Yapım Ekleri ve Uygulaması2

SaMeT46 Harbi Aktif Üye
Fiilden İsim Yapma Ekleri
Fiil kök ve gövdelerinden, isimler yapmakta kullanılan eklerdir. Bu eklerin sayıca çok ve işlek olması, Türkçenin fiilden isim yapmaya elverişli bir dil olduğunun da göstergesidir.
1. -gan, -gen; -kan, -ken
Alışkanlık, özellik, aşırılık anlamı katar: atıl-gan, alış-kan, kay-gan, sıkıl-gan, sürün-gen; çalış-kan, somurt-kan, yalıt-kan, değiş-ken, üret-ken gibi.
2. -gı, -gi, -gu, -gü; -kı, -ki, -ku, -kü
Kullanım alanı çok geniş olan eklerden biridir. Fiilin gösterdiği hare­ketle ilgili türlü nesneleri, kavramları karşılar. Alet isimleri de yapar: al-gı, çal-gı, sar-gı, say-gı, bil-gi, der-gi, ez-gi, ser-gi, ver-gi, kur-gu, sor-gu, vur-gu, gör-gü, ör-gü, sür-gü; at-kı, bas-kı, biç-ki, bit-ki, seç-ki, iliş-ki, kes-ki, tut-ku, düş-kü, küs-kü vb.
3. -gın, -gin, -gun, -gün; -kın, -kin, -kun, -kün
Aşırılık anlamı taşıyan ve genellikle sıfat gibi kullanılan isimler türetir: az-gın, dal-gın, bez-gin, bil-gin, boz-gun, ol-gun, yor-gun, üz-gün; yat-kın, bit-kin, et-kin, geç-kin, piş-kin, seç-kin, tut-kun, küs-kün gibi.
4. -ı, -i, -u, -ü
Olan, yapan veya yapılanı karşılayan isimler türeten işlek bir ektir: an-ı, başar-ı, bat-ı, çarp-ı, kaz-ı, say-ı, sık-ı, yaz-ı, beğen-i, bildir-i, diz-i, gez-i, doğ-u, dol-u, kork-u, pus-u, sor-u, sun-u, öl-ü, ört-ü gibi.
5. -ıcı, -ici, -ucu, -ücü
Meslek ya da özellik bildiren isimler yapar: ak-ıcı, al-ıcı, bak-ıcı, kurtar-ıcı, yaz-ıcı, çek-ici, gez-ici, tüket-ici, üret-ici, ver-ici, boğ-ucu, oku-y-ucu, soğut-ucu, tut-ucu, güldür-ücü, sür-ücü gibi.
6. -ış, -iş, -uş, -üş *
Sayılı birkaç fiil dışında bütün fiil köklerine ve gövdelerine gelebilen işlek eklerden biridir. Kalıcı isimler de yapar: al-ış, anla-y-ış, bak-ış, davran-ış, sat-ış, yağ-ış, yaratıl-ış, gir-iş, söyle-y-iş, ver-iş, doğ-uş, duy-uş, sun-uş, gör-üş.
6. -k
Fiil kök ve gövdelerinden genellikle sıfat görevinde kullanılan kelimeler türeten işlek eklerden biridir: aç-ı-k, birleş-i-k, boz-u-k, del-i-k, dile-k, don-u-k, ez-i-k, göç-ü-k, iste-k, kes-i-k, kır-ı-k, sök-ü-k, tara-k, uyuş-u-k, yan-ı-k, yerleş-i-k. vb.
7. -m
Kalıcı isimler yapan işlek eklerdendir: al-ı-m, bak-ı-m, bas-ı-m, bil-i-m, çek-i-m, çiz-i-m, doğ-u-m, eğit-i-m, ek-i-m, geç-i-m, giy-i-m, iç-i-m, öl-ü-m, sar-ı-m, sat-ı-m, seç-i-m, sun-u-m, tak-ı-m, tanı-m, tad-ı-m, tüket-i-m, uçur-u-m, üret-i-m, ver-i-m, yud-u-m vb.
