Bir Zamanlar Bizim Bir Türkçemiz Vardı

agent force Harbi Aktif Üye
Yanlış telâffuz, argo ve yabancı sözcükler medyayı, medya da hayatımızı istilâ etmiş durumda.

Görecem, kafa koyacam, yapacaz, diyil, diil, kaıt, eyik, eyitim, eyim, eyitmek, deyişim, deyinmek... Bunlar ve daha bunlara benzer nice kelimeler, televizyon kanallarının sayesinde Türkçemize girdi.
Kanalların dilimize hediyesi, sadece yanlış telâffuzdan ibaret değil. Pek çok argo söz de artık günlük hayatımızın içinde. Türkiye’de en çok izlenen, çocukların da ilgiyle takip ettiği bir dizide kullanılan argo kelimeleri, herkesin ağzından rahatlıkla duyar hale geldik. “Çekilmez şimdi o adam ya.” “Ana! Saçmalama kızım.” “Evde parti ana, ananın evinde de parti veriyordun di mi evde.” “Ne diyon lan sen deyip kafa koyacam, tekme koyacam.” “Yaktın ulan, beni yaktın.” “Telgrafın kelleri.”
Argo sözcüklerin sadece özel kanallara ait bir marifet olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. TRT’nin de bu kanallardan geri kalır yanı yok: “Hani maça gelecektin bebek?” “Yeme bizi oğlum.” “Aaa, Fevriye çatlağı bizim burada!” “Hayret, ne istiyor ki ne?” “Küvet istiyormuş üşütük haspa.” “Ayvayı yedi ha.” “Küme düştün be kılçık yuh, çatlak matlak ama adam yendi be!” “Bir gıdım aklın vardı, onu da alkole bandırınca eridi besbelli.” “Mıcır gibi yerlere dökülesice herif, kızgın yağda biber gibi patlayasıca, avizede ampul gibi yanasıca, yulaf gibi dolanasıca.” “Gösteriş yapmayın dümbelek kafalılar, adam gibi oynayın.”
Yanlış telâffuz ve argonun yanı sıra, yabancı kelime istilâsı da son hızla devam ediyor: konsept, fokus, bilbord, global, disket, printer, monitör, walkman, zapping gibi kelimeleri artık kendi dilimizden kelimeler gibi sahiplendik ve kullanıyoruz. Hattâ bazan bunları yabancıların yazdığı gibi yazıp, yine onların okuduğu gibi okuyoruz: “broker” yazıp “brokır” okuduğumuz gibi.
RTÜK’ün, radyo ve televizyonlarda Türkçenin kullanımı ile ilgili Türk Dil Kurumuna yaptırdığı araştırma, televizyonların Türkçeyi yanlış kullandığı gerçeğini ortaya çıkarmış bulunuyor. Bu proje kapsamında, 15 uzmandan oluşan Proje Yönetim Kurulu iki ay süreyle bütün yayınları takip etti ve yanlışları belirledi. Kurulun hazırladığı rapora göre, tespit edilen yanlışlar şunlar:
1.Sunucunun belli bir dil eğitiminden geçmediği, dildeki gelişmeleri takip etmediği ortaya çıktı.
2.Yoğun olarak yapılan dil yanlışlarına ve keyfî kullanımlara bakıldığında ilgili bir kurumda bir denetlemenin bulunmadığı fikrine varıldı.
3.Kelimelerin seçimi, yazımı ve okunuşunda ortaya çıkan dil yanlışları, pek çok sunucunun imlâ kılavuzu, sözlük gibi kaynakları kullanmadığını göstermekte. Bu tespitlere, yabancı dillere karşı gösterilen aşırı ilgiyi, yabancı kelime kullanmadaki özentiyi de katabiliriz.
4.Yerli film ve dizilerde toplum içinde söylenmesi çirkin olan, görgü kurallarına ters düşen pek çok kaba kelime sarf edildiği görülmektedir. Bunların yoğun olarak kullanılması dinleyicileri, seyircileri rahatsız etmekte ve tiksindirmektedir.
5.Öğrenim sırasında ve daha sonra herhangi bir deyimin gerçek yapısı ve nerelerde kullanılabileceği kavranmamış olduğundan pek çok deyim yanlış kullanılmakta, sözgelişi, ‘ekmeğe yağ sürmek’ gibi bir deyim ‘kazancına ekmek sürmek’ biçimine dönüştürülebilmektedir.
6.Radyo ve televizyonlarda kullanılan sözcük sayısının da son derece sınırlı olduğu ve 500-1000 kelime etrafında döndüğü tespit edilmiştir.
 
EMRE seda kolik
sonuna kadar destekliyorum..her ne kadar forumda olsa resmi bir şey olmasada Türkçemizi elimizden geldigi kadar güzel kullanmaya gayret edelim..
:meksika:
 
ShadoW sıradan bi üye
Destekliyorum ve gerekeni elimden geldiğince yapıyorum :)


 

Benzer Konular

Yanıtlar
3
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
10B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
9B
Üst