Yaz Tatili ve Kur'an Eğitimi

Ömer
Yönetici
Yaz tatili sadece tatil değil, aynı zamanda çocukların hayatları boyunca ihtiyaç duyacakları dinî bilgiler edinmeye ve Kur'an öğrenmeye başladıkları dönemdir. Çok büyük çoğunluğumuz namaz kılmayı, Kur'an okumayı camilerdeki yaz kurslarında öğrendik. Çocuklarımız içinde böyle. Başka neresi var ki...

Yaz tatili başladı.

Sekiz aylık okul döneminden sonra, artık tatil zamanı. Eğlenmek, oynamak, gezmek, dolaşmak her çocuğun, her gencin hakkı.

Bir şey daha var: Bu dönemde hemen hemen her mahallede, her camide Kur'an eğitimi için bir canlılık başladı. Çocuklar, ellerinde elifba'lar ve Kur'an -ı Kerim'lerle camilere girip çıkıyorlar.

Bir yanda tatil, bir yanda Kur'an kursu... Hangisinden vazgeçilebilir, ikisi de önemli. Tatilin tadını çıkarmak için Kur'an eğitimini bir kenara bırakabilir miyiz? Kur'an eğitimi yapacağız diye çocukların dinlenme, eğlenme hakkını ellerinden alabilir miyiz?

İkisi de olmaz. Çocuklarımız ve gençlerimiz hem tatilin tadını çıkartmalı, hem de Kur'an eğitimini almalı. Bunun bir yolu mutlaka bulunmalı.

Bir tecrübemi paylaşmak istiyorum:

Vakit namazlarında gidip geldiğim mahalle mescidindeki müslümanlarla sohbet ediyorduk. Söz döne dolaşa namazlarda okuduğumuz Fatiha'ya, zamm -ı surelere geldi. Bu sureleri acaba ne zaman öğrenmiştik? Bunu sordum. Her yaştan elli civarında insan vardı. Yüzde doksanı “çocukluğumuzda yaz kurslarında öğrendik” diye cevap verdi.

Evet; halkımızın yüzde doksanı böyledir. Hayatımız boyunca ibadetlerimizde, dualarda, zikirlerde okuduklarımızı, temel dinî bilgilerimizi hep o yaz kurslarında öğrendik. İmam-Hatip liselerinde ve Kur'an Kurslarında din eğitimi alan öğrenci sayısı, orta dereceli okullara devam eden bütün öğrencilerin yüzde biri bile değil. O halde gençliğimizin yüzde doksan dokuzunun din eğitimi, özellikle Kur'an eğitimi alabileceği tek imkan , camilerdeki yaz kurslarıdır.

O halde yaz kursları çok önemli. Çocuklarımız da, Allah hayırlı ömür versin, ana-babalarını dinliyor ve bu kurslara gidiyorlar. Veliler de bu kadarla görevlerini yerine getirdiklerini sanıyor. Fakat...

Fakat'ı şu: Her veli çocuğunun Kur'an eğitimi alabileceği ortamı araştırmalı, hocalarıyla görüşmelidir. Hocalarla sık sık görüşmeli, onlara destek vermelidir. Yaz kursunu ne kadar önemsediklerini ve bunun için hocadan beklentilerini anlatmalıdır.

Diğer taraftan sıkıcı kurs ortamı yerine çocukların tatilde oyun ve eğlence ihtiyaçları dikkate alınarak din eğitimi yapılmaya özen gösterilmeli, günde üç, en fazla dört saatlik ders programları yapılmalıdır. Onun dışında oynamaya, gezmeye, dinlenmeye zaman ayrılması gerekir. Hikayeler , masallar anlattırılmalı, piknik ve geziler de tertip edilmelidir.

Tabii bunlar için masraf gerekir; bu masraflara güç yettiğince katlanmak bir yükümlülüktür.

Hocalarımız da çocuk ve gençlerle ilgilenmeyi çok büyük bir ibadet olarak kabul etmelidir. Gerçekten de böyledir. Sevgi ve şefkatle öğrencilere yakla şmalılar. Kur'an'ı ve dini öğretmenin Peygamber vazifesi olduğunu hatırlamalı, çocuğu korkutarak, soğutarak İslâm'ı öğretmeye çalışmanın Efendimiz s.a.v.'in vazifesine ihanet olduğunu bilmeliler.

Şunu kesinlikle kabul etmeliyiz: Bir yetişkin için işe gitmek ne kadar önemli ise bir çocuk için oyun oynamak ve eğlenmek o kadar önemlidir.

O zaman gelin, bu iki önemli hizmeti birlikte düşünelim. Bu yaz dönemini çocuklarımızın hem beden ve ruh sağlığı, hem de ebedi hayatları için en verimli şekilde değerlendirelim.

Kemal SÜLEYMANOĞLU semerkand dergisi
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
38B
Üst