8. -ma, -me
Bütün fiil kök ve gövdelerine getirilebilir. Asıl görevi, iş isimleri yapmaktır: oku-ma, sula-ma, soruştur-ma, bekle-me, git-me, gez-me, görüş-me.
As-ma, ayaklan-ma, bas-ma, danış-ma, doku-ma, dol-ma, dondur-ma, kavur-ma, tamla-ma, tonla-ma, yak-ma, yaz-ma, yokla-ma, besle-me, böl-me, bütünle-me, dik-me, iç-me, sür-me örneklerindeki gibi kalıcı isimler de yapar.
9. -mak, -mek
Türkçedeki bütün fiil kökleri ve gövdelerine gelir. Asıl görevi, fiil isimleri yapmaktır: aç-mak, ağla-mak, kaz-mak, ofla-mak, utan-mak, yalvar-mak, bil-mek, derle-mek, gül-mek vb.
Ayrıca çak-mak, kay-mak, tok-mak, ek-mek, il-mek, ye-mek örneklerinde olduğu gibi az sayıda kalıcı isimler de yapar.
10. -tı, -ti, -tu, -tü
Genellikle yansıma tabanlarından ve dönüşlü çatı kuran eklerden sonra gelerek isimler türetir: cayır-tı, cızır-tı, çatır-tı, gıcır-tı, homur-tu, gümbür-tü, kütür-tü; alın-tı, bunal-tı, çarpın-tı, çıkın-tı, kabar-tı, karar-tı, kaşın-tı, kızar-tı, sığın-tı, sıkın-tı, uzan-tı, belir-ti, öden-ti, tiksin-ti, ürper-ti, doğrul-tu, görün-tü, vb. Fiile gelen örneklerde bu eki -ntı, -nti, -ntu, -ntü olarak da düşünebiliriz.
Yukarıda sıralanan fiilden isim yapma ekleri, diğerlerine göre örnekleri çok olan işlek eklerdir. Bunların dışında sınırlı sayıda örnekte rastlanan ve diğerlerine göre daha az işlek olan fiilden isim yapma ekleri de vardır. Bunlar, aşağıda alfabetik düzende sıralanmıştır:
-a, -e : doğ-a, sap-a, oy-a, yar-a, diz-e, geç-e, gel-e, sür-e...
-ağan, -eğen :
dur-ağan, ol-ağan, yat-ağan, gez-eğen...
-ak, -ek : barın-ak, bat-ak, bıç-ak, dur-ak, kaç-ak, kay-ak, kon-ak, sap-ak, tut-ak, yat-ak, dön-ek, sür-ek, ürk-ek...
-alak, -elek :
as-alak, yat-alak, çök-elek.
-amak, -emek :
bas-amak, kaç-amak, tut-amak...
-anak, -enek:
ol-anak, tut-anak, gel-enek, gör-enek, kes-enek, seç-enek.
-ca, -ce:
sakın-ca, dinlen-ce, düşün-ce, eğlen-ce, güven-ce, söylen-ce...
-ç:
gülün-ç, iğren-ç, inan-ç, kılın-ç, kıskan-ç, korkun-ç, sevin-ç, usan-ç. Eskiden sadece –n-’li çatılara gelen bu ek günümüzde ünlüyle biten fiillere de getirilmektedir: bağla-ç, imle-ç, tümle-ç.
-aç, -eç:
kaldır-aç, sark-aç, say-aç, büyüt-eç, gül-eç, sür-eç...
-dı, -di, -du, -dü; -tı, -ti, -tu, -tü:
imambayıl-dı, hünkarbeğen-di, şıpsev-di, gecekon-du, ayakbas-tı, külbas-tı, piş-ti, eltieltiyeküs-tü...
-ga, -ge:
dal-ga, yon-ga, bil-ge, böl-ge, diz-ge, göster-ge, sömür-ge, süpür-ge, öner-ge...
-gaç, -geç; -kaç, -keç:
solun-gaç, utan-gaç, il-geç, süz-geç, üşen-geç, yüz-geç, kıs-kaç...
-gıç, -giç, -guç, -güç:
başlan-gıç, dal-gıç, bil-giç, sor-guç...
