deep
Harbi Aktif Üye
Baharat Yolu nerelerden geçer? Baharat Yolu Tarihi ve Güzergahı Hakkında Bilgi
Kervanların geçtiği en eski yollardan biri. Cadde-i Baharat veya Buhur Yolu da denmektedir. Yemen'deki Hadramut şehrinin Baharat ormanlarında başlayan bu yol, Sibve Nehri'ni geçtikten sonra Katban'dan Moarab ve Moin'e vararak oradan Kızıldeniz'e paralel Neptilerin başşehri olan Petra'ya ve aynı zamanda Mekke'ye varırdı. Burada üç kola ayrılırdı; birincisi Filistin ve Fenike limanlarına, Sayda ve Şam şehirlerine; ikincisi Beyn-ül Nehreyn'den, Ninova'ya; üçüncüsü de Sina Yarımadası'ndan Mısır'a ulaşırdı. İlk bakışta bu yolun en önemli yeri Hadramut ve Yemen'di. Buralarda Saba ve Moin hükümdarları ve onların soyundan gelen Hamir padişahları baharat alışverişini tamamıyla kontrolleri altına almışlardı. Bu yolun çeşitli yerlerine kurulmuş olan kaleler vasıtasıyla yolu kullananlardan vergi alınıyordu. Çinhindi'nden ve Afrika'dan gelen ilaçlar ile baharat bu yoldan Arap Yarımadası'na gelirdi. Bu yolun isminin Baharat Yolu olmasının sebebi de, baharat alışverişinin bu yol üzerinden yapılmasıdır.
Baharat günümüzden binlerce yıl önce doğu ülkelerinde kullanılıyordu. Özellikle Orta Çağ Avrupası'nda soyluların sofralarına girmesi baharatı çok önemli bir ticaret ürünü haline getirdiyse de oldukça pahalı olduğu için sadece zengin kimseler tarafından satın alınabiliyordu. Aslında tarçın, kakule, zencefil ve zerdeçal satışına dayanan baharat ticaretine Çinliler Mîlat'tan önce başlamıştı.
Baharat Yolu'nun kullanımının başlamasından bir süre sonra baharat üreten ülkelere doğrudan ulaşmanın yolları arandı. Sonunda 1498 yılında Vasco da Gama Ümit Burnu'nu dolaşarak Hindistan yolunu açtı. Kristof Kolomb Batı Hint Adaları'na, Macellan Güney Amerika'yı dolaşarak Doğu Hint Adaları'na vardı. Böylece baharat üreten ülkelere yeni yollar açıldı. Bunun sonucunda baharat ticaretinde Venedik tekeli kırılırken, tarihsel Baharat Yolu da önemini yitirmiş oldu.
Baharat yolunun nerelerden geçtiğini gösteren bir harita
Kervanların geçtiği en eski yollardan biri. Cadde-i Baharat veya Buhur Yolu da denmektedir. Yemen'deki Hadramut şehrinin Baharat ormanlarında başlayan bu yol, Sibve Nehri'ni geçtikten sonra Katban'dan Moarab ve Moin'e vararak oradan Kızıldeniz'e paralel Neptilerin başşehri olan Petra'ya ve aynı zamanda Mekke'ye varırdı. Burada üç kola ayrılırdı; birincisi Filistin ve Fenike limanlarına, Sayda ve Şam şehirlerine; ikincisi Beyn-ül Nehreyn'den, Ninova'ya; üçüncüsü de Sina Yarımadası'ndan Mısır'a ulaşırdı. İlk bakışta bu yolun en önemli yeri Hadramut ve Yemen'di. Buralarda Saba ve Moin hükümdarları ve onların soyundan gelen Hamir padişahları baharat alışverişini tamamıyla kontrolleri altına almışlardı. Bu yolun çeşitli yerlerine kurulmuş olan kaleler vasıtasıyla yolu kullananlardan vergi alınıyordu. Çinhindi'nden ve Afrika'dan gelen ilaçlar ile baharat bu yoldan Arap Yarımadası'na gelirdi. Bu yolun isminin Baharat Yolu olmasının sebebi de, baharat alışverişinin bu yol üzerinden yapılmasıdır.
Baharat günümüzden binlerce yıl önce doğu ülkelerinde kullanılıyordu. Özellikle Orta Çağ Avrupası'nda soyluların sofralarına girmesi baharatı çok önemli bir ticaret ürünü haline getirdiyse de oldukça pahalı olduğu için sadece zengin kimseler tarafından satın alınabiliyordu. Aslında tarçın, kakule, zencefil ve zerdeçal satışına dayanan baharat ticaretine Çinliler Mîlat'tan önce başlamıştı.
Baharat Yolu'nun kullanımının başlamasından bir süre sonra baharat üreten ülkelere doğrudan ulaşmanın yolları arandı. Sonunda 1498 yılında Vasco da Gama Ümit Burnu'nu dolaşarak Hindistan yolunu açtı. Kristof Kolomb Batı Hint Adaları'na, Macellan Güney Amerika'yı dolaşarak Doğu Hint Adaları'na vardı. Böylece baharat üreten ülkelere yeni yollar açıldı. Bunun sonucunda baharat ticaretinde Venedik tekeli kırılırken, tarihsel Baharat Yolu da önemini yitirmiş oldu.
Baharat yolunun nerelerden geçtiğini gösteren bir harita