Tiyatro'da 60 yılı aşan Onur: Gazanfer Özcan

sevdaL Sustuklarım Büyür İçimde
Tiyatro'da 60 yılı aşan Onur: Gazanfer Özcan


Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü Tiyatrosu , Bak Sen İşin Tuhafına isimli oyun ile 2008-09 sezonunu açtı.

Gazanfer Özcan ve Gönül Ülkü, 1947 de sahneye ilk girişten bu yana geçen 61 yıl "Gelecek yılları yiyip yaşayarak", "Yarı felçli ellerini" seyirciye uzatarak "Tutun ellerimizden tutun da yürüyelim.Yiyeceğimiz gelecek yıllar azalıyor" diyerek, bıkmadan usanmadan seyircisi ile buluşuyor " Tiyatrocu ülkemizde "...bin ton tiyatro aşkı dolu yürek ve buna karşılık yarım avuç mali güçle seyircisinin karşısına çıkar ve iki avucun birbirine çarpıp çıkardığı sesle doyar." (Usta'nın 1973 deki yazısından)

Bu ne yaman tutkudur! Ne umutlu bir yürektir!

Tiyatro, "..imkanların zorlandığı bir ortamda kazançların en büyüğü olan beğeni ve sevginiz: EN KUTSALI bizim için" diyerek sorunlara,zorluklara karşı ayakta kalmıştır.

TV'nin olmadığı yıllardan bu yana seyircisini evinden çıkartarak kendisini izleten bir tiyatrodur Gazanfer Özcan-Gönül Ülkü Tiyatrosu. İstanbul'u semt semt , Anadolu'yu şehir şehir dolaşmışlar. Seyirci onları bulmuş ve seyretmiştir. Bu ilgi hala devam ediyor.Seyirci, TV başından kalkıyor ve Usta'yı seyretmeye gidiyor. (Biletinizi önceden alın son ana bırakmayın, kapıda kalırsınız.)

Seyirci,önce tiyatroda tanıdığını sonra sinemada,ardından dizilerde de yalnız bırakmamış ; sıkı sıkı sarılmış O'na.

Usta Gazanfer Özcan, TV'nin parlattıklarından değildir. O ,Türk Tiyatrosu'nun zenginliğidir . Türk Tiyatrosu'nun özüdür.

Yorulmadan,inatla sürdürüyor bu çabayı, böbürlenmeden, dizilerdeki başarısını suistimal etmeden…

Usta Gazanfer Özcan Türk Tiyatrosu'nda Kavukludur,Pişekardır..Bican Efendi'dir, Rüstem Beydir,Amberi'dir. İsmi ne olursa olsun o bizdendir. Halkı bilir, tanır ve çizdiği tiplerle onlarca canı sahnede sempatik,sevecen hale getirir.Şefkatle kucaklar ve kucağınıza bırakır. Onun tiplerini tanıyınca sokakta, otobüste,trende, vapurda,sinemada yanınızda oturan insana nefret duyamazsınız. Aptallığına , bencilliğine kızamazsınız. Seyirci onu seyrederken birleşir,tek yürek olur. Kahkahalarını katar birbiri üstüne.

Büyüklük taslamadan tek başına ,bir okuldur. Başka bir ülkede olsa, sırtta taşınır, inanılmaz payelerle onurlandırılır, heykelleri dikilir,sevgiyle kucaklanır ve adeta bir mücevher gibi gözden sakınılırdı.

Ey tiyatrocular ! Ey Seyirciler ! Usta'yı omuzlarınıza alın. Çünkü o tiyatromuzun babasıdır.

Ne oynadığının ne önemi var. "Ne oynarsa oynasın sırf o topluluğa gitmek için gidilir"(Sezai Solelli)

Usta sahneye çıkıyor ve siz 2 saat boyunca ince ince işlenen bir karakteri izliyorsunuz.

O seyirciyi kolluyor, kahkahaları dinliyor ve dozajını ayarlayıp hastasına ilacını veren uzman bir doktor gibi serumu azar azar damara gönderiyor ve tüm salondakileri kendine hayran bırakıyor. Bu maharet isteyen öyle büyük bir beceri ki tiyatro sahnesine çıkan herkes onun mütevazi dersinden ve rahlesinden payını almalı.

Seviyeli bir doğaçlama ile seyircisine saygı ve sevgi ile yaklaşıyor. Çizdiği karakterin seyircilerinden biri olduğunu biliyor ve onu omuzlarından yakalıyor, şefkat ile kucaklıyor. Seyircisini azarlamıyor , yüzüne ayna tutuyor.

Yıllarca yabancı bir oyun metnini onun kadar ustalıkla "bizden" yapmadaki ustalığa kimse ulaşamadı.

O şimdi Türk Tiyatrosu'nda tek. Onun yaptığını yapan bir başkası yok.

Bu yıl Gazanfer Özcan yılı olmalı.

Usta'yı saygı ile selamlıyorum.

Melih Anık
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
9B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
1
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
11B
Üst