-maca, -mece :
at-ma-ca, bul-ma-ca, koş-ma-ca, bil-me-ce, çek-me-ce, düz-me-ce, kes-me-ce, seç-me-ce...
-maç, -meç:
al-maç, bula-maç, çığırt-maç, kar-maç, kurut-maç, sık-maç, yak-maç,yanılt-maç, yırt-maç, böl-meç, de-meç...
-man, -men:
az-man, danış-man, okut-man, öğret-men, say-man, seç-men, yaz-man, yönet-men...
-mık, -mik, -muk, -mük:
kıy-mık, il-mik, kus-muk, soy-muk...
-n:
ak-ı-n, bas-ı-n, diz-i-n, gel-i-n, say-ı-n, tüt-ü-n, yay-ı-n, yığ-ı-n...
-t :
an-ı-t, bin-i-t, dik-i-t, geç-i-t, kes-i-t, öğ-ü-t, um-u-t, kon-u-t, taşı-t, yak-ı-t, yap-ı-t, yaz-ı-t...
Buram,tutam, çatal, dolanbaç>dolambaç, saklanbaç>saklambaç, göçeri, uçarı, ışıl, kaypak, sürünceme, tutsak, yağmur, yayvan kelimelerinde koyu yazılan ekler ise (neredeyse) bu örneklerle sınırlıdır.
*-ış (-iş,-uş,-üş); -ma, -me ve –mak, -mek ekleri fiillerin ismini bildirir. Bu yönüyle mastar veya isim-fiil olarak da adlandırılırlar. Bu ekleri alan isimler, fiil çekimine girmezler. İsim soylu kelimelerin tüm özelliklerini gösterirler.



Sıfat Fiil Ekleri

Sıfat-fiiller, fiillerden yapılan geçici sıfatlardır. Fiil köklerine ve gövdelerine getirilen eklerle yapılırlar. Şekil bakımından fiilin özel biçimleri, işlev yönüyle de isim karakterindeki kelimelerdir. Fiillerin geçici hareket isimlerini oluştururlar. Sıfat-fiiller, bir ismin sıfatı olabilirler, çokluk, iyelik ve hâl eklerini alarak edatlara da bağlanabilirler. Sıfat-fiiller; yerine göre yüklem olur, kalıcı isim olur, sıfat gibi kullanılır, isim gibi çekimlenirler. Bir fiil şekli olan sıfat-fiiller, zaman ve hareket de bildirirler. Sıfat-fiil ekleri, fiillerden çoğunlukla sıfat görevinde kullanılan geçici isimler yapar. Bazı örneklerde kalıcı isimler yaptığı için bu eklerin fiilden isim yapma ekleri arasında gösterilmesi yanlıştır. Sıfat-fiil yapan ekler şunlardır:
-acak, -ecek: olma-y-acak (dua), öden-ecek (borç), veril-ecek (söz)...
Kalıcı isimler: çekecek, içecek, gelecek, yakacak, yiyecek...
-an, -en: Çok işlek olarak geçici isimler yapar: ağla-y-an (göz), çalış-an (usta), düşün-en (adam), geç-en (yıl), ver-en (el).
Kalıcı isimler: bakan, bölen, çağlayan, düzen, kapan, kıran, tamlanan, tamlayan, yaratan>yaradan.
-ar, -er: bak-ar (kör), dön-er (sermaye), koş-ar (adım), tut-ar (el)...
Kalıcı isimler: tutar, yazar, çizer, döner, geçer, gider, göçer, keser, yeter...
-ası, -esi: İşlek değildir. Dua ve beddualarda rastlanır: adı bat-ası (düşman), canı çık-ası (sarhoş), eli kırıl-ası (hırsız), kör ol-ası (şeytan), sağ ol-ası, yan-ası, yıkıl-ası, öl-esi...
-dık, -dik, -duk, -dük; -tık, -tik, -tuk, -tük : duyulma-dık (söz), tanı-dık (adam), görülme-dik (kalabalık), Bu ekin iyelik ekleriyle kullanımı daha yaygındır: bildiğim, sevdiğim, okuduğumuz, gördüğünüz, yaptığı, seçtiğiniz, yonttuğun, döktüğünüz gibi.
