Bütçe Nedir?

deep Harbi Aktif Üye
Bütçe Nedir, Bütçe Ne Demek

Bütçe ilkeleri

Bütçe, kişilerin, işletmelerin, kurumların veya devletlerin, getir ve gider tahminlerine ilişkin olarak yaptıkları Ekonomik ve rasyonel pl Anlam Aya verilen addır. Bu terimin, Halk arasında, gelir-gider dengelemesinin ötesinde “ö-deme gücü”nü ifade etmek için sıkça kullanıldığı da bir gerçektir.

Gelir ve gider arasında akıllıca yapılan ekonomik planlama mahiyetindeki bütçe fikri, insanlık tarihi kadar eskidir. Zira insanoğlu, kısıtlı imkânlarla sınırsız olan ve zamanla hızla gelişen ihtiyaçlarını doyurabilmek için, akıllı davranmak, zaman ve imkânları en iyi şekilde kullanmak zorundadır.

bütçe Latince “bulga” (kese, torba) kelimesinden türetilmiş olup, ilk defa ingiltere’de, XVII. yüz yılda, siyasal ve ekonomik içerikle kullanılmıştır. Bütçe sözcüğünün yaptığı güncel çağrışım, genelde siyasal niteliktedir. Bu nedenle, bütçe denildiğinde, hemen akla gelen kamu (devlet)’dur. Zira kamu bütçesi, devlet veya benzeri kurumların, yıllık gelir ve gider tahminlerinigösteren ve bunların uygulanmasına izin veren bir kanundur. Bu Kanun, alışık bulunduğumuz diğer kanunlardan şu iki noktada ayrılır: Devlet başkanının bunu veto edememesi ve uygulama süresinin bir yılla sınırlı olması.

Devlet bütçeleri, ilişik oldukları şahıslar ve nitelikleri yönünden ikili bir sınıflam aya tabi tutulabilirler. ilişik bulundukları şahıslara göre bütçeler ikiye ayrılır: a) Kamu Bütçeleri: toplumun kollektif ihtiyaçlarını doyurmak için, dışsal f Ayda yayan, bölünmez veya yan bölünebilir mal ve hizmetleri üreten kurumların (Merkezi devlet, katma bütçeli idareler) bütçelerine denir; b) özerk Bütçeler: Genellikle dışsal faydası olmayan, fakat değişik hukukî, sosyal, finansman, teknik ve ekonomik nedenlerden ötürü, tamamen serbest pazar ekonomisi şartlan çerçevesinde mal ve hizmet üreten kamu kuruluşlarının, yıllık gelir ve gider tahminlerinin gösterildiği bütçelerdir (TRT, TPAO, EBK, Milli Piyango, iller Bankası vb).

Niteliklerine göre Bütçeler de ikiyi ayrılır:

Demokratik Bütçeler
Bütçenin hazırlanması, uygulanması ve denetlenmesi süreçlerine halk temsilcilerinin katıldıkları bütçelerdir. (Konsolide bütçe, katma bütçe, belediye bütçeleri vb.)

Antidemokratik Bütçeler
Halk temsilcilerinin, gerek bütçenin hazırlık, gerekse uygulama ve denetleme aşamalarında yer almadıkları bütçelere denir ki, en güzel örnek “ö-zerk bütçeler” dit.

Bütçe, çağdaş devlet açısından çok ö nemli bir doküman olup, başlıca şu fonksiyonları icra eder: Malî, siyasî, hukukî, ekonomik denetim ve koordinasyon. Bütçe bu birden çok fonksiyonunu yerine getirirken, hazırlanışında, görüşülmesinde, uygulanmasında ve denetlenmesinde ona egemen olan bir takım temel esaslara tabidir ki, bunlara “Bütçe ilkeleri” denir. Bu ilkeleri iki Grup altında toplamak mümkündür:

Bütçenin Özüne ilişkin ilkeler

Bütçenin önceden Yetki ilkesi (Bütçe Hakkı)
Bütçenin gelir ve gider miktarları ile bunların türlerinin, her yıl, halk temsilcileri tarafından görüşülüp onaylanmasıdır ki, bu, tamamen çoğulcu ve demokratik siyasî rejimlerle yönetilen ülkelere münhasırdır. Monarşik rejimler ile ismen demokratik olan, fakat tek parti sut1 tasına dayanan yönetim biçimlerinde, “bütçe hakkfndan söz edilemez;

