Siber savaş başlayacak!

Ömer
Yönetici
Teksaslı yazar Robert E. Howard’ın 1930’ların başında yazdığı satırlar, Conan efsanesinin ve “yeni bir çağın” doğuşunu müjdeliyordu.

Ucuz romancı Howard’ın, söylentiye göre Cengiz Han’dan esinlenerek yarattığı Kimmeryalı Barbar Conan karakteri, günümüzden 12 bin yıl önce olduğu varsayılan Hiborya Çağı’nda yaşıyordu.

Howard’ın efsanesine göre Hiborya Çağı, Atlantis’in yıkılışından sonra, bilinen uygarlıklardan önce yaşanan, kayıp bir çağdı; unutulmuştu... Antikahraman Conan hırsızlık, paralı askerlik, korsanlık yaptı; kral oldu.

Tek haneli yaşlarından bu yana bir Conan hayranı olan bu satırların yazarı da, yapıldığı 2003’te ilan edildiğinden beri “Age of Conan: Hyborian Adventures / Conan Çağı: Hiborya Maceraları” isimli MMORPG’yi (Devasa Çevrimiçi Rol Yapma Oyunu) merakla beklemekteydi.

Ve bir gün yazarın posta kutusuna düşen ve Milliyet adına Conan Çağı’nın “Beta Tester”larından (oyun çıkmadan test edenlere verilen isim) biri ilan edildiğini belgeleyen şifreler, hem sürekli ertelenen oyunun artık çıkma aşamasına geldiğini göstermiş hem de yazarı gururla karışık bir heyecan fırtınasına sürüklemişti. Evet, Funcom’un oyunu büyük olasılıkla 20 Mayıs’ta piyasaya çıkacak. Ancak yalnızca PC ve XBox 360 (2009’da) platformlarında.

Et getir, şarap getir

Son yılların gözde MMORPG’si “World of Warcraft” tutkunlarını uyaralım. Howard’ın yarattığı Conan dünyası, J.R.R Tolkien’in ortaçağ Avrupa’sından esinlenerek “uydurduğu” Elfler, Orklar, ejderhalarla dolu evrenden daha az fantastik. Conan’ın Hiborya’sında kandiller, demir işçiliği henüz yeni bir teknoloji.

Hiborya Çağı’nda büyü, iblislerle bağlantısı olan karanlık güçlerin işi. Ve bu vahşi dünyada insanın ne kadar yaşayabileceği kılıç kullanma yeteneğine bağlı.

Gelelim oyunumuza; “Age of Conan”da Hiborya Çağı, dönemin kültürleri, ırkları, Mitra, Krom, Set gibi tanrıları ve coğrafyası, yaşasaydı Howard’ı bile şaşırtacak zenginlikte siber aleme aktarılmış.

Grafik detayları ve yüzlerce karakterin tek bir ekranda yer alabildiği epik savaş sahneleri için güçlü bir bilgisayar gerektiren oyun, görüntü ayarları minimize edildikten sonra ortalama dizüstü bilgisayarlarda bile oynanabilir.

Oyuncu için yaşam bir Stigya köle gemisinde, kürek mahkumu olarak başlıyor. Oyuncular, kadın ve erkek karakterlerden, üç kültürden, hırsız, rahip, asker sınıflarından birini seçiyor. Kültürler, Kimerya (Conan’ın vatanı), Stigya ve Akilonya. Seçimden sonra, gemiye bir yıldırım düşüyor ve oyuncu kendisini bir kumsalda buluyor.

Ben, Kimmeryalı olarak oyuna başladım. Oyunun ilk 20 seviyesi (level) tek oyunculu olarak gerçekleşiyor. Bu da oyuncuya, Hiborya şartlarına alışma şansı tanıyor.

Oyun gelişmiş bir dövüş / savaş motoruna sahip. “World of Warcraft”ta ve diğer oyunlardaki gibi fare rastgele hedef üzerine tıklatılmıyor; klavyede 1, 2, 3 tuşları belli kombinasyonlarda kullanılarak düşmanda hedef bölgeye nokta vuruşu yapılıyor. Yetenek kazandıkça kombo vuruşlarla, artistik figürlerle düşman ustaca ortadan kaldırılabiliyor.

İlk 20 seviye tek oyuncu olarak Tortage Adası’nda geçiyor. Oyuncunun adayı terk edip Hiborya Çağı’nda özgürce takılmasına 20’nci seviyeden sonra izin veriliyor.

20’nci seviyeden sonra oyuncular bir araya gelip loncalar kurabiliyor; bölgeleri fethedip ortak kentler inşa ederek kuşatmalara katılabiliyor. Oyuncular taverna işletebiliyor, nalbur, demirci olabiliyor.

Erotizm de var

Oyunun dikkat çeken bir özelliği de, Conan çizgi romanlarından alışık olduğumuz erotizme sahip olması. Bu savaş sistemi, çekici karakter modelleri ve eğlenceli görevler Conan Çağı’nın öne çıkan güzellikleri. Oyunun tek oyunculu oynandığı bölümde yapımcı Funcom şirketine bir abonelik ücreti ödemek gerekmiyor. Ancak çoklu oyunculu bölümde her ay belli bir ücret gerekecek. Bu ücretin ayda 10 dolar civarında olması bekleniyor.

Hiborya: Roma, Babil ve Moğol

Funcom’dan oyunun yönetmeni Gaute Godager, Ogaming’e verdiği röportajda şunları söylüyor; “Hiborya çağı, Avrasya tarihinin karanlık, çöküş sürecine girmiş, karışık ve yozlaşmış bir versiyonu. Biraz Roma İmparatorluğu, Moğol kültürü ve Babil mistisizmi, 30’lar dönemindeki keşfedilmemiş Afrika mitlerinin bir karışımı...”

Şunu bilin ki Prensim, kabaran okyanusların Atlantis’i ve onun görkemli kentlerini yutmasından sonra dünyada o güne değin görülmemiş bir çağ başlamıştı. Aryas’ın oğullarının doğduğu bu çağda, dünya üzerindeki imparatorluklar ve uygarlıklar, gökteki yıldızların mavi parıltıları kadar dağınık fakat belirgindi... İşte bu sıralarda Kimmeryalı Conan geldi. Çelik bilekli elinden kılıcını hiç bırakmayan bu kara saçlı, şahin gözlü yiğit tüm imparatorlukları sandallı ayağının altında çiğnemek istiyordu. (Bir Nemedya efsanesinden)
(Milliyet)
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
1B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
34B
Yanıtlar
2
Görüntülenme
1B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
13B
Üst