Cumhuriyetin İlk Yıllarında Halk Sağlığı

Hasan Şeref İlhan Harbi Aktif Üye
Bu çalışmamda, 1920’lerde hazırlanan “Türkiye’nin Sıhhi-İçtimai Coğrafyası” dizisi esas alınarak, 1920-30 arasında Türkiye’nin halk sağlığı ve sorunları ele alınacaktır. Osmanlı’nın son yılları ile Cumhuriyet’in ilk yıllarına karşılık gelen bu dönem, hem Osmanlı’dan alınan mirası görmek hem de bugün gelinen mesafeyi anlamak açısından oldukça ilginçtir.

1911’den beri süregelen savaşlar içinde kalan Türkiye, birçok açıdan olduğu gibi, sağlık açısından da, Osmanlı’dan kötü bir mirası devralmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle 1920’de kurulan TBMM hükûmeti, sağlık konusuna özel bir önem vermiştir.

Yukarıda adı geçen dizi ve dönemin diğer kaynaklarına göre Türk halkının içinde bulunduğu sağlık şartları şu şekilde özetlenebilir: Geçmiş yılların eğitim sistemi ve uzun savaşları yüzünden halk, okur-yazarlık, okul ve öğretmen bakımından oldukça fakir, dolayısıyla cehalet ve bilinçsizlik içindeydi. Sağlık da dahil olmak üzere birçok konuda batıl inançlara sahip bulunuyor ve bu yüzden modern tıbba itibar etmiyordu. Şehirlerde bile, hastane, dispanser, doktor, hemşire, eczane ve ilaç gibi modern tıbbi imkânlar ya yoktu ya da çok azdı.

Beden ve çevre temizliğine önem verilmiyor ve çok ihmal ediliyordu. Şehirlerde belediye hizmetlerinin yetersizliğinden kaynaklanan su ve kanalizasyon sorunları vardı. Şehirlerin yakınındaki göl ve bataklıklar sıtmanın yaygınlaşmasında, halkın temizliğe önem vermemesi kadar etkiliydi. Beslenme ve çalışma şartları da iç açıcı olmadığından; bulaşıcı hastalıklar ülkenin her tarafında önemli bir sorun oluşturuyordu. Başta sıtma ve verem olmak üzere frengi, çiçek, difteri, kolera, dizanteri, tifo, trahom. barsak hastalıkları ve diğer bazı hastalıklar halk sağlığını tehdit eden en önemli problemlerdi.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
10B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
42B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
8B
Üst