Bütçenin Denklik ilkesi: Dar ve geniş anlamda tanımlanabilir. Dar anlamda, olağan gelirleriyle normal giderlerini karşılayan bütçedir ki, tamamen klâsik maliye görüşünü yansıtır. Zira klâsik maliye okulu taraftarlan, şu esaslara bağlılıklarıy-la tanınırlar:

Kamu gelir ve giderlerinin eşitliği;

Kamu har cama larının küçüklüğü ve bunun dolaylı vergilerle finansmanı;

Ancak fevkalade hallerde devletin sermaye piyasasından istisnaî olarak borçlanabilmesi;

Maliyenin tarafsızlığı. Geniş anlamda bütçe denkliği ilkesiyse, uzun vadeli kalkınma planları doğrultusunda saptanmış bulunan sosyo-ekono-mik hedeflerin, bir yıllık sürede yapılabileceklerinin azamisinin gerçekleştirilmesi ve içerisinde yaşanan şartların icaplarına uygun olarak, bütçenin gelir ve gider kalemlerine akıllı bir şekilde işlerlik kazandırılmasıdır. Başka bir deyişle, ekonominin makro düzeydeki den-gesidir;

Bütçenin Yıllık ilkesi
Bütçenin gelir ve giderlerinin bir yıllık süreyle sınırlandırıl-masıdır. Bu ilkenin, bütçe denetimini kolaylaştırmak, gelir ve gider tahminlerindcki yanılma paylarını asgariye indirmek, konjonktürel dalgalanmalara göre bütçenin muhteviyatını düzenlemek ve bütçe hayatı ile diğer sosyo-eko-nomik hayat arasındaki uyumu sağlamak gibi yararlan vardır.

Bütçenin Şekline ilişkin ilkeler

Açıklık ilkesi
Bütçede yer alan veri ve ifadelerin, herkesçe kolay anlaşılabilir ve kavranabilir olmasıdır;

Ademi Tahsis ilkesi
Belirli devlet gelirlerinin belirli giderlere ayrılmamasıdır. Bu, “genellik ilkesj”nin bir sonucudur,

Birlik (Teklik) ilkesi
Devletin bütün gelir ve giderlerinin bir tek bütçede gösterilmesidir. Bu ilkeden hareketle, Türkiye’de, merkezî devletin “Genel Bütçesi”yle yan kamusal mal üreten idarelerin “Katma Bütçe”lerinin birlikte mütalâa edilip, merkezî devletin anılan kuruluşlara yaptığı yardımların (subventions) çıkarılması sonucu oluşan “KonsolideBütçe”yaklaşımı benimsenmiştir,

Doğruluk ilkesi
Bütçedeki gelir-gider tahminlerinin mümkün olduğunca doğruyu ve gerçeği yansıtacak biçimde gösterilmeleridir;

Genellik ilkesi
Devletin bütün gelir ve giderlerinin oldukları gibi bütçede gösterilmesidir. Bu ilke’bütçedeki gelir ile giderlerin birbirine mahsubunu; belirli gelirlerin belirli giderlere tahsisini önler;

Tahsis ilkesi
Görülecek kamu hizmetinin bütçede gösterilmesi ve buna yetecek ödeneğin ayrılması; ayrılan ödeneğin de, parlamentonun on ayı alınmaksızın, başka bir alanda kullanılamamasıdır. Bu ilke çerçevesinde gösterilen hizmete ayrılan ödenek, yıl içinde biter ve anılan hizmetin de görülmesi zorunluluk arze-derse, o hizmetin aksamadan yürütülmesi için, parlamentodan ek bir ödenek yasasının çıkarılması kaçınılmaz olur ki, buna “ek ödenek konunu” denir’.

