deep
Harbi Aktif Üye
Balonun icadı, Balonu kim icat etti
Isıtılmış hava veya helyum-hidrojen gibi hafif bir gazla doldurulurak uçurulan nesne. Balonlarda kaldırma kuvveti ve dayanıklılık bakımından hidrojen kullanımı tercih edilmektedir. Hidrojenle şişirilen balonlar küre biçimindedir. Bu balonların altlarında bir sepet bulunmaktadır ve bu sepette bulunan bir supap ile kontrol edilir. Supap balonun içindeki gazın istendiği ölçüde boşaltılmasını sağlar ve böylece balonun yükselme sırasında karşılaştığı ani basınç nedeniyle patlaması önlenir. Balonun yükselip alçalması için ağırlığın azaltılıp-artırılması gerekir. Yükselirken 'safra atmak' diye tabir edilen kum torbaları atılarak ağırlık azaltılır. Alçalmak için ise supap açılarak mevcut gazın bir kısmı boşaltılır.
Balonun sağa-sola hareketleri tamamen rüzgarın etkisine bağlıdır. Burada esas olan balonun yükselip alçalmasıdır. Balonun uçması Arşimet'in kaldırma prensibine dayanmaktadır. Bu da bir cismin, yoğunluğu kendisinin yoğunluğundan daha fazla olan bir sıvı veya gaz içinde batmayıp, yukarı doğru, yani yer çekimi kuvvetinin tersi yönünde yükselmesi anlamına gelmektedir. Daha yoğun olan maddeler yer çekimi kuvveti sebebiyle daha az yoğunluktaki maddelerden aşağı inerek, onun yerini alırlar, dolayısıyla onu kaldırırlar.
Gaz ve sıvı moleküllerinin hareket kabiliyeti olduğu için, kaldırma kuvvetinin meydana geldiği sistemlerde kaldıran madde daima sıvı veya gaz olmaktadır. Bu sebeple balonlar hafif gazlar ile doldurulur ve hacmin kütleye oranla artırılması, böylece yoğunluğun azaltılması amaçlanır. Sahip olduğu gaz ile beraber balonu oluşturan tüm parçalar madde olarak ele alınırsa, bu maddenin birim hacminin kütlesi yani yoğunluğu havanınkine eşitse balon dengede durur, küçükse balon yükselmeye başlar. Ancak havanın yoğunluğu da yükseldikçe azaldığı için, bir noktaya gelindiğinde yoğunluklar tekrar eşitlenir ve balon daha fazla yükselemez.
Balonlar meteoroloji, spor, askeri amaçla ve bilimsel araştırmalarda kullanılmaktadır.
Balonla uçmak isteğinin ortaçağlara dayandığı düşünülse de, bilinen ilk uçuşu 1783 yılında Montgolfier kardeşler (Jacques Eteinne ve Joseph Michem Montgolfier) gerçekleştirmiştir. Sıcak havalı, kağıttan yapılmış bir balonla 300 metre kadar yükselebilmişlerdir. Yine aynı yıl Jacques Charles isimli bir Fransız ise hidrojen içerikli balon ile 1 kilometre kadar yükseğe çıkabilmiştir. 1784 yılından sonra balon stratosfer araştırmaları için kullanılmaya başlanmıştır. Bundan bir yıl sonra 1785'de ise Manş Denizi bir Fransız ve Amerikalı tarafından balonla geçilmişti.
1794 yılından itibaren balon, savaş alanlarına girmiştir. Fransız İhtilali, ABD İç Savaşı, Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı balonun sivil savunma, saldırı ve askeri gözleme aracı olarak kullanıldığı savaşlardır. 1955'lerde ise balon bir uçuş sporu olarak gündeme gelmiştir.
Günümüzde ise balonlar üzerinde yapılan geliştirme çalışmaları artarak devam etmektedir. Balonların az enerjiye ihtiyaçlarının olması, sessiz olmaları, az bakım gerektirmeleri avantaj olarak görülmekte ve kullanım alanları gittikçe artırılmaya çalışılmaktadır.