Kalıcı isimler: bildik, tanıdık...
-maz, -mez: çık-maz (sokak),görün-mez (kaza), tüken-mez (kalem), utan-maz (adam)...
Kalıcı isimler: çıkmaz, Korkmaz, Solmaz, Yılmaz, Dönmez, Sönmez gibi.
-mış, -miş, -muş, -müş: kırıl-mış (cam), veril-miş (ödev), oku-muş (adam), sön-müş (ocak)...
Kalıcı isimler: dolmuş, ermiş, geçmiş, yemiş...
-r: bil-i-r (kişi), gör-ü-r (göz)...
Kalıcı isimler: düşünür, gelir, okur, yatır...

Fiilden Fiil Yapma Ekleri

Fiil kök ve gövdelerinden, yeni fiiller türetmek için kullanılan, sayıca az fakat işlek eklerdir.
1. -l-
Dönüşlülük, edilgenlik ve bilinmezlik ifade eden fiiller yapar: boğ-u-l-, büz-ü-l-, üz-ü-l-, yor-u-l-; an-ı-l-, bas-ı-l-, duy-u-l-, gönder-i-l-, kaz-ı-l-, kıy-ı-l-, öv-ü-l-, sar-ı-l-, sök-ü-l-, ver-i-l-, yaz-ı-l-, yüz-ü-l- gibi.
Sonu ünlüyle ve l ünsüzüyle biten fiiller -l- ekini almazlar.
2. -ma-, -me-
Getirildiği bütün fiil kök ve gövdelerine olumsuzluk anlamı katar: duy-ma-, kaç-ma-, sor-ma-, uyu-ma-, yat-ma-, bil-me-, çek-me-, gör-me- vb. gibi.
3. -n-
Dönüşlülük ifade eden fiiller yapar: bak-ı-n-, çek-i-n-, giy-i-n, yet-i-n-...
Dönüşlülük ifade eden -n- ile edilgenlik, bilinmezlik yapan –n- birbirine karıştırılmamalıdır. Bunlar şekil bakımından aynı fakat işlev bakımından farklıdır:
Dönüşlülük Edilgenlik, bilinmezlik
ara-n- (Çok arandı.) ara-n- (Her yer arandı.)
sil-i-n- (Silinmiş, kurulanmış.) sil-i-n- (Tahta silindi.)
yıka-n- (Ali yıkandı.) yıka-n- (Araba yıkandı.)
4. -r-
Fiillere, yaptırma ve oldurma anlamı katan, geçişsiz fiilleri geçişli ya­pan eklerden biridir. Sonu ünlüyle biten fiillere gelmez. Daha çok, sonu ç, ğ, p, ş, t, y ünsüzleriyle biten tek heceli fiillere gelir: aş-ı-r-, bit-i-r-, doğ-u-r-, duy-u-r-, geç-i-r-, piş-i-r- vb.
5. -ş- :
Fiil tabanlarından işteş ve dönüşlü çatıda * fiiller yapar: at-ı-ş-, bak-ı-ş-, dön-ü-ş-, döv-ü-ş-, gör-ü-ş-, gül-ü-ş-, kalk-ı-ş-, kok-u-ş-, sev-i-ş-, sık-ı-ş- gibi.
6. -t-
Ettirgen çatı kuran çok işlek bir ektir: acı-t-, az-ı-t-, benze-t-, boya-t-, düzel-t-, kapa-t-, kuru-t-, oku-t-, öde-t, sür-t-, uza-t-, ürk-ü-t-,yüksel-t- gibi.
7. -dır-, -dir-, -dur-, -dür-; -tır-, -tir-, -tur-, -tür-
Çok işlek eklerden biridir. Ettirgen çatılı fiiller yapar. Ünlüyle biten tek heceli fiillerle ünsüzle biten bütün fiillere getirilebilir:kay-dır-, yaz-dır-, yıl-dır-, bil-dir-, de-dir-, giy-dir-, sez-dir-, sin-dir-, ver-dir-, ye-dir-, don-dur-, gül-dür-, yüz-dür-; aç-tır-, as-tır-, bık-tır-, tart-tır-, çek-tir-, koş-tur-, öp-tür-, tüt-tür- vb.