Bütçenin Hazırlanması
Devlet tüzel kişiliği haiz bir kurum olup, siyasal iktidarlarca temsil olunur. Siyasal iktidarların hayatiyeti, bir taraftan uzun vadeli sosyo-ekonomik plan hedeflerinin, diğer taraftan da iktidar olunurken halk nezdinde yapılan vaadler doğrultusunda hazırlanan “Hükümet programlan”nın aksatılmadan uygulanmasına; yani toplumun ihtiyaçlarının zamanında karşılanmasına bağlıdır. Devlet çarkının sürekliliği, aralıksız harcama yapmayı gerektirir. Çağdaş devlet, ilkin harcamalarını tespit eder; sonra bunlara yetecek gelir kaynakları arar ki, bu bu,’,, “bütçenin hazırlanması aşamaları”na götürür:

ilk olarak, harcamacı bakanlıklar, Maliye ve gümrük Bakanliğı’nın bütçe çağrısı üzerine, yıl ortalarında, kendi gelir ve harcamalarını, gerekçeli bir şekilde, tayin ederler. Bunu, “Doğrudan doğruya takdir” veya “Otomatik yöntemlerden biriyle yaparlar. Otomatik yön-

tem, geçmişteki verilerden faydalanarak muhtemel veriye ulaştığı halde; diğeri, tamamen ülkenin içerisinde bulunduğu şartlardan yararlanmak suretiyle doğrudan bir kestirimde bulunur. Ülkemizde, bütçe hazırlanırken, Karma bir yol izlenir. ikinci aşamada, bütçe, Maliye ve Gümrük Bakanlığı nezdinde hazırlanır. Buradaki hazırlık işlemi, daha ziyade “gelir” yö-nündendir. Bu bakanlık aynı zamanda “Ekonomik Rapor” ile “Bütçe Gerekçcsi”ni de hazırlar. Son aşama ise, Bakanlar Kurulu’dur. Burada, meselenin teknik yönünden ziyade, başbakanın denetim ve gözetimi altında, Maliye ve Gümrük Bakanlığı ile diğer harcamacı bakanlıklar arasında bir mutabakat (consen-sus) sağlanmaya çalışılır.

Bakanlar Kurulu’nda genel çerçevesi ve içeriği belirlenmiş olan bütçe taslağı, malî yılbaşından (bizde malî yıl, aynı zamanda takvim yılıdır) en az 75 gün önce, Parlamento (TBMM) ‘ ya sunulur. Burada tasarı, ilkin “Bütçe ve Plan Komisyonu”nda ardından Genci Kurui’da görüşülerek oylanır. Bütçe tasarısının kabul görüp, “kanunilik” vasfım haiz olması için, salt çoğunluk yeterlidir ve 1 Ocak tarihinden itibaren uygulanmaya başlanır. Salt çoğunluğun sağlanamamasının ifadesi, “Bütçenin reddi”dir ve “Siyasal iktidarın istifası” sonucunu doğrur. Çünkü, devleti temsil eden mevcut siyasal iktidar, devlet çarkının bir yıl süre daha işlerliği için, hazırladığı bütçe tasarısıyla, önceden yetki ve izin talebinde bulunmuş; fakat halk temsilcileri, iktidarın bu isteğini reddederek, ona karşı genel güvensizliklerini izhar etmişlerdir. (Bütçenin siyasal fonksiyonu). Siyasal iktidarın güvensizlik pozisyonuna düşmesi, devlet çarkının devamlılığının kaçınılmaz bir sonucu olarak, hiç şüphesiz gündeme “Geçici Bütçe”yi getirir.

Hazırlanmasına yaklaşık 6 Ay önce başlanan; idarî, siyasi ve teknik evrelerden (procedure) geçen bütçe tasarısı, sonuçta, halk temsilcilerince reddolunmutjiur. Şimdi, yeni bir hükümet oluşturulacak ve bu hükümet parlamentoda güvenoyu aldıktan sonra kendi bütçesini hazırlayacak, bunu yukarıda saydığımız safhalardan geçirerek bütçenin uygulanması zımnında yetki ve izin alacaktır. Bütün bunlar ise, epey bir müddetin geçmesini zorunlu kılacaktır. Oysa, ebedî olan devletin hayatiyeti için, bazı giderlerin yapılmasına ve bunlara yetecek gelirlerin toplanmasına ihtiyaç vardır ki, işte yeni oluşacak hükümetin, yukarıda sayılan ilkeler doğrultusunda kendi hazırlayıp yürürlüğe koyacağı “gelir ve gider tahminlerini gösteren ve bunun uygulanmasına izin veren kanun”un çıkarılmasına kadar, devlet çarkının işlemesi imkanını veren aylık ve üç aylık bütçeye “geçici bütçe” denir. Bütçe tasarısının reddi üzerine, anayasa ve diğer mali mevzuatça genel esasları elirtilen, yani kısıtlı harcama yapma yetkisi, yani geçici bütçe, güvensizlik oyu almış sabık iktidar tarafından teklif olunur ve bu hemen kabul edilerek, mali yılbaşından itibaren yürürlüğe girer.

