2010 Dünya Kupası Şampiyonu İspanya

Ömer
Yönetici
Dünya Kupası İspanya'ya gitti. Finalde Hollanda'yı Iniesta'nın uzatmaların bitimine 4 dakika kala attığı golle yenen 'Boğalar' ilk kez dünyanın en büyüğü oldu.

ispanya-2010.jpg


Aylar öncesinden girilen meraklı bekleyiş, zaman zaman unutulmaz, zaman zaman çekilmez maçlar; hepsi geride kaldı... Futbolun sahnesine 4 yılda bir çıkan, ama hafızasında hep özel yeri olan bir Dünya Kupası'nı daha geride bıraktık. Çoğu otoriteye göre 'oynaması gerekenlerin oynadığı' final, tarihte ikince kez 120 dakikası golsüz biten final oldu ve kazanan uzatmalarda İspanya oldu.

Güney Afrika'da düzenlenen 19. Dünya Kupası finallerinde 64 maçlık serüvenine son halka Johannesburg'daki Soccer City Stadı'nda eklendi. Son Şampiyonlar Ligi finalinin hakemi Howard Webb, son başlama düdüğünü patlayan flaşlar altında çalarken, Avrupa'nın iki büyük futbol ülkesinin oyuncuları bir gözleri kupada dokundular 'Jobulani'ye...

Bir yanda 25 maçtır yenilmeyen ve beyinlerdeki 'Avrupalı Brezilyalılar' imajını takım disipliniyle soslayıp, tarihinde 3. kez final başarısı gösteren Hollanda... Diğer yanda tarihinde ilk kez final oynasa da; son yıllara 'öldürücü orta saha organizasyonu'yla damgasını vuran, 54 maçta sadece 2 kez kaybeden son Avrupa şampiyonu İspanya...

KEMİK SESLERİ VUVUZELAYI BASTIRDI!
İkisi de bu altın kupayı ülkelerine ilk kez götürmek için çıktılar sahaya. Tahmin edilebilir bir başlangıcın ardından, top yine İspanya'daydı. Almanya maçındaki gol pozisyonunu andıran bir pozisyonda bu kez Ramos'un kafa vuruşunu Stekelenburg başarılıydı. 5. dakikadaki bu pozisyon büyük finale yakışacak bir maçı müjdeliyordu. Stoper prangasından kurtulup zamanın en iyi hücum beki özelliğine bürünen Ramos, 11'de yine etkili geldi, vuruşunu kaleye giderken savunma kornere yolladı. Korner dönüşü de bu kez Villa'nın yarım volesi yan ağlarda kaldı.

Casillas ilk kez 18. dakikada Sneijder'in kullandığı frikikte yere yatarken, üst üste sert faullerle gerilen ortamı İngiliz hakem Webb, 30 dakikada gösterdiği 5 sarı kartla kontrol altına almaya çalıştı. Futbolcular toptan çok birbirlerine müdahale etmesi Mathijsen'i de etkilemiş olmalı ki;37'de ceza sahası içinde müsait durumda topu ıskaladı ve Hollanda tabelayı değiştiremedi.

Devrenin sonlarında duran top sonrası ceza sahası çevresine yığınak yapan Hollanda üst üste vuruşlardan gol çıkaramayınca, ilk yarıdan geriye 'gaddar fauller' kaldı.

FİNALDE BUNLAR KAÇAR MI?
Keyifli futbolun iki temsilcisinden ilk yarıda umulan alınamadı. İlk 15 dakikadaki futbolu, sertliğe dayalı temkinli bekleyiş aldı götürdü.

48'de kullanılan kornerde Puyol'un tehlikeli kafa vuruşu yapmasını Heitinga bozdu, arka direğe seken topa da Capdevilla dokunamadı. 55'te de Xavi'nin frikiği yan ağları sıyırdı. 'Duran maç'a hareketi 'duran toplar' mı getirecek derken, 62'de Hollanda'nın final yürüyüşündeki kahramanlardan Sneijder müthiş bir pas verdi, ama Robben bir Dünya Kupası finalinde bulunamayacak kadar rahat pozisyonda boş kale yerine topu Casillas'ın bacaklarına nişanladı. .

70'te Pedro'nun yerine giren Navas getirdi, Mathijsen, Villa'ya 'adeta al da at' dedi, ama İspanyol golcü kale önünde klasına yakışmaycak bir vuruşla Robben'e nazire yaptı. 77. dakikada da Xavi'nin kornerini Ramos bomboş durumda heba etti.

83'te Robben yine karşı karşıya kaldı, bu kez vurmayıp kaleciyi de çalımlamak istedi, ancak Casillas neden dünyanın en iyilerinden biri olduğunu bir kez daha ispat etti. 2010 finali de 1994 ve 2006'nın kaderini paylaştı. Ve son 5 kupada 3. kez uzatma dakikalarına geçildi.

KIZARAN HEITINGA OLDU
Uzatmalarda da goller kaçmaya devam etti. 95'te Inies'tanın harika pasında Fabregas karşı karşıya vurdu, bu kez Stekelenburg'un ayakları '0-0'a devam' dedi. 1 dakika sonra ise Casillas boşa çıktı, ama Mathijsen boş kale yerine kafayı auta vurdu. 99'da gol kaçırma yarışına Iniesta da katıldı. Yorgunluk usta ayaklara imkan tanıyordu, ancak final stresine alışkın o o ayaklar, bize penaltıları izlettirmeye kararlıydı.

