Şov ve Mahrem

prenses MoNo MeLeği ♥
Postmodern dönemde, bir arada düşünülmesi mümkün olmayan kavramlar, `ve` bağlacı ile birleştirilerek sahici anlamlarından soyundurulur. Son yıllarda hayatımıza iyice yerleşen kavramlardan biri olan `tesettür modası` da bu türden bir sürecin sonucu.

Sosyolog Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, yeni kitabı Şov ve Mahrem’de, `şov`un `mahrem`i esir alması üzerinden işleyen çelişkilerimizi sıhhatli analizlerle ortaya koyuyor. Yazar, Timaş Yayınları’ndan çıkan kitabı Şov ve Mahrem’de, postmodern dönemin en çarpıcı `ürün`lerinden biri olan tesettür modasını çözümlüyor. Barbarosoğlu, kitapta öncelikle yaşanan süreci anlayabilmemiz için, kapsamlı bir bakışla, görme ve görünmenin hiyerarşisi üzeri bir çerçeve çiziyor. Ardından Tanzimat`tan bugüne kadın söyleminin geçirdiği değişimleri, bir kimlik göstergesi olarak giyim kuşamı, kadınların eğitim görmesi ve kamusal alanda görünmesi sürecini, başörtüsü üzerinden geliştirilen tartışmaları ve farklı baş örtme biçimlerini ele alıyor. Daha sonra da son birkaç yılın gündeminden çekilmiş fotoğraflar eşliğinde yaşadığımız olayları yeniden yorumluyor.

Kitapta cevabı aranan sorulardan bazıları şunlar:

Varolduğunu ancak başkaları kendisini gördüğü-fark ettiği anda hissedebilen kitle kültürü insanının `gören-denetleyen` olmaktan vazgeçip `görünen-denetlenen` olmayı tercih etmesi ne anlama geliyor?

Toplumsal hiyerarşi göstergelerinden biri olan kılık kıyafetin farklı tarihsel süreçlerde kazandığı yeni anlamlar neler?

Toplumsal normlarda anlam kaymasına yol açan `modern mübarekler` kimler?

Mahrem olanın sınırlarını kim belirliyor?

Tesettür, `moda literatüründen` ödünç alınmış kavramlarla yeniden tanımlanabilir mi?

Kamusal alanda başörtüsü yasaklarının şiddetlenmesi, tesettür modasını nasıl tetikliyor?

Dinî/ahlakî normlarını kaybeden insanlığın yeni kutsalı ne?

`Şov`un tahakkümü altında kalan insanlık, mahremiyetin sınırlarının aşındırılmasına karşı koyabilecek mi?

Arka kapak yazısı
Anlam dünyasının farklı uçlarında yer alan iki kavram; Şov ve Mahrem. Postmodern dönemde, `mahrem` olanın sınırları `şov` tarafından aşındırılıyor ve şov mahremi esir alıyor. Kitle kültürünün içine sıkışmış insan, varolmanın yolunu `fark edilmekte` buldukça görüntülere sığınıyor. Kimlikler imajlar üzerinden inşa edilirken dinî/ahlakî normların yerini modanın lokomotifliğinde tüketim kriterleri alıyor.

Artık sokaklar sahne, insanlar oyuncu. Oyunu yazanlarsa `kamusal alanın mübarekleri;` yani modacılar. Kutsalını kaybeden dünya, yeni kutsallar arayışında modacılara teslim oluyor. Ve şov başlıyor.
Mahremiyet sınırlarında kalması gerekenlerin teker teker `şov` malzemesine dönüştürüldüğü bir dönemde Sosyolog Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, çağımızın çelişkisi üzerine yazdı; Şov ve Mahrem…


 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
16B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
7B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
6B
Üst