişilere yaptırmak ve gerekirse inşaatlarda sertifikalı formen bulundurma şartı aranmalıdır. Yapı denetimi mutlak sürette yapılmalı . İnşaat sigortası sistemi etüd edilmeli ve hayata geçirilmelidir. Standartlara uygun, deprem bölgelerine göre yüksek mukavemetli beton kullanılmalı, düz demir yerine nervürlü demir kullanılması özendirilmelidir.

Yapı tasarımı mutlaka mimar ve mühendisin birlikte çalışılması ile yürütülmektedir. Depreme dayanıklı hafif binalar inşa etmemeliyiz. Bugün deprem tehlikesinin söz konusu olduğu yerlerde ahşap yapılar daha çok tercih edilmekte ve betona mümkün olduğunca uzaklaşılmaktadır.

Sonuç olarak depremler 4 milyon senedir oluyor ve dünya var oldukça olacak.ve insan oğlu da deprem sırasında nasıl davranması gerektiğini öğrenmek ve uygulamak zorunda kalacak ki hatatta kalabilsin.



Deprem sırasında hayatta kalmanınaltın kurallarını şöyle sıralayabiliriz;

Yaşadığımız yerleşim biriminin deprem tehlikeleri hakkında doğru bilgileri ilgiliden öğrenin,

Aile bireyleri arasında olanüstü bir durumda nasıl davranacağımızı konuşun ve bir ev deprem planı yapın ve;

Her odada üzerine bir şeyin düşmeyeceği sağlam bir masa altı veya bir iç duvar yanı gibi güvenli bir yer seçin.
Yere yatma , başını koruma ve bir şeye tutunmayı öğrenin.
Sağlam bir masa veya eşya altına girin
Evin elektirik, gaz kapatabilmek için ana şalterin ve nasıl kapatabileceğini öğrenin.
Odalarda üzerinize devrilebilecek eşyaları duvarlara sıkıca bağlayın ya da devrilemeyecek şekilde yerleştirin.
İlk yardımı öğrenin.

İlk yardım çantası, el feneri, radyo, gerekli ilaçları önceden bir çantaya koyup, kolayca ulaşabileceğimiz bir yerde bulundurun ve deprem sırasında sakin olun, paniğe kapılmayın, koşuşmayın. Depremler genellikle hafif bir sarsıntı, gürültü ile başlar ve birkaç saniye sonra daha yıkıcı sarsıntılar meydana gelir. Bu birkaç saniye yaklaşık olarak 8-10 saniyedir. Bu sırada ne yapacağımızı belirleyen ev deprem planının uygulamasıyla hayatınızı kurtarabilirsiniz.

Kaderciliği bir kenara bırakıp, bilimsel düşüncenin yerleştiği an depremlerden korkmamıza gerek kalmaz. Depremin kendisi hiçbir insana zarar vermez, bir tek yere düşerseniz o kadar. Yeni yapılan binalar dahil, hepsi insan yapımı. Bunu sorgulamadıkça, çözüm aramadıkça onlara kader demekle bu iş olmaz. Olaya bilimsel yaklaşılmalı çözümler üretilmeli ve sağlam yapılar inşa etmeliyiz.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
9B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Üst