O kararlılığı kırma yolunda ilk adımı Heitinga attı. Iniesta'yı ceza sahasına girerken çeken Hollandalı, bu kadar sarı kartlı maçın doğasına uygun olarak ikinci sarıdan atıldı. İpi çeken isimse Iniesta oldu. Bitime 4 dakika kala Navas'ın pasıyla karşı karşıya kalan İspanyol oyuncu fileleri bularak Soccer City'yi ayaklandırdı

Kalan süre eksik ve demoralize Hollanda için yeterli olmadı ve 74 ve 78'den sonra 3. kez finalde kaybettiler. 'Boğalar' ise 2008 Avrupa şampiyonluğundan sonra 2010'da da Dünya Kupası'nı kazandı. Sonuçta haklı çıkan yine 'ahtapot Paul' oldu ve kupa, tarihte ilk kez İspanya'ya gitti.

HOLLANDA: 0 - İSPANYA: 1
Stat: Soccer City
Hakemler: Howard Webb (İngiltere), Darren Cann (İngiltere), Michael Mullarkey (İngiltere)
Hollanda: Maarten Stekelenburg, Gregory van der Wiel, John Heitinga, Joris Mathijsen, Giovanni van Bronckhorst (Dk. 105 Edson Braafheid), Dirk Kuyt (Dk. 71 Eljero Elia), Mark van Bommel, Wesley Sneijder, Nigel de Jong (Dk. 99 Rafael van der Vaart), Arjen Robben, Robin van Persie
İspanya: Iker Casillas, Sergio Ramos, Gerard Pique, Carles Puyol, Joan Capdevila, Xabi Alonso (Dk. 87 Cesc Fabregas) , Xavi, Andres Iniesta, Sergio Busquets, Pedro (Dk 60 Jesus Navas), David Villa (Dk. 105 Fernando Torres)
Gol: Dk. 116 İniesta (İspanya)
Sarı kartlar: Dk. 15 Van Persie, Dk. 22 Van Bommel, Dk. 28 De Jong, Dk. 54 Van Bronckhorst, Dk. 57 Heitinga, Dk. 84 Robben, Dk. 110 Van Der Wiel, Dk. 117 Mathijsen (Hollanda), Dk. 17 Puyol, Dk. 23 Ramos, Dk. 67 Capdevilla, Dk. 117 İniesta, Dk. 120 Xavi(İspanya)
Kırmızı kart: Dk. 109 Heitinga (2. sarı karttan)(Hollanda)
 
Ömer
Yönetici
İspanya'nın şampiyon olacağı belliydi. Ama benim gönlüm Almanlardan yanaydı finale gelince Hollanda'nın kazanmasını istedim canı gönülden...

Ancak ortada gerçekler var ki, İspanya takımı çok komplike bir takım. Rıdvan Dilmen'in de dediği gibi "Xavi ve Iniesta'sı olan bir takım her zaman o turnuvanın favorisidir.". Hem de İspanya'nın bu jenerasyonu bir dünya kupası almazsa futbola haksızlık olurdu. Xavi, Iniesta, Villa, Ramos, Casillas, Puyol, Pique, Fabregas tutukta olsa Torres gibi oyuncu jenerasyonunu bir daha tutturması çok zor İspanyolların. Avrupa şampiyonluğunu iki yıl önce kazanan kadroya Pedro, Navas, Busquets gibi geleceği parlak oyuncular eklenmeside İspanyolların artısı oldu. Bence bu jenerasyon yüzyılda bir gelir. Xavi Iniesta ikilisi ise iki yüzyılda bir gelir..

Maça gelince Hollanda çok iyi başladı, İspanya'nın o izleyenlerin bile gözünü yoran pas trafiğini çok güzel tıkadılar. İkinci yarı Robben ile de iki net pozisyona girdiler. Tam herşey Hollanda'nın lehineyken bir Navas hamlesiyle 35'lik Van Bronckhorst'un kanadı felç oldu. Üstüne de kırmızı kart gelince malum sonuç ortaya çıktı.

Birde hakem var ki finale nasıl verirler böyle hakemi, ipin ucunu kaçırdı, kartları tutarsızdı, otoriteyi kuramadı, bazı şeylere göz yumdu. En çok zoruma giden bu maçta Hollanda'nın kazanmasını o kadar çok istiyordum ki adamlar frikik kullandılar, İspanyollara çarpıp çıkmasına rağmen korner vermedi hakem. Ve o pozisyonun devamında attı golü İspanya...

İspanya kupayı hak etti mi? Haketti ama bu maçı haketmedi bence. Maçın hakkı penaltılar olmalıydı. Penaltılar zaten şans.. Keşke Hollanda kazanasaydı kupayı :D

Ama Vuvuzela sesleri eşliğinde bir dünya kupasının bittiğine de seviniyorum.. Turkcell Süper Lig hiç bitmesin Aga :p Futbol tatmin etmese de, en azından vuvuzela vızıltısı yok...
 
Son düzenleme:

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
13B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
19B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
13B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Üst