Ömer
Yönetici
10 Kasım Şiirleri - 10 Kasım Atatürk Şiiri
Bir bulut inmiş,beyaz,
Karlı dağlar başına.
Her 10 Kasım sabahı,
Bir ateş düşer, döşüme.
Nerdesin, ey Ata?m nerede?
Sensiz millet, öksüz burada.
Sanat, ilim, fen seninle.
Sevinen, gülen seninle.
Olmak isterdik inan,
Ebediyen seninle.
Dağların, ak başı kar mıdır?
Kuşlar, Ata?mdan haber, var mıdır?
Yarım bıraktığın işler,
Bugün, sanki seni bekler.
Zengin millet hayalin,
Acep, neden emekler?
Sen gelmiyorsan, bir haber gönder.
Kim içimizdeki, Atatürk gibi önder?
Hüseyin Celep
10 Kasım
Ben hiç 10 Kasım’a
“Günaydın” demem ki
Ben sensiz 23 Nisan’a
Hoş geldin diyemem ki
Seni özlesek bile
Elden ne gelir ki
Bir daha senin gibi
Gelecek mi ne belli
Bak 10 Kasım yine geldi
Gözlerde yaşlar tükendi
Aradan 78 yıl geçse bile
Senin hatıran hiç bitmedi
Sabahlar her zaman güzeldir
Seni hatırlatmadıkça
Günaydın denir ama
10 Kasım olmayınca
10 Kasım
Yıl otuz sekiz On Kasım Perşembe
Hatırdan çıkmayacak bir sonbahar.
Sarsılıyor İstanbul yedi tepe,
Yaman esmiş Dolmabahçe’de rüzgar.
Gerçek olamaz, olsa olsa bir düş,
Dokuzu beş geçe Atatürk ölmüş.
Böyle toptan bir yas nerede görülmüş,
Beraber ağlıyoruz kurtlar, kuşlar.
Bu memlekete en çok hizmet eden,
Bu aşk ile dağlara gücü yeten,
On sekiz milyonun omzunda giden
Atam, Ankara sırtlarında yatar.
İlhan DEMİRASLAN
Atatürk Ölmedi
Yıl 1918
Düşmanlar Topraklarımızı
Elimizden Alıyor
Atatürk Buna İzin Vermedi
Ordusuyla Savaşa Girdi
Zaferlerle Geldik Bu Güne
Atatürk ün Sayesinde
Topraklarımız Simdi Bizim Elimizde
Atatürk ün Sayesinde
Yıl 1938
Atatürk Olum Döşeğinde...
O Artık Oluyordu
Bizim Gözlerimiz Önünde
Herkes Ağlıyordu O Gün
Atatürk Öldü Diyordu
Atatürk Ölmedi
Kalbimizde Yasıyordu!!!
Ağlayalım Atatürk'e
Ağlayalım Atatürk'e
Bütün dünya kan ağladı
Süleyman olmuştu mülke
Geldi ecel, can ağladı
Doğu batı cenup şimal
Aman tanrı bu nasıl hal
Atatürk'e erdi zeval
Memur mebusan ağladı
Atatürk'ün eserleri
Söyleyecek bundan geri
Bütün dünyanın her yeri
Ah çekti, vatan ağladı
Fabrikalar icat etti
Atalığın ispat etti
Varlığın Türke terketti
Döndü çarh devran ağladı
Bu ne kuvvet, bu ne kudret
Var idi bunda bir hikmet
Bütün Türkler İnön'İsmet
Gözlerimiz kan ağladı
Tren hattı tayyareler
Tükler giydi hep kareler
Semerkantla Buharalar
İşitti her yan ağladı
Siz sağ olun Türk gençleri
Çalışanlar kalmaz geri
Mareşalin askerleri
Ordular tümen ağladı
Zannetme ağlayan gülmez
Aslan yatağı boş kalmaz
Yalnız gidenler gelmez
Her gelen insan ağladı
Uzatma Veysel bu sözü
Dayanmaz herkesin özü
Koruyalım yurdumuzu
Dost değil, düşman ağladı
Aşık Veysel
On Kasım'larda Yürümek
Atatürk'üm işte 10 Kasım yine
Dalgalanır ağaçlarla oğullar
Dalgalanır oğullarla nineler
Dalgalanır ninelerle genç kızlar
Özlemin ta yüreğime işlemiş
Seni bulmak, seni görmek için ben
Bütün toprakaltıyla barışacağım
Ereceğim sana usta, barışta, başarıda
Öyle
Güçlüsün ki
Güçleneceğim
Öyle yücesin ki, yüceleceğim
Düşüne düşüne seni kocaman kocaman
Dağlara, dağlara karışacağım
Ozan mıyım, ordu muyum, su muyum anlaşılmaz
Çağlar upuzun allığı yüreğimde ülkünün
Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kağıt
Sanki ellerim gece
Sanki ellerim gündüz
Yazacağım seni daha, bir daha
Ben senin ölümünle yarışacağım
Fazıl Hüsnü Dağlarca
10 Kasım Türküsü
Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler
Bozkır ovalarına, Erciyes'e, Ağrı'ya
Ulusun egemen olduğunu
Özgür olduğunu
Haykıracağım haykıracağım işte
Senin sustuğunca!
