Sağlık sıhhat bulmak için 'su orucu'

pesimist sanal alem
Çağımız insanının en büyük dertlerinden olan fazla kilolarınızdan 'su orucu' ile kurtulabilirsiniz. Bu yöntem, yılda en az bir kere 21 gün yapılan bir sağlık kürü.
Yurt dışında "Water fast ve water treatment" adıyla açılan su orucu klinikleri henüz ülkemizde yok ama meraklısı gün geçtikçe artıyor.

İnsan kaynakları alanında verdiği seminerle tanınan Münir Arıkan bu isimlerden biri. Alerjik astım, yüksek tansiyon ve böbrek hastası olan Arıkan su orucu sayesinde sağlığına kavuştuğunu söylüyor. Üstelik 25 günde 22 kilo zayıflamış. Arıkan, bu yöntemin faydalarını anlatmak için bir seminer programı bile hazırlamış.

'İnsan kaynakları' dünyasının içinde olanlar Münir Arıkan ismini yakından tanır. İletişim ve farkındalık, zaman ve yaşam yönetimi, takımdaşlık, motivasyon ve stres yönetimi gibi birçok alanda şirketlere seminerler verir kendisi. Aynı zamanda Türkiye'nin ilk aile 'koç'larından biridir. Münir bey, son bir yıldır seminer programına yeni bir alan eklemiş. Konu başlığı, "25 günlük şifa orucu". Oruç deyince ramazanda yerine getirdiğimiz ibadet akla gelmesin. Bu uygulama bir tür su ile zayıflama ve hastalıklardan kurtulma yöntemi. 'İnsan kaynakları ile ne alakası olabilir?' diye düşünebilirsiniz. Pek ilgisi yok gibi görünüyor ancak bu tür eğitimler veren uzmanların yaşamları ve görünümleriyle muhatap oldukları insanlara model olmaları önemli. Münir bey de, "Karşımdaki insanlara iradenize sahip olun derken, göbeğime bakmalarından çok rahatsız oluyordum." diyerek durumu özetliyor.

Su orucu sadece zayıflamak için uygulanmıyor, hastalıkları da tedavi ediyor. Uzun yıllardır alerjik astım, yüksek tansiyon ve böbrek hastası olan Münir Arıkan, şifayı su orucunda bulunca gönüllü olarak bu orucun faydalarını seminerlerle herkese anlatmaya karar vermiş. Arıkan, "2006 mayıs başında alerjik astımım iyice azmış, her gün iki-üç hap ve geceleri sadece spreyle rahat nefes alabileceğim bir durumda mücadele ediyordum. Üstelik kilom da üç haneli rakamlara ulaşmıştı. Su orucunu üç yıldır uyguluyorum. Bu yıl yaptığım kür geçen hafta bitti. Her saat başı su içerek 25 gün geçirdim. 22 kilo zayıfladım. Sonuçtan çok memnunum. Üç yıl içinde bütün rahatsızlıklarım geçti." diyor.

Arıkan'ın anlattığına göre yurt dışında birçok su orucu kliniği var. 'Water fast ve water treatment' adıyla kurulan klinikler, özellikle Çin, Hindistan, Kanada, ABD, İsveç ve Fransa'da oldukça yaygın. Su orucu aslında farklı din mensupları tarafından yüzyıllardır uygulanan bir arınma şekli. Budist rahiplerden, Hıristiyan keşişlere, Yahudi hahamlardan, Müslüman din adamlarına varıncaya kadar hemen her dinin mensubu hayatları boyunca bu yöntemi uygulamış. Zaten Peygamberimiz de, "Midenin üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de havaya ayırın." dememiş miydi?

Su orucu nedir?

Su orucu yılda en az bir kere, 21 gün (gün sayısı değişebiliyor) yapılan bir sağlık kürü. Ancak ikinci ve üçüncü yıldan itibaren gün sayısı 17 ve 15'e daha sonra ideal kilonuza ulaştığınızda ise sadece 10 gün yaptığınızda gerekli arınmayı sağlayan bir yöntem. Her saat başı su içilmek suretiyle uygulanıyor. Vücudunuzu her türlü kimyasal atıklardan, genetiğiyle oynanmış yiyeceklerin zararlarından, kanserojen etkisi taşıyan ve vücutta blokaj oluşturan zararlı maddelerden arındırıyor. Mutlaka doktor kontrolünde yapılması gerekiyor. Ülkemizde su orucunu bilen ve uygulayan kişi Özbekistanlı Aidin Salih. Ukrayna'nın Lugansk şehrindeki tıp kolejini bitiren Salih, daha sonra Taşkent Devlet Üniversitesi Biyoloji Fakültesi'nden mezun olmuş. Salih'in tıp doktoru unvanı yok ama aldığı eğitim doğrultusunda kendini su orucu alanında geliştirmiş.