Yukarıdakilere göre az işlek olan, fiilden fiil yapma eklerinin diğerleri ise örnekleriyle birlikte şunlardır: -a-, -e- (bul-a-, dol-a-, tık-a-); -ala-, -ele- (dur-ala-, kak-ala-, kov-ala-, şaş-ala-, ov-ala- eş-ele-, gez-ele-, it-ele-, silk-ele-, tep-ele-);-ar-/-er- (kop-ar-, çık-ar-); -ı-, -ü- (kaz-ı-, sür-ü-); -k- (dol-u-k-, kan-ı-k-; bur-k-, kal-k-, sil-k-); -p- (kır-p-, ser-p-)...

*ÇATI: (Türkçede fiil çatıları konusundaki tartışmalar henüz devam etmekte­dir. Bu tartışmalar sonuçlanıncaya kadar, gelenekleşmiş bilgiler hatırlatılacaktır.)
Fiilin anlam bakımından özneye ve nesneye göre olan bağlantısına çatı denir. Buna göre fiiller, öznelerine ve nesnelerine göre iki grupta değerlendirilirler:
1. Özneye göre fiiller:
a) Etken fiil: Özne alan, öznenin yaptığı işi gösteren fiillerdir: bil-, oku-...
b) Edilgen fiil: Öznesi belli olmayan, özne almayan fiillerdir. Etken fiillere -°l-, -°n- fiilden fiil yapma ekleri getirilerek kurulur: at-ı-l-, yaz-ı-l-, ara-n-, bile-n- gibi.
c) Dönüşlü fiil: Öznenin yaptığı işin doğrudan doğruya kendine döndüğünü, özneyi etkilediğini gösteren fiillerdir. Genellikle -°n- ekiyle kurulur. Fakat -°l- ve -°ş- ekleriyle de dönüşlü çatılar kurulabilir: gez-i-n-, süsle-n-; üz-ü-l-, iyile-ş- vb.
d) İşteş fiil: Bir eylemin birden fazla özne tarafından birlikte ya da karşılıklı yapıldığını gösteren fiillerdir. -°ş- ekiyle kurulur: bak-ı-ş-, bekle-ş-, kaç-ı-ş-, yaz-ı-ş-.vb.
2. Nesneye göre fiiller:
a) Geçişli fiil: Nesne alan fiillerdir: ara-, bul-, çek-, oku-, sev- gibi.
b) Geçişsiz fiil:Nesne almayan fillerdir: ağla-, düş-, gül-, uyu-, yat- vb.
c) Oldurgan fiil: Geçişsiz fiilleri geçişli duruma getiren fiilden fiil yapma ekleriyle yapılan fillerdir: ağla-t-, düş-ü-r-, gül-dür-, uyu-t-, yat-ı-r- vb.
d) Ettirgen fiil: Fiilin belirttiği işin özne tarafından bir başkasına yaptırıldığını gösteren fiillerdir. Geçişli veya oldurgan fiillere -°r-, -°t-, -d°r-, -t°r- ekleri getirilerek yapılır, geçişlilik dereceleri yükseltilir: iç-i-r-, şaş-ı-r-, büyü-t-, koş-tur-, yaz-dır-, öl-dür-t-, yap-tır-t-tır- vb.



Zarf Fiil Ekleri
Zarf-fiiller, fiil kökleri ve gövdelerinden yapılan geçici zarflardır. Cümlede, eylemin yapılış zamanını ve tarzını belirten zarf görevinde bulunurlar.
Eylemin yapılış tarzını bildiren bazı zarf-fiil eklerinde tarz görevi zayıflayıp bağ görevi öne çıktığı için zarf-fiil yerine bağ-fiil terimi de kullanılmaktadır.
Getirildiği fiile, yerine göre zaman, tarz ve bağ anlamı (veya görevi) katan zarf-fiil ekleri şunlardır:
-a, -e : bat-a çık-a, koş-a koş-a, sor-a sor-a, gül-e gül-e, gül-e oyna-y-a gibi tekrar gruplarında tarz görevini yerine getirirken kurallı birleşik fillerde bağ görevindedir: düş-e- (yaz-), düşün-e- (bil-), gid-e- (dur-), oku-y-a-(bil-) vb.
