Cildiniz için 25 öneri

goldprincess kıırrrmızıı
Yıllara meydan okuyan taze ve canlı bir cilde sahip olmak için bilmeniz gerekenleri araştırdık. Sizce de kendinizi şımartmanın zamanı gelmedi mi? İşte kanıtlanmış 25 öneri...

Cildinizi bir tabloyu saklar gibi muhafaza etmek kolay bir iş değil. Kırışıklıklar, güneşin zararlı ışınları, kuruluk, tahriş ve istenmeyen tüylere karşı sürekli savaşmalısınız. İyi haber hayat boyunca 1000 kere yeni cilt katmanı üretiyor olmanız. Böylece cildinizin pürüzsüz ve parlak olabilmesi için elinize birçok şans geçmiş oluyor.

Size yardımcı olmak için yapılan son araştırmaları inceledik, birçok dermatoloji uzmanı ile görüştük. Sonuç olarak ortaya 25 mükemmel ipucu çıktı:

1) BOŞVER GİTSİN
Eğer kullandığınız bakım ürünleri cildinize iyi gelmiyorsa boş yere para harcıyorsunuz demektir. "Bir ürünün aktif bileşenlerinin yararlarına kendini hapsederek o nemlendiricinin peşinden koşma" diyor Amerikan Kozmetik Dermatoloji ve Estetik Cerrahi Uzmanları Birliği Başkanı Ranella Hirsch. Yumuşak ve esnek bir cilt için, hiyaluronik asit veya gliserin içeren losyon kullanmalısınız.

2) KIRMIZIDAN YANA OL
Yakın zamanda İngilizler tarafından yapılan bir araştırmaya göre, günde beş çorba kaşığı domates püresi yiyen denekler, yemeyenlere oranla daha hafif güneş yanıklarına maruz kaldı. Araştırmacılara göre domateste bulunan doğal ve güçlü bir antioksidan olan likopen, kalkan görevi yaparak bizi güneşten koruyor (ipucu: Domatesleri pişirmek vücut tarafından besleyici maddelerin daha kolay emilmesini sağlar). Favori domatesli yemeğinizden yemeniz için güzel bir neden daha sunuyoruz ancak bu, SPF korumalı kreminizi bırakabileceğiniz anlamına gelmiyor.

3) SAKİNLEŞTİRİCİ HAP AL
Daha fazla endişelenmeniz anlamına gelmiyor ancak stres gerçekten cilt rengini bozabiliyor. İngiltere'deki Manchester Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, denekleri, birçoğumuz için yapılması çok zor olan bir stres testine tabi tutmuş: Seyirci önünde konuşma yapmak. Konuşma öncesinde ve sonrasında, katılımcıların kalçalarından deri örnekleri alınmış ve hücresel faaliyetler karşılaştırılmış. Gergin ciltteki bağışıklık sistemi düzenleyici hücrelerde, yüzde 16,4 oranında düşüş saptanmış. Diğer bir araştırmada ise stresin akneleri kötüleştirdiği kanıtlandı. Eğer çok baskı altında hissediyorsanız, cildinize daha çok özen göstermelisiniz.

4) KIZARTMALARI UNUT
Bir grup araştırmacı, 12 hafta boyunca akneli cilde sahip 23 kişiyi yüksek protein-düşük glisemik indeks diyetine tabi tuttu. Sonucu tahmin edin bakalım. Ciltlerindeki akne sorunu çok daha iyiye gitti. Deneklerin yüzde 22'sinde daha az lekelenme görüldü. Yüksek-karbonhidrat diyeti uygulayanlarda ise bu oran yüzde 14'te kaldı (Bonus: Düşük-karbonhidrat diyeti uygulayanların hepsi kilo verdi!). Araştırmacılar kilo kaybının mı yoksa diyetsel değişikliğin mi buna yardımcı olduğunu kesin söyleyemese de, görünen o ki beslenme, cilt yapısında çok önemli bir rol oynuyor. Yağsız proteinden bol bol tüketirken, yüksek glisemik indeksli besinleri azaltın (örneğin nişastalı kızartmalar ve şekerlemeler).

