Ömer
Yönetici
ÇİN HALK CUMHURİYETİ • UYU ÇİN UYU , UYANDIĞINDA TÜM DÜNYAYI SALLAYACAKSIN! (Martin Wolf’ un 12 Kasım 2003 tarihinde Financial Times gazetesinde yayınlanan makalesinden.) Yaklaşık 150 yıldır uyuyan bir dev, Çin, siyaset ve ekonomide yavaş yavaş etkisini göstermeye başlamıştır. Japonya sadece endüstriyel ve ekonomik bir dev olarak ortaya çıkarken, Çin hem ekonomik hem politik ve hepsinden önemlisi de askeri bir güç olarak kendini belli etmektedir. NEWSWEEK DERGİSİ’ NE GÖRE ARTIK ABD DÜNYANIN TEK YÖNETİCİSİ DEĞİL!!!.... • Korkulan gerçek oldu ‘Çin Yüzyılı’ başladı. Dünyada ABD hakimiyetinin bittiğini Amerikan Newsweek tüm verileriyle ortaya koydu: Birkaç ay öncesine kadar Çin mallarının dünyayı istila edeceği konuşuluyordu. Artık tahmin yapma dönemi bitti. Geleceğimizi Çin kontrol edecek. Çin 25 yılda 10 kat büyüdü, son 25 yılda kat ettiği aşama etkileyici. Çin ekonomisi 70’li yıllardaki hacminin 10 katına çıktı. Dış ticaret hacmi 1992’ de 100 milyar dolarken bugün 600 milyar dolarlar seviyesinde. Çin’in dünya ekonomisindeki ağırlığı giderek artıyor. ABD’ den sonra dünyanın 2. büyük ekonomisi haline geldi. Dünya ticaretindeki payı %6’ yı aştı. Asya krizi dönemindeki yavaşlama hariç sürekli yükseliş eğiliminde. Çin’ in 2001-2004 arası dünya ekonomisindeki büyümeye katkısı ABD’nin yaklaşık 3 katı. Çin şu anda %70 oranında enerji talebini kömürden karşılıyor Çin petrolünün %40’ını dışarıdan alıyor. Bu oran gelecekte daha da artacak. Enerji hammadde ve teknoloji ihtiyacı, Çin’in dışa bağımlılığını artıran unsurlar. Fiyatla rekabet mümkün değil: Çin’in en büyük gücü, düşük işgücü maliyetine dayalı üretim. Bu nedenle Çin’in üretimi esas olarak ucuz iş gücüne dayalı, emek yoğun ve katma değeri düşük alanlarda. Bu noktada Çin ile rekabet etmek mümkün değil. Ne ABD ve AB ne de Türkiye’nin de dahil olduğu bir başka ülkenin ucuz mal üretimi konusunda Çin ile rekabet şansı bulunmuyor. • Çin dışişleri bakanı Lİ Cau Şing, Avrupa’nın Çin aleyhinde silah ambargosu uygulamasını siyasi bir ayrıcalık olduğunu belirterek bu durumu kınadı. Belçikalı meslektaşıyla görüşmesinden sonra bu açıklamayı yapan Çin’li bakan, Çin yönetiminin başta silah ambargosu olmak üzere her türlü siyasi ayırımcılığa karşı olduğunu belirterek Avrupa’nın Çin’e yönelik bu tutumunun kabul edilemez olduğunu söyledi. Sanayileşmiş G-7 ülkelerinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının Londra’daki toplantısının kapanışında yapılan açıklamada, Çin’in döviz kurunu daha esnek hale getirmemesi durumunda dünya ekonomisinin zor duruma düşeceği kaydedildi. • Çin, daha esnek bir kur politikası izleme konusunda takvim belirlemeyi bir kez daha reddetti. Çin Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Li Ruogu ise hükümetinin daha esnek bir kur politikası için çalışmalara başlayacağını ancak bunun için herhangi bir takvim belirlenmeyeceğini söyledi. • Çin para birimi Yuan’ı, 1990’lı yılların ortalarından bu yana Dolar’a endekslemiş durumda. Bu politika sayesinde 8 dolar 28 cent’ten işlem gören Yuan bu değerini uzun süredir koruyor. Uzmanlar, bu değerin çok düşük olduğunu ve Çin’e özellikle ihracatta haksız bir avantaj sağladığını söylüyor. İşte Çin’ deki son 4 yıldaki gelişmelerden bazı örnekler… Ekim 2002’de sabit sermaye yatırımlarının % 23 artışla 37,1 milyar dolara ulaştığı, ilk 10 ay itibariyle toplam sabit sermaye yatırımlarının ise 275,5 milyar dolar olarak gerçekleştiği bildirilmiştir. Altyapı yatırımları % 24,1 artışla 145 milyar dolar, teknik iyileştirme yatırımları 51,7 milyar, emlak yatırımları ise 558,8 milyar dolar olmuştur. Özellikle son 4 yılda Çin, altyapı ve diğer kamu projelerine ağırlık vermektedir. Öte yandan devlet tarafından çıkarılan hazine bonolarının da ekonomik kalkınmada önemi büyüktür. 2001 yılının Aralık ayında, Çin’ in Dünya Ticaret Örgütü’yle 15 yıldır sürdürdüğü üyelik müzakereleri tamamlanmış ve Hükümet, başta ticaret rejimi olmak üzere ekonomide çeşitli yapısal değişikliklere gideceği ve uluslar arası ticaret kurallarına uyumlu hareket edeceğinin sözünü vermiştir. Hemen ertesinde yıllardır sinyalleri verilen yüksek büyüme hızı gelmiş, ticaret hacimlerinde rekorlar kırılmış, uluslar arası doğrudan yatırımların en cazip çekim merkezi ÇHC olmuştur.