Hükümet, parlamentonun benimsediği bütçeyi, siyasi, mali ve idari ilkeler çerçevesinde uygular. Bunu yaparken, gerekli birtakım hesapların tutulması icabeder ki, bunlara “Bütçe hesaplan” denir. Dö Nem sonunda, bütçede yer alan gelirlerle giderler arasındaki fark “Bütçe aç]ğı”m veya “Bütçe fazlası”nı gösterir. Bütçenin gelfr ve gider kanatları arasındaki bu fark, tahminleringerçeklerle uyumsuzluğundan iteri gelebileceği gibi, içerisinde bulunulan sosyo-ekonomik konjonktürün gerektirdiği zorunluluktan da kaynaklanabilir. Sözgelimi, Ekonomide aşırıya kaçan fiyat artışları varsa, “bütçe fazlası”, anti-enflasyonist bir politika aracı olarak kullanılabilir. Keza, bütçe açığı da, deflasyonist konjonktürün giderilip, ekonominin canlandırılmasında etkilidir.

Bütçeden bir kamu harcamasının yapılabilmesi için sırasıyla şu dört aşamalı işleme ihtiyaç vardır: Taahhüt, tahakkuk, ödeme emrine bağlama ve Ödeme. Şayet, bu aşamalar sırasıyla tamam olup, mali yılın son günü (bizde 31 Aralık)’ne kadar, istihkak sahibi meydana çıkıp alacağını vezneden almazsa, diğer üç aşamadan geçmiş bulunan o harcama, istihkak sahibine yeni yılda ödenmek üzere ayrı bir hesaba alınır ki, buna “Bütçe emaneti” denir. Eğer bu aşamalardan biri eksikse istıhkakçıya o yıl bütçesinden Ödeme yapılmaz. Ancak, eksik ka-

lan işlem aşaması, gelecek yıl içinde tamamlanarak ilgiliye ödemede bulunulur ki, bu da “ borç kalma” veya “düyun” olarak isimlendirilir. Bazan, mali yılın sonraları yaklaştıkça, bazı harcamacı kurumlar, kendilerine bütçeyle ayrılan ödeneklerin tamamını tüketmeyeceklerini anlarlar ve onlara fazla gelen bu harcamal-raın, ödeneği eksik bulunan bir başka bölümde kullanılması durumu ortaya çıkar ki, buna “Aktanım “denir. Aktarma, parlamentonun onayından geçen bölümler (“program”) arasında cereyan ederse, mutlaka TBMM’nin onayı gerekir; aksi halde, Maliye ve Gümrük Bakan-lığı’mn izni yeterlidir.

Bütçenin Etkin Denetimi
Bütçede gösterilen mal ve hizmetler ile bunların finansmanında kullanılan kaynaklar arasında ilişki kurulup; bir taraftan, içerisinde yaşanılan sosyo-ekonomik şartlara uygun şekilde, kamu hizmetinin en iyi biçimde yerine getirilmesi; diğer taraftan da, gelirlerdeki sızıntılar ile giderlerdeki savurganlıkların önlenmesini sağlayan denetime bütçenin etkin denetimi denir.Bu denetim kendini, büçtenin gelir— gider kalemleri yönünden gösterebileceği gi-bî, zaman ve hatta denetimi yapan organlar (i-dare, yasama, yargı) yönünden de sergileyebilir.

Genelde, kuvvetler ayrımının bir sonucu olarak Türkiye’de bütçe üç farklı organ tarafından, şu üç aşamada yapılmaktadır;Büiçenin hazırlık aşamasında, idare, Sayıştay ve TBMM denetime katılır. Uygulama aşamasında da, yasama organı, değişik şekil ve araçlarla bütçeyi denetler. Uygulama sonrasında ise, bütçe hesapları, ilkin, bir hesap mahkemesi niteliği taşıyan Sayıştay’ca denetlenir; ardından “Kesin hesap Kanun tasarıları”, TBMM’de yeni yıl bütçesiyle görüşülüp karara bağlanır.

Sonuç olarak, bütçe, çağımızda çok yönlü fonksiyonlar üstlenmekte olup, uygulandığı ülke ekonomisinin kaynaklarının hukuken azami verimlilikle ve istikrar içinde kullanılması imkanını verir.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
12B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
10B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Üst