5) DUŞ EN YAKIN ARKADAŞIN OLSUN
"Terlediğimiz zaman vücut daha fazla sebum (yağlı gözenek-tıkayıcı salgı) üretir", diyor Dermatoloji Uzmanı Audrey Kunin. Öğle vakti yapılan bir antrenmandan sonra sakın duştan kaçmaya çalışmayın. Bakteriler ter ve yağdan beslenmeye bayılır. Eğer duş almazsanız onlara eşsiz bir ziyafet sunmuş olursunuz. Terlemeye neden olan her etkinlikten sonra kendinizi soğuk su ve yağ temizleyici glikolik ya da salisilik asit içeren bir duş jeline teslim edin. Biz Fa'nın "White Tea and Bamboo" duş jelini öneriyoruz.

6) BOŞA PARA HARCAMA
Mükemmel Cildin Yeni Bilimi kitabının yazarı Fotobiyoloji Uzmanı Daniel B.Yarosh'a göre: "Süslü püslü bileşenlerden oluşan pahalı yüz temizleyicilerine servet harcamaya gerek yok. Onlar bir dakikadan daha az süre cildinde kalıyor ve bu kadar kısa süre içinde doğru düzgün çalışmaları mümkün değil." Bazı fiyatı yüksek temizleyiciler, cilt yüzeyinde tahrişe neden olabiliyor. İşe ucuz yüz temizleyicilerini deneyerek başlayın. Her ikisinin de kir, yağ ve ölü deri hücrelerini cildin doğal yağ dengesini bozmadan temizlediğini göreceksiniz.

7) DUDAKLARINI KORU
UV ışınlarına karşı koruyucu içeren dudak kreminden bahsediyoruz, koyu kırmızı ve yapış yapış dudak parlatıcısından değil. Dudaklar, göz çevresi ve göğsün üst bölümü gibi vücuttaki en ince deri tabakasına sahiptir. Dolayısıyla ekstra korumaya ihtiyaç duyar. Amerikan Dermatolojik Cerrahi Birliği'nin yaptığı bir araştırmada katılımcıların sadece yüzde 47'sinin UV koruyucu içeren dudak kremi kullandığını saptamış. Bu kötü haber çünkü Teksas Üniversitesi Güneybatı Tıp Merkezi Dermatoloji uzmanlarından Erin Welch'e göre dudaklardan kaynaklanan cilt kanseri tipi yayılma riski en yüksek olanı. Blistex gibi UV koruyucu içeren bir dudak kremi kullanarak dudaklarınızı korumalısınız.

8) ÇITIRDAT
Organik ürünler satan bir markete giderek alışveriş sepetini araştırmalarla cildi koruyup yeniden yapılandırdığı kanıtlanmış meyve ve sebzelerle doldurabilirsiniz. Her gün A ve C vitaminleri (her ikisi de antioksidan özelliği taşır) içeren yiyecekleri tüketmeye çalışın. Özellikle seçmenizi tavsiye ettiklerimiz: Lifli yeşillikler, turunçgiller (özellikle portakal), böğürtlen, çilek, dolmalık renkli biberler.

9) ŞİMDİDEN YAŞLANMA KARŞITI ÜRÜN KULLAN!
İlk kaz ayaklarının göz çevresinde oluşmasını beklemeden küçük bir tüp yaşlanma karşıtı bakım ürünü edinin. "Hamile ve emziren kadınlar hariç, 20'li yaşlarındaki hemen hemen her kadın lokal olarak retinoid kullanıyor olmalı" diyor New York'taki Mount Sinai Tıp Okulu Dermatoloji Uzmanı Doçent Francesca Fusco. Nedenini ise söyle anlatıyor: Retinoidler, A vitamini içeren bileşenler, cildi güneşin zararlarından korur ve yaşlanma belirtilerini önler. Hirsch'e göre "Bunlar cilt yenilenmesini, cansız gözenek tıkayıcı hücrelerin dökülmesini sağlayarak hızlandırıyor ve kırışıklıkları önlemek için kolajen yapımını arttırıyor". Doktorunuzdan retinoid içeren bir ürün vermesini isteyin ya da reçetesiz satılan Roc Retinol Actif Pure Kırışık Önleyici, Nemlendirici Gece Bakım ürününü deneyebilirsiniz.

