Yaygin Anksiyete Bozukluğu

SaMeT46 Harbi Aktif Üye
Anksiyete kişi tarafından sanki kötü bir şey olacakmış gibi bir endişe duygusu olarak algılanan ama nedeni belli olmayan bir bunaltı duygusudur. Çok hafif bir tedirginlik duygusundan panik derecesine kadar değişik yoğunluklarda yaşanabilir. Yaygın anksiyete bozukluğu belli bir nesneye, yere, organa, saplantılı düşünceye ya da zorlantıya odaklanmamış, organizmada yaygın ruhsal ve fizyolojik bunaltı belirtileri ile yaşanan bir bozukluktur.

Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişi en az 6 ay boyunca süren, kontrol etmekte güçlük çektiği bir endişe durumu yaşar. Bu anksiyete; huzursuzluk veya kendini tetikte hissetme, çabuk yorulma, konsantrasyon güçlüğü, irritabilite, kas gerginliği ve uyku bozukluğu belirtilerinden üçü ile birlikte bulunur. Kişinin yaşadığı bu sıkıntılar kişinin işlevselliğini bozar. Anksiyete durumu başka bir bozukluğa veya tıbbi bir duruma bağlı değildir.

Fizyolojik Belirtiler:

Kan basıncının yükselmesi, kap atışlarının hızlanması, kaslarda gerginlik, ağız kuruması, soluk almada güçlük gibi tehlike karşısında ortaya çıkan otonom sinir sisteminin aşırı etkinliğe geçmesi ile ile ilgili belirtilerdir. Ancak yaygın bunaltıda bu tehlikenin ne olduğu, nereden geldiği kişi tarafından bilinmemektedir.

Ayırıcı Tanı:

Fobiler: Fobik bozuklukta bunaltı sadece özel durumlarda veya nesneler karşısında ortaya çıkar.

Panik Bozukluğu: Bunaltı önceden kestirilemeyen nöbetler halinde gelir. Nöbetler arasında ise hasta yaygın bunaltı yaşamaz, nöbetinin yine geleceği korkusunu yaşar.

Yaygın anksiyete, obsesif-kompulsif bozukluk, depresyon, hipokondriazis gibi birçok başka bozuklukla birlikte bulunabilir.

Sıklık ve Yaygınlık:

Genel nüfustaki yaygınlık oranı % 4-6 olmakla birlikte, kadınlarda erkeklere oranla iki kat sık görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün 14 ülkede yaptığı bir araştırmaya göre % 7.9 oranında tanı konabilen yaygın anksiyete bozukluğuna rastlanmıştır.

Tedavi:

Yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisinde ilaç tedavisiyle birlikte psikoterapi yöntemleri önerilir. Hastaya gevşeme yöntemleriyle bunaltıyı azaltma egzersizleri yaptırılabilir. Bilişsel- davranışçı tedavide hastanın anksiyete öncesi ve sonrası algıları ele alınarak yapılan ve alıştırma yöntemleri kullanan bir tedavi şeklidir. Destekleyici psikoterapide hastaya sıkıntı veren sorunlar paylaşılarak bunlara çözüm aranır ve rahatlatıcı yollar gösterilir. Analitik psikoterapi ise anksiyetenin bilinçdışı kaynaklarını incelemeyi ve hastaya içgörü kazandırmayı amaçlayan psikoterapi yöntemidir.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Üst