Balfour Bildirisi

deep Harbi Aktif Üye
Balfour Bildirisi Hakkında Bilgi
İngiltere'nin sömürgesinde olan "Filistin topraklarında bir Yahudi anavatanının kurulmasını" resmen kabul ettiğini duyurmak için yapılan bir açıklama. Dönemin İngiltere Dış İşleri Bakanı Sir Arthur Balfour'un, Lord Rothscild'e hitaben gönderdiği mektup tarihe 'Balfour Deklarasyonu' olarak geçmiştir. Bu bildiriyi 1918 yılı içinde kabul eden bazı ülkeler Fransa, İtalya ve Birleşik Amerika'dır.

Yahudilerin Filistin'de bir vatana sahip olma çalışmaları, yani Siyonizm hareketi, 1880'lerde Yahudi aleyhtarlığı karşısında örgütsel bir biçimde ortaya çıkmış; bunun dışında 1896'da Yahudi gazeteci Dr. Theodor Herzl'in yayınladığı Yahudi Devleti adlı kitabı ile de iyice hızlanmıştı. Herzl, 1897'de Dünya Siyonist Teşkilatını kurduğunu açıkladı; bunun ardından Avrupa ve Amerika'daki bazı zengin Yahudiler'de bu çalışmalara katılmış ve Filistin'de bir Yahudi Devleti kurmak için çalışmalara başladı. Başkan Wilson'ın, Siyonistler'le gittikçe yakınlaşan bağlantısı oluşmaya başlamıştır. Wilson'un bu tavrı, İngilizler'in de Siyonizm fikrine karşı bir sempati duymasına yol açmış ve bunun sonucu olarak da Balfour Bildirisi ortaya çıkmıştır. İşte bu bildirinin amacı aslında Filistin'de bulunan ve Yahudi olmayan topluluklara vatandaşlık hakkı vermek değil, sömürgeci, sosyal-Darwinist ve ırkçı bir ideoloji olan Siyonizm'in bir oyunudur. Bu bağlamda 'topraksız bir halk için halksız bir toprak' sloganı temasını yaymaya başladılar. Bunun anlamı, 'topraksız bir halk' olarak tanımlanan Yahudiler'e, 'halksız bir toprak' olarak tanımlanan Filistin'in verilmesi gerektiğiydi. Bu slogan, Dünya Siyonist Örgütü tarafından 20. yüzyılın ilk yirmi yılında ısrarla kullanıldı. Amaç, başta İngiltere olmak üzere Batılı devletleri ve bu devletlerin kamuoyunu, Filistin'in Siyonizm'e sunulmasına ikna etmekti. Nitekim bu ikna kampanyası sonucunda İngiltere 1917 yılında ünlü Balfour Deklarasyonu'yla "Majestelerinin Hükümeti'nin Filistin'de bir Yahudi vatanı kurulması fikrinden yana olduğunu" ilan etmişti.

Oysa 'topraksız bir halk için halksız bir toprak' sloganı gerçek dışıdır: Siyonizm doğduğu dönemde ne Yahudiler "topraksız", ne de Filistin "halksız" idi. Yahudiler topraksız değillerdi, çünkü büyük bölümü dünyanın farklı ülkelerinde güvenlikli ve huzurlu bir yaşam sürüyordu. Özellikle sanayileşmiş Batı ülkelerindeki Yahudi cemaatlerinin hayatlarından hiçbir şikayetleri yoktu. Çoğunun, yaşadıkları ülkeyi terk edip Filistin topraklarına göç etmek akıllarına bile gelmiyordu. Niketim bu gerçek Siyonistlerin "Filistin'e göç" çağrılarının büyük ölçüde cevapsız kalmasıyla ortaya çıkacaktı. İlerleyen yıllarda söz konusu anti-Siyonist Yahudiler, kurdukları çeşitli dernekler yoluyla Siyonizm'e karşı aktif bir direniş başlatacaklardı. Çeşitli siyasi manevra ve girişimlerle Filistin topraklarının önce İngiltere'nin denetimine bırakılmasını ve bölgeye Yahudi göçünü serbestleştirmeyi sağlayan, daha sonra Balfour Deklarasyonu ile mücadelelerine resmi destek alan Siyonistler, Yahudiler'in göçe isteksiz olmaları karşısında oldukça zor durumda kalmışlardır.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Üst