Nasıl yapılıyor?

Su orucu saat başlarında su içilerek yapılan bir kür, ancak belli aşamaları var. Nasıl yapılacağı da kişiye göre değişebiliyor. Münir Arıkan, aşağıdaki yöntemi Aidin Salih'in denetiminde uygulamış.

1. gün; sadece pişmemiş ham sebze ve meyve yiyorsunuz. Akşamında 1 kaşık İngiliz tuzunu bir bardak suda eritip içiyorsunuz. Bu, bağırsaklarınızı temizliyor. Su orucunda bağırsak temizliğinin önemi büyük. Çünkü, bağırsak iç çeperindeki zifte benzer birikimler, batın (gövdenin, göğüs ve pelvis bölgeleri arasındaki kısmı) bölgesinde kirlenme, kısmi zehirlenme ve toksit birikintisi oluşumu ile enfeksiyona davetiye çıkartıyor, vücut hararetini artırıyor. Beslenme, bağırsak iç çeperi kanalıyla oluyor. Oradaki kılcal-emici uçlar, yediğimiz besinleri emmese, yediğimiz hiçbir şeyden en ufak bir besin ve kalori değerini vücudumuza alamayız. Bağırsak temizliği ile bunu daha sağlıklı bir yapıya kavuşturuyorsunuz. İngiliz tuzu, müshil etkisi yaparak bağırsakları temizliyor. Eczanelerde satılan lavman seti ile de bağırsak temizliği yapılabiliyor.

2. gün sabah 2 limonu sıkıyorsunuz. 1 litre suya 2-3 kaşık kaliteli bal karıştırıyorsunuz. 2. günden itibaren her sabah kalkar kalkmaz yarım çay bardağı bu limonatadan içiyorsunuz. 1 saat sonra her saat başı bir bardak su içiyorsunuz. Günlük 2-3 litre su içiliyor.

Her 4. günde; lavman seti ile veya İngiliz tuzu ile bağırsak temizliği yapıyorsunuz.

Sadece oruç tutmak yeterli değil elbette, sabah ve akşam 2 km yürümek gerekiyor.

Şifa orucu süresinde hızlı kilo verildiği için vücut metabolizma hızı yavaşlıyor. Yaklaşık olarak metabolizma hızı 1/3'e düşüyor. Yani su orucundan önce metabolizmanız günde 2 bin 400 kalori yakabiliyorken diyetten çıkarken bu rakam 700'lere iniyor. Bu sebeple, oruç esnasında ve sonrasında muhakkak surette, metabolizma hızını artıracak etkin spor faaliyetleri, ona uygun ve kesinlikle taviz vermeden uygulanan bir beslenme düzeni ve ilave metabolizma hızı artırıcı destekler -eczane veya diyetisyenlerden alınabilir- almak gerekiyor. Bunu yapmazsanız, verdiğiniz kiloları yeniden alıyorsunuz. En azından günlük spor ve yürüyüş bile yeterli oluyor ama sürekli yapılması ve bırakılmaması kaydıyla.

Su orucunun tek sakıncası var; eğer beyin olarak tam hazır değilseniz sıkıntılı bir süreç yaşayabilirsiniz. Dolayısıyla iyice ikna olmadan ve tam inanmadan yapılmaması lazım. İlk 3 gün ufak-tefek baş ve ayak ağrısı olabiliyor. Bu durumda zeytinyağı ile vücut masajı yaptırabilirsiniz.

***

Münir Arıkan'ın su orucu sonrasında yaşadığı deneyimler

Alerjik astımdan kurtuldum. Kullandığım ilaçlara veda ettim. Her gün 2-3 ilaç ve geceleri sprey artık yok.

12 yıldır dokunamadığım böbrek ameliyat yerim iyileşti ve yumruk bile atılsa acımıyor. Bu bölgede oluşan fıtık sorunum da geçti.

Sinüzitim ve baş ağrılarım geçti.

Yürüyüş ve koşu performansım yüzde 25 arttı.

