Aşık Edebiyatı Nedir

deep Harbi Aktif Üye
Aşık Edebiyatı Nedir
Saz eşliğinde söylenen, hece vezniyle yazılan ve halk diliyle söylenen şiirlerden oluşan geleneksel edebiyatımıza verilen isim. Âşık Edebiyatı denilmesinin nedeni bu geleneği sürdüren şairlerimize Âşık denilmesidir. Âşık Edebiyatı'nın kökü Orta Asya'ya kadar dayanır. Bu akımı temsil eden Âşıklar, Orta Asya Türk şiir geleneğine bağlı kalıp, ellerinde sazları ile diyar diyar dolaşarak duygu ve düşüncelerini saz çalarak dile getirirler. Aslında bu sözlü bir edebiyattır, çünkü aşıklar halk arasından yetişir, şiirlerini yazmazlar, sadece söylerlerdi. Şiirlerini halkın konuştuğu dil ile söyler ve yazarlardı. Okuma-yazma bilen Âşıkların veya herhangi bir meraklının beğendiği şiirler, cönk adı verilen şiir defterlerinde toplanırdı.

Gerek Arapça ve Farsça kelimeler çok az kullanıldığı için, gerekse üslup ve vezin bakımından Divan Edebiyatı'ndan ayrılır. Hece vezni kullanılır. Ancak nadir de olsa aruz vezninin kullanıldığı görülür.

Aşıklar eserlerini hikaye veya şiir olarak yazarlar:

a. Hikayeler: Türk Edebiyat Tarihi'nde halk hikayesi adı verilen bu hikayelerde kahramanlık ve aşk temaları işlenir, bazen de halk şairlerinin hayatları anlatılır. Bu hikayeler, nazım-nesir karışık özel bir şekilde yazılır. Son devirdekiler hariç yazarları çoğunlukla belli değildir.

b. Şiirler: Aşık Edebiyatı'nda şiirler aşıklar tarafından meydana getirildiği gibi aynı zamanda başkalarının şiirleri de nakledilir. Âşık Edebiyatı'nda şiirler konu bakımından şu bölümlere ayrılır:

. Destanlar (tarihî önemi olan olayları ya da aşıkları etkileyen sel, yangın gibi olayları konu edinen uzunca manzumeler),

. Taşlamalar (yergi şiirleri),

. Güzellemeler (aşk şiirleri, tabiat tasvirleri),

. Ağıtlar (ölümler üzerine söylenmiş şiirler),

. Koçaklamalar (kahramanlık ve savaş şiirleri),

. Muammalar (bilmeceye benzer şiirlerle bunların cevaplarından oluşan manzumeler),

. Ahlaki konuları işleyenler (tenkit, iyilik telkini, nasihat ve şikayet gibi)

Aşık edebiyatının temsilcileri arasında, 17. yüzyılda Karacaoğlan, Âşık Ömer, Gevheri, Gazi Âşık Hasan, 18. yüzyılda Âşık Nuri, Âşık Dertli, 19. yüzyılda Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah, Bayburtlu Zihni, Âşık Seyrani, Tokatlı Nuri, Ruhsati, Sümmani, 20. yüzyılda Kağızmanlı Hıfzı, Huzuri, Âşık Veysel Şatıroğlu, Ali İzzet Özkan, vb. kişiler sayılabilir.

Yazan - Davut Erkişi
HF - HarbiForum
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
108B
LAL
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Üst