Atatürk'ün Kadına Verdiği Önem

cicozz Çocukluk cicozlarda saklı
Atatürkün Kadına Verdiği Önem - Atatürkün Türk Kadınına Verdiği Önem - Atatürkün Türk Kadını ile ilgili Sözleri

Türklerin tarihine baktığımızda, Türk kadınının çok önemli ve saygın bir yeri olduğunu görürüz. Erkeklerle eşit haklara sahip olan kadınlar, devlet yönetiminde hakanların yanında söz hakkına da sahiplerdi. Oysa daha sonraki yüzyıllarda Türk kadınları, Osmanlı İmparatorluğu yönetimi içinde, geri kalmışlıktan kurtulamamış, adeta ikinci sınıf insan muaamelesi görmüştür. Tarih boyunca hür yaşayan, tarih yazan, birçok Türk büyüğünü yetiştiren Türk kadını, bu durumda daha fazla kalamazdı.

Zaten asırlardır karakterine uymayan bir yapı içinde yaşamak zorunda kalmıştı. Atatürk, Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın diyerek, Türk kadınını yeniden ayağa kaldırmıştı.Din, ahlak ve aile müesseselerine sahip çıkan, ailenin temeli sayılan Türk kadınının toplumla bir bağ, kurmasını isteyen Atatürk; kadınlara, medeni ülkeler seviyesine çıkmanın en önemli amillerinden olan eşitlik haklarını vermek istemiştir.


Türk kadının daha rahat bir hayat sürdürmesini isteyen, onun omuzlarındaki ağırlığın farkında olan Mustafa Kemal Atatürk; Cumhuriyetimizin teminatı olan çocuklarımızın analarına haklarını vermiştir. Haklarını alan Türk kadını, bu gelişmenin ardından sosyal hayattaki yerini alır; öğretmen, hakim, doktor, mühendis, ressam, yazar, asker, polis, siyasetçi, vali, bakan, başbakan olarak, erkeklerle eşit şartlarda yaşar.

Atatürk'ün Türk Kadını ile ilgili söylediği sözler
• Bizim toplumumuzun başarı gösterememesinin sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ihmal ve kusurdan doğmaktadır. (1923)
• Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye değersin.
• Kadınlarımız hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli ve daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar. (1923)
• Şuna inanmak lâzımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. (1923)
• Bilinmektedir ki, her safhada olduğu gibi toplum hayatında dahi görev bölümü vardır. bu genel görev bölümü arasında kadınlar kendilerine ait olan görevleri yapacakları gibi aynı zamanda toplumun refahı, saadeti için gerekli olan genel konulara dahi dahil olacaklardır. 31. 01. 1923, İzmir’de Halk İle Konuşma.
• İnsanlar dünyaya mukadder oldukları kadar yaşamak için gelmişlerdir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir toplumun bir uzvu faaliyette bulunurken diğer uzvu atalette olursa, o toplum felç olmuştur. Bir toplumun hayatta çalışması ve muvaffak olması için çalışmanın ve başarılı olabilmenin bağlı olduğu bütün sebep ve şartları kabul etmesi gerekir. Bundan dolayı bizim toplumumuz için ilim ve fen lâzım ise bunları aynı derecede hem erkek ve hem de kadınlarımızın kazanmaları gerekir. 31. 01. 1923, İzmir’de Halk İle Konuşma.
• İnsan topluluğu, bir ulus erkek ve kadın denilen iki cins insanlardan oluşmaktadır. Olabilir mi ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim. Diğerini göz ardı edelim de, kitlenin tamamı ilerlemiş olabilsin? Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok, ilerleme adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve gelişme sahalarında ve yenilikle birlikte mesafe almak gereklidir. Kastamonu,1925.
• Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleri ile beraber yürümez ise ilerlemesine teknik olarak imkan ve bilimsel olarak ihtimal yoktur. (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.153)
• ...Kadınlarımızın genel görevlerde paylarına düşenlerden ayrı olarak kendileri için en önemli, en hayırlı, en erdemli bir vazifeleri de iyi ana olmaktır. (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.156)
• Şuna kani olmak lazımdır ki dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.89)
• Kadınlarımız erkeklerden daha çok aydın, daha çok verimli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar. (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.156)
• Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan oluşmaktadır. Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça diğer kısmı göklere yükselebilsin? Şüphe yok ilerleme adımları dediğim gibi iki cins tarafından beraber, arkadaşça atılmak ve gelişme sahalarında ve yenilikte birlikte mesafe almaları lazımdır... (1925, Kastamonu) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 226-227)
• Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadınının üstünde kadın mesaisi zikretmek olanağı yoktur. (1923)
• Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir Ulusunda, Anadolu köylü kadınının üstünde emek vermiş bir başka kadın topluluğu gösterilemez. Dünyada hiçbir Ulusun kadını “Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, Ulusumu kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar gayret gösterdim” diyemez.” (21.03.1923, Konya) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, s. 152)
• Büyük Türk kadınını çalışmalarımıza ortak yapmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını bilimsel, ahlaki, sosyal ve ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekçisi yapmak yoludur. (Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt II, s.154-155)
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
7B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
12B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
8B
Üst