10) SOYA SÜTÜ İÇ
Kırışıklıklardan şikâyetçiyseniz, süt başınıza daha fazla bela açabilir. Yapılan üç büyük araştırma sonuçlarına göre fazla süt tüketen ergenlik çağındaki gençlerin akne problemlerinin arttığı saptanmış. İnek sütünde doğal olarak üreyen hormonların suçlu olabileceğini söyleyen araştırmacılar, 20'li ve 30'lu yaşlardaki kadınların da aynı şekilde bu hormonlara duyarlı olduklarını sözlerine ekliyor. "Eğer süt içmeyi çok seviyorsanız ve sivilce probleminiz varsa sütü azaltmanın faydasını görürsünüz" diyor bu konudaki araştırmaların öncülüğünü yapan Onkoloji Uzmanı Clement Adebamowo. Sözlerine şu cümleyi ekliyor: "Soya sütü gibi alternatif süt çeşitlerini tüketin."

11) TÜYLERLE SAVAŞ
Tüylerden acısız kurtulma vaatleri internette dolasan para tuzağı e-postalar ne kadar mantıklı geliyorsa, o kadar inandırıcı olabiliyor. Ancak yapılan araştırmalara göre Eflornitin hidroklorid, reçete ile satılan Vaniqa adıyla satışa sunulmuş kremin, çene ve üst dudak bölgesindeki tüyleri yüzde 60 oranında azalttığı kanıtlanmış. Farklı iki araştırmada ise lazer yöntemiyle beraber uygulandığında tek başına kullanımına oranla daha etkili olduğu kanıtlanmış.

12) BİRKAÇ GÜNEŞ KORUYUCU YUT
Avustralya'da bulunan Oueensland Tıbbi Araştırmalar Fakültesi'nde yapılan bir araştırmanın sonucuna göre düzenli olarak aspirin dahil ağrı kesici kullanan insanlarda skuamöz hücreli karsinom (cilt kanserinin genel hali), üretme riskinin daha düşük olduğu saptanmış. Bu kanıt sadece cildinizi korumak için sürekli hap içmeyi doğrulamıyor olsa da, "Nasıl olsa geçer" dediğimiz ağrıların üzerine eğilmemiz için bir sebep daha ortaya koyuyor.

13) KIZARIKLIKTAN KURTUL
ABD'de yaşayan yaklaşık 14 milyon insanda rosacea isimli bir hastalık bulunuyor. Hastalığı alkol, baharatlı yiyecekler, antrenman ve güneş ışınları tetikliyor. Yanaklarda ve burunda görülen akneye benzer bir deri hastalığı olan rosacea, yarattığı kırmızı ciltle oldukça sağlıksız bir görüntü oluşturuyor. Araştırmacılar, bu hastalıktan yakınan insanların, yüzlerini bakım fırçasıyla yıkadıkları zaman ciltlerinin rahatladığını gözlemlemiş. Teoriye göre, fırça kullanımı cildi hafifçe soymak için kullanılan bakım ürünlerinin deriye daha kolay nüfuz etmesini ve kızarıklığa neden olan yanmayı ortadan kaldırıyor.

14) DOĞAL OLANI TERCİH ET
Ortalık "doğal" ve "organik" olduklarını iddia eden cilt bakım ürünlerinden geçilmiyor. Eğer çevresel etmenler ve saflık oranları senin için önemliyse, Avrupa'da yapılan ürünleri tercih etmelisiniz. Denizaşırı ticaret yapan şirketler, yaptıkları ekolojik açıklamalarında az miktarda kullandıkları bileşenlerin kökenlerini araştırarak bu ürünleri anavatanlarından temin ettiklerini söyledi. Bu markalara bir kaç örnek: Lavera, Waleda ve Dr. Hauschka Skincare. ABD'de üretilen ürünlerde National Products Association'ın yeni Natural Seal (doğal damgası)’ına bir göz atın; ürünü oluşturan bileşenlerin yüzde 95 oranında doğal ve insan sağlığını tehdit edebilecek riskler taşımadığını belgelendiriyor (Daha fazla bilgi için; naturalproductsas-soc.com/certifiednatural internet sitesini ziyaret edin).