Isıtılmış hava veya helyum-hidrojen gibi hafif bir gazla doldurulurak uçurulan nesne. Balonlarda kaldırma kuvveti ve dayanıklılık bakımından hidrojen kullanımı tercih edilmektedir. Hidrojenle şişirilen balonlar küre biçimindedir. Bu balonların altlarında bir sepet bulunmaktadır ve bu sepette bulunan bir supap ile kontrol edilir. Supap balonun içindeki gazın istendiği ölçüde boşaltılmasını sağlar ve böylece balonun yükselme sırasında karşılaştığı ani basınç nedeniyle patlaması önlenir. Balonun yükselip alçalması için ağırlığın azaltılıp-artırılması gerekir. Yükselirken 'safra atmak' diye tabir edilen kum torbaları atılarak ağırlık azaltılır. Alçalmak için ise supap açılarak mevcut gazın bir kısmı boşaltılır.
Balonun sağa-sola hareketleri tamamen rüzgarın etkisine bağlıdır. Burada esas olan balonun yükselip alçalmasıdır. Balonun uçması Arşimet'in kaldırma prensibine dayanmaktadır. Bu da bir cismin, yoğunluğu kendisinin yoğunluğundan daha fazla olan bir sıvı veya gaz içinde batmayıp, yukarı doğru, yani yer çekimi kuvvetinin tersi yönünde yükselmesi anlamına gelmektedir. Daha yoğun olan maddeler yer çekimi kuvveti sebebiyle daha az yoğunluktaki maddelerden aşağı inerek, onun yerini alırlar, dolayısıyla onu kaldırırlar.
Gaz ve sıvı moleküllerinin hareket kabiliyeti olduğu için, kaldırma kuvvetinin meydana geldiği sistemlerde kaldıran madde daima sıvı veya gaz olmaktadır. Bu sebeple balonlar hafif gazlar ile doldurulur ve hacmin kütleye oranla artırılması, böylece yoğunluğun azaltılması amaçlanır. Sahip olduğu gaz ile beraber balonu oluşturan tüm parçalar madde olarak ele alınırsa, bu maddenin birim hacminin kütlesi yani yoğunluğu havanınkine eşitse balon dengede durur, küçükse balon yükselmeye başlar. Ancak havanın yoğunluğu da yükseldikçe azaldığı için, bir noktaya gelindiğinde yoğunluklar tekrar eşitlenir ve balon daha fazla yükselemez.
Balonlar meteoroloji, spor, askeri amaçla ve bilimsel araştırmalarda kullanılmaktadır.
Balonla uçmak isteğinin ortaçağlara dayandığı düşünülse de, bilinen ilk uçuşu 1783 yılında Montgolfier kardeşler (Jacques Eteinne ve Joseph Michem Montgolfier) gerçekleştirmiştir. Sıcak havalı, kağıttan yapılmış bir balonla 300 metre kadar yükselebilmişlerdir. Yine aynı yıl Jacques Charles isimli bir Fransız ise hidrojen içerikli balon ile 1 kilometre kadar yükseğe çıkabilmiştir. 1784 yılından sonra balon stratosfer araştırmaları için kullanılmaya başlanmıştır. Bundan bir yıl sonra 1785'de ise Manş Denizi bir Fransız ve Amerikalı tarafından balonla geçilmişti.
1794 yılından itibaren balon, savaş alanlarına girmiştir. Fransız İhtilali, ABD İç Savaşı, Birinci Dünya Savaşı, İkinci Dünya Savaşı balonun sivil savunma, saldırı ve askeri gözleme aracı olarak kullanıldığı savaşlardır. 1955'lerde ise balon bir uçuş sporu olarak gündeme gelmiştir.
Günümüzde ise balonlar üzerinde yapılan geliştirme çalışmaları artarak devam etmektedir. Balonların az enerjiye ihtiyaçlarının olması, sessiz olmaları, az bakım gerektirmeleri avantaj olarak görülmekte ve kullanım alanları gittikçe artırılmaya çalışılmaktadır.