-alı, -eli : Zaman bakımından işin başlangıç sınırını veya işin süreklili­ğini bildirir: Okula başla-y-alı üç yıl oldu. oldu ol-alı, tanıştık tanış-alı, bildim bil-eli, geldim gel-eli, gittin gid-eli, görme-y-eli (büyümüş) gibi.
Bu ek, son zamanlarda zayıflayarak gel-eliden beri, sat-alıdan beri örneklerinde olduğu gibi beri edatıyla genişleme eğilimindedir.
-arak, -erek : Eylemin yapılış tarzını bildirir: anlat-arak (öğrendi), çalış-arak (kazan), kay-arak (düştü), gül-erek (cevap verdi), inle-y-erek (öldü).
Yaygın olmamakla birlikte son zamanlarda bazı ağızlarda –dan, -den;-tan, -ten ekini aldığı da görülür: basarak-dan, tut-araktan, diz-erekden, gül-erekten gibi. Bu söyleyiş biçimleri, yazı dilinde kullanılmamalıdır.
-dıkça, -dikçe, -dukça, -dükçe; -tıkça, -tikçe, -tukça, -tükçe: al-dıkça (aldı), bil-dikçe (sevindi), oku-dukça (okudu), gör-dükçe, yap-tıkça, iç-tikçe, tut-tukça, sürt-tükçe vb.
-ı, -i, -u, -ü: Tekrar gruplarında tarz; birleşik fiillerde bağ görevindedir: ağla-y-ı ağla-y-ı, oyna-y-ı oyna-y-ı, diz-i diz-i, solu-y-u solu-y-u, sür-ü sür-ü; al-ı- (ver-), gel-i (ver-), sor-u- (ver-), gül-ü- (ver-) vb.
-ınca, -ince, -unca, -ünce: Zaman gösterir: inan-ınca (yapar), gel-ince (sorar), sor-unca (öğrendi), gör-ünce (koşup geldi) vb.
-ıp, -ip, -up, -üp: Bu ekin bağ görevi daha kuvvetlidir: al-ıp (götürdü), çal-ıp (oynadı), sevin-ip (gitti), oku-y-up (adam oldu), sor-up (öğrendi), gül-üp (geçti).
-ken : i- fiiline getirilen zarf-fiil ekidir. Kullanımda i- fiilinin i’si düşer ve ek, ünlü uyumlarına uymaz: satar i-ken > satar-ken (düşünmez); dinlenmiş-ken, gülecek-ken, yazacak-ken vb.
-madan, -meden : Olumsuzluk ifade eden tek zarf-fiil ekidir. Olum­suzluk anlamıyla birlikte çıkma kavramı da katar: bil-meden (almış), çalış-madan (olmaz), gör-meden (karar veremem)...
Yukarıda sıralanan ekler ve bu eklere verilen örnekler, Türkçenin sondan eklemeli bir dil olarak yeni kelimeler türetmeye ne kadar elverişli olduğunu göstermektedir. Türkçede eklerin kelime türetme imkânı hakkında fikir vermesi açısından şu anekdot da dikkat çekicidir: “Türkçenin büyük hayranlarından olan ve otuz iki dil bilen J. Vandewalle 1991 yılında Ankara Üniversitesi Türkçe Öğretim Merkezini ziyaret etmiş ve bilgisayar programlarından yararlanarak bir eyleme yüz bin civarında kavram yüklenebileceğini göstermiştir.”*
Türkçenin yeni kelime türetmede bu denli imkânları varken, son zamanlarda özellikle batı dillerinden giren kelimeler için de Türkçenin yapısına ve kurallarına uygun biçimde türetilerek kullanılması teklif edilen Türkçe kelimelerin yerine (bazen değişik amaçlar ve anlayışlarla) ısrarla yabancı kelime kullanmak dilimiz açısından son derece yanlıştır.
*Mehmet Hengirmen, Türkçe Dilbilgisi, Ankara, 1998, s. 44.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
8B
Yanıtlar
25
Görüntülenme
20B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Üst