Yolunda yürüyeceğim Atatürk;
Ana baba oğul kız
Dere tepe bucak köy
Yeryüzü yaşamalarımla değil
Oralarda, senin gittiğince!
Atatürk, taşıyacağım
Çanakkale'de, Sakarya'da, Çankaya'da, al al
Senin taşıdığını;
Yurdun gök ülküsü
Dalgalanırken
Senin bayrağını yücelteceğim.
Senin çıktığınca.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Atatürk Yaşıyor Baba
On kasımda üzgündü
bulut buluttu gözleri
“100’den çok fazla olacaktı
yaşı “dedi canım babam
“eğer yaşasaydı o büyük adam! ”
“Üzülme,” dedim ona
“Ben üzülüyor muyum bak! ”
Nedenini açıkladım sonra:
Diyor ki öğretmenimiz:
“Yaşayıp göçmüş insanların
İsimlerinin sonunda
İki sayı görürsünüz…
İlki doğduğu yılı gösterir
Öldüğü yılı gösterir sonraki.
İngilterenin Ana Kraliçesi
Elizabeth (1558-1603)
Gibi örneğin
eğer ölmemiş olsaydı, adının
sonuna yıl yazılmazdı kadının.
Atatürk’ünküne bakalım bir de
Baştaki yıl var sondaki yok
(1881 - ...)
demek ki o ölmedi
hâlâ Kocatepe’de
dağları aşıyor baba
denizlere ulaşıyor
Atatürk yaşıyor baba!
Fevzi Günenç
Bir bulut inmiş,beyaz,
Karlı dağlar başına.
Her 10 Kasım sabahı,
Bir ateş düşer, döşüme.
Nerdesin, ey Ata?m nerede?
Sensiz millet, öksüz burada.
Sanat, ilim, fen seninle.
Sevinen, gülen seninle.
Olmak isterdik inan,
Ebediyen seninle.
Dağların, ak başı kar mıdır?
Kuşlar, Ata?mdan haber, var mıdır?
Yarım bıraktığın işler,
Bugün, sanki seni bekler.
Zengin millet hayalin,
Acep, neden emekler?
Sen gelmiyorsan, bir haber gönder.
Kim içimizdeki, Atatürk gibi önder?
Hüseyin Celep
10 Kasım
Ben hiç 10 Kasım’a
“Günaydın” demem ki
Ben sensiz 23 Nisan’a
Hoş geldin diyemem ki
Seni özlesek bile
Elden ne gelir ki
Bir daha senin gibi
Gelecek mi ne belli
Bak 10 Kasım yine geldi
Gözlerde yaşlar tükendi
Aradan 78 yıl geçse bile
Senin hatıran hiç bitmedi
Sabahlar her zaman güzeldir
Seni hatırlatmadıkça
Günaydın denir ama
10 Kasım olmayınca
10 Kasım
Yıl otuz sekiz On Kasım Perşembe
Hatırdan çıkmayacak bir sonbahar.
Sarsılıyor İstanbul yedi tepe,
Yaman esmiş Dolmabahçe’de rüzgar.
Gerçek olamaz, olsa olsa bir düş,
Dokuzu beş geçe Atatürk ölmüş.
Böyle toptan bir yas nerede görülmüş,
Beraber ağlıyoruz kurtlar, kuşlar.
Bu memlekete en çok hizmet eden,
Bu aşk ile dağlara gücü yeten,
On sekiz milyonun omzunda giden
Atam, Ankara sırtlarında yatar.
İlhan DEMİRASLAN
Atatürk Ölmedi
Yıl 1918
Düşmanlar Topraklarımızı
Elimizden Alıyor
Atatürk Buna İzin Vermedi
Ordusuyla Savaşa Girdi
Zaferlerle Geldik Bu Güne
Atatürk ün Sayesinde
Topraklarımız Simdi Bizim Elimizde
Atatürk ün Sayesinde
Yıl 1938
Atatürk Olum Döşeğinde...