Yüzme ve nefes performansım yüzde 50 arttı.

Midem küçüldü. Su orucu reflüsü olanlara çok iyi geliyor.

Kanım sulandı ve temizlendi. Oruç sonrasında test yaptırdım. Tek böbreğim olduğu için, kandaki toksin miktarı fazla çıkıyor ve kan zaman zaman zehirleniyordu.

Derimin gözenekleri açıldı, toksinlerden arındı.

Kendimi daha dingin ve canlı hissediyorum.

14-18 gibi seyreden tansiyonum, şifa orucu sayesinde 7-11 gibi mükemmel bir değere geldi.

Su orucu sonrasında sağlık durumumu 25 günde 2 chek-up ile kontrol ettirdim. Bütün sonuçlar çok iyi çıktı. Şifa orucu sonrasında yapılan tıbbi tahlil ve kontroller, yaptığımız işin ne derece önemli ve gerekli olduğunu ispat ediyor. Ayrıca 'kaslar erir, kalbin tekler' gibi sözler de doğru değil. Çünkü EKG vb. kalp testleri mükemmel çıkıyor. Vücudun 8 ayrı bölgesi için yapılan kas testleri de mükemmel çıktı. Çünkü kalpten ve kaslardan değil, göbekten kilo veriyorsunuz. Günlük bel çevresini ölçerek ve tartılarak her gün 1 kilo verdiğinizi ve göbek bölgesinden inceldiğinizi kendiniz de görebileceksiniz.
 
Son düzenleme moderatör tarafından:
mrvaykt Yeni Üye
Aidin Salih

Yazıyı baştan aşağıya okudum, ama google'da Aidin Salih'le ilgili yazıları ararken keşfettim bu başlığı.

Öncelikle size şundan bahsedeyim, babam geçen sene aml lösemi hastalığına yakalandı ve m6 evresindeydi, yani son evre. 4 kur kemoterapi aldıktan sonra doktorların yapılabilecek hiçbir şey kalmadığını söyleyerek hastaneden çıkarttığı bir hasta oldu. Zaten zayıfken yaklaşık 10 ay sonrasında 13 kilo verdi, tamamen her tür enfeksiyona açık, hastalığın müptelası, titreme ve nöbet geçiren bir adamdı. Tesadüf eseri öğrendik Aidin Hanım'ı. Evet, dendiği üzere açlıklar, kan grubuna göre beslenme vb uygulamaları var. Babam her birine düzenli uydu ve o kanserden kurtuldu. Yaptırdığı test sonuçlarına tıp doktorları ve hatta türkiyede kanserden sorumlu profesor bile şok geçirdi. Şu anda birçok insandan çok daha sağlıklı ve dinç. Hatta hastalığa yakalanmadığı zamandan çok daha iyi durumda denebilir.

İkinci örnek de annemden, kendisi günde 18 tane ilaç alan biriydi. Bel fıtığı, romatizma, migren, şeker, tansiyon,... Bir sürü rahatsızlığı vardı. Şimdi o da iyi. Ve HİÇ ilaç kullanmıyor.

Son örnek, benim. Özellikle birçok bayanda mevcut olan PCOS yani polikistik over sendromluyum. 4 sene tıptan tedavi gördüm, haplar, hormon tedavisi, testler, kontroller.. Sonunda ben de Aidin hanımdan tedavi olmaya başladım. Ve 3 aydır herşey yolunda, üstelik tedavisine tam uymuyorum, açlıkları aksatıyorum, buna rağmen yolunda gidiyor.

Bununla birlikte aile dostlarımız ve yakın akrabalarımız da var verebileceğim pek çok örnekler arasında. Velhasıl, evet hakkında çeşitli dedikodular, uydurmalar, hatta bazı iyileşmeyenler de var. Ama ben artık sağda solda yazılan şeyleri kendimde onaylamadan evvel durup düşünüyorum; acaba ne derece doğrudur diye. Çünkü bu kadın, benim gözümle gördüğüm onlarca hayat kurtardı; benimkisi dahil olmak üzere.

Umarım size de yardımcı olur. Muayene ücreti, ya da kitabının ücreti gözünüze batmasın. Ama ömür boyu faydalanabileceğiniz sağlık çözümleri var içerisinde.

Hepinize bol sağlıklı günler dilerim.
 

Benzer Konular

Yanıtlar
6
Görüntülenme
4B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
5B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
16B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
7B
Üst