15) YANMA
Vücudun her bir bölümü için farklı farklı kremler kullanmak her ne kadar masraflı olsa da pek de karşı koyamadığımız bir durum. Gerçekten gözleriniz için ayrı bir kreme ihtiyacınız var mı? Aslında evet, var. Fusco'ya göre "Göz çevresindeki cilt dokusu hassastır ve nazikçe ilgilenilmeye ihtiyacı vardır". Göz kremleri, retinol, AHA ve glikolik asit gibi yüz için tasarlanmış daha az tahriş edici bileşene sahiptir. Dolayısıyla en azından göz çevresi bakımı için paraya kıymanız gerekecek. Emin olun yaşınız ilerlediğinde iyiki yapmışım diyeceksiniz.

16) İKİYE KATLA
"Yüzünü UV ışınlarından koruyabilmek için en az bir çorba kasığı 30 koruma faktörlü güneş kremini yüzüne boca etmelisin" diyor Dermatoloji Uzmanı Sara Marchese Johnson. Ancak kim bu kadar çok losyonu yüzüne sürmek ister ki? Daha kolay bir çözüm için yüzünüze bir kat güneş kremi sürdükten sonra üzerine güneş koruması içeren fondöten veya çinko, titanyum gibi doğal UV ışınlarını engelleyen mineraller içeren bir pudra uygulayın. Böylece güzel görünmekten de ödün vermemiş olursunuz.

17) BİLEKLERİNİ PARLAT
Pürüzsüz ve güzel bacaklar hiç kuşkusuz seksi bir görünüm sağlar ve her kadının hayalinde kusursuz bacaklar yer alır. New York Üniversitesi Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı Doris Day, "Diz altında bulunan kesikler, yara izleri ve sıyrıkların iyileşmesi uzun zaman alır ve mikroplar için kolay giriş yolu oldukları için enfeksiyon kapmaya eğilimli olabilir" diyor. Sürdüğünüz nemlendirici kremden gelen bakteriler bacaktaki küçük çiziklerden vücudunuza girer. Bu çizikleri engellemek için nemlendirici şeritleri olan bir jilet kullanmayı tercih etmelisiniz. Biz Gilette Women'ı öneriyoruz. Pedikür yaptırmadan iki ya da üç gün önce bacaklarınızı tıraş etmemeye özen göstermelisiniz çünkü güzellik salonlarında kullanılan ayak havuzları, bakterilerin yaşadığı bir yuva olabiliyor.

18) İŞLERİ ZORLAŞTIRMA
Ortalama bir yetişkin günde en az yedi farklı cilt ürünü kullanıyor: Temizleyici, tonik, nemlendirici, gözaltı kremi, vücut losyonu, peeling ve serum. Ne çok şey! Aşırı yükleme yapmamak ve tahrişi önlemek için, Journal of Cosmetic Dermatology'nin Genel Yayın Yönetmeni Zoe Diana Draelos, kullanılan cilt bakım ürünlerinin en fazla 10 bileşenden oluşmasını tavsiye ediyor. Bir ürünün içinde ne kadar az bileşen varsa o kadar az probleme neden olur. "Kullandığın her cilt bakım ürünü arasında en az beş dakika bekle. Aksi takdirde bir önceki uygulamanın etkisini azaltmış olursun" diyor Fusco. Sabahki cilt bakım rutinini zamana yayın; böylece kullanılan serum en sevdiğiniz sabah programının son saatine kadar cildinize iyice nüfuz etmiş olsun.

19) SABUN KRALİÇESİ OL
Uyuduğunuz zaman losyonlar, saç jelleri ve yağlar, vücudunuzu terletir, çarsaflarınız kirlenir. Miami Üniversitesi Dermatoloji Kliniği Öğretim Üyesi Kenneth Beer, çarşafların haftada bir yıkanmasını öneriyor. En azından, gözenekleri tıkayan bakterilerden uzak durmak için yeni bir yastık kılıfı geçirebilirsiniz.

20) OTOBRONZAN KULLANDIYSAN GÜNEŞE ÇIKMA
Ne kadar saçma bir ironidir: 2007 yılında yapılan bir araştırmaya göre otobronzan kullandıktan sonra sekiz saat boyunca tenimiz, güneş ışınlarından kaynaklanan serbest radikallerin neden olduğu zarara aşırı duyarlı oluyormuş. Araştırmacıların cilt örneklerine uyguladıkları otobronzanlarda bulunan ana madde dihidroksiaseton (DHA), güneş ışınlarına maruz kalındığında birkaç dakika içinde serbest radikallerin oranını arttırmış (ürün uygulanmayan cilt örneklerinden yüzde 180 oranında daha fazla). Otobronzanların içinde yer alan bir başka etken madde olan eritüloz da ciltte aynı etkiyi yarattı. Araştırmacılar bronzlaştırıcının ciltle etkileşmeye başladığında serbest radikallerin UV ışınlarına maruz kaldığı zaman ortaya çıkan bir kimyasalı oluşturduğundan şüpheleniyor. En iyisi otobronzanı uyguladıktan sonra en az 12 saat güneş ışınlarından uzak durun.

21) RAKAMLARA SADIK KAL
"Ne kadar yüksek koruma faktörlü bir güneş kremi kullanırsam o kadar iyi korunmuş olurum" diye düşünebilirsiniz ancak bu çok yanlış bir yaklaşım. 15 koruma faktörlü bir güneş kremi UVB ışınlarından yüzde 94 oranında koruma sağlarken SPF 30 bu oranı yüzde 98'e kadar arttırır. 50 koruma faktörlü kremleri inceleyecek olursak fazladan sadece yüzde bir oranında koruma sağladıklarını görürsünüz.

22) BELİRGİN OL AMA PARLAMA
Her gün düzenli olarak şekerleme yapıyorsanız cildinde hasarlar meydana gelmeye başlar. Uyku sırasında salgılanan hormonlar, yağ içeren salgıları arttırır ve 14 saatin sonunda bronz bir heykel gibi parlıyor olursunuz. Yağlı cilt tipine sahip olanlar yatmadan önce uygulayacakları gece bakımı sayesinde akne ve yağ çizgileriyle savaşabilir. Bizim favorilerimizden birisi Vichy Normaderm gece kremi.

23) SİGARAYI BIRAK
İçtiğiniz sigara miktarı arttıkça cildinde oluşacak değişiklik üzerine işte yeni bir bilgi daha: 2007 yılında yapılan bir araştırmada sigara içmek vücudun güneş görmeyen yerlerini dahi ciddi şekilde yaşlandırıyor. Sigara içenlerin içmeyenlere oranla kolların iç kısımları gibi UV ışınlarına maruz kalmayan yerlerinde daha fazla belirgin kırışıklığa sahip olduğu kanıtlanmış. "Görünen o ki sigara içmek yaşlanmayı hızlandırıyor" diyor bu konudaki araştırmalara öncülük eden Mischigan Üniversitesi Dermatoloji Uzmanı Doçent Rosi Helfrich.

24) BİRAZ ÇİKOLATA YE
Yapılan araştırmalara göre birkaç parça siyah çikolata (sütlü olanları çok fazla seker ve yağ içeriyor) tüketmek, içeriğindeki flavonoller, UV ışınlarını emen ve ciltteki kan akışını hızlandıran koruyucu bileşen yardımıyla cildi koruyor. Bir araştırmada, 12 hafta boyunca her gün flavonoid bakımından zenginleştirilmiş kakao tüketen kadınların ciltlerinin daha yumuşak ve güneşe karşı yüzde 25 oranında daha az hassas duruma geldiği gözlemlenmiş.

25) DOKTORUNU İYİ SEÇ
Güvendiğiniz doktorunuza kusur bulmaya çalışmıyoruz ama dermatoloji uzmanları hangi tümörlerin zararsız hangilerinin ise endişe verici olduğunu bulma konusunda çok iyiler. Journal of General Internal Medicine'de yayımlanan bir habere göre, dermatoloji uzmanlarının aile hekimlerine göre anormal cilt tümörlerini belirleme konusunda belirgin biçimde daha doğru saptamalar yaptıkları bulunmuş. Aslında, dermatoloji cerrahlarının yüzde 90'ından fazlası geçtiğimiz sene içinde dermatoloji uzmanı olmayan doktorlar tarafından gözden kaçmış veya yanlış tanı konmuş bir ya da daha fazla cilt kanseri vakasıyla karşılaşmıştır. Melanoma, en ciddi cilt kanseri çeşidi, 20 ile 39 yaş arasındaki en yaygın üçüncü kanser tipidir. Hemen cildinizi kontrol ettirmek için iyi bir dermatoloji uzmanına koşun.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
1
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Üst