O Artık Oluyordu
Bizim Gözlerimiz Önünde
Herkes Ağlıyordu O Gün
Atatürk Öldü Diyordu
Atatürk Ölmedi
Kalbimizde Yasıyordu!!!
Ağlayalım Atatürk'e
Ağlayalım Atatürk'e
Bütün dünya kan ağladı
Süleyman olmuştu mülke
Geldi ecel, can ağladı
Doğu batı cenup şimal
Aman tanrı bu nasıl hal
Atatürk'e erdi zeval
Memur mebusan ağladı
Atatürk'ün eserleri
Söyleyecek bundan geri
Bütün dünyanın her yeri
Ah çekti, vatan ağladı
Fabrikalar icat etti
Atalığın ispat etti
Varlığın Türke terketti
Döndü çarh devran ağladı
Bu ne kuvvet, bu ne kudret
Var idi bunda bir hikmet
Bütün Türkler İnön'İsmet
Gözlerimiz kan ağladı
Tren hattı tayyareler
Tükler giydi hep kareler
Semerkantla Buharalar
İşitti her yan ağladı
Siz sağ olun Türk gençleri
Çalışanlar kalmaz geri
Mareşalin askerleri
Ordular tümen ağladı
Zannetme ağlayan gülmez
Aslan yatağı boş kalmaz
Yalnız gidenler gelmez
Her gelen insan ağladı
Uzatma Veysel bu sözü
Dayanmaz herkesin özü
Koruyalım yurdumuzu
Dost değil, düşman ağladı
Aşık Veysel
On Kasım'larda Yürümek
Atatürk'üm işte 10 Kasım yine
Dalgalanır ağaçlarla oğullar
Dalgalanır oğullarla nineler
Dalgalanır ninelerle genç kızlar
Özlemin ta yüreğime işlemiş
Seni bulmak, seni görmek için ben
Bütün toprakaltıyla barışacağım
Ereceğim sana usta, barışta, başarıda
Öyle
Güçlüsün ki
Güçleneceğim
Öyle yücesin ki, yüceleceğim
Düşüne düşüne seni kocaman kocaman
Dağlara, dağlara karışacağım
Ozan mıyım, ordu muyum, su muyum anlaşılmaz
Çağlar upuzun allığı yüreğimde ülkünün
Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kağıt
Sanki ellerim gece
Sanki ellerim gündüz
Yazacağım seni daha, bir daha
Ben senin ölümünle yarışacağım
Fazıl Hüsnü Dağlarca
10 Kasım Türküsü
Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler
Bozkır ovalarına, Erciyes'e, Ağrı'ya
Ulusun egemen olduğunu
Özgür olduğunu
Haykıracağım haykıracağım işte
Senin sustuğunca!
Yolunda yürüyeceğim Atatürk;
Ana baba oğul kız
Dere tepe bucak köy
Yeryüzü yaşamalarımla değil
Oralarda, senin gittiğince!
Atatürk, taşıyacağım
Çanakkale'de, Sakarya'da, Çankaya'da, al al
Senin taşıdığını;
Yurdun gök ülküsü
Dalgalanırken
Senin bayrağını yücelteceğim.
Senin çıktığınca.
Fazıl Hüsnü Dağlarca
Atatürk Yaşıyor Baba
On kasımda üzgündü
bulut buluttu gözleri
“100’den çok fazla olacaktı
yaşı “dedi canım babam
“eğer yaşasaydı o büyük adam! ”
“Üzülme,” dedim ona
“Ben üzülüyor muyum bak! ”
Nedenini açıkladım sonra:
Diyor ki öğretmenimiz:
“Yaşayıp göçmüş insanların
İsimlerinin sonunda
İki sayı görürsünüz…
İlki doğduğu yılı gösterir
Öldüğü yılı gösterir sonraki.
İngilterenin Ana Kraliçesi
Elizabeth (1558-1603)
Gibi örneğin
eğer ölmemiş olsaydı, adının
sonuna yıl yazılmazdı kadının.
Atatürk’ünküne bakalım bir de
Baştaki yıl var sondaki yok
(1881 - ...)
demek ki o ölmedi
hâlâ Kocatepe’de
dağları aşıyor baba
denizlere ulaşıyor
Atatürk yaşıyor baba